Kaynanama nasıl hata yaptım?

Fobilerimden biri de sevgili anneleri!

Pucca

Pucca


Kaynanama nasıl hata yaptım?

Fobilerim; kapı arkasından taramalı tüfekle evin taranması. Gözetleme dürbününden şiş batırılması. İple kaşlarım alınırken cart diye bütün kirpiklerimin yolunması. Garson İskender’e tereyağı dökerken yanlışlıkla o kızgın yağı üstüme boca etmesi. Bir de SEVGİLİ ANNELERİ!

Hangi sevgilimin annesiyle tanışsam bir türlü bana kanları ısınamadı. Ben de isterdim size şurada “şekerim, hala hepsiyle görüşürüm. ‘Oğlum keşke senle evlenseydi’ der dururlar” diye başlayan hikayelerle akıl vermek. Maalesef, oğulları benden ayrıldı diye 40 dilenciye para dağıtacak kıvamdaydılar. ‘Büyüklük bende kalsın’ dedim. Neden sevilmediğime dair olan şeyleri düşündüm, taşındım. ‘Ben ettim siz etmeyin’ maksatlı bir
yazı yazdım...

Kılık kıyafet
Size nasıl giyinmenizi söylememe gerek yok sanırım. Oramızı buramızı açmayacağız, saçımızı makyajımızı abartmayacağız. Grace Kelly’den halli, Audrey Hepburn vari bir sonuçla yeni annemizin karşısına çıkacağız. Bunu ben de biliyordum bilmesine de bak hala aklıma geldikçe sinirlerim tepeme çıkar. Erkek arkadaşım denilen canlı, ‘yarın sabah kesinlikle bizdesin çok büyük bir sürprizim var sana’ demişti. Sürpriz, bir de ‘büyük sürpriz’ deyince, aklıma işin açıkçası annesi gelmedi! Gittim biraz frapan giyindim, off tamam be bayağı bir korkunç giyindim işte. Kapı bir açıldı, ben şok, kadın benden daha şok! Büyük ihtimalle hala oğlunun beni pavyondan kurtardığını falan düşünüyor olmalı.

‘Siz oturun ben yaparım’
İşte bu konu tamamen benim beceriksizliğim ve iş bilmezliğim ile ilgili. Pastayı böreği yiyip, bir de boş tabağı kadına uzatıyordum mutfağa götürsün diye. Meğer onları benim hazırlamam, benim toplamam hatta bulaşık makinesine dizmem ve korkarım biraz daha ileri gidersek kadını yatağına yatırıp, ninni söylemem gerekliymiş.

Muhabbet bağı
Her seferinde evde kendi kendime alıştırma yapıyorum. “Esra Erol çok içten ya, Seda Sayan’ın yüzü eskidi şimdi doğruya doğru”, “Ay o şu anneler ve gelinleri mi neydi bir sarı çocuk sunuyor çok iyi değil mi ya. Balon falan patlatıyorlar kafalarında”, “Aşkım neden annene dizi kaydetme olayını göstermedin. Ben yaparım şimdi merak etmeyin, hoop bunu buradan tıkladık mı oldu bitti!”, “Yaa o böreğin tarifini istiyorum, bütün tepsiyi yiyebilirim şu an ayıp olmasın diye duruyorum.”
Bu kadar ya, bu kadar yani. Yok, anne gördüğüm an elim ayağıma dolanıyor. Dilim şişiyor, İsmail Türüt gibi terliyorum. Konuşmayı unutuyorum. Kadın bana soru sorduğu zaman kafamı ileri geri sallamak dışında başka bir şey yapamıyorum!

Tuvalete gitmeyin
Her 10 kadından üçü gibi bağırsaklarımla sürekli kavga dövüş halindeyim. Artık işi inada bindirdiler çünkü. Evde litre litre zeytinyağı içsem, yok bana mısın demiyor. Olmadık yerlerde ise var gücüyle çalışıyor! O zamanlar toyum tabii, aile arası bir yüzük takılacak. Şimdi olsa ne yüzüğü ne ailesi der karşı çıkarım o seremoniden kurtulmak için. Tuvalete gireyim dedim. Sifon bozuk. Elimde Vileda kovası, o küçücük lavaboda üstüm başım su içinde tesisatçı gibi çalışmaya başladım. Sanırım epey zaman geçmiş, insanlar kapının önüne doluşmuştu. “Kızım açsana kapıyı, iyi misin? İntihar falan mı ediyor bu kız yoksa. Açsana kızım şu kapıyı. Kır Hasan bey kır, kıza bişi oldu içeride!”

Dedikodu yapmayın
Okumuş görmüş insanlarız dedim. Master falan yaptık, okumayı aştık üstelik dedim. Facebook albümlerimizde Avrupa turu fotoğraflarımız bile var dedim. Gittim, sevgilimin kardeşinin kız arkadaşıyla biraz dertleştim. Ne var ne yoksa yetiştirmiş. Her şeyi yetiştiriyorsun da kadının suratıyla ilgili dediğim şeyleri niye söylüyorsun! Aldı gelin puanlarını tabii, üstüne bir de evlendiler. Kesin bana verecek dediğim kolyeyi de gitti o kara kuru kıza verdi.

Evi kurcalarken yakalanmayın
Evlerini ziyarete gelmişiz. Çocukken kaldığı oda, sevgilimin anılarıyla dolu. İlkokulda nasıldı, ortaokulda hangi öğretmenine aşıktı, lisede hangi kız için kavga etti? Bunları bilmek istedim doğal olarak. Tatlı tatlı etrafa bakarken bir an coştum kendimi çekmecelerin en diplerini kurcalarken buldum. Sadece ben bulsam iyi. Heyecandan terlemişim, suratım kıpkırmızı, yere oturmuşum. Kafamı bir kaldırdım, annesi. Allahımmm o nasıl bir bakış, ciğerimi deldi geçti o bakış.

Barışmak için annesini kullanmayın
Bazı arkadaşlarımı görüyorum. Ayrılıyorlar, ama annesiyle muhabbeti devam ediyor. Ay ne yapmacık, ne yapmacık. Benim sorunum öyle bir durum değil; beraberken bile muhabbetim olmadığı için... Ayrılmışız. Ben tabii arkadaşımla evde, şişe şişe şarapları içmişim. Kendimi adamın kapısının önünde buldum. Önce aşağıdan zile bastım. Sonra eve kız atmış diye apartmanı inleterek yukarı çıktım. Kapıyı annesi açtı, yine ciğerlerimi delen bakışlarını attı. Yine olmadı...

Aslında demem o ki, sevecek olan zaten sever. Ben artık kader diyorum. Artık biriyle birlikte olmadan önce, ‘SGK’sı düzenli yatıyor mu?’ ilk kriterim. İkinci kriterim ise, Annen yaşıyor mu?