Sorular, işaretler ve sırlar!

Bir ilişkide insan karşı taraf hakkında her şeyi bilebilir mi?

Sorular, işaretler ve sırlar!

Yazı: Filiz Şeref

İnsanların evlilikte dahi eşinden sakladığı sırları olabilir mi? Peki bu sırlar, sonsuza kadar saklanabilir mi? Karşı taraf bazı şeyleri anlar da anlamazdan mı gelir, yoksa aynı evde yıllarca
yaşanmasına rağmen karşı tarafın sakladığı şeyler gerçekten var olabilir mi?

Aklımıza takılan bu sorularla çıkınca yola, kafamız karıştı iyiden iyiye. Evet elbette insan sevgilisinden saklamak istediğini saklayabilir belki rahatlıkla; ancak sorun şu ki, nereye kadar saklar, ne kadarını saklar? Karşı taraf hiç mi neler döndüğünü anlamaz? Yolu daha fazla uzatmadan kestirmeden gidelim mi sonuca? Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk diyor ki; “Yalan söyleyebilmek ve bir şeyleri başkalarından gizleyebilmek temel yaşam becerileri kapsamındadır ve insan hakları beyannamesiyle de koruma altına alınmıştır. Her kim ki, eşiniz de dahil, sizden vermek istemediğinizden daha fazlasını talep eder ve ısrar eder, tez ipini çekiniz efendim. Nokta.”

Bu da demek oluyor ki, saklayabilirsiniz ve ayrıca saklama hakkınız da var. Hatta bazı sırların olmasının da çok normal olduğu görüşünde Psikolog Konuk: “Eğer yakınlarım da dahil birilerinin derimin altında olan bitenle ilgili her şeyi bildiğini düşünmeye başladıysam, anlayalım ki ruh halim pek de iyi değil. Bana ait, yalnızca benim bildiğim ve kendime sakladığım bir
yanım yoksa, ‘ben ve o’ ve ‘ben ve evren’, yekvücut olmuşuz demektir. Aşk halleri ve mistik yaşantıda buna izin vardır; yeter ki meseleyi abartmayalım.”

Varlığım varlığına armağan olsun!
Peki bir insan, karşı taraftan mal varlığını da gizleyebilir mi? Biz bu konuyu tartışmaya zaten maddi sırlardan yola çıkarak geldik itiraf edelim. Amerika ve Avrupa’da şöyle bir durum var... Özellikle orta sınıf daha ilk günden başlayarak ciddi bir tasarruf eğiliminde ve ailenin geleceği planlanmış. Herkes kimin neye sahip olduğunu ve ne kadar kazandığını biliyor. Kayıt dışı faaliyet yüzde 10-15 dolayında ve çiftler mali yılın sonunda ortak beyanname veriyor. Psikolog Konuk Türkiye’de ise durumun şu şekilde olduğunu söylüyor: “Bir araştırmaya dayanmasa da, genel izlenimim; ülkemiz Türk erkeğinin genelde, mümkünse gelirini ve sahip olduklarını eşinden gizleme eğiliminde olduğu doğrultusunda. Eşinin maaşını dahi bilmeyen kadınlara rastlamışımdır. Bu politikanın daha çok kadın tayfasının ev-araba çeşidinden tüketim arzusunu frenleme amacını hedeflediğini düşündürecek yeteri kadar ‘vaka’ görmüşümdür.”

Cüneyt Evirgen
Diş Hekimi
“Yıllarca saklamak mümkün olmaz”
İnsan sürekli değişen bir varlık, eğitim seviyesi edindiği kültür, meraklı olduğu konular, üretkenliği, kişinin sürekli bir değişim içinde olmasına neden olur ancak öz değişmez. Bizler
özümüzde ne isek kurduğumuz bağlar da ona göre değişir. Hayatta üstlendiğimiz roller arkadaşlık, sevgililik, akraba, kardeş, eş olma durumumuz da buna göre değişiklik gösterir. İyi
arkadaşlık bağları kurmuş olmamız iyi sevgili ya da eş olacağımız anlamına gelmez, çünkü ikili ilişkilerdeki beklentiler, paylaşımlar arkadaşlıktan farklı. Bir ilişki içinde partnerimiz ile ilgili her şeyi bilmemiz mümkün değil. Korkular ve egolar kişinin kendini nasıl anlatmak istediğine göre değişir. Yaşadığımız yüzyıl ilişkilerin de değişmesine neden oldu sanki. Tam anlamıyla açıklık zaafiyet olarak algılanmakta; ‘cool ‘ olma ve önemsememe daha çok talep alır oldu. Evlilikte/sevgililikte sır olmamalı ancak bu, çok idealize edilmiş bir fikir olur. Mutlu olmak için dürüst olmalıyız; zira karşımızdaki kişinin de duygularını incitmeden bir ilişki ancak dürüstlük ile yaşanabilir. İdeal olan çiftlerin birbirinden bir şey saklamaması, ancak ortada bir sır varsa yıllarca saklamak mümkün olmaz görüşündeyim. Saklamayı başarmış biri var ise onu ayrıca tebrik etmek gerek. Günümüzde para konusu çok alengirli bir hal almıştır, mal varlığını saklayan birçok kişi tanıyorum ya da herhangi bir ayrılma gündeme gelirse diye aldığı mülkü ya da var olan parasını babasının annesinin üzerine alan kişiler biliyorum. Bence bu durum ilişkiye güvenin/sevginin olmadığının başka bir kanıtı. Birlikte bir şeye sahip olma, birlikte o keyfi yaşama isteği olmayanların bir arada olmasına da gerek yok bence. Eşinin yolsuzlukla para kazandığını ya da eşinin kirli işler içinde olduğunu anlamayan bir kadın olacağına inanmak akılsızlıktır.

