Sosyetik marketing!

Yeni bir pazarlama stratejisi...

Sosyetik marketing!

Sosyetik marketing (pazarlama) söz konusu olduğunda, Hilton otellerinin varisi Paris Hilton, dünyadaki en iyi örneklerden biri. Gittiği partide sadece 20 dakika görünmek için bile 200 bin dolar alan çılgın kadın, hiç de aptal sarışın olmadığını ispatlıyor! Bu arada şu notu düşmeden de edemiyor: Eğer parti Japonya'daysa daha fazla alıyorum! Hatta şu sıralar, kendi kazandığı paralarla aldığı eve taşınmanın gururunu taşıyor ve bunu herkese anlatıyormuş! E, hakkıdır, ne de olsa alın teri!

Yani artık bir yerin açılması kadar orada bulunan cemiyet hayatından insanlar da önem taşıyor. Böyle olunca cemiyet hayatından çevresi olanlar sırf bu çevredeki arkadaşlarının davete gelmelerini sağlayarak bir iş yapıyorlar. Bunun son örneklerinden biri, Loréal ve Nestle'nin saç dökülmesine karşı yeni ürünü Inneov Densite'nin Tuus Restaurant'ındaki sohbet toplantısı şeklindeki tanıtımıydı. Dr. Osman Müftüoğlu'nun saç sağlığıyla ilgili bilgi verdiği toplantı, Image Halkla İlişkiler ve cemiyet hayatından Leyla Aral işbirliğiyle düzenlendi. Toplantıya katılanlarsa yine cemiyet hayatının önemli isimleriydi: Feryal Gülman, Monic Benardete, Nermin Bezmen, Ayşe Azizoğlu...


Siren Ertan Çarmıklı: “Yeni bir pazarlama tekniği, neden olmasın!"
"Bir yakınım, ortak bir tanıdığımız aracılığıyla Oht peptide 3 adlı ürünü kullanmamı istedi. Beğenirsem bunu dile getirmemden memnun olacaklarını söylediler. O şekilde başladım, çok da memnunum. Şimdi göz çevresi ürününü göndermişler. Ondan da memnun kalırsam, söylemeye devam edeceğim. Çevreme memnun kaldığımı söylüyorum, bu da markaya bir katkı sağlıyor tabii. Çünkü neticede ben önerdiğim için onaylanmış oluyor. Buna yeni bir pazarlama tekniği de diyebiliriz, neden olmasın. Bence bir ürüne bir firmanın çok güzel demesindense, bunu kullanıcının dile getirmesi çok daha geçerli bir yol. Kullanıcının kimliği de önemli tabii. Güvenilir olması ve ürünle örtüşmesi şart. Mesela, ben güzel bulunan bir kadın olduğum için güzelliğimle ilgili bir ürün söylediğimde bunun bir geçerliliği var. Bizim görüşmemiz ticari başlamamıştı, ama neden olmasın tabii ki ticari olabilir. Zaten bu dünyada gizli reklam olarak uygulanıyor, tamamen bir marketing stratejisi. Davetlere katılmaksa bambaşka bir konu. Evet, ticari amaçlı davete katılma teklifleri aldım, ama hiç böyle bir şeye katılmadım. Sadece eşimin dostumun davetlisi olarak katılıyorum. Bence Türkiye’de cemiyet hayatından kimseler böyle bir şey yapmıyor. Dünyada örnekleri var. Ivana Trump, bunun için bir ücret isteyebilir, gayet hakkıdır, ama Türkiye’de profesyonel model, manken ve şov dünyasından insanlar dışında sosyete dediğimiz kesim davetlere ücretli katılmıyor. Bizler için rica veya vakıf yararına olması yeterli."

Daha önce Beymen'in halkla ilişkilerini yürüten, sonra da kendi PR şirketini kuran Banu Birkan da "Cemiyet hayatında sırf çevresi ve ilişkilerinden dolayı halkla ilişkiler yapan isimler var. Burada önemli olan, mesleki bilgi birikiminden ziyade tamamen çevre ve krediler. Ama buna çok karşı değilim. İhtiyaç olan hedef kitlelere daha çabuk ulaşabiliyor olması ve o çevreye takdim edilmesi için tercih edilen bir kolaylık" diyerek, Türkiye'de de bu yeni pazarlama yönteminin kullanıldığını doğruluyor. PR konusunda en eski isimlerden olan Ayşe Azizoğlu da cemiyet hayatından önemli şahsiyetlerin bin dolara davetli listeleri hazırladıklarını söylüyor. Azizoğlu, bu durumu hoş karşılamadığını hissettiriyor ve hatta ayıp bulduğunu ekliyor.

Ev partileri, karaoke partileri, konseptli partiler (hatırlatma: Mine Kalpakçıoğlu'nun sevgilisi Efe Önbilgin için hazırladığı sürpriz doğum günü partisinde herkes Efe Önbilgin maskesi takmıştı), ünlü markaların tanıtım toplantıları, hayır kurumlarının davetleri, doğum günü partileri, gece turları... Bunlar, cemiyet hayatının ünlü ve gözönünde isimlerinin basına yansıma sebeplerinden bazıları. Toplumun creme de la creme tabakası olarak da adlandırılan bu isimlerin her attığı adım haber; gittikleri mekan, kullandıkları ürün, taktıkları mücevheri olay oluyor. Bunun farkına varan lüks markalar da hitap ettikleri sınıfa seslerini duyurmak için çeşitli yöntemler geliştiriyorlar. Bu yöntemlerin en sonuncusu ünlü firmaların cemiyet hayatının önde gelen bir ismiyle anlaşarak, onun çevresindeki önemli isimlerle markayı buluşturması. Bu buluşma genellikle ünlü ismin ev sahipliği yaptığı bir partide gerçekleşiyor ve olayın basına yansıması da markanın pazarlama stratejisinde önemli bir puan kabul ediliyor. Aslında yeni bir pazarlama şekli bu. Ünlü isimlerin bazısı bunu halkla ilişkiler mesleği haline getirirken kimileri de arasıra projeye göre çalışıyor. Son zamanlarda sıklıkla tercih edilen bu yöntemin dünyada da örnekleri var. Örneğin Vogue gözlükleri ünlü top model Gisele Bunchen'le anlaşarak tüm dünyadan davetlilerin ağırlandığı çok büyük bir parti verdi.