Erkekleri olduğu gibi kabul edin!

Onlar her zaman halklı değil mi? Ne yaparsanız yapın, gerçekte siz bile olsanız kazanan taraf, erkekler her zaman galip…

Erkekleri olduğu gibi kabul edin!

Yazı:Canan Danyıldız
İçgüdüsel olarak ya da tamamen kadına yenilme korkusundan olsa gerek, erkekler ne olursa olsun bütün savaşların sonunda haklı olmayı seviyor. O zaman kadına yalnızca onu idare edip anlamak kalıyor. Her koşulda zeytinyağı gibi su üstüne çıkmayı nasıl beceriyorlar bilinmez ama onları anlayıp kodlarına göre hareket edince mutluluğu yakalamanız işten bile değil…
Her zaman haklı olduklarını kabul edin
İnanması ve kabul etmesi biraz güç geliyor, farkındayız. Ama erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyet duygusunu besleyen en önemli fiil, sevdiğiniz erkeğin her koşulda haklı olduğuna kanaat getirmeniz. ‘Mış’ gibi yapmak da aranızdaki sorunları azaltmaya yetecektir. Unutmayın, kadınlar zaten doğuştan birçok üstün yetenekle doğuyor; çocuk doğurabilmek, besleyebilmek, en karmaşık sistemleri düzeltebilmek ve organize olabilmek. Erkekler, yapıları gereği birçoğundan mahrumlar, dolayısıyla da her zaman pohpohlanmaya ve gözünüzdeki değeri yüksek bulmaya ihtiyaçları var. Bu yüzden olabildiğince –gururunuzu incitmeyecek çok derin sorunlar - mağlubiyet bayrağını baştan kaldırın ve size olan bağlılığını arttırın.
Ailesine saygı gösterin
Sevgilinizin ya da eşinizin ailesiyle ilişkileriniz nasıl? Bazen iyi, bazen negatif ya da hep kopuk… Sevdiğiniz erkeğin ailesine göstereceğiniz saygı, aslında kendi ilişkinize yapacağınız yatırım gibi. Herhangi bir sorunda sonuna kadar siz mağdur olabilirsiniz ama hiç dert etmeyin. Hayatınızdaki erkek de zaten bunu biliyordur, ama sizin anlayışlı davranıp kenarda durarak sorunlara olgunlukla bakmanız onun gözündeki değerinizi artıracaktır. Aklınızdan çıkarmayın, şu an hayatındaki en değerli şey siz olabilirsiniz ama aile de paha biçilemez bir bütündür.
İşten gelince anlayışlı davranın
Ev kadını ya da işkadını, siz hangisisiniz? Aslında hiç önemi yok çünkü her iki meslek de kendine göre yeterince zorluklar içeriyor. Ama durun tahmin edelim! Sevdiğiniz erkek, işten gelince anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor. Hatta sizin anlattıklarınız ona dırdır bile geliyor. Kırılmanıza hiç gerek yok, gerçek olmasa da haklı olduğu fikrini belleğinize yerleştirdiniz ya da unuttunuz mu? Onlar dış dünyadan eve geldiklerinde kendilerini kahraman olarak görüyor. Sizin kahramanınız! Bunu kadınlar daha sık sık dile getirmese de uzmanlar erkeklerin sevdikleri kadınlar için mücadele ettiklerini, hatta çalışırken uzun saatler aramasalar bile yalnız onlar için çalıştıklarını vurguluyor. Bütün bu kahramanlık mücadelesinin ucunda aslında size muhteşem görünme fikri var, aklınızdan hiç çıkarmayın.
Anlatmayın, gösterin
Akşama kadar hatta sabaha kadar söylendiniz, anlatmaya çalıştınız hatta belki çok ağladınız ama ne kadar kırıldığınızı asla görmedi. Kadınların bu tip davranışlarının erkekler için şımarıklıktan ya da kapristen öte olmadığını baştan söyleyelim. Onlara ne kadar acı çektiğinizi ya da yanlış yaptıklarını anlatmak istiyorsanız, lisanınızı değiştirme vakti geldi. Erkekler, ancak gösterdiğinizde sizi anlayan bir yapıya sahip. Bazen sabırlı olup kısasa kısas yapmak sizi başarıya götürebilir. Onca sözcük ve göz yaşının yapamadığı hamleyi, onu aynı pozisyona koyarak yapabilirsiniz. Kadınlar, birçok cümleyi sarf edip bir o kadarını da karşıdan dinleyip yorumlama yeteneğine sahipler. Ama uzmanlara göre erkekler söylenenlerin ilk beş dakikasını anlıyor, gerisini dırdır olarak kabul ediyor. Üstelik açken ciddi bir konuşma yapmaya kalkarsanız bu süre daha da kısalabiliyor.


Hobilerini sevin fobilerini anlayın
Boş kaldığınız ilk gün, sizin değil de onun sevdiklerini yapmaya mı zorlanıyorsunuz? Hiç şaşırmadık! Balık tutmaya, futbol maçı seyretmeye ya da evde öylece uzanıp televizyon karşısında pineklemeye çalışıyor olabilir. Sizin isteklerinizin ve yapmaktan mutlu olduklarınızın hiç değeri yokmuş gibi görünebilir ilk bakışta, kabul. Ama unutmayın onlar çocuk gibidir, bahaneler bulup sizinle o hobileri ya da keyfi gerçekleştirmeye çalışacaklardır. Üstelik bunu yaparken de bütün hafta ne kadar yorulduklarını –sanki siz hiç çaba sarf etmiyormuşsunuz gibi- anlatarak mutlu olacaklardır. Erkeklerin büyümeyen birer çocuk oldukları bir gerçektir. Uzmanlar, bir zamanlar annelerine yapmak istedikleri şeyler için mızmızlayan çocukların, aynı şımarıklıkla sevdikleri kadınlara da davrandıklarının altını çiziyor. Kim önünde duran bu minik çocuğu kırabilir ki, değil mi?