Ahlak bekçileri duyun sesimi!

'Evlen ve anne ol'

Oben Budak

Oben Budak


Ahlak bekçileri duyun sesimi!

Bu ara favori magazin konumuz ‘Barış Arduç ve Gupse Özay ayrılacak mı acaba?’ sorusunun ardından ‘Kaan Tangöze, Kıvılcım’ın mı elinde kalacak yoksa Seçkin’in mi’ paradoksu! Ortada bir dram varsa, tüm magazinseverler orada tabii. En bayıldığımız şey de Kaan’ın çapkınlıklarını bir kenara atıp Kıvılcım’ı kötülemek. Sanki suç sadece onunmuş, ortadaki durumu tek başına yaratmış gibi bombalanıp duruyor. Neden? Çünkü kadın! Ortada bir kusur varsa kadın yapmıştır diye düşünenlerin sayısının fazlalığı korkutuyor beni. Yeni doğum yapan karısını evde bırakıp tatil beldesinde kadınlarla kırıştıran erkekler… Çok bilinen bir evliliği varken başka kadınlarla sokak ortasında yakalanan erkekler… Karısına iş gezisinde olduğu yalanlarını uydurup sevgilisiyle tatile çıkan yine erkekler. Ama suçlanan kadınlar! Söz konusu bu isimler ünlü olunca magazin sayfalarında bu tip haberler iyi gidiyor tabii ama sadece popüler dünyada olup biten gelişmeler değil bunlar. Ortadaki mesele sadece ünlü isimlere özgü rahatlıklar olarak kabul edilmemesi gereken ciddi bir problem aslında. Ülkemizdeki bütün erkek çocuklar, ‘Askere git, işini kur, evlen ve çocuk yap’ direktifleriyle büyütülüyor. ‘Evlen ve anne ol’ formatıyla büyütülen kızlar da duruma razı olarak gelişiyorlar sanki. Bir yandan da kadınlarda 30’undan itibaren, erkeklerde ise 35’e geldiğinde sancıları görülen biyolojik faktörler var. Her iki cinse de görev olarak sunuluyor evlenip çocuk yapma hadisesi. Özgür takılmalarına devam ederken bir anda ‘Ben evlenmeliyim’ moduna geçen erkeklere şaşırmıyoruz artık. Kendine öğretilenleri gerçekleştirmek üzere normlarına en uygun kadını bulup işleme başlıyorlar. İmzalar atılıp çocuk doğurunca da görevlerini tamamlamış gibi hissediyorlar galiba. Bu yüzden de kadının çocuk büyüttüğü dönemlerde gönül eğlendirmeyi kendilerine tanınmış bir hak olarak belliyorlar. Çapkınlığı ile ünlü adamların ilk önce sürpriz şekilde evlenme haberlerini okuyor, sonra da nasıl eşlerini aldattıklarını okuyoruz ya, arada kalan zaman zarfında olan biten bu kadar basit aslında. Haltı yiyen adam olduğu halde, adamın eşini aldattığı kadına kötü muamele yapmak ne iş onu anlamaya çalışıyorum. Ahlak bekçiliği en sevdiğiniz iş belki ama çemkirecekseniz ikisini de hedef alın. Sadece kadını suçlamak kolayınıza gidiyor olabilir ama dünya hali bu, bir gün başınıza gelirse anlarsınız.
Yeni şef tamamdır!

Nişantaşı’nın en sevdiğim restoranlarında biri Nopa. Yemyeşil duvarları ne zaman gitsem içimi açıyor. İstanbul’da olup da barda oturup bir şeyler içme kültürünün uygulandığı nadir mekanlardan olması da mekanı sevme nedenlerimden galiba. İki ay önce şef değişikliğine giden Nopa, Deniz Ahmet Köse ile anlaşıp, Nişantaşı’nda yemek konusunda da rakipsiz olmaya karar vermiş anlaşılan. Mönüye yeni giren lavanta karidesler, gyoza’lar ve pancarlı risotto insanda alışkanlık yaratır gibi geldi. Deniz Şef’in bu ara dondurmaya sardığını ve yemek üstüne yediğinizde gastronomik orgazmınızı tamamladığınızı belirtmeliyim. Dondurma yemeden kalkmayın.

