Para mutluluğu satın alabilir mi?

“Kendi karakteriniz doğrultusunda iç sesinizi dinleyin. Arkadaşınızda olması, komşunuzun yenisini alması ya da sizinle aynı gelire sahip iş arkadaşınızın almış olması sizin de o ‘şeyi’ almanız için bir neden olmasın.”

Özlem Denizmen

Özlem Denizmen


Para mutluluğu satın alabilir mi?

‘Para mutluluğu satın alamaz’ ile ilgili yüzlerce araştırma yayınlandı. Gelin görün ki, dünyaca ünlü Yale ve Cambridge Üniversiteleri tarafından 76 bin kişi üzerinde yapılan ortak araştırma bu söylemi çürüttü. Evet, araştırma sonucuna göre para mutluluğu satın alabiliyor. Bu tamamen paranızı ‘nasıl, yani nereye?’ kullandığınıza bağlı.

TEMEL BEŞ KARAKTERİSTİK
Bu araştırma için kişiler öncelikle ‘Temel Beş Karakteristik Teorisi’ndeki (The ‘Big Five’ Theory) ayırıcı karakter özelliklerine (yeni deneyimlere hazır, vicdanlı, dışadönük, uyumlu, duygusal dengesiz) göre sınıflara bölünmüşler. Kişilerin karakter özellikleri ve harcama alışkanlıklarının uyumu incelenmiş. Ve sonuç; harcamaları karakter özellikleriyle uyumlu olanlar ‘mutluluğu satın alabilmiş.

PEKİ YA SİZ?
Harcamalarınız karakter özellikleriniz ile uyumlu mu? Örneğin sizin için ‘şeyler’ mi yoksa ‘deneyimler’ mi daha önemli? Tek taş veya mavi yolculuk desem? Olan paranızı sizin için gerçekten önemli olan ve sizi esas mutlu eden yerlere mi harcıyorsunuz? Kendinizi yeterince keşfettiniz mi? İşte size tanıdığım birkaç örnek…

GEZİP KEŞFETMEYİ SEVİYORDU
Mentorluk yaptığım genç kızlardan Seda yeni yerler keşfetmekten müthiş keyif alıyor. Yeni telefon da seviyor tabii. Telefonu en son model almak yerine altı ayda bir kapak değiştiriyor. Öte yandan hayalindeki birçok yeri şimdiden gördü bile. Mutlu mu, mutlu!

HEYKELTIRAŞ PELİN KARTLARINI KIRPTI

Pelin yeni şeyler öğrenmekten çok keyif alan bir genç kadın. Sürekli sanata, özellikle de heykele olan merakını anlatır. Haydi bu konuda bir adım at dediğimde ise, bu alandaki eğitimlerin pahalılığından şikayet ediyor, eğitime, kursa verecek parası olmadığından yakınıyordu. Bir gün Pelin’e ‘kredi kartı ekstreni getir, harcamalarına bir de birlikte bakalım’ dedim. Bir de baktık ki gereksiz, aslında onu esas anlamda mutlu etmeyen birçok kıyafet alışverişi var. Hem de her ay! Konuştuk, farkına vardı. Pelin şimdi hobi olarak harika bir heykel sanatçısı olma yolunda hızla ilerliyor.

AŞK TAZELİYORLAR
Aslı, risk almaktan hoşlanmayan bir karakter. Eşi de kendisi gibi. Gelirleri iyi, lakin bir kenarda paraları olmadığı sürece huzuru, mutluluğu bulamıyorlar. Birikim tabii ki herkes için şart. Ama onlar gelirlerinin en az yüzde 30-40’ını biriktiremedikleri sürece mutsuzlar. Çevrelerine ayak uydurmak için aslında hiç de istemeden yaptıkları, özellikle sürekli hafta sonu seyahatleri harcamalarını indirip bunu bireysel emeklilik birikimine ayırdılar. Hafta sonları birbirlerini keşfedecek aktiviteler yapıyorlar. Hem içleri rahat, hem aşkları tazeleniyor. Yüzleri de gülüyor.

SOSYAL KELEBEK ELİF NE YAPMALI?
Elif’in geniş bir çevresi var. Hepsi de çalışan, durumu iyi olan arkadaşlar… Elif de onlara ayak uyduruyor, birlikte geziyorlar, yemeklere gidiyorlar. Hatta Elif doğum günlerinde hepsine pahalı hediyeler alıyor. Ama işin iç yüzüne bakacak olursak, Elif oturduğu evde mutlu değil, taşınmak istiyor. İki senedir bu isteği dilinden düşmüyor. Neden taşınmadığını sorduğumda parasının olmadığını söylüyor. Oysaki, başkalarına ayak uydurmak, onların sosyo-ekonomik sınıfında ‘imiş’ gibi yaptığı harcamalar esas onu engelleyen.

Elif’e bunu söylediğimde o hayatından vazgeçmek istemediğini söyledi. O zaman kendisiyle küçük bir planlama yapmamız gerekti. Elif hala arkadaşlarıyla görüşüyor ama yemekten sonra kahve içmek için ya da daha az para harcayacağı etkinliklerde… Hediyelerini de maddi değerinden çok manevi değeri olan şeylere yoğunlaştırdı. Ve yeni evi için birikime başladı bile. Seneye yeni evine taşınacağı için şu an çok mutlu.

Kendi karakteriniz doğrultusunda iç sesinizi dinleyin. Arkadaşınızda olması, komşunuzun yenisini alması ya da sizinle aynı gelire sahip iş arkadaşınızın almış olması sizin de o ‘şeyi’ almanız için bir neden olmasın. Siz ‘siz’ olun. Kendi değer yargılarınız doğrultusunda harcamalar yapın, kararlar alın. Böylece mutluluğunuz yolunda kocaman bir adım atmış olacaksınız.
Tekrar soruyorum; siz karakter değerlerinize göre mi harcama yapıyorsunuz? Bir e-posta uzağınızdayım.