20 kelimeyle Ece Çeşmioğlu

Bu kızın yüzünü çocukluğundan beri biliyor olmanız, onu tanıyor olduğunuz anlamına gelmiyor. ‘Yaz’ın Öyküsü’ ile çıkış yapan ekranların sofistike güzeli Ece Çeşmioğlu’nun siyaha bürünmüş haliyle içindeki seksi kadını ortaya çıkarırken, ona verdiğimiz kelimelerle gerçek kimliğine doğru yol aldık!

20 kelimeyle Ece Çeşmioğlu

16.Şu an
Heyecanlı ve mutluyum. İşimi, iş arkadaşlarımı seviyorum. Sette de çok eğleniyorum. Bu çok önemli çünkü sürekli sette birlikteyiz.

17.Gelecek

Oyunculukla ilgili hayallerimi gerçekleştirmek ve dünyayı gezmek, daha çok insan tanımak istiyorum.

18.Hayatını yönlendiren

Her an, her yaptığım seçim hayatıma yön veriyor. Hayatıma yön veren en önemli olay, şu an için oyunculuğu tercih etmiş olmam.

19.Geri dönüşü yok

Bir sürü şeyin yok ama en çok yalanın sanırım.

20.Tarz, stil

Spor - şık bir tarzım var. Yerine göre değişiyor. Rahatlık benim için önemli. O kıyafetin içinde rahat hareket edebilmeli ve iyi hissetmeliyim. Deri ceket tutkum var. Elimde olsa her mevsim giyebilirim. İstiklal Caddesi’ni, Moda’yı, Caddebostan sahilini seviyorum. Caddebostan’da sahil şeridi boyunca bisiklete binmek çok zevkli.11.Tek başına
Sinemada film izlemeyi seviyorum. Özellikle festivalde yalnız film izlemeye bayılıyorum.

12.Yaz'ın öyküsü

Setteki güzel enerjimizin ve samimiyetinizin hikayeye yansıdığını düşünüyorum. Kadromuz da çok sağlam. Hikayemiz de farklı. E daha ne olsun? Bir de hem orta yaş seyirci grubuna hem de gençlere hitap ediyoruz. Her iki kesime de yetecek hikayemiz var. Yaz; çok özel, bir o kadar da zor bir kız. Yetiştiği zor şartlar ve küçük yaşta yaşadığı travmalar dışarıya karşı bir duvar örmesine neden olmuş. Ekim, Ferhat ve Caner dışındaki başka insanların o duvardan atlayıp Yaz’la samimiyet kurması çok zor. Aslında bir o kadar da naif ve duygusal. Bu yanını insanlardan saklıyor. Birçoğumuzun yaptığı gibi... Yaz’la pek benzemiyorum. O genelde bir şeyleri yapıp sonra düşünüyor. Ben genellikle yapmadan önce düşünürüm. Tartarım. En çok ise o özgürlükçü yanını seviyor ve kendime benzetiyorum.

13.Tutku

Şu an en çok işime tutkuluyum. Hep daha iyisini yapmaya çalışıyorum. İyinin daha iyisi var çünkü hep...

14.Şöhret

Benim derdim kendimi nasıl geliştiririm, daha iyisi nasıl olur? Bu tip soruların yanıtlarını bulmaya çalışıyorum. Şöhret de işin bir getirisi sadece o kadar. Tanınmak ya da tanınmamak... Bence mesele bu değil. Oyunculuğun ünlülük, şöhret gibi dışsal etkenleriyle değil; oyunculuğun ta kendisiyle, kendimi geliştirmekle, daha iyisini yapmakla ilgileniyorum. Derdim bu benim.

15.Hayal

Benim hayalim; hem ekran önünde olup hem de sahnede olmak. Bu ikisini başarılı bir şekilde yapabilen büyüklerime imreniyorum.

6.Vakit buldukça 
Oyunculuktan başka şu aralar bir şey yapmaya vakit bulamıyorum. Ama boş zamanlarımda kitap okurum. Çok seviyorum roman okumayı. Bol bol film izlerim. Film koleksiyonum var. Tiyatro izlerim. Fotoğraf çekerim. Spor yaparım. Yogayı çok seviyorum mesela. Bir zamanlar çok fazla ilgilenmiştim.

7.Zaman

‘İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir’ diye bir cümle var. Edebiyat parçalayayım diye söylemiyorum. Gerçekten çok seviyorum bu cümleyi, çok doğru bence. Benim de zamanı durdurmak istediğim çok yer ve an var. Ben o anlara aitim.

8.Asla

Aslında ‘asla’larım vardı ama büyüdükçe ve onlardan ders çıkarmayı öğrendikçe ‘iyi ki’ dedim onlara.

9.En kızdıran şey

Köpeğim.

10.Kişisel gelişim

İnanırım, bu konuda da epey okudum. Ancak birçok kişisel gelişim kitabı aynı şeyin etrafında dolanıyor. Seçiciyim bu yüzden artık.

Röportaj ve Styling: Aslıhan Sever 
Fotoğraf: Nurdan Usta

1.Eğitim
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda tiyatro okudum. Hayalimdi orayı kazanmak. Orada okuduğum için şanslı hissediyorum.

2.Aile

Ailemle aram iyidir. 24 yaşındayım. Mutlu bir çocukluk yaşadım diyebilirim. Yaz’ın tam tersi yani... Bu yüzden hep onunla empati kurmaya çalıştım. Çünkü benim yaşadıklarımdan çok uzak bir aile yaşantısı var...

3.Oyunculuk

Küçükken annemlere sürekli taklitler yaparmışım. Annem de “Bu kızda bir şey var” dedi herhalde, beni ajansa yazdırmış. İyi ki de yapmış. Sonra ben zaman geçtikçe oyuncu olmaya, bu işin okulunu okumaya karar verdim. İyi ki de yönlendirmişler beni diyorum.

4.Değişim

Sanırım seyircinin gözünün önünde büyüdüm ve ister istemez eski zamanlarla kıyaslama yapıyor insanlar. Hani olur ya bayramlarda, özel günlerde, uzun zaman sonra karşılaştığınız akrabalarınız inanamaz değişiminize ve kabullenemez büyüdüğünüzü... Onların gözünde sabit bir yaşta kalır, hiç büyümezsiniz. Seyirci de böyle hissediyor sanırım...

5.İçindeki kadın

İçim dışım birdir aslında. Oynamam. Doğalım. Bu rol yaparken de yakalamaya çalıştığım bir durum. Doğallık ve samimiyet... Neysem, o olmak. Fazlası değil.