Sev Kendini, Sev Bedenini

8 Mayıs Yumurtalık Kanseri için bir uyanış günü ve bu hastalıktan dolayı sıkıntı yaşayan herkes için bir umut olsun!

Levent Buda

Levent Buda


Sev Kendini, Sev Bedenini

Tıp Fakültesi’nde okuduğum yıllardı. En zor derslerden birisiydi, patoloji. Yumurtalık Kanseri ile ilk karşılaşmamız oldu, patoloji dersleri. Oldukça farklı morfolojik görüntüde olabilen Yumurtalık Kanserlerinin türlerinin sayısı kaç tane idi hatırlamıyorum. Kistik olabilenleri vardı. Salgıladığı ya da salgılamadığı hormonlara bağlı olarak farklı bulgular çıkarabiliyordu. Kadın genital organlarının en habis urları buradan kaynaklanıyordu. En sinsilerinden birisiydi, çünkü bazen bulgu verdiğinde çok gecikmiş olabiliyordu. İşte daha o dönemlerde karar vermiştim; hekimliğin bir sanat olduğuna! Çünkü o dönemin kısır teşhis yöntemleri ile bile biz hekimler karar vermek için daha da önemlisi teşhis koyabilmek için yakınmaları değerlendirmeye çalışıyorduk.

Bir tasarımcı olmak da zor bir iştir. Her şeyden önemlisi bir sanattır. Yaratılanın altında bir temel düşünce yatmalıdır. Bu düşünce ile tetiklenmelidir, kreatif süreç. İş böyle olunca yaratım sancılarını anlamak belki de biz o yaratılanları kullananlar için o kadar da anlaşılır değildir. Ayrıca yaratmak için en az esinlenme kadar önemli olan başka bir öge de teknik bilgidir. Diyelim ki bir moda yaratıcısı için dikiş tekniklerini bilmek kadar, insan anatomisini de tanımak ve hatta kullanacağı kısmı bir hekim kadar bilmek önem taşır. Çünkü moda tasarımcısı gördüğü veya hayal ettiği bedenin üzerinde duracak elbiseyi öyle bir dizayn etmelidir ki o bedenin güzel kısımları ortaya çıksın, kötü kısımları da gizlensin.

Yakınmalar aslında hastalığın iyi dizayn edilmemiş bir elbiseden ortaya çıkan rahatsız edici görüntülerdir. İyi bir hekim bu detayları günümüzde gelişmiş teşhis araçlarının da yardımı ile birleştirip bir teşhis koymakla mükelleftir. Öncelik teşhistir ama devamında da ortaya çıkan hastalığı tedavi etmek de en önemli görevimizdir.

Gelelim Yumurtalık Kanserine! Kadınlarda görülebilen en kötü huylu tümörlerden birisi. Genellikle geç dönemde bulgu ve şikayet vermeye başlıyor. Başlangıçta basit sindirim yolu şikayetleri verebiliyor. Ancak jinekolojik şikayetler geç dönemde başlıyor. Bu yüzden bu şikayetler ile hasta jinekoloğa başvurduğunda oldukça geç dönem bir kanser teşhis ediliyor. Genellikle jinekolojik muayene sırasında tesadüfen teşhis ediliyor. Bu yüzden düzenli jinekolojik muayene olmak en az diğer jinekolojik kanserlerin teşhisi kadar yumurtalık kanserinde de çok önemli.

Sadece ve sadece böylesi hastalıkların teşhis edilmesi için değil pek çok hastalığın erken teşhis ve tedavisi için iyi bir hekim mesleğinin inceliklerini bilmek yanında iyi bir de eğitimci ve anlatıcı olmak zorundadır. Böylece toplumda bir farkındalık yaratmayı hedefleyen hekim sürekli değişebilen medya araçlarını iyi kullanmalı ve toplumu istediği işine yarayacak bilinç düzeyine getirmelidir.

Şimdi bana yukarıdaki modacı ne diye soracaksınız. Modacı olmak için demiştik ki teknik bilgiye ve anatomi bilgisine hakim olmak lazım. Evet bunların hepsi şart da hekimlikle ortak olan nokta ne diye soracaksınız. Bence her meslekte olduğu gibi insana olan sevgi ortak nokta. İnsan sevgisi olmadan insanla uğraşan, ilgilenen bir işi yapmak imkansız.

Bu amaçla genellikle hekimlerin öncülüğünde hastalıkların farkındalığını artırmaya yönelik belli günler organize edilmiştir ve o günlerde bilgilendirme toplantıları ve benzeri aktiviteler ile hastalıklara yönelik toplumsal bir bilinç yaratılmaya çalışılmaktadır.  8 Mayıs da, aslında toplumda az bilinen yumurtalık kanseri için farkındalık günüdür.

Gelelim iki mesleğin ve yumurtalık kanserinin kesişim kümelerine. İnsana olan sevgi! Değerli modacı Bahar Korçan bu amaçla Love My Body markası ile birlikte ortak bir proje geliştirmişler ve Pembe izler Derneği’ni de projeye ortak olarak seçmişler. Pembe İzler Derneği kadın kanserlerinin her biri için özel çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşu.

Proje öncelikle Yumurtalık Kanserlerine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Ama diğer önemli bir ayağı da hem tedavisi için ihtiyacı olan hastalara, hem de bu çalışmalarda kullanılmak üzere ihtiyacı olan mesleki profesyonellere finansal kaynak yaratmak. Bu amaçla hem Bahar Korçan’ın hazırladığı “Kan, Kanat, Kadın” giysi koleksiyonu, hem de hazırladığı tabloları yine Bahar Korçan’ın şiirleri eşliğinde 8 Mayıs 2017 tarihinde lansman edilecek. Bu koleksiyondan satılacak her üründen elde edilen kazancın bir bölümü de işte bu yüce amaç için finansman desteği olarak aktarılacak.

En az bilinen ve en geç teşhis edilen bu kanser türü için yapılan bu çalışmalar için emeği geçen bütün herkese mesleğini ve insanları seven bir hekim olarak sonsuz teşekkürlerimi sunarım. 8 Mayıs Yumurtalık Kanseri için bir uyanış günü ve bu hastalıktan dolayı sıkıntı yaşayan herkes için bir umut olsun!