Seks mazide kalmasın

Hamilelik süresinde cinsel hayatınız yeterince sekteye uğradı. Peki ya doğum yaptıktan sonra ne durumdasınız? Bebek bir engel mi yoksa bir bahane mi?

Seks mazide kalmasın

Doğum şekli cinsel sorunlara yol açar mı? 
Doğumdan sonra görülen cinsel işlev bozukluklarının üç temel etkeni oluyor: Disparoni, yani acılı cinsel birleşme, annenin genel sağlık durumu ya da doğum yolu hasarı. Libido azalması, orgazm güçlüğü ya da vajinal kuruluk ise en sık yaşananlar sorunlar. Bu sorunlar en geç bir yıl içinde çözülmezse -ki ben o kadar uzamasını asla tercih etmem- bizim kapımızı çalmak için artı bir gün dahi beklemesinler. Doğumun şeklinin cinselliğe etkisine gelince; her nedense bazı kadınlar sezaryen bazı kadınlarsa normal doğum halinde olumsuz etkileneceklerini düşünüyorlar. Oysa doğum şeklinin cinsel isteğe direkt bir etkisi saptanabilmiş değil. Belirtilen cinsel yaşama dönüş süreleri, doğum şeklinden bağımsız. Sezaryen halinde nekahat sürecinin sona ermesi ve dikişlerin iyileşmesiyle birlikte cinsel birleşme mümkün. Normal doğumda da dikiş olmasa da nekahat sürecinin sona ermesi, cinselliğe başlamak için yeterli. Genelde bu kadar hızlı başlanmıyor tabii ama teknik olarak mümkün olduğunu belirtmek istedim. Yani doğumun şekli etkilemiyor kadını. Onu etkileyen, değişen hormon dengesi.

Aradan sekiz haftadan fazla bir süre geçtiyse ve annede cinsel istek namına en ufak bir değişiklik olmadıysa ve dahası olmayacak hissi yaşanıyorsa çift olarak terapiste danışmalarını öneriyorum.

Doğum bahaneniz olabilir
Cinsel yaşamda aradığını bulamamış, hiçbir zaman fazla cinsel istek duymamış ve cinsel yaşamı görev gibi sürdürmüş kadınlar, doğum sonrasını yatıp dinlenmek için, erkekten ve cinsellikten uzak kalmak için bir bahane ve şans olarak kullanıyor. Bu noktada Dr. Erdoğan, bu durumdaki kadınları suçlamaya hazır erkekler için ekliyor: “Kadınlar için cinsel birlikteliği yeterince çekici kılamadığınızı ne zaman fark edeceksiniz? Ne zaman kendinizdeki eksikliğe bakacak ve tamamlama yolunda çalışmalara girişeceksiniz? Bence doğum sonrası sizin için yeni bir başlangıç olabilir. İlişkideki kendinizle yüzleşin ve kadını, cinsel yaşamın meraklısı, gönüllüsü haline getirin.”

Kadınlara tavsiyem; sevişebileceğiniz kadar severek evlenin ve bakabileceğiniz kadar çocuk doğurun. Anneliğiniz kadınlığınızı unutturmasın. Emin olun, babalık, erkeğe erkekliğini unutturmuyor. 

CİNSELLİĞİ GERİ ÇAĞIRMAK İÇİN;
Kadınlara
Kadın olduğunuzu kendinize hatırlatın. Örneğin biraz kişisel bakıma zaman ayırın. Günde 1-2 saat de olsa bireysel olarak bir şeyler yapın. Hormonlarınızın yarattığı etkiye dayanarak canınızın istediğini yapın. Naz yapın, keyif yapın ama ne olursa olsun hoşlukla yapın. Güzel düşünerek, bu meyvenin diğer sahibini unutmadan, anneliğin kadınlıkla birleşmesinin ruhunuzda yaratacağı güzelleşmeyi atlamadan...

Erkeklere
Erkeklere düşen birincil görev sabır yani sadakat.... Sabredemeyen erkekler aldatabiliyorlar. İlgi ve sevgilerini en etkili biçimde göstermeleri çok önemli. erkeklere en büyük tavsiyelerden biri de; aile büyüklerinden de yardım alarak annenin yani eşlerinin ruhunun karartılmasına engel olmak. emziremeyen kadınlara işkence etmekle ve sürekli sorularıyla, baskılarıyla çıldırtmakla görevli diğer kadınları biraz uzak tutun, gerekirse uyarın. Çünkü dış etkenler nedeniyle stresi, üzüntüsü ve yorgunluğu büyüyen kadınların, cinselliğe dönüşü daha güç oluyor. emzirmek ve kokusuyla uyutmak gibi konular dışındaki her şeyde eşinize yardım edin. Bebek öyle müthiş bir şey ki onu birlikte yapmış olmanız sizi yeniden yakınlaştırmaya tek başına bile yeter.Yazı: İpek Koşan

