Otizmli çocuğunuzun yaşam kalitesini yükseltin!

Dünyada yaklaşık 100 çocuktan biri otizmli doğuyor ve bu sadece ailelerinin ve öğretmenlerinin değil, hayat boyu otizm ile belki de hiç ilgisi olmayacak insanların dahi otizmin farkında olmasını gerektiriyor. Farkındalığımız hala yeterli düzeyde olmasa da yüz güldüren gelişmeler yok değil… Algı Aba Terapi Merkezi’nden Psikolog Yeşim Tuna ile otizmi ve otistik çocuklara en doğru yaklaşımın ne olması gerektiğini konuştuk.

Otizmli çocuğunuzun yaşam kalitesini yükseltin!

Aile çocuğun başarısını artırabiliyor!
Çocuğun eğitim merkezinde ABA ile kazandığı davranışları evdeki hayatına da yansıtması önem taşıyor. Bu nedenle ailenin de evde bu davranışları hatırlatması gerekiyor. Aileler seansları gözlem penceresinden seyrederek eğitmenin çocuğa davranışı nasıl kazandırdığını öğrenebiliyorlar. Ailenin çocuğa bakım yapma değil, öğretme mantığı ile ilerlemesi gerektiğini belirten Psikolog Tuna, “Ailelerin beklentilerini iyi ayarlamaları ve programda bizimle tam bir iş birliği kurmaları da önemli. Ailenin hem duygusal destek hem de eğitim desteği verebildiği çocuklarda sonuçların başarısı çok yükseliyor” diyor. Amaçlarının, çocukları okul yaşı geldiğinde okula göndermek olduğunu ve buna hazırlık için çocukların bireysel seansları zaman zaman grup halinde de alabildiklerini belirten Tuna, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Bu da çocuğun terapiye başlangıç yaşına ve potansiyeline bağlı… Ancak bizim sistemimiz içinde okula gidip mezun olan çocuklarımız var. Bu çocukların okul ortamında dersi dinlemek, not almak gibi kendisinden beklenen davranışları gerçekleştirmesini sağlayacak gölge öğretmenlere ihtiyacı olabiliyor. Biz bu konuda da misyon üstlendik. Kendi programımız içindeki çocukları okullarında gözlemliyor, öğretmenlerinin sorularını yanıtlıyor, gölge öğretmen desteği sağlıyoruz ve çok gurur duyduğumuz sonuçlar alıyoruz.” Psikolog Yeşim Tuna, ABA’nın her yaştaki çocuğa uygulanabilen bir program olmasının yanı sıra, otizm dışında öğrenme güçlüğü, davranış bozuklukları, Down sendromu, zihinsel engel ve gelişim bozukluğu durumlarında da kullanılabildiğinin altını çiziyor.