Gökhan Olgunöz
Grafik Tasarım
“Tam anlamıyla bağlanmamıştır”
İnsan her şeyi bildiğini zanneder, ancak karşı tarafın içten içe neler sakladığını ya da neler çevirdiğini asla bilemez. İlişkilerimde yaşadıklarımı göz önüne alırsam hep bu hataya düştüğümü söyleyebilirim hatta. Evlilikte de tabii ki insanların sırları olabilir fakat ufak boyutlardaysa ve evlilik statüsüne zarar vermiyorsa… Sonuçta sırlar sonsuza kadar saklanmaz; karşı taraf bir gün mutlaka durumu çözer bence, sonra da anlamazlığa verir. Para mevzusunda ise ikilem içerisindeyim; bence gizlenmemesi lazım fakat ayrılık söz konusu olunca
bu çok suistimal edilen bir konu haline geliyor. Sonuçta parasal anlamda eşinden bir şey saklayan kişi içinde her zaman bir ‘acaba?’ duygusu ile yaşıyordur ve eşine tam anlamıyla bağlanmamıştır, mutlaka bir B planı vardır.

Haşim Yılmaz
Serbest Meslek
“Hayati olmayan şeylerin saklanmasında sakınca yok”
‘40 yıllık evliyim, halen eşimi gerçekten tanıdığımı düşünmüyorum!’ diyen insanlar çıkıyor karşımıza. Ben insanın partnerini tam olarak tanıyabileceğine inanmıyorum. Kendi yaşadığım
ilişkilerden de yola çıkarak, bir insanı tam olarak tanımanın mümkün olmadığı görüşündeyim. Ancak sağlıklı bir ilişkide, eşlerin birbirini iyi tanıması ve birbirleriyle ilgili her şeyi bilmesi gerekir. Günümüz dünyasında böyle bir ilişki parmakla gösterilecek kadar az. Eşlerin birbirine tahammül sınırı günden güne azalmakta. Bu durum hayatın daha yorucu hale gelmesine, 
stresi arttırmaya, küresel değişimlerle beraber Türk aile yapısının geçmişteki özelliklerini yitirmesine ve bunların sonucunda daha bireysel ve bencil tutumlar sergilenmesine, eşlerin yuva, aile ve sadakat kavramlarında esnek davranmalarına sebep olabiliyor. Bu da insanların, partnerlerin ya da eşlerin birbirinden birtakım şeyleri saklamalarına neden oluyor. Bununla beraber bazı ilişkilerde sorun olmaması adına çok hayati olmayan şeylerin saklanmasında sakınca olmadığını da düşünmekteyim. Tabii ki bu durum güven, sadakat gibi ilişkinin temelini oluşturan alanlarda olmamalı. İki birey birbirinden mal varlığını ya da haksız kazanç elde ediyorsa bunu saklayabilir. Ancak bence böyle bir durum fark edilir. Sonuçta böyle bir durumda erkekler eşine sundukları yaşam şartlarını mutlaka iyileştireceklerdir. Bunun eşinden saklanabileceğine çok inanmıyorum.Peki eşiniz usulsüz yollarla para kazanıyorsa onun neler yaptığını anlamamanız mümkün mü? Çok tartışmalı bir soruyla karşı karşıyayız. Çünkü bu konuda insanlar iki ayrı görüşte. Kimi anlamaması mümkün değil diyor, kimi de anlamaması ihtimali de yüksek diyor. Psikolog Emre Konuk ise, “Ortada kayıt dışı çok para varsa, harcananla görünenin dışında, eş dahil kimsenin ruhu bile duymaz. Örneğin paranızı yurt dışına çıkarır, ülkenizdeki işinize kendi paranızla kredi açar, ödediğiniz kredi borçlarını masrafa geçer, daha az vergi öder, işinizi geliştirirsiniz. Kadınlar bu işlerden anlamaz, merak da etmez, çocuklarını büyütür, ‘bir gün adam azarsa’ diye mümkün olanı koparmaya çalışır ve onunla yetinir. Erkek tayfası da eşinin
kendisini ‘eninde sonunda tırtıklayacağını düşünerek’ malını mülkünü saklamaya çalışır. Adam sakladıkça eşi bastırır, kadın bastırdıkça eşi saklar. Yani bu tarz ilişki ya da bu döngüye her ikisi de katkıda bulunur. Biri ötekinden daha masum değildir” diyerek özetliyor durumu.

