Arkadaşlık kuramayan çocuklar...

Sizin gibi çocuğunuzun da ev ve aile ortamı dışında bir sosyal yaşam alanı var. Evinin dışındaki hayatı tanımaya ve öğrenmeye başlayan çocuğunuz, artık arkadaşlık ilişkileri ile sosyalleşme sürecine dahil oluyor. Peki ya bu süreçte ters giden bir şeyler varsa... Çocuğunuz arkadaşlık kurmakta zorlanıyor mu? Merak etmeyin, bu aşamayacağınız bir durum değil.

Arkadaşlık kuramayan çocuklar...

Gözlem, farkındalığı beraberinde getiriyor
Ebeveynler, çocuklarının arkadaşlık kurmakta zorluk çektiğini, onları evin dışında gözlemleyerek fark edebiliyor. Çocuğunuz kreşte ya da okulda oynarken onu ziyaret etmeniz ve gözlemlemeniz yararlı. Ancak bu gözlemleri yaparken çocuğunuzun öğretmeni ve kurum yönetimiyle iş birliği yapmanız önemli. Ebeveynlerin, çocuklarıyla düzenli olarak oyun oynaması da gözlem yapabilmelerini kolaylaştırıyor. Ancak bu zaman diliminin, çocuğunuza gerçekten fayda sağlaması için aklınızla olduğu kadar ruhunuzla da çocuğunuzun yanında olmalısınız. Çocuğuyla oyun oynamayı görev gibi algılayan ebeveynler, çocuklarıyla iyi iletişim kuramıyor. Çocuğunuzun oyun oynarken sergilediği tutum, aslında akranları ile nasıl iletişim kurduğu hakkında ipucu veriyor. Altı yaş ve sonrasında ebeveynlerin, çocuklarının arkadaşlarıyla iletişim kurması da önemli. Ama her şeyden önemlisi çocuğunuzu etkin bir şekilde dinlemek!

Ebeveynler yardım eli uzatmalı
Anne ve babalar öncelikle birbirleriyle, daha sonra çocuklarıyla ilişkilerini gözden geçirmeli. Özellikle çocukların davranışlarını yorumlarken, değerlerimiz ve eğitimden kaynaklanan yargı etiketleri ile tepkiler oluşturabiliyoruz. Çocuklarımızla ilişkilerimizde onları davranışlarıyla yargılamamamız çok büyük önem taşıyor. Bireysel özellikler, çocukların arkadaş edinmesinde büyük bir rol oynuyor. Ebeveynler, çocuğa kendi iyi özelliklerini fark ettirecek sorular sorarak onları güçlendirebilir. Aynı zamanda çocuğun empati, nezaket, sosyal uyum ve kendini sınırlama hislerini destekleyip geliştirmesine yardım edebilirler. Arkadaş edinmenin öğrenilebilen bir beceri olduğunu çocuklara söylemeyi de unutmamak gerekiyor.

5 belirti

• Okula gitmeyi reddetme
• İçine kapanma
• Aşırı hareketli olma
• Aşırı saldırgan olma
• Kabul edilmek için kendini arkadaşlarına kullandırma (arkadaşlarına aşırı itaat, dükkandan izinsiz ürün alma gibi)

5 çözüm
• Çocuğunuzla düzenli olarak vakit geçirin ve nasihat etmek yerine duygularını dinleyin.
• Ona empati kurmayı öğretin.
• Öz saygısını geliştirin.
• Sınırları öğretin.
• Duygularını kabul edin.

‘Çocuktur geçer’ demeyin
Zaten büyümek, her sene değişen bir bedene sahip olmak ve bu değişiklikleri keşfetmek çocuklar için kolay değil. Önemli olan, zorlanma ve uyulmama sürecini en az hasarla atlatmalarını sağlamak. Bu dönemde çocuğa koçluk yapmak ve psikolojik destek vermek çocuğun yaşamını kolaylaştırır, baş etme gücünü artırır ve çevreyle ilişkilerini güçlendirir. Büyük sorunlar yaşanmadan ebeveynlerin gözlemleri doğrultusunda bir uzmana başvurmak çok önemli olabiliyor. Küçük sorunlarda kısa süreli yardımlar almak da hem sizi hem de çocuğunuzu rahatlatıyor. Arkadaşlık kurmakta zorluk çeken çocuklara uygulanan testlerle ve aile görüşmeleri ile çocuğun akranları ile ilişki kurmakta zorlanmasının sebebi araştırılıyor. Sonraki aşamada danışma planı yapılıyor. Oyun terapisi, müzik terapisi, kum terapi ve aile danışmanlığı gibi yöntemlere başvuruluyor.