Hangi belirtilerle anlaşılıyor?
Çocukların yaşamının ilk üç ayında ortaya çıkması gereken ve otizmden etkilenen üç alan var; sosyal etkileşim, iletişim ve oyun becerileri... Göz kontağı kuramamak, iletişimi başlatıp sürdürememek, konuşmada gecikme, bazı esprileri yakalayamama, oyun kuramama, soyut düşünememe ve tekrarlayan hareketlerin olması gibi farklılıklar ortaya çıktığında otizmden şüpheleniliyor. Psikolog Yeşim Tuna, otizmin nörobiyolojik bir sorun olduğunun bilindiğini belirterek, “Otizm, ailenin çocukla iyi iletişim kuramamasından kaynaklanmıyor. Genetik etkisi biliniyor ancak hangi genin tam olarak nasıl etki yarattığı halen araştırılıyor. Aşılar mı, hava kirliliği mi diye bir soru var ancak net sonuçlar yok” diyor.
Nasıl yaklaşılmalı?
Geçmişte sistematik eğitimin önemi bilinmezken bugün yoğun eğitim ve sistematik bir çalışmanın en etkili sonucu verdiği kanıtlandı. Bu anlamda otizmli çocuklar için en iyi desteği sağlayan Uygulamalı Davranış Analizi yani ABA (Applied Behavior Analysis) uzmanı ve çalıştığı kurumda ABA Program Koordinatörü olan Psikolog Yeşim Tuna, çocuğun ihtiyacına göre değişmekle birlikte haftada 40 seans ABA desteği almış çocuklarda büyük gelişmeler ortaya çıktığını vurguluyor.
Ne zaman fark ediliyor?
Otizm olarak tanımlanabilecek belirtiler yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkıyor. Üç yaştan sonra fark edilen belirtiler farklı adlandırılabiliyor. Psikolog Yeşim Tuna, her ailenin üç yaşına kadar otizm ile yüzleşme ihtimali olduğunu belirtiyor ve ekliyor; “Bu yaşlarda normal gelişimden farklı olan sapmalar mutlaka oluyor. Bu nedenle aslında tüm anne-babaların henüz çocuk sahibi olmadan önce belli bir bilgi birikimi edinmiş olmaları gerekiyor. Normal gelişim özelliklerinin ne olduğu, hangi ayda hangi gelişimlerin beklenmesi gerektiği çok iyi bilindiği zaman gelişmede herhangi bir gecikme olduğunda aile bunu hemen yakalıyor.”
Psikolog Tuna, derneklerin çalışmaları, farklı ülkelerden uzmanların ziyaretleri ve bazı ünlü isimlerin çocuklarında otizmin ortaya çıkmasının, konunun daha çok kişi tarafından bilinmesine olanak sağladığını belirterek, “Bunu devlet politikalarındaki olumlu değişimler de etkiledi. Ancak asıl farkındalık pratikteki uygulamalar konusunda ortaya çıkmalı… İnsanların yasal olarak haklarının farkında olmaları ve bunu elde etmek için çaba göstermeleri de çok önemli... Aynı şekilde otizmin ne olduğunu bilmeye ihtiyaç hissetmeyen kişilerin de bu bireylerin toplumdaki varlıklarının farkında olmaları, öğretmenlerin bu çocuklara nasıl faydalı olacaklarını fark etmeleri ve bunu sağlamak için kendilerini geliştirmeleri gerekiyor” diyor.
ABA nedir?
Uygulamalı Davranış Analizi ya da İngilizcesinden kısaltılarak kullanılan ‘ABA’, bilişsel davranış ilkelerini kullanarak, insan davranışını anlamayı ve bireyin toplumsal açıdan önemli olan davranışlarını değiştirerek toplum içindeki yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bir disiplin olarak tanımlanıyor. Bu disiplinde eğitim almasına karar verilen çocuk ailesi ile birlikte çok detaylı değerlendirmeye alınıyor. Temel dil ve öğrenme becerileri ABLLS değerlendirme ölçeği ile 25 beceri alanına ayrılarak değerlendiriliyor. Bu değerlendirmenin sonucunda uygulanacak programın detayları ortaya çıkıyor ve tüm gelişim alanları paralel olarak ilerletiliyor. Psikolog Yeşim Tuna, ABA programının çocuğun normal gelişiminde sahip olması gereken en detay becerileri dahi içerdiğini belirterek şunları söylüyor: “Örneğin göz kontağı kurma için çalışırken hiç bakmayan bir çocukta onun motivasyonunu sağlayacak bir pekiştireç kullanıyoruz. Bu bir yiyecek de olabilir, ‘aferin’ kelimesi de… Adını söyleyip pekiştireci de kullanarak bakmasını sağlıyoruz. Baktığında pekiştirecini alıyor. Arka arkaya tekrarlarla bu davranışı sağlamlaştırıyoruz. İlk aşamada yakın mesafe göz kontağını sağladıktan sonra uzak mesafeye, ardından ise başka bir şeyle ilgilenirken kendisine seslenildiğinde dikkatini yöneltip bakabilmesine yine aynı şekilde çalışıyoruz. Ya da bir diş fırçalama eylemini alt basamaklara bölerek çalışıyoruz. Musluğu açmak, diş macununun kapağını açmak, macunu fırçaya sürmek gibi birçok alt basamak defalarca çalışılarak diş fırçalama davranışı kazandırılabiliyor. Sonrasında çocuk on denemeden sekizini başarmışsa davranışı kazandığını düşünüyoruz.” Çocuğun eski becerileri de tekrar edilerek sadece yapamadıkları değil, yapabildikleri olduğu da hatırlatılarak motive olması sağlanıyor. Ara kontrol zamanlarında da kazanılan becerilerin hala yerinde durup durmadığına bakılıyor. Bir noktadan sonra davranış o kadar çok tekrar edilmiş ve temel o kadar sağlam atılmış oluyor ki çocuk bu davranışı artık rahatlıkla yapıyor.
Erken teşhis önemli
Otizm erken fark edildiğinde birtakım müdahaleler çocuğun gelişimsel anlamda diğer çocuklarla arayı kapatmasını sağlıyor. Bazen de otizm teşhisi almayacak bir çocukta sadece durumu düşündüren belirtiler oluyor. Bu durumda erken tanı çocuğun arayı kapatmasını ve otizm tanısı almasını engellemiş oluyor. Psikolog Tuna, tanı alsın ya da almasın tüm çocuklar için amaçlarının yaşıtları ile arayı kapatmalarını sağlamak ya da farkın açılmasını engellemek olduğunu vurguluyor. En sık sorulan sorunun “Çocuğum ne zaman düzelir?” olduğunu belirten Tuna, cevabın çocuğun kendi potansiyeline göre değişiklik gösterdiğini söylüyor.