Peki ilişkiler ve sırlar hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Çevremizde böyle bir sorgulamaya gittiğimizde, sırları olmayan bir ilişkinin olmasının mümkün olmadığı sonucuna vardık. Karşı taraf ne kadarını isterse o kadarını biliyoruz aslında. Lakin, şöyle de bir gerçek var bunu da hepimiz bilmeliyiz sanıyorum; ortaya çıkmayan sır yoktur!

Burcu Güven
Kurumsal İletişim Uzmanı
“Babana bile güvenme demişler”

Bir kadın ile bir erkek belki flört döneminde her sırrını paylaşmak istemeyebilir ama evlilikte durum farklı olmalı. Flört ederken çiftlerin kendilerine ait bilgilerinin tam detaylarını ya da mal varlıklarını tamamıyla anlatmaması doğaldır. Eşinizin/sevgilinizin her koşulda sizin yanınızda olacağını bilmek ve güvenmek zaman alacağından insan kendini koruma güdüsüyle tedbirli
davranmak isteyebilir. Ama evlilik kararı alan kişilerin arasında sırların olmaması gerekiyor. Bu şeffaflık karşılıklı olmalı. Bir tarafın sırlarını ve mal varlığını saklaması diğer tarafta güvensizlik yaratacağından eşler, birbirinden bir bilgi saklamamalı. Ama kişi kendi tedbirini de almalı. Sonuçta babana bile güvenme demişler. Bir insan eşinin işini ve kazancını bildiği
halde ekstradan kazanılan paraları görüyorsa bunu da sorgulaması gerekir. Karşı tarafın da tüm kazanılan paranın kaynağını anlatması gerekir. Sırlarla ve soru işaretleri ile dolu bir evlilik ya da ilişki sağlıklı yürüyemez.

Zeynep Altınçekiç
Marka Yönetmeni ve İletişimci
“Her şeyi bilemezsin ama bildiğini sanman sağlanır”
Kadın ve erkek dünyada var olmaya başladığı andan itibaren sırların başladığı bir gerçek. Çocukken yapılan bir hatada, anneden duyulan ‘aman baban duymasın’ bunların belki de en safı. Kadın ve erkek, ilişkilerinin en başından itibaren birbirlerine dürüstlük konusunda söz verse de, bunu her iki taraf da hiçbir zaman yerine getiremez. Mutlaka birbirinin her şeyini bilen çiftler vardır, ancak ben bunların istisnadan ileri gitmediğini düşünüyorum. Günümüzde ise bu daha da ‘gizli-saklı’ ilerliyor. Çiftler arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını, 
anlattıklarını asla sevgilileri-eşleri ile paylaşmıyor. Özellikle sosyal medyanın hayatımızda edindiği yer, bu sır perdesini daha da büyüttü. Orada yaşanan ve kalan şeyler olduğuna
inanıyorum. Her iki cinsin de ayaklarının üstünde durduğu, iş hayatının olduğu bu modern dünyada, ne erkek kadının ne kadın erkeğin kazandığı parayı gerçekten bilmiyor, tarafların bilmesini istediği kadarını biliyor. Ancak yaşam standartları hızla değiştiğinde sorgulamalar başlıyor. O da işimize geldiği kadar… Evli bir iş kadını olarak ben, her şeyimiz az çok belliyken, eşim bana kalkıp ultra lüks bir yat alsa, ‘hayırdır’ diyenlerden olurum. Alacağım cevaba da aklıma yattığı kadar inanırım ya da inanmam, aklıma yatmazsa ilk anda sorgulamam, derinden araştırır, hoşlanmadığım bir şey varsa tepkimi öyle koyarım. Hiçbir sırrın sonsuza kadar saklı kalmayacağını düşünenlerdenim ama istisna yaratamayız demiyorum.