Siz artık annesiniz ve şu an tek düşündüğünüz şey bebeğinizin emme saati. Ama evde ikiniz dışında biri daha var; eşiniz. Günlerini babalık duygusunu yaşayarak geçiren bu erkeğin ise bebek dışında bir ilgi alanı daha var; seks. Dokuz ayın bitmesini merakla bekledikten sonra bir de karşısına cinsel isteksizlik çıktığında hayat onun için epey zor olabilir. Diğer taraftan, siz de kendi hayatınıza dönmek ister ama bunu başaramayabilirsiniz. Kafanızdaki soruların cevaplarını almak için Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan ile yaptığımız söyleşiye kulak verin…

Doğum yaptıktan sonra, cinselliğe dönüş için en doğru zaman hangisi? 
En doğru zaman, annenin kendini hazır hissettiği zaman. Ama biz kadınlar, ucu açık cümleleri yorumlamaya bayılırız. Kendisini aylarca hazır hissetmeyen kadınlar, benim bu ilk cümleme yaslanıp durumu ihmal etmesinler tabii. Önerdiğimiz ve normal sayılan süre, doğumdan 5-6 hafta sonra cinsel yaşama dönülmesi. Erkekler bu kadar sabredebiliyorlar o ayrı; ama asıl önemli olan bu sürenin, kadının hormonlarının dengelenmesi için yeterli olması. Aradan sekiz haftadan fazla bir süre geçtiyse ve annede cinsel istek namına en ufak bir değişiklik olmadıysa ve dahası olmayacak hissi yaşanıyorsa çift olarak terapiste danışmalarını öneriyorum. Bize doğum sonrası cinsel yaşamın bitmesi şikayetiyle gelen pek çok çift, önce iki ay, sonra bir ay daha, sonra biraz daha derken neredeyse yılları devirmiş oluyor.

Cinsel isteğin azalmasının nedenleri neler?
Doğumdan sonra annenin bebeğini emzirmesi için mucizevi bir hormon olan ‘prolaktin’ salgılanıyor. Prolaktin, anneyle bebek arasındaki bağı kuruyor, evet, ama masum olmayan bir yanı da var. O da kadınla erkek arasındaki bağa direkt olarak bir faydasının olmaması, cinselliği sekteye uğratması. İsteği azaltan bu hormon nedeniyle annelik, kadınlıktan ağır basıyor. Elbette bu süreç içinde gerekli olan bu. Prolaktin gerçek bir mucize. Hem başka bir özelliği de var; kadını gebelikten koruyor. Yine de hatırlatalım, süt korumasına güvenip diğer gebelikten korunma yöntemini unutmayın. Çünkü annelik, hiçbir manada şansa bırakılmaz

Cinsel istek nasıl geri getirilir? 
Çok da zor değil aslında. Hormonal denge normale dönünce, eşler arasındaki iletişimde kopma yaşanmamışsa ve gebelikte karı-koca hali unutulmamışsa cinsel istek biraz zaman ve destekle geri geliyor. Tabii bu sürecin daha sancısız, kolay ve olağan yürümesi için kadının kendini olumsuza dayamaması, korkularla bezenmemesi gerekiyor. Doğum sonrası vajinismus vakalarının çoğunda, kadınların gebelik boyunca bu ihtimali düşündüğünü ve kendilerini böyle kodladıklarını görüyoruz. Hayır, doğru olan bu değil. ‘Bu bir süreç, böyle yaşanacak. Sonra eski düzene dönülecek ve üç kişi olmak ilişkimizi sonlandırmayacak, biz çiftiz’ demek ve duruma daima böyle olağan bakmak gerekiyor.

Cinsellik ve bebek arasında nasıl denge kurulur? 
Anne, her halükarda kadındır. Kadın ise bir doğumdan çıkmışsa anne. Denge bu. Sağlık sorunu olmayan tüm kadınlar, anne olma özelliği olan kadınlardır. Sağlık sorunu olan veya doğurma şansı bulamayan kadınlarsa kendilerine verilmiş olan içgüdülerle belki başka türde bir anne, başka çocukları seven, teyzelik, halalık, ablalık edendir. Neyse ki bilim hızla ilerliyor ve anne-baba olmak için yöntemler ve başarı oranları artıyor. Bu yanıtın ilk iki cümlesi anahtarımız. Kadın, hormonlarıyla var; anne olmadan önce ve anne olduktan sonra... Cinselliği ona tüm insanlar gibi doğuştan yüklü ve düzeni ise kendi çabasına, yaşamına, alışkanlıklarına, isteklerine bağlı, bir de partnerine. Bunlarda bir sorun olmadığı sürece cinsellik tatmin edici bir iyilikte ilerler zaten. Bunlarda sorun varsa da tamiri, tedavisi, terapisi mümkün. Bebek, ne cinselliğin önünde bir engel, ne cinselliğin sebebi veya amacı olmalı. İkisini ayrı düşünmekte fayda var. Bunu şu anlamda söylüyorum; elbette bebek düşünmüyorken de cinselliğiniz önemli, bebek sahibi olduktan sonra da. Çünkü anne olunca kadın olmayı bırakmıyorsunuz. İstifa edeceğiniz bir iş ya da isyan edeceğiniz bir görev değil bu.