İdeal kadın mıyım? Yanıtı: Olmak istemiyorum!

İdeal kadın, günümüzde her şeye yetişmeye çalışan kadın.

İdeal kadın mıyım? Yanıtı: Olmak istemiyorum!


Ufuk Tarhan (Fütüristler derneği başkanı): Gelecekte ‘rasyonel insan’ olacak
Gelecekte ideal, rasyonelle yer değiştirecek. Rasyonel; akılcı, aklı, bilgiyi, teknolojiyi, kaynakları ‘en faydalı için’ oluşturma halidir. Sevginin, şefkatin anlamını yeniden keşfedecek, spiritüel alana daha çok geçip, hayatlarımızı yeniden şekillendirip, anlamlandıracağız. Para, kariyer, mevki, araba, ev, statü vb. hırslarımızı, yaşam amaçlarımıza göre oluşturacak, bunları dengeleyeceğiz. Aklımızı, yüreğimizi, beynimizi dengeli, kişisel vizyonlarımıza göre yararlı kullanmayı odağa alıp, kadın-erkek olmayı değil, önce insan olmayı daha çok önemseyeceğiz. Kısacası gelecek, rasyonel insanları konuşacağımız, kadınerkek gibi sexist ayırımlara itibar etmeyeceğimiz daha akılcı, çalışkan, dürüst, sahici insanların çoğalacağı, böyle davranabilenlerin başarılı, mutlu olacağı bir gelecek olacak.
İdeal aşk ideal aşık
Belki de ideal aşk yerine gerçekçi aşkı yaşamak daha akıllıcadır, ama aşkın sembolü kalptir, beyin değil!

Sanıyorum, ideal aşıkla mükemmel aşk, insan hayalinin tehlikeli ama çok albenili ürünleridir. Bunlar gerçekte bulunmaz; ancak kurgu romanlar, masallar, efsane ve fi lmlerde mevcuttur. Çünkü dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan mükemmel ile ideal, yani kusursuz, eksiksiz, tamamlanmış insan olmadığı için ideal aşık da olamaz. Madem ideal aşk kurgu roman ve fi lmlerde olur dedim, o halde Hâlid Ziya Uşaklıgil’in şimdilerde yeniden gündeme gelen yasak aşk romanı: Aşk-ı Memnu’dan birkaç örnek vereyim. İdeal bir baba gibi görünen Adnan Bey, kendi yaşına ve kültürüne uygun, çocuklarının da çok sevdiği mürebbiye ile evleneceği yerde, kızı yaşında genç bir kız olan Bihter’i ideal sevgili olarak görür. Yani aslında kendine ideal eş olacak mürebbiyeyi görmez; ayrıca ideal bir baba da değildir. Bihter de sağlıklı genç kadınlar için doğal ve ideal olan genç erkek Behlül’ü arzular. Yani, Adnan Bey de onun için ideal sevgili değildir. Ancak Behlül için, ideal sevgiliden çok sevgililer vardır. Eğer Bihter’le Behlül kavuşsa, mükemmel insan olmadıkları için bir zaman sonra aralarında mutlaka sorunlar baş gösterecektir. Romeo ve Juliet gibi bir efsane aşkın sonu mutlu bitseydi bile aynı insani eksikler baş gösterecekti… Belki de ideal aşk yerine gerçekçi aşkı yaşamak daha akıllıcadır, ama aşkın sembolü kalptir, beyin değil!

İlknur Soydaş (Model): İdeal erkekte artış ileride olabilir!
Çağdaş, ileri görüşlü kendini geliştirmiş, yenilikçi kadın ideal kadındır. Ben de ideal kadına denk düşüyorum. İdeal erkek ise; sanatla da ilgilenmeli, spor da yapmalı. Kişisel bakımına özen göstermeli. Ama şimdiki erkekler maalesef iş bitiyor eve gidiyor, televizyon karşısına geçiyorlar. Ben de ideal erkeğimi buldum. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.

