Cinsel sorunlara çift terapisi

Hemen her çift ilişkisi boyunca zaman zaman sorunlar yaşayabiliyor ve yardıma ihtiyaç duyabiliyor. Bir psikoterapi biçimi olan çift terapisi, çiftler arasında işbirliği ve uyum sağlanmasına yardımcı olmasının yanı sıra cinsel sorunlara da çözüm sağlıyor.

Cinsel sorunlara çift terapisi

Yazı: Deran Çetinsaraç/FormSante

Cinsel sorunların tedavilerinde de evlilikçift terapisi gerekiyor. Çünkü cinsellik ve evliliğin diğer bölümleri birbiri ile ilişkili. Bazen evlilikteki sorunlar cinsel yaşamı etkilerken, bazen de cinsel sorunlar evliliğin bütününü etkiliyor. Eşlerin cinsel sorunu evliliğin diğer alanlarından  bağımsız bir problem olsa bile, sorunu çözerken  aralarında uyum ve işbirliğinin olması gerekiyor ve bu  iletişim de çift terapisi ile sağlanıyor. Dr. Psk. Cengiz Demirsoy ve Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy, çift terapisinin tanımını, faydalarını ve nasıl uygulandığını anlattılar. Demirsoy çifti gerekli hallerde çiftlerin terapisini birlikte üstleniyor ve kadın ve erkeği ayrı ayrı değerlendiriyor.

Çift terapisi nedir?
Çift terapisi genel anlamıyla, birbiriyle çatışmada olan iki insan arasındaki etkileşimi değiştirmek için uygulanan psikoterapi biçimi. Çift terapilerinde iki insan arasındaki ilişkinin sorunlarına ve birbiri ile etkileşimlerine odaklanılıyor. Çift terapisinde bireylerin kişilikleri değil aralarındaki ilişkinin nitelikleri ele alınıyor; çiftin iletişim kurma ve problem çözme becerileri kazanmalarına yardım ediliyor. Eşlerin birbirini incitmeden tartışmayı öğrenmelerini sağlıyor. Bu sayede sorunlarına çözüm getirip ilişkilerini yeniden yapılandırabiliyorlar. Terapinin yardımı ile eşler birbirlerinin kişilik özelliklerini anlayabiliyor, eşinin kendisinden farklı bir birey olduğunu, birbirlerini oldukları gibi kabul etmeyi ve uzlaştırılabilecek farklılıklarını uzlaştırabilmeyi, uzlaştırılamayacakları ise kabul edebilmeyi öğreniyorlar.

Çift terapisinden kimler faydalanabiliyor?

Çift terapisinden evli, nişanlı veya çeşitli düzeyde birliktelik yaşayan çiftler faydalanabiliyor. Hemen her çift, ilişkisi boyunca zaman zaman sorunlar yaşayabiliyor ve yardıma ihtiyaç duyabiliyor. Çift terapisi almak için mutlaka yoğun çatışmalı bir ilişki içinde olmak da gerekmiyor. Sorunlar daha büyümeden ele alındığında çözümlerin bulunması ve uygulanması da daha kolay oluyor. Çiftler ilişkilerini daha da geliştirmek ya da çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla da çift terapisi alabiliyor. Örneğin evlilik öncesinde bu tarz bir yardımı almak ileride doğabilecek sorunların önlenmesi açısından oldukça önemli sayılıyor. Çift terapisi almak için ille de ilişkide, evlilikte şiddetli kavgaların yaşanması da gerekmiyor. Kavgalı olmayan evliliklerde de üstü kapalı olarak sorunların yaşandığını ve ilişkinin stres içerdiği görülebiliyor. İlişkilerinden hoşnutsuz olan ya da kalitesini arttırmak isteyen çiftler terapiden fayda sağlayabiliyor.

