Bahar Korçan'dan "Toz"

Bahar Korçan, 1982 yılından beri moda dünyasında pek çok kişinin hayalini kurduğu başarılara imza attı. Moda sektörüne çok ter akıttı, çok yoruldu. Artık bu çarkın bir halkası olmak yerine kendi zincirinin peşine düştü. Korçan’ın hayat yolculuğunu ve yeni koleksiyonu ‘Toz’u dinledik.

Bahar Korçan'dan

Her halka zinciri tamamlıyor
Moda yolculuğuna başladığımdan beri her şey bir zincirin halkası olarak hayatıma giriyor ve birbirini tamamlıyor. Bir koleksiyonun şiirini yazıp bir şeyin farkına varıyorum ve bir sonraki koleksiyon o farkındalıktan ortaya çıkıyor. Eski bir röportajımda demişim ki; “Moda tasarımı hayatımın bu döneminde benim için bir ifade şekli. İleride başka bir şekilde kendimi ifade edebileceksem başka bir şey de yapabilirim.” Hakikaten öyle. Yol beni nereye götürürse oraya gidiyorum.

Bahar Korçan tasarımları…

Bir kere zamansızdır. Doğal dokular en büyük özelliklerinden. Giyenin kendine ait bir parçadır. Aykırı durmaz, mutlu eder. Ve enteresan bir şekilde bir şeyin farkına varmanızı sağlar mutlaka.

Yaratıcı kokular 2015’te geliyor

Vavana ile birlikte hissiyata göre bir kolonya serisi hazırlıyorum. Bir psikolog arkadaşımla beraber çalıştık bu seri için. Kokuların ve tonların insan psikolojisinde uyandırdığı duygulardan yola çıkarak tasarladık kolonyaları; ‘Tatlı Telaş’, ‘Makul Kuşku’, ‘Yalın Sezgi’ isimleri. 2015’te sizinle tanışacaklar.

Hayvanlardan uzak durun!
Elimde bir güç olsa deri ve kürk kullanımını kaldırırdım. Aslında hayvanlara eziyet eden her şeyi kaldırırdım. Beynimde hayvanlara eziyet edip ayakkabı yapmayı algılayabilecek, anlayabilecek bir çip yok.

Kendinizi sevin

Kadınlar giyinirken kendine çok acımasız davranıyor. Bunun altında da mükemmel olma duygusu yatıyor. Sağlığı bir tarafa koyuyorum ama ne olursa olsun herkes zayıf ve mükemmel olamaz. Böyle bir zorunluluk yok. Eğer kadın kendiyle mutluysa, ne olursa olsun kabul etmişse inanın giydiği de yakışıyor. Mükemmel vücutlu ama kendiyle barışık olmadığı için giydiği hiçbir şeyle enerjisi bütünleşmeyen ve yakışmayan birçok güzel kadın tanıyorum. Göbeği olan, şişman ama kendiyle mutlu kadınlar da tanıyorum.

Ayakkabı tutkusu
İyi ayakkabı ödün vermemeniz gereken tek şey! Düz siyah bir elbisenin altına giyilecek kötü bir ayakkabıyla vasat görünürsünüz. Çok iyi dizayn edilmiş bir ayakkabı giyerseniz o zaman gerçekten şık olursunuz. Kombinasyonu doğru yapmaktaki en önemli nokta ayakkabı. Vario’da satılan Ernesto Esposito’nun ayakkabıları benim favorilerim! Favori stil kadınları
Stilini beğendiğim pek çok kadın var. Sokaklar kendine has insanlarla dolu. Ferhan İstanbullu, Fem Güçlütürk ve Bige Ökten’in giyim tarzını çok beğeniyorum. Bu üç kadına bakınca giydikleri markaların etiketlerini değil, kadının kendisini görürsünüz.

Yazı: Sinem Gürleyük

O Türkiye’nin en tecrübeli ve başarılı tasarımcılarından biri. Sadece moda konusunda değil, pek çok konuda rüşdünü ispatladı. Seramik tasarladı, koltuklar giydirdi, şiirler yazdı… Tasarım yeteneğini sanatla birleştirip hepimizin hayran olduğu işler ortaya koydu. Derin düşüncelerle hazırladığı koleksiyonlarını zamanın hızına yetiştirmekten vazgeçen Korçan, artık canı ne zaman isterse, ne zaman kendini hazır hissederse o zaman koleksiyonlarını sahipleriyle buluşturuyor. İki senedir üzerinde çalıştığı ‘Toz’ koleksiyonuyla yakında yeni bir yolculuğa çıkıyor. Çok detay vermiyor ama bir sergiyle tanıtacağı koleksiyonunun insanları çok oyalayacağını, bir bulmaca gibi kendi yolculuklarına çıkmalarını sağlayacağını söylüyor. Farkındalığın kocaman bir boyutu olduğunu vurguladığı yeni tasarımları için büyük heyecan duyan Korçan’ın kadınlara en büyük tavsiyesi giyinirken kendilerine acımasız davranmamaları.

 “Asıl isteğim inandığım felsefeyi paylaşmak”
Artık moda sisteminin içinde çok fazla olmak istemediğimi herkes biliyor. Her sezon iki koleksiyon, her ay yeni ürünler… Sisteme hizmet ederken sizden istediklerini hızla vermediğiniz zaman o dişlilerin arasında kaybolup gidiyorsunuz. Alexander McQueen gibi bir dehayı bile intihara sürükleyen bir sistemden bahsediyoruz. Tam o dönemde kendime bir sene zaman verdim, kendimi yeniden dinledim. Ben bu kadar zamansız bir şey yaparken ve esas derdim insanlarla inandığım felsefeyi paylaşmakken, bu acayip kapitalist ve insanı yok eden sistemin içinde benim ne işim var dedim. O farkındalıktan sonra sistemden kendimi soyutladım. Ne zaman istersem, ne zaman hazır olursa o zaman bir koleksiyon hazırlıyorum.

Farkındalığın ‘Toz’ boyutu
İnandığım felsefe hayatı biraz daha farkına vararak yaşamak üzerine… Çok kısa bir oyun hayat. Onun için her an çok kıymetli. Ben de mesleki yaşantımla felsefemi birleştirip öyle yaşamaya çalışıyorum yıllardır. ‘Toz’ da aslında geldiğim enteresan bir nokta. Toz bilimi diye bir şey var. Uzaydan her gün dünyaya düşen korkunç miktarda bir toz var. Halbuki o tozun her tanesi bize çok şey anlatıyor. Çöldeki bir toz ya da şehirde balkonda biriken toz… Hangi insandan ya da hayvandan geliyor? Neticede topraktan var oluyoruz ve öldüğümüz zaman bedenimizi toprağa gömdüklerinde aslında evrenden aldıklarımızı geri veriyoruz. Ve sonunda bir toz tanesi olarak yolculuğa katkıda bulunuyoruz. O kadar ufak şeyleri kafaya takıp hayat sonsuzmuş gibi yaşıyoruz ya hani, işte bu noktada farkındalığın kocaman bir boyutu toz.

Moda dünyasında en büyük izi yaşadığı dönemde çığır açtığı için Coco Chanel bıraktı. Hiç olmaması gereken bir yerde beklenmedik bir çığır açtı gerçekten. Tabii ki başka kadınlar da var ama en büyük darbe Coco Chanel’e ait.