Semir Aslanyürek (Yönetmen): Sinemada Aliye Rona’dır...
Bana göre ideal kadın, sağlam kişiliği olan, ne istediğini bilen, hiçbir şekilde kendini meta olarak görmeyen, erkek kadar üretime katkısı ve buna paralel olarak toplumda erkekten az olmamak üzere söz sahibi olan, her türlü sömürüye karşı gelen ve adil bir dünya için mücadele bayrağını en ön saflarda taşıyan kadındır. Sinemamızda böyle bir kadın karakteri çizilmiş midir? Hatırlamıyorum. Kadın karakterlerimiz eski Yeşilçam sinemasındaki ya ‘Küçük Hanımefendi’ler ya da ‘buğulu gözlü’ devamlı ağlayan, erkeğin egemenliğinde, daha doğrusu kaderi bir veya birkaç erkek tarafından belirlenen, bedbaht ise yapay bedbaht, mutlu ise yapay mutlu olan kadındır. Eğer ‘ideal kadın’ değil de ‘güçlü kadın’dan bahsedecek olursak, bu da sinemamızda reel haliyle pek yansıtılmış değildir. Güçlü kadın tiplemeleri genellikle Aliye Rona’nın sıklıkla canlandırdığı ‘güçlü ve zalim ana’ tiplemeleridir. Dünya sinemasında ise benim için Rosa Lüksemburg karakteri ideal bir kadın karakteridir.

Şükran Moral
(Sanatçı): Adresi varsa ben de alayım!
Benim ideal kadın ve erkek kavramım, zamanına göre değişiyor. Güvenmek çok önemli… Zeki, kültürlü olmalı ve sevdiği bir işi olmalı. Hayatında birinci planda olmalıyım. Kadın haklarına saygılı olmalı. Evde kadının yükünü azaltmalı. Bana diyet yemeği hazırlamalı. Beni hediyelere boğmalı. Yatakta sinerjimiz olmalı… Kendine bakmalı, ama benim kremlerimi ve parfümlerimi kullanacak kadar değil! İdeal Türk erkeğine rastlamadım, bilen varsa adresini rica edeceğim.
Yazıya bir günümü anlatmakla başlayayım en iyisi… Sabah erkenden oğlumu doktora götürdüm. Muayene sonrası da hızla taksiye atlayıp kreşe yetiştirdim. Öğretmeniyle doğum günü organizasyonu için yapılması gerekenleri konuştum: Pasta siparişi, davetiyeler, arkadaşlarına minik hediyeler… Okuldan ayrıldıktan sonra fön için kuaföre gittim. Yaklaşık 10 dakikalık hızlı yürüyüş sonrası da servise yetiştim. Serviste sevdiğim kitabı okudum, müzik dinledim. İşe geldim. Yapacağım haberler için randevularımı aldım. Mesai saati bitiminde ise yine doğruca eve koştum; bu İstanbul trafi ğinde hemen öyle koşulamıyor ya, o da ayrı mesele tabii… Eve vardığımda dolapta yemek olmadığını fark ettim. Dışarıdan söyledim. Eşim yemek olayını sorun etmez, ama bunu istemeyen çok erkek tanıyorum… Neyse; yemek, bulaşık faslı derken, çocukla ilgilendim; eşimle günün muhasebesini yaptım. Bu arada biraz da televizyondaki sevdiğim diziye göz attım. Bitmediii… Kişisel bakım ve ertesi güne hazırlığı unutmayalım. Ve nihayet yatağa girdiğimde yarı baygındım… Şimdi sorarım size. Ben ‘ideal kadın’ mıyım? Yanıt; olmak istemiyorum! Çünkü yapamıyorum, zorlanıyorum. Sadece ben mi yapamıyorum merak ettim. O yüzden, bu ‘ideal kadın-ideal erkek’ konusunu yazmak istedim. ‘ideal’ olan nedir bilmek için…
İlk olarak da Psikiyatr Gamze Özçürümez’e danıştım.

Konuya, “İdeal kadın da yok, ideal erkek de... Ustam boşuna, ‘Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?’ dememiş...” açıklamasıyla giren Özçürümez, şöyle devam ediyor:

“Kime göre, neye göre?
Zaten kadınla erkek arasındaki sorunlar da bu ideal arayışından ve ideali buldum yanılsamasından kaynaklanmıyor mu çoğu zaman?
Aşık olunca ‘İşte O! O mükemmel insan!’ diyoruz. Peki, o mükemmel, ‘ideal’ insana ne oluyor da yerle yeksan oluyor tüm hayallerimiz?”

