Sosyal medya aranızı bozmasın

Hızla gelişen teknoloji ve beraberinde getirdiği sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. 7’den 70’e herkes bu mecranın içinde. Fotoğraf paylaşmak, bilgi edinmek, iletişimde kalmak… Ama nereye kadar? Sosyal medyanın hayatımıza etkisini mercek altına aldık.

Sosyal medya aranızı bozmasın

Yazı: Elif Ergün Tunçer

Cep telefonlarının ve internetin bulunduğu her yer artık sosyal bir ortam. Yani artık çantamızda, cebimizde sosyal ilişkilerimizi taşıyoruz ve her an sosyal çevremizin yaptıklarından haberdarız. Hayatımızı kolaylaştırdığı yadsınamaz ama aşırı sosyal kullanımının da ilişkilerimizi yıprattığı bir gerçek. 10 dakikada bir telefonunuza bakıyorsanız, biriyle konuşurken bile gözünüz cep telefonunuza kayıyorsa, sevgilinizle birlikte romantik bir yemek yerken önce fotoğraf paylaşıp ardından sürekli kaç "like" aldığınıza bakıyorsanız, tehlike çanları çalıyor demektir. Nişantaşı Psikiyatri Merkezi’nden Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, sosyal medyanın ilişkiler üzerine etkilerini bizimle paylaştı.

Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, kullanıcılar günde üç saatini sosyal medyaya ayırıyor. Bu yıl haziran ayında yapılan bir araştırmada ülkemizde en çok kullanılan sosyal medya alanlarının sırasıyla youtube, facebook, instagram, twitter, whatsapp ve messenger olduğu ortaya çıktı. Dünyada ise 2,5 milyardan fazla insan sosyal medyayı kullanıyor. Sosyal medyayı uygun bulup bulmamanın ötesinde, bu gerçekle nasıl uyum sağlayabiliriz kısmı önemli bir hale geliyor. Yrd. Doç. Dr. Üney, konuyla ilgili şu yorumu yapıyor: “Tabii ki sosyal medyanın olumlu ve olumsuz tarafları var. Arkadaşlarımızın yaptıklarından haberdar olmak kısmen yalnızlığımızı unutturuyor, uzak olduğumuz kişilerin yanımızda olduğunu hissediyoruz. Bununla birlikte sosyal medya günümüzde birçok kişi için ne kadar sevildiğini, ne kadar önemsendiğini veya ne kadar beğenildiğini ölçme aracı haline geldi. Takipçi sayısı, yapılan yorumlar, ‘like’lamak insanların önemli bir kısmı için çok önemli hatta kendi değerini biçmek kadar. Sosyal medyanın kuşkusuz ilişkilere de önemli bir etkisi var. Bu etki uzun zamandır tartışma konusu. Bazıları olumlu taraflarını savunsa da ilişkileri bozduğu yönünde görüşler de bulunuyor. Aslına bakarsanız sosyal medyanın ilişkilere yararından çok, ilişki kurmaya faydası bulunuyor.

Birçok yüz yüze ilişki kurma sorunu yaşayan insan, sosyal medya kanalıyla ilişki kurma şansı buluyor. Bununla birlikte ülkenin başka bir köşesindeki hatta dünyanın başka bir yerindeki birisiyle tanışıp ilişki geliştirme olasılığı olabiliyor. Ayrıca aynı şehirde, aynı semtte hatta aynı binada yaşayan ya da çalışan insanlar bu şekilde birbirlerine ilgilerini belli etme olanağı buluyor. Aynı sosyal ortamda bulunmayan insanlar bu mecra sayesinde tanışıp aynı ortamı paylaşabiliyor. Günümüzde sosyal medya aracılığı ile kurulan ilişkilerin bir kısmının evlilikle sonuçlandığını görüyoruz. Ancak kurulan ilişkileri her zaman olumlu etkiliyor mu, burası bir soru işareti.”

Aldatmayı kolaylaştırıyor mu?
“Ülkemizde her beş evlilikten biri aldatma nedeniyle son buluyor. Sosyal medyanın başka kişilerle ilişki kurmadaki kolaylığı düşünüldüğünde, aldatmaya daha rahat zemin hazırladığı bir gerçek. Ancak aldatma nedeni sadece sosyal medya mı?” diyen Yrd. Doç. Dr. Üney, şöyle devam ediyor: “İnsanların aldatma gerekçelerinin en önemlileri; çatlamış bir ilişki, katlanılamaz sorunlar, intikam gibi nedenler. Bunların çoğu, sorunlu bir ilişkiye işaret ediyor. Kişiler sorunlu bir ilişki yaşadıkları için aldattıklarında, bunun sorumlusu sadece sosyal medya olabilir mi? Sosyal medya, aldatmak isteyen birisi için kolaylaştırılmış bir alan. Yüz yüze tanışmadığınız birisiyle konuşurken gerçeği gizlemek, yalan söylemek gibi durumlar daha kolay olabiliyor. İnsanlar kendilerini farklı kimlikler, farklı isimler, farklı fotoğraflarla tanıtıp fake (sahte) hesaplar açabiliyor. Bu da aldatma öncesi bir ipucu olarak değerlendirilebiliyor.