Cinselliği konuşamayan çiftlere öneriler

Cinsel sorunların büyük çoğunluğu çözülebilir problemlerden oluşuyor. Cinsel yaşamlarında bir problemle karşılaştıklarında çiftlerin sorunun nedenlerine değil çözümüne odaklanmaları gerekiyor. Sorunların konuşulamaması zaten nedenlere odaklanmaları ve nedenler konusunda da eksik, hatalı bilgilere sahip olmalarından kaynaklanıyor. Sorunun  nedenini kendisindeki veya eşindeki  bir eksiklik ya da fazlalık olarak algıladığında suçluluk, başarısızlık, eksiklik gibi duygular veya eşini sorumlu tutup suçlamalar eşlerin iletişimini engelliyor. Cinsellik utanılıp gizlenmesi gereken bir konu olarak görülmemeli ve kişi ne kendini ne de eşini suçlamamalı. Bunun yerine sorunun çözümü yolunda harekete geçilmeli.
Aldatma olayı başvurularda büyük bir yüzde oluşturuyor
Çiftin terapiye hangi aşamada geldiğine göre terapinin şekli değişiyor. Aldatma devam ediyorsa çift terapisi uygun olmuyor. Böyle bir olay evliliğin güven temelini sarsıyor, çift terapisinde amaç açık iletişime geçmelerini sağlayarak eşler arasında güven ve bağlılığın yeniden oluşturulması. Doğal olarak devam eden bir başka ilişki varken güvenin yeniden tanzim edilmesi beklenilemez. Aldatma olayı ilişkide kriz durumu oluşturuyor ve yoğun duygular yaşanıyor, bu nedenle çift terapisine başvurularda büyük bir yüzdeyi oluşturuyor. Aldatılan eşte çoğunlukla travma sonrası stres bozukluğu belirtileri görülüyor, depresyon gelişebiliyor, bu ihtiyaçlar belirlendiğinde bireysel tedavi gerektirebiliyor. Aldatan tarafın hep erkek olduğu söylenemez ama erkekler için böyle bir olayı kabullenmek ve dile getirmek daha zor. Çoğunlukla kadınlar ilişkinin devamı için çabalarken erkekler için ilişkiyi bitirme sebebi olduğu görülüyor. Bu nedenle terapiye çoğunlukla erkeğin aldatması vakaları geliyor.Cinsel sorunlar psikolojik veya fizyolojik çıktığında tedavisi için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Cinsel sorunlar çok azı dışında genellikle psikolojik kökenli oluyor. Fiziksel bir neden olsa da bu sorun çerçevesinde psikolojik sıkıntılar da yaşanıyor ve çiftin fiziksel probleminden ötürü de psikolojik etkilenmeler çoğunlukla oluyor. Bu yüzden de fiziksel açıdan ilgili uzmanlık alanının tedavisinin yanı sıra psikolojik yaklaşımların da uygulanması gerekiyor. Terapi süresince hem cinsel problemlerde hem de cinsellik dışı ilişki sorunlarında bir seanstan diğerine gelene kadar uygulanacak bazı ev ödevleri verilebiliyor. Ödevler probleme göre değişiyor, genel olarak eşler arasında işbirliği ve uyumu arttırmaya yönelik oluyor. Bu ödevlerin uygulanmasının birkaç faydası var. Bir faydası; kişiler yaşadıkları sorunların gayret gösterdiklerinde ve uygun yaklaşımlarda bulunduklarında denetlenebileceğini görmüş oluyorlar. Diğer bir faydası da çözümlerin ve asıl kalıcı değişimlerin kendileri dışından gelmediğini, terapist tarafından uygulanan yöntemlerle ilgili değil de aslında kendi davranışlarında  yaptıkları değişikliklerle olacağını görmeleri oluyor.

Çiftleri bir arada görmekle ayrı ayrı görmek arasında nasıl farklar var?
Çift terapisinde, çift genellikle beraber görüşmelere alınıyor. Bazen eşler bir arada iken kendilerini açmakta zorlanıyor. Bazen de çiftin arasındaki çatışmalar yoğun ve gerilim dozu yüksek oluyor, böyle bir durumda görüşmeleri bir arada yürütmek ve ilişkiyi bir bütün olarak anlamaya yarayacak bilgilerin toplanması zorlaşıyor. Çifti görüşmelere ayrı olarak alıp, kendilerini bir bütün olarak ifade etmeleri sağlanıyor. Kişiler anlaşılmış olmanın sağladığı rahatlama ile kendi bakış açılarının dışındaki bir düşünceyi dinleme ve anlamaya hazır hale geliyor, bu şekilde belli bir ilerleme sağlandıktan sonra birleşik oturumlara geçiliyor.

Çiftten biri terapiyi bırakırsa tedavi yarıda mı kalmış oluyor?

Çift terapisi; “İlişkimizde sorun var, düzeltmek için ne yapabiliriz” vb. şekilde eşlerin ortak kararı ile başladığında ve birlikte yürütüldüğünde çok daha iyi ilerleniyor. Ama bazen eşlerden biri terapiye gelmeyi  kabul etmiyor ya da yarıda bırakıyor. Bu durumda umutsuzluğa kapılmak ve ilişkiyi sorunlu gidişatına bırakmak yerine bireysel olarak terapiye devam edilebiliyor. Tabii ki tek tarafın çabasıyla problemli bir evliliği tümüyle düzeltmek zor ama en azından terapist desteği ile bu zorlukların üstesinden nasıl gelineceği öğrenilebiliyor. Bireysel görüşmelerle evlilik sorunları ele alınmaya devam ediliyor. Bazen eşlerden birinin kendinde yaptığı değişimler ilişkide gelişme başlatabiliyor. Böyle bir değişim başladığında terapiye gelmek istemeyen eş olumlu gelişmeleri gördüğünde yeniden sürecin etkili olduğuna güven duyup seanslara katılmayı kabul edebiliyor, hatta bazen önceden direnen taraf kendiliğinden eşine seanslara katılmayı teklif edebiliyor.

