Yatakta aynı dili konuşamıyoruz

Konu cinsellik olunca erkeklerle aynı dili konuşamıyoruz. Biz onları çok istekli olmakla suçluyoruz, onlar bizi isteksizlikle...

Yatakta aynı dili konuşamıyoruz

 DENEYİMLER

Görev icabı sevişiyoruz
Çocukluğumdan beri hep ayıp diye öğretilen, filmlerdeki öpüşme sahnelerinde bile gözleri kapatılan ben, bedenimi tanıdıkça ve kendime dokunmaya başladıkça hep suçluluk hissettim. Daha bilinçli düşünecek yaşa gelene kadar benim için cinsellik mahalledeki erkek çocukların meraklı olduğu, benimse kaçınmam gereken ve tam olarak ne olduğunu bilmediğim bir şeydi. Üniversiteye geldiğimde artık istediğim halde hiçbir erkeğe yaklaşamadım. Benden hep yararlanmak isteyeceklerini düşündüm ve bırakın bir partnerim olmasını, samimi bir erkek arkadaşım bile olmadı. Ailemin aracılığı ile evlendim. Benim gibi tabularla yetiştirilmiş bir kocam var. Görev icabı sevişiyoruz. Cinsellik gerçekten nedir, hala bilmiyorum. (Ceren, Antalya )

Orgazm mı? O da ne?
Kızlarla sohbet ederken konu ne zaman cinselliğe gelse herkesin bakışlarını kaçırdığını fark ediyorum. Teknolojinin en çabuk kabul edildiği ülkelerdeniz ama hala cinselliği konuşmayı beceremiyoruz. Amerikan filmlerindeki kadınları görünce insan hayrete düşüyor, nasıl bu kadar rahatlar diye… İtiraf etmesek de biliyorum, hiçbirimiz cinsel hayatından mutlu değil. Evli olan da bekar olan da… Onlara bugüne kadar hiç orgazm olamadığımı, vajinal kuruluk sorunumdan eşime fenalık geldiğini, tüm bunların nedeni olarak üniversitede yaşadığım olumsuz bir deneyim olduğundan şüphelendiğimi nasıl anlatabilirim? (Ayşe, Ankara)

Fazla kilolar geldi seks bitti
Doğum yapana kadar eşimle cinsel hayatımız benim standartlarıma göre gayet iyiydi. Ben her seferinde orgazm olamasam da haftada birkaç kez sevişirdik. Onun tatmin olması benim için de yeterliydi zaten. Ne zaman ki doğum yaptım ve sekiz kilo fazlalık bedenimde kaldı, işte o zaman benim için “başım ağrıyor” bahaneleri başladı. Eşimin hakkını yiyemem. Elinden geleni yaptı. Bana güzel çamaşırlar, gecelikler aldı, romantik ortamlar yarattı. Ama ben karnımdaki sarkmanın, kalçamdaki fazla yağın derdine düştüm. Sanmayın ki eşim çok zayıf… Bu süreçte o da epey kilo aldı ancak cinsel isteğinde hiçbir farklılık yok. Onu beğenip beğenmediğimi düşündüğünü sanmıyorum. Kendimi ne kadar telkin etmeye çalışsam da başarılı bir diyetten önce tekrar düzenli ve hareketli bir seks hayatım olacağını sanmıyorum. (Ayla, İstanbul)

Orgazm oluyorum sanıyordum. Meğer...
30 yaşıma kadar orgazm olduğumu sanıyordum. Sonra öğrendim ki bunun bir de vajinal yoldan olanı, G noktası falan varmış. Meğer ben sadece klitoral orgazm olabiliyormuşum. Kitapları karıştırmaya başladım, internette gezindim. Kimisi benim durumumu yeterli buluyor, kimisi ise vajinal orgazm olmayan kadının cinselliği tam yaşamış sayılmayacağını söylüyordu. Bir şeyi yapınca tam yapmaktan yana olanlardanım. Durumu eşime de söyledim. O da elinden geleni yaptı. Yardımcı malzemeler, fanteziler derken ben bu işi öğrendim. Ancak yine de şunu söyleyebilirim ki vajinal orgazm olabilmek için uygun ortama, uzun önsevişmelere, fantezilere ihtiyacım var. Kadın olmak zor iş… (Hale, İstanbul)
Yazı: Yaprak Çetinkaya/Formsanté 