Ahlak bekçileri duyun sesimi! - Resim : 1

DIOR SEKSİYİM DİYOR
Parfüm denilince Dior’un hayatımda özel bir yeri vardır. 1988 çıkışlı Fahrenheit’ın ülkemize gelişi benim lise çağıma denk gelince ister istemez Dior parfümleri ile anılara dalıyor insan. O yüzden yeni parfüm Sauvage’a denk geldiğimde olaya kişisel merakım da dahil oldu. Adını 1966 yapımlı parfüm Eau Sauvage’dan alan bu yeni parfüm aynı koleksiyona dahil değil. Dior’un efsanevi parfümörü Francois Demachy’nin elinden çıkan parfüm hem fresh hem baharatlı olması yönünden beni tavladı. İlk olarak mavi gökyüzü ferahlığını hissettiren bergamotu ayırt eden burnum, daha sonra amberi keşfedip büyülendi. Bergamot ve benzeri turunçgiller kış mevsiminde sürekli uyku isteyen erkek bünyesine yazı hatırlatıp, canlandırmak için önemli bir ayrıntı. Yaklaşık bir saat sonra vücutta aldığı erkeksi hali görünce neden reklamlarında dünya seksisi Johnny Depp’i oynattıklarını anladım. Kendine güvenen, asi ama zarif bir erkeğin kokusu.

Yaban buğdayına doğru
‘Kinoa’ydı, ‘spirulina’ydı önümüze gelen bütün yeni besin kaynaklarını bir güzel kabul ediyorken yeni besin trendinden bahsetmesem olmaz. Şu sıra dünyanın sayılı restoranlarında kullanılmaya başlayan yabani buğday, yakında trend olacak. 5 bin sene önce eski uygarlıklarda yetişen ve besin değeri yüksek olan karabuğdayın gluteni düşük olduğu için minerali daha yüksekmiş. Geçtiğimiz ay buluştuğum ünlü şef Alain Coumont, Le Pain Quoditien’lerde kullanmak üzere karabuğday yetiştirmeye başlamış, ben de ondan duydum. Önümüzdeki sene yaban buğdayı kovalıyor olacağız, şimdiden uyarayım.

Moda trendi
Bir mekan haberi de karşıdan, yani Anadolu Yakası’ndan. Moda’daki Saint Joseph’liler Derneği yedi ay kadar önce ciddi bir tadilata girip Ilıkan Gastronomi’nin eline geçti. Club Quartier adıyla Moda’ya gidenlere güzel hizmetler veriyor. Bünyesindeki Brunelle, Akdeniz ikliminde yorumlanmış Fransız mutfağı tadında hizmet veriyor. Yemeğe değil de barına gideyim derseniz kokteylleri de gayet iyi. Burada perşembe günleri ‘Açıklamalı Caz’ geceleri oluyor. Lingus isimli grup çalarken bir yandan aralarda tatlı tatlı şarkıların hikayeleri anlatılıyor. Diğer mekan Sivuple taş fırınından çıkan leziz pizzaları ve özel salataları ile salaş bir mahalle dükkanı tadında. Yedi Masa ise bildiğiniz rakıcı! Gerçekten yedi tane masa var içinde ve mezeler leziz. Ekibin bir de gazino projesi varmış ki esas onu çok merak ettim.

Ahlak bekçileri duyun sesimi! - Resim : 2

Fetiş objesi
Kırmızı ayakkabı giymek biraz cesaret ister, istemeli de. Çünkü kırmızı ayakkabıyı kombinlenmek bir hayli zor. Ucuz görünme ihtimaliniz çok fazla. Fakat olaya kendinden asalet katan bu Valentino Garavani bot konusu bir başka. Kırmızı ve kauçuk-rugan arası materyali sayesinde göze çarpan botla birlikte kombinlenecek şeyleri seçmek zor. Mümkün olduğu kadar gri ve siyah tonlarına yönelip, işi tek renk ile çözmek lazım. Ya da üzerine hiçbir şey giymeden evde dolanabilirsiniz. Sevgilinizin en sevdiği ayakkabınız bu olacak!

Ahlak bekçileri duyun sesimi! - Resim : 3

DİSKO KIZLARI
Parıldama durumu siz kadınların ruhunda var, onu anlayabiliyorum. Pahalı taşlar, pul-payet kıyafetler ya da dore ayakkabılar boşuna sürekli moda olmuyor. O parıltı şimdilerde makyaja da taşındı. Disko topu görünümlü farlar, parıltılı dudaklar ya da renkli saçlar çok hoşunuza gidiyor, ona sözüm yok. Fakat cildinize bu tip parıltıları kattığınız zaman biraz daha sade giyinmenizde yarar var. Öteki türlü biraz fazla parlıyorsunuz. Hani karanlıkta rahatlıkla seçilmek adına iyi bir şey de, insanın gözünü alıyor!