Kadın ruhunun Da Vinci şifresi

Unutkanlığınız öyle bir vaziyette ki birgün kendinizi kaybetmekten korkuyorsunuz

Kadın ruhunun Da Vinci şifresi

Yine kaybettim... Yok cep telefonumu değil, bu sefer saatimi. Hem de altı ay önce kaybettiğim bir önceki saatimden sonra, teyzemin kasasından çıkarıp, çok kıymetli sakın kaybetme bu sefer diye tembihleyerek hediye ettiği saati... Gözlüğümü, cep telefonumu, ajandamı, cüzdanımı da geçtiğimiz sene içinde sürekli unutup gittim bir yerlerde. Bir çok sefer geri geldiler garip bir şekilde ama artık ben o kadar bıktım ki birşeyleri kaybetmekten, bu dalgınlıktan hepsine birer ip bağladım, ipleri de kendime doladım.

Geçenlerde bir doktor arkadaşım “Bu unutma olayının psikolojik bir sebebi vardır!” dedi. Eee biz de merak gani, gittim baktım Freud amcam ne demiş. Haklı çıktı arkadaşım, Freud bu işi pek ciddiye alıyormuş meğerse: “...Psikanalist başka türlü düşünür bu konuda; saklı ruhsal olayların hiçbir dışavurumu onun için önemsenmeyecek kadar küçük değildir; bu tür unutma ve yinelemelerin bir anlam taşıdığını bilir; normalde gizli kalacak duyguların kendilerini ele vermesini sağlaması bakımından dalgınlık denen olayı şükranla karşılamak gerektiğini çoktan öğrenmiştir.”

Hay Allah! Durumum ciddi galiba... İyi de ben bu dalgınlık hastalığına bilgisayar mühendisliği okurken yakalandım. Çiplerin koridorlarında yürüyen virüsler beynime mi bulaştı nedir, bir tür sanal kadın oldum! Direklere çarpıp özür dileyen bir tip yani...