Erkeklerle aramızdaki bakış açısı farklılıklarının tabii ki birden fazla nedeni var. Bunlardan biri çocukluktan itibaren bize öğretilenler… Diğeri ise yatağa girerken yanımızda taşıdığımız duygusal yükler ve travmalar…  

Cinselliğin ayıp, yasak kabul edildiği ve konuşulmadığı ülkemizde hala “mini etek” üzerinden tartışmalar sürdürülüyor. Kadının toplum içindeki değeri, “cinsel deneyimsizliği” ile belirleniyor. Kadının cinselliğinin toplumsal olarak onay ve kontrolden geçmesi gerekiyor. Bu durum da baştan itibaren cinsellikle ilgili bilgisi, deneyimi olmayan kadının haz alması ve haz vermesini olanaksız hale getiriyor. Sonuç cinsel işlev bozuklukları… Klinik Psikolog Elçin Kaleağası ile yatak odamızı dolduran ve bizi cinsellikten uzaklaştıran deneyimlerimizi, travmalarımızı ve duygularımızı konuştuk. 

Biz kadınlar, konu erkekler ve yatak odası olunca nelere odaklanıyoruz?
Kadınlar erkeklerin cinsel ilişkiyi her zaman istediklerini, her zaman cinsel ilişkiye hazır olduklarını ve buna bağlı olarak her erkeğin kendilerine cinsel ilişki talebi ile yaklaştığını düşünüyor. Cinsel ilişki sırasında kadınlar ise cinsel mitlerinden dolayı “Kendimi rahat bırakırsam ahlaksız olduğumu düşünür”, “Sadece seks için mi benimle beraber?”, “Kilo aldım, güzel görünüyor muyum acaba?” düşünceleri ile meşgul olabiliyor. Özellikle cinsel ilişki öncesi duygusal yakınlık bekleyen kadın “Kulağıma romantik cümleler söyleseydi” fikrine takılabiliyor. Bu sırada erkekler ise cinsel ilişkideki performanslarının iyi olup olmadığına odaklanıyor. 

Erkekler yatakta duygularından bağımsızlaşmayı nasıl başarıyor?
Kadınlar cinselliği hem sevgi ve şefkatin hem de arzunun içinde olduğu bir bütün olarak yaşıyor. Erkekler ise haz odaklı, ilişki içinde olmadan… Tek gecelik ilişkiler kadının kendi namusunu sorgulamasına yol açıyor, erkekler için ise böyle bir tartışma konusu yok. Cinsellik kadınlar için toplumsal değerlerle ilişkili iken, erkekler için haz merkezli oluyor.

Modellerle kıyaslayarak kendi bedenini daha az beğenen kadın; spor, estetik ve aşırı diyet yaparak ileride ciddi yeme bozukluklarının ve diğer psikolojik problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Acaba erkekler aldığımız kiloları bizim kadar dert etmiyor mu?
Tüm modern toplumlarda kadınların bedenleriyle olan ilişkileri erkeklerden daha zayıf ve daha olumsuz... Gelişme çağında erkek çocuk, bedenini rahatça merak ederek keşfetmeye çalışırken, kız çocukları başkalarının bakış açısı ile bedenlerini görmeye şartlanıyor. Çoğu kadın bedenini keşfetmeden, nasıl haz alacağını bilmeden yaşamına devam ediyor. Modellerle kıyaslayarak kendi bedenini daha az beğenen kadın; spor, estetik ve aşırı diyet yaparak ileride ciddi yeme bozukluklarının ve diğer psikolojik problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Zayıf olmakla cinsel istek arasında bir bağ var mı?
Kadının zayıf olması, cinsel isteğinin yüksek olacağı anlamına gelmiyor. Kendisiyle barışık, kendini seven, beğenen her kilolu kadın cinsel hazza ulaşabiliyor. Bedeninden memnun olmayan kadın kendini cinsel olarak arzulanabilir hissetmiyor. Eşe duyulan öfke ya da güvensizlik duygusuna bağlı gelişen mutsuzluk, kızgınlık da cinsel hazzı ve uyarılmayı bozuyor. Ayrıca kadınların cinsel hazza ulaşabilmeleri için güvenlik duygusuna da ihtiyaçları oluyor. Eşe duyulan kuşku, güveni azaltarak cinsel hazzı engelliyor ve zamanla cinsel isteği azaltıyor. Yaşamın diğer alanındaki problemler, ekonomik güçlükler, hastalık ya da bir yakının rahatsızlığı, stres, üzüntü yaratan yaşam olayları cinsel isteği azaltabiliyor.