Sosyal medyanın aldatmalardaki rolü, çoğunlukla bu niyette olan biri için kolayca diğer insanlara ulaşabilmesi. Bu durumda; kişilerin sosyal medyayı suçlamaktan çok, ilişkilerinin ne durumda olduğunu fark etmesi gerekiyor. Eğer ilişki kötü gidiyorsa birbirini suçlamadan çözümler bulmak, ilişkide kendisinin ve karşı tarafın yanlış tutumlarını beraberce değerlendirmek daha önemli. Bunu önemsemeyip, aldatan kişinin aldatmak için bulduğu kişiyi, nereden bulduğu çok da önemli olmayabiliyor. Kişi aldatacağı kişiyi iş ortamından ya da herhangi bir sosyal ortamdan bulabiliyor. Bu nedenle; ilişki kötü gittiği sürece karşı tarafın sosyal medya kullanımını kısıtlamak çok da bir işe yaramıyor. İlişkisi iyi giden çiftler de zaman zaman sosyal medya nedeniyle aldatılmaya maruz kalabiliyor. Bunun en önemli nedeni ise sosyal medyadan ya da herhangi bir yerden tanıdığı kişinin ayartıcı davranışları olabiliyor. Eski sevgili, sorunlu ilişki yaşayan ya da intikam almak isteyen kişiler de kendilerine av arayabiliyor. Aldatmaların genelinde, temel güven duygusunun eksikliği yatıyor. Kişi eğer kendine güvenmiyorsa ancak birisi onu onayladığında bu duyguyu hissedebiliyor. Bu onaylanma, cinsel ya da duygusal olabiliyor. Kişinin temel güven duygusu yeterince gelişmemişse bu konuda profesyonel bir yardım alması uygun oluyor.”

Sosyal medya aranızı bozmasın - Resim : 1

İlişkileri zedeleyebiliyor
Ülkemizde her iki boşanmadan birinin nedeni ilgisizlik. Sıkça duyduğumuz bir söz var: “Elinde sürekli telefon, sosyal medyayı takip ediyor.” Yrd. Doç. Dr. Üney bununla ilgili şu yorumu yapıyor: “Aslına bakarsanız dikkat alanımızda ne varsa, gündemimiz genelde o olur. Sosyal medyanın karşısında uzun zaman geçirmek bir sorun olarak değerlendirilebiliyor. Hatta bazı kişiler sosyal medyada takip ettiği kişilerin neşeli ve eğlenceli yaşantılarını görüp, kendisi yaşayamıyorsa depresyona bile girebiliyor. Bu nedenle uzun süre sosyal medyayla ilgilenmek ilişkileri zedeleyebiliyor. Aslında insanlar flörtlerine ya da evli olduğu  kişilere mutlak güven duymak istiyor. Gizli saklı davranışlar, güveni zedeleyebiliyor. Dolayısıyla karşısındakinin hayatında neler olup bittiğini anlamaya çalışmak normal. İlişkilerde karşısındakinin, sosyal medyada da neler yaptığını bilmek doğaldır. Bunu kabul etsek de etmesek de insanların yeni sosyal ilişki alanı sosyal medya! İlişki içinde olduğumuz birinin, gününü kimlerle ve nasıl geçirdiği bizim için önemli.

Telefona şifre koymak, sosyal medya hesabında neler olup bittiğini göstermemek güven sorununa yol açabiliyor. Danışanlarımızın ilişkilerinde sosyal medya ile ilgili sorun yaşadığını ifade ettiklerinde, sonuna kadar açıklık konusunu gündeme getiriyorum. Açıklık, şüphe ve aldatmaların önündeki en büyük engel. Bazı çiftler birbirlerinin sosyal medya şifrelerini bilmek istiyor, ki bu çok doğal. Ancak karşı tarafın sosyal medyasına sürekli girmek ve bununla ilgili çok zaman kaybetmek uygunsuz oluyor. Ayrıca birlikte olduğu kişinin sosyal medyasına girerek onunla ilişkisi olduğunu düşündüğü kişilere hakaret mesajları atmak, listesinden çıkarmak, engellemek de uygun bir davranış değil. Bu izinsiz yapılamaz. Buradaki güven sorunu, ilişkiyi olumlu değil olumsuz etkiliyor hatta belki de sosyal medyada aldatma için bir zemin bile hazırlayabiliyor.”

Gereğinden fazla zaman ayırmayın!
“Sosyal medya bazen ilişkilerin kanını emen bir vampire benzetiliyor. Kendine güvenmeyen insanların burada onaylanma ihtiyacını gidermesi açısından bir tehlikesi olduğu açık. Ancak birliktelik yaşayan kişilerin sorunlu olan ilişkilere kafa yormadan sadece sosyal medyayı suçlamaları da uygun değil ve çözüm oluşturmaz. Bunların ötesinde sosyal medyaya gereğinden fazla zaman ayırmanın, aldatma ve güven problemleri oluşturduğu da günümüzün gerçeği.”

Sosyal medya her şey mi?
Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, bu soruya şöyle cevap veriyor: “Bazı kişiler sosyal medya paylaşımlarının ne kadar ve kimler tarafından beğeni aldığını çok merak eder. Hatta hoşlandığı kişinin kendisine ilgisini buradan ölçmeye çalışırlar. Bu durum da ilişkilerde sorun oluşturabilir. Kendisinin paylaşımını beğenmeyip, başka birinin paylaşımını beğenmesini bir aldatılma gibi algılayan kişiler mevcuttur. Çok da önemli olmayan bu durumun aşırı abartılması da ilişkiyi zedeleyebilir.”

* Formsante dergisinden alınmıştır.