Tuvalet eğitimi aceleye gelmez

Çocuğunuza tuvalet eğitimi verecekseniz yanınıza alacağınız üç şey: Sabır, sevgi ve bilgi... Tabii önce doğru zamanı yakalamanız gerekiyor.

Tuvalet eğitimi aceleye gelmez

Nasıl başarmalı?
• Çocukta istek varsa ve yaşı da uygunsa, onun da onayı ile tuvalet eğitimine başlayabilirsiniz. Dr. Vilda Barlas şu noktalara dikkat çekiyor:
• İdrar ve kakanın zamanını tespit edin ve onlara söyleyin. Örneğin yemekten 20 dakika sonra kaka yapma ihtimali varsa tetikte olun.
• Tuvalete giderken tuvaletin yakınında bir kişi takipte olsun.
• Çocuk tuvaletini söylediğinde veya siz ihtiyacı olduğundan şüphelendiğinizde onu acele ettirmeyin, panik havası yaratmayın.
• Tuvalet yolunda kaçırma olursa hiç önemi olmadığını belirtip bir sonrakinde yetişecebileceğini söyleyerek ona destek olun.
• Birçok çocuk klozette otururken sifon çekildiğinde suyun kendilerini de alıp götürmesinden korkar. Bunun önüne geçmek için bir parça kağıdı klozete atıp sifonu çekin ve onun da aynısını yapmasına izin verin.
• Klozete otururken çocuğun ayaklarnın basmasını sağlayacak bir basamak kullanın ya da güvende hissetmesi için elini tutun.
• Klozete oturmak istemeyen çocuklar için lazımlık ya da klozet adaptörü kullanabilirsiniz.
• Her başarısız denemede, her şeye rağmen ona ne kadar güvendiğinizi hissettirin.
• Eğitim sırasında herhangi bir problem oluşursa eğitime bir ay ara verin. Sonra oyunla, sevgiyle ve teşvik ederek tekrar deneyin.

Oyuncakları dahil edin
Doç. Dr. Ercan Tutak ailelere tuvalet eğitiminde sürece oyuncakları da dahil etmelerini öneriyor ve “Çocuğun bezi zorla çıkarılmamalı ve hemen başarı göstermesi beklenmemeli. Başlangıçta sadece oturağa ya da klozet adaptörüne oturmasını sağlayabilirsiniz. Kahvaltıdan sonra ve yatma zamanı başta olmak üzere günde iki kez tuvalete oturtabilirsiniz. Çocuk tuvaletini yaparken oyuncaklarını yanına getirip oynamasını sağlamak süreci hızlandırır” diyor. 

Tuvalet eğitiminde alternatif bir yöntem
Gülay Ertekin üç çocuklu bir anne. İlk iki çocuğunda tuvalet eğitiminde zorlanınca üçüncüde farklı bir yaklaşım denediğini anlatıyor: “Bebeklik yaşta tuvalet eğitiminin verilebileceğini Almanya’da yaşayan arkadaşım Rozanna’dan duydum. Üçüncü kızım İris’te bu yöntemi denemeye karar verdim. Başlamam gereken zamanı sorduğumda bir haftalıkken olabileceği söylendi. Şaka yapıyor sandım ve bu yöntemi uygulamamak için uzun bir bahane listesi hazırladım.” Ertekin, kulaktan dolma bilgi ile kesin karar vermemek için arkadaşının önerdiği ve Laurie Boucke tarafından kaleme alınan ‘Infant Potty Training’ kitabını da okuduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Yöntem basitçe şu: Emzirme öncesi ve sonrası bebek ufak bir lazımlığa tuvalet yapma pozisyonunda tutuluyor ve ‘şşşş veya çişşşş’ gibi sesli sinyal veriliyor. Bunu düzenli şekilde yapınca bebek artık o pozisyonda sinyali duyduğunda tuvaletini yapması gerektiğini biliyor. Yani kaslarına, dirençsiz ve doğallıkla, çok erken yaşta hakim olmayı öğreniyor. Bebek büyüdükçe tuvaletinin geldiğine dair belirgin mesajlar vermeye başlıyor. Olayın bir püf noktası da bebeğin tuvaletini yaptığını anlamasını engelleyecek aşırı emici bez kullanmamak…” 

İris tuvalete alışıyor 
Ertekin, bazı tereddütlerine rağmen denemek istediğini ve sonuçların onu etkilediğini söylüyor. “İris’in, tuvaletini asla uykusunda yapmadığını gözlemledim. Mutlaka uyanıyordu. Bebekler açlıklarını nasıl ifade ediyorlarsa, tuvaletlerinin geldiğini de bir şekilde söylüyor. Dinleyen olursa tabii...”