 Vajinal kuruluk, orgazm olamama, vajinismus ve cinsel isteksizlik gibi cinsel fonksiyon bozuklukları bu nedenlere mi bağlı?
Yapılan çok sayıda çalışma her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koyuyor. Örneğin kadınlarda cinsel isteksizlik; çeşitli biyolojik ve psikolojik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Fiziksel hastalıklar, tedavi için kullanılan ilaçlar, psikiyatrik rahatsızlıklar, evlilik çatışmaları, stres, üzüntü, eşe ilgi kaybı veya çekicilikle ilgili endişeler bu duruma neden olabiliyor.

Kadınların orgazm ile arası nasıl?
Bazı kadınlar hayatları boyunca hiç orgazm olmamışken bazıları da nadiren olabiliyor. Geleneksel rolünün dışına çıkamayan, cinsellik konusunda korkuları olan, bedenini tanımayan, negatif beden imajına, düşük benlik algısına sahip kadınlarda orgazm problemi sık görülebiliyor. Ülkemizde kadınlar haz alma ve doyuma ulaşmayı kendileri açısından çok önemsemiyor. Cinsel birleşme olabiliyorsa, erkek memnunsa sorun yokmuş gibi davranmayı tercih ediyorlar. Ancak cinsel birleşmenin olamadığı vajinismus durumunda uzmana başvuruluyor. Kadın cinsel ilişki istediği halde kas kasılması nedeniyle ilişkinin olamaması anlamına gelen vajinismusun nedenleri arasında ise yanlış bilgi ve inanışlar, bekareti kaybetme korkusu, cinsel tabular ve mitler bulunuyor. Gebelik ve menopoz dönemleri de cinselliği etkileyebiliyor. Bedenimiz ve psikolojik bakış açımız yani önceki travmalar, duygular, kişilik özellikleri, tutumlar cinselliğe yaklaşımımızı belirliyor. Hiç kuşkusuz yetiştiğimiz çevre, aile, toplumsal yapı, ahlaki tutumlar da önemli rol oynuyor. Örneğin vajinismusun muhafazakar, cinselliğin yasaklandığı, rahatça konuşulmadığı toplumlarda görülme sıklığı daha yüksek oluyor.

Sağlıklı cinsellik nasıl tanımlanır?
Cinsel sağlık, bir kişinin cinsel yaşamını zorlama olmadan, mutlu ve zarar görmeden sürdürebilmesidir. İlk adım da kişinin kendini tanımasıdır. Kadın ya da erkek cinsel haz noktalarını keşfederek, bunu eşiyle paylaşmaktan kaçınmamalı. Eşler arasında karşılıklı sevgi, saygı ve güven olmalı, kadın da erkek de duygularını ifade edebilmeli. Ön sevişmeye yeterince zaman ayrılması, cinsel mitlerin konuşularak, paylaşılarak aşılması doyumlu bir cinsel ilişki yaşanmasını sağlıyor. Cinsel ilişkiyi her iki tarafın da başlatabileceğini kabul etmek de önemli. 

Kadınlar en çok hangi duygularından, düşüncelerinden utanıyor? 
Kadınlar genellikle cinsel davranışlarından değil, fantezilerinden suçluluk duyuyorlar. Cinsel fantezileri varsa bunların normal olup olmadığını merak ediyorlar, sapkın olmaktan endişe duyuyorlar. Halbuki bunlar sadece fantezidir ve kişiye özeldir, kimse ile paylaşılma zorunluluğu yoktur. Cinsel yaşamı zenginleştiren fantezilerin, gerçek yaşamda uygulanmaları gerekmez. Bazı kadınlar cinsel fantezileri ihanet gibi yaşıyor. Suçluluk duyguları artıyor ve eşlerinin fantezilerini de tehdit olarak algılayabiliyorlar. 

Mastürbasyon erkeklere ait değil
Mastürbasyon, cinsel dürtünün doyuma ulaşması için yapılan bir eylem. Mastürbasyonun bilinmemesi, konuşulmaması, utanılması, olumsuz nitelendirilmesi, birçok kadının mastürbasyon yapmıyor oluşu, kadınlarda cinsel haz ve uyarılmanın gelişimini olumsuz etkiliyor. Mastürbasyonun bedene zarar vereceği inancı da yanlış... Mastürbasyonun ruhsal ve fiziksel açıdan hiçbir zararı bulunmuyor.