Oyun terapisi

Birçok oyuncak kullanılarak özel olarak hazırlanmış oyun terapisi odasında özel eğitimli uzman ile gerçekleştiriliyor. Çocuğun duygularını ifade etmesi ve iç dünyasını ortaya koyması hedefleniyor.

Müzik terapisi

Müzik ve uzmanın seçeceği diğer materyallerle çocuğun rahatlatılması ve duygularını ortaya çıkarması sağlanıyor.

Kum terapisi

Kum ve benzeri materyallerle uzman eşliğinde dokunsal ve duyusal anlamda çocuğu uyararak rahatlatmaya çalışılıyor. Daha keyifli ve sakin olması hedefleniyor.

Aile danışmanlığı

Uzmanlar, ebeveynlerle ve çocuğu yetiştiren kişilerle konuşuyor. Ebeveynlerin aile tutumları, birbirleriyle ve çocuklarıyla olan ilişkileri, duyguları ve düşünceleri paylaşılıyor. Bu görüşmeler ile çocuğu daha iyi tanımak ve anlamak mümkün oluyor.Yazı: Seray Özdöl

Doğduğu ilk günden beri el bebek gül bebek büyüttüğünüz çocuğunuz artık bilinçli bir şekilde sosyal yaşamda yerini almaya başlıyor. Her yeni gün öğrendiği onca şeyle birlikte hayatına yeni insanlar da giriyor. Bugüne kadar ona hem anne-baba hem de arkadaş oldunuz belki. Ama artık parkta oynarken, birlikte yürüyüş yaparken ya da okul öncesi eğitime başlarken her an her yerde karşılaştığı diğer çocuklarla iletişim kurma ve arkadaş edinme zamanı! Bazı çocuklar mizaçları, yetiştiriliş tarzları ve gözlemleri doğrultusunda kolaylıkla arkadaşlık kurabilirken, bazı çocuklar bunlara ek olarak psikolojik sebeplerden ötürü arkadaşlık kurmakta zorluk çekebiliyor.

Çocuk Aile Danışmanlığı Merkezi’nden Uzman Psikolog Burçin Demirkan Baytar, çocukların arkadaşlık kurmakta zorluk çekmelerinin nedenlerinin yaşlara göre değişiklik gösterdiğini söylüyor. Çocukların arkadaş edinebilmesi için sosyal becerilerinin ve iletişim becerilerinin yüksek olması gerekiyor. Çocuğun kendine güvenmesi ve öz saygısının yüksek olması arkadaşları ile olan ilişkilerinde karşılaştığı problemleri çözebilmesini sağlıyor. Böylece, arkadaş ortamlarında kendini kabul ettirebiliyor. Çocuğun özgüven sahibi olması için, ebeveynlerinin ev içinde ona sorumluluk vermesi çok önemli. Evde sınırlarla karşılaşmayan bir çocuk, aile dışında sınırlarla karşılaşınca uyumsuz davranışlar sergileyebiliyor. Bunların dışında çocuklar aile üyelerinden birinin ya da bir yakınının iletişim şeklini model olarak alabiliyor. Aile içinde yaşanan çatışmaları hep bir tarafın kazandığı bir evde büyüyen bir çocuk, kazanmak veya kaybetmemek üzere sürekli savunmacı bir dil kullanabiliyor. Ama unutmamak gerekiyor ki, tamamen olumlu deneyimlere ve özgüvene sahip bir çocuk da arkadaş ilişkilerinde uyumsuz olabiliyor

Değişiklik  zorlayabilir!
Köklü değişiklikler veya bir anda birden fazla değişiklik yaşanması da çocukların psikolojisini etkileyebiliyor. Örneğin farklı bir şehre ya da bulunduğu şehirde uzak bir semte taşınan ailelerin çocukları, hem evini hem okulunu değiştirmek zorunda kalmış oluyor. Çocuk eski düzeninde edindiği arkadaşlarını, öğretmenlerini geride bırakması sebebiyle tüm bu ilişkilerini yeniden yapılandırmak zorunda kalabiliyor. Bu duruma uyum sağlamasıysa zaman alıyor. Anne-babanın ayrılması da var olan düzenin değişmesi nedeniyle kaygı ve öfke nöbetlerine neden oluyor. Bu da ilişkilerindeki motivasyonuna yansıyabiliyor.