Aramızdaki bağ güçlendi 
Ertekin şöyle devam ediyor: “İris 1.5 aylıkken Almanya’dan getirttiğim saf yünlü bezlerin üstüne eski pamuklu çarşaf parçaları yerleştirdim. Kalın dokulu yünlü bez, bebeğimin tuvaletini dışarıya sızdırmadı. Her çişini ‘yakalamaya’ çalışmadım, bu imkansızdı. Bu süreci tamamen pamuklu bez kullanarak geçirme iddiasına girmedim. Benim veya bebeğimin hastalık, yorgunluk gibi durumlarında hazır bez kullandım. 

Deneysel bir yaklaşım 
Okuyunca heyecan verici gelse de acaba bu yöntem her annebebek için uygun mu? Görüşlerine başvurduğumuz, memorial şişli Hastanesi’nden Pedagog dr. melda alantar şunları söylüyor: “Çocuklarda tuvalet eğitimi 24 ay civarında başlar ve 4-5 yaşa kadar devam edebilir. Tuvalet alışkanlığının gelişmesi, çocuk gelişiminde önemli bir aşamadır. Bu dönemde ebeveynlerin ısrarcı tutumları çocuğun kişilik gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir. anlatılan teknikte, bebeklerin mesane kontrolünün iki yaşından sonra geliştiğine dair fizyolojik gelişim göz ardı ediliyor. Bebek ile anne arasındaki güvene dayanan duygusal bağın kurulmasına ket vuruluyor. Tuvalet eğitiminde bu tür deneysel yaklaşımlar yerine, çocuğun gelişim ve gereksinimlerine öncelik veren, aşamalı ve yüreklendirmeye dayanan ebeveyn tutumlarının sergilenmesi daha uygun.”Yazı: Mürsel Çavuş

Havalar ısındı, elbiseler azaldı, şanslıysanız deniz kenarında geçecek günler başladı. Şimdi çevrenizde birçok bilen(!), “Hadi artık kurtar şu çocuğu bezden” demeye başlayacak. Gerçekten öyle mi? Bu işin bir mevsimi var mı? Bu süreçte neleri bilmeniz gerekiyor? Doç. Dr. Ercan Tutak ve Uzman Dr. Vilda Barlas’a konunun püf noktalarını sorduk. “Tuvalet alışkanlığı edinmek bir eğitimdir, asla ve asla disiplin ve zor kullanmak demek değildir” diyor Uzman Dr. Vilda Barlas ve bu işin üç vazgeçilmezini sıralıyor: “Aile tuvalet eğitimi hakkında bilgi sahibi ve sabırlı olmalı, çocuğa sadece ve sadece sevgi ile yaklaşmalı.”  Barlas’a göre tuvalet eğitimine çocuk ve ailenin hazır olduğu dönemde başlanması çok önemli. Hatalı bir zamanda ve hazırlıksız başlangıç, çocuğun bu aşamayı sorunsuz atlatmasını engelleyebilir, ileride büyük hasarlara neden olabilir. Çocuk için tuvalet eğitimine hazır olmak; hem fizyolojik olarak kas gelişiminin tamamlanmış olması hem gelişimsel olarak kendini ifade becerilerini kazanmış olması hem de psikolojik olarak hazır olması anlamına geliyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Ercan Tutak da süreci söyle özetliyor: “Tuvalet eğitimi iki yaş ve sonrası başlamalı. Bu eğitimi almak için kasların idrar ve dışkıyı tutacak kadar gelişmesi şart. Mesane kaslarının geliştiğini gösteren ilk işaret akşamdan altı değiştirilen çocuğun sabah erken saatlere kadar bezinin kuru kalması. Tuvalet eğitimi konusunda ısrarcı, zorlayıcı, cezalandırıcı bir yaklaşım sergilenmemeli. Unutmayın, iki yaşında başlayan tuvalet eğitimi 4-5 yaşa kadar devam eder. Bez kullanımı baskı ile zamanından önce bıraktırılırsa ilerleyen zamanlarda tekrar beze ihtiyaç duyulabilir ya da çocuk inadına tepki olarak altını ıslatmaya devam edebilir.” 