Çift terapisi hangi sorunların çözümü için kullanılıyor?
İletişim kuramama, uzlaşma sorunları, ortak karar alma güçlükleri, ilgi ve paylaşım azlığı, sosyal hayata yönelimle ilgili olarak aile, akraba ve arkadaşlar gibi üçüncü kişilerle ilişkilerin sınırları ile ilgili çatışmalar, çiftlerin özgürlük alanları ile ilgili meseleler örneğin eşler arasında baskı ve şiddet, kıskançlık, aldatma gibi sorunlar çift terapisi gerektiren sık karşılaşılan problemler. Bazen problem ilişkide oluyor, bazen de çiftlerden birinin sahip olduğu psikolojik ya da psikiyatrik bir sorun (örn. depresyon, takıntılar, alkol-madde bağımlılığı vb) ilişkiye yansıyor. Cinsel sorunların tedavilerinde de evlilik-çift terapisi gerekiyor. Çünkü cinsellik ve evliliğin diğer bölümleri birbiri ile ilişkili. Bazen evlilikteki sorunlar cinsel yaşamı etkilerken, bazen de cinsel sorunlar evliliğin bütününü etkiliyor. Eşlerin cinsel sorunu evliliğin diğer alanlarından bağımsız bir problem olsa bile, sorunu çözerken aralarında uyum ve işbirliğinin olması gerekiyor ve bu iletişim de çift terapisi ile sağlanıyor.

Nasıl uygulanıyor?
Başlangıçta ayrıntılı değerlendirme görüşmeleri yapılıyor, çiftin ilişkisi çok yönlü olarak değerlendiriliyor. Değerlendirme sürecinde, birlikte ve ayrı görüşmeler yapılarak her iki taraftan da sorunu ve sorunun tarihçesini kendi gördüğü açıdan tanımlaması isteniyor. Her birinin çözüm konusundaki öneri ve düşünceleri alınıyor; hem birbirlerinden hem de terapiden beklentileri belirleniyor. Çiftlere ilişkilerindeki sorunları tanımlamak ve çözüm yolunda yapılacakları belirleyebilmek için bazı psikolojik test ve ölçekler de uygulanıyor. Birleşik seanslarda çiftlerin birbiriyle iletişim tarzı ve aralarında nasıl bir etkileşim olduğu gözleniyor, birbirlerine söylediklerinin aynı anlamlarda işitilip işitilmediğine bakılıyor ve bunlarla ilgili düzenlemelere gidiliyor.

Cinsel problemlerini konuşmak çiftler için neden zor?

Cinsellik toplumsal açıdan mahrem sayılan bir konu olduğu için bu konuda doğru bilgiye ulaşmak kolay olmuyor. Kulaktan kulağa yayılan, yanlış bir şekilde doğru zannedilen cinsel mit denilen inanışlar da bilgi eksikliklerine ya da hatalı bilgilenmelere yol açarak cinsel sorunların konuşulmasını engelliyor. Çiftler çoğunlukla suçlanmaktan, yargılanmaktan çekindiği için ya da eleştirmiş olmak istemediği için sorunları konuşamıyor.

Cinsellik konusunda çiftlerin terapistlere açılması kaçıncı seansta gerçekleşiyor?

Terapiye gelmeden önce kişilerde özellikle cinsel problemler söz konusu olduğunda bu çekinceler olabiliyor ama terapist danışanların bu güçlüğünü bildiği için zaten ilk aşamada onların rahatlamasını sağlayacak yaklaşımlarda bulunuyor. Terapistin güven veren, rahatlatan yaklaşımı ile, sorunları ele alış tarzı ile onlara model olmasıyla ilk seanstan itibaren bu güçlük ortadan kalkabiliyor. Terapinin süresi yaşanan problemin türüne, yoğunluğuna ve kişilerin değişme hızına göre değişiyor. Görüşme sayısı çiftin ilişkisindeki gelişmelere göre belirleniyor. Bu nedenle terapinin ne kadar zaman alacağını önceden söylemek mümkün olmuyor.