Deniz Doğan (Tasarımcı): “İdeal eşimi buldum!”
Taraflar, birbirinin söylediklerini doğru şekilde anlayabilecek kadar aynı ve eksikliklerini tamamlayıp yeri geldiğinde birbirine omuz verebilecek kadar farklı olmalı. Böylelikle birbirlerinin ideal eşi olacaklardır. Herkes için ideal bir kadın veya erkek olduğunu düşünmüyorum. Daha yeni evlendiğimi düşünürsek, benim ideal kadınımın kolay bulunur bir tip olmadığı anlaşılır herhalde… Ben ideal eşime kavuştum. Mutlu bir evliliğim var.

Tolga Çıklaçiftçi
(Tiyatro Oyuncusu): “O kadını buldum”
Bedeniyle kimliği arasındaki ilişkinin farkında olup, toplum içinde, kimliğine önceden yüklenmiş olan bütün görev ve sorumlulukları gözü kapalı kabullenmek yerine, kendi inisiyatifinde düzenleme gücüne sahip, sadece kadın kimliği ile değil, insan kimliği ile de var olmanın yollarını bulmaya çalışan kadındır. Ben ideal kadınımı buldum.

Aziz Kedi:
“Ülkemizde 350 ideal insan var!”
‘Modern’ ve ‘ideal’i, birbirlerinin parantez içindeki eşanlamlıları kabul ediyorsak, bu tanımı yapmak daha da imkansızlaşıyor. İdeal kadın, ideal erkeğin üreme ve hormon sistemi biraz daha farklı, xx kromozom çiftine sahip versiyonundan başka bir şey olmasa gerektir. Ben, çağımı ve içinde yaşadığım coğrafyayı ideal bir şekilde temsil edecek kadar modern, ilkel, melez, ne idüğü belirsiz, yalancı, rasyonel ve irrasyonel bir erkeğim. Benim kriterlerime göre, ülkemizde yaklaşık 300-350 tane ideal insan var. Bunlar ideal (modern) insan diye bir şey olmadığına inanıyorlar. Hepsiyle tek tek konuştum. 100 kadar erkek ve 200 kadar da kadın söz konusu. Ülkemizdeki modern kadına Yeşim Salkım ve modern erkeğe de Nihat Doğan’ı örnek gösterebilirim.

Mehmet Turgut (Fotoğrafçı): “Herkes ideal eşiyle karşılaşmıştır”
Aşırılıklarımız, hissetme sekansımızdaki iniş ve çıkışlar, zaman zaman kontrol edemediğimiz hareket ve sözlerimiz, karşımızdaki insanı ya da insanları rahatsız ve tedirgin edebilir. Bunu ne kadar minimuma indirebiliyorsak o kadar idealiz. Herkes hayatında birkaç kez ideal eşiyle karşılaşmıştır ama onu kaybedene kadar ideal olduğunu anlayamazsınız. Zaten onu da kaybettikten sonra sizin, onun gözündeki idealliğiniz de tartışmaya açık bir hal alır.

Resimde ideal erkek
Ressam Desen Halıçınarlı, sanat tarihinde ‘ideal’ olarak betimlenen erkek bedeninin, salt ‘arzu’ nesnesi olarak betimlenen kadın bedenlerine kıyasla, fiziksel gücü ve ruhsal erdemleri ile de bir araya geldiğini söyledi. Eski Yunan ve eski Roma’nın, ‘ideal’ erkek tasarısının kaynağı kabul edildiğine dikkat çeken Halıçınarlı, “Bunun yanı sıra en çok gözümüze sokulan örnek Michelangelo’nun 18 fit yüksekliğindeki mermer heykeli Davud’dur (1501-1504). Plastik olarak kuşkusuz bir şaheser; fiziksel olarak kusursuz, kahraman, güçlü, büyük ve pek çok erkeği rahatsız edecek derecede cinsel” diye konuştu.