ACABA HAZIR MI?
Fiziksel hazırlık 

Genellikle 24-36 aylar arasında, çocuk yürümeyi öğrendikten üç ay sonra eğitime başlanabiliyor. Çocuk yürüyebiliyorsa, basit emirleri yerine getirebiliyorsa, isteklerini kelimelerle konuşarak anlatabiliyorsa, gün içinde 2-3 saat kuru kalabiliyorsa, tuvalete çıktığı saatlerin bir rutini oluşmuşsa, altının ıslaklığından rahatsızlığını ifade ediyorsa tuvalet eğitimine fiziksel olarak hazır demektir.

Psikolojik hazırlık 
Çocuk aileyle uyum içindeyse, büyümeyi ve gelişmeyi istiyor ve kabul ediyorsa psikolojik olarak da altyapısı hazırdır. Henüz bezliyken kızlar anne, erkek çocuklar baba ile tuvalete gitmeli ve tuvaletin neden ve nasıl kullanıldığını izlemeli. Bu sırada çocuğa, “Tuvaletimizi klozete yapmak ve kuru olmak ne güzel bir şey ve ne büyük rahatlık. Kendin de mutlu olacaksın, biz de çok sevineceğiz” diyerek süreç anlatılmalı.

Alt ıslatmanın nedeni
sizin genleriniz olabilir alt ıslatma beş yaşından sonra devam ediyorsa problem olarak kabul edilip araştırılması gerekiyor. Genellikle çocuk uykudayken yaşanan bu sorun, aileleri ciddi anlamda endişelendiriyor. Kimi ebeveyn çocuklarının ruhsal sıkıntısı olduğunu düşünüyor, kimisi de altında başka sağlık problemi arıyor. dr. Tutak alt ıslatmayı iki grupta değerlendiriyor: “Birinci grupta, doğduğundan beri en az ayda iki kez yatağını geceleri ıslatan çocuklar; ikinci grupta ise son altı aydır tamamen kuru olmasına rağmen yeniden altını ıslatmaya başlamış çocuklar yer alır. ikinci grupta yer alan çocukların yaşadığı alt ıslatmanın altında bir neden vardır ve bu ortadan kalktığında sorun da sona erer. ancak çocuklar genelde birincil alt ıslatma ile karşı karşıya kalıyor. Bunun en büyük nedeni ise genetik. eğer tek ebeveyn, çocukken aynı durumu yaşadıysa çocuğunda olma olasılığı yüzde 44; her iki ebeveyn de bu durumu yaşadıysa çocukta olma olasılığı yüzde 77’dir.”
ya Psikolojik ya Fizyolojik Çocuğun altını ıslatmasına yol açan nedenler psikolojik ve fizyolojik olarak gruplanabiliyor. Başka eve taşınma, boşanma, yeni kardeş gelmesi ya da okul sorunları alt ıslatmayı tetikleyebiliyor. Fizyolojik nedenler arasında ise idrar yolu enfeksiyonu, diyabet, idrar kesesi kasları arasında dengesizlik, mesanenin küçük ve normal miktarda idrar için yetersiz oluşu, normal boyuttaki mesanenin tutabileceğinden fazla idrar üretilmesi, yatmadan iki saat önce fazla miktarda sıvı alımı, herhangi bir hastalık nedeniyle idrar söktürücü alınması ve hormonal dengesizlikler yer alıyor. Tüm bu nedenlerin çözümü için uzmana başvurulması öneriliyor.