Dünya metropolü Londra

Alışveriş yapmak, tiyatro izlemek, güneş batmayan imparatorluğun başkentini görmek ya da Soho’da eğlenmek. Londra’ya gitmek için herkesin başka bir nedeni olabilir.

Dünya metropolü Londra

Thames’ta  yolculuk ya da…
Big Ben’e doğru yürüdüğünüzde kendinizi Thames nehrinin üzerindeki Westminster köprüsünde London Eye’ı seyrederken bulacaksınız. İki alternatifiniz var; buradaki tekne turuna katılıp yolunuza Thames nehrinde devam edebilir ve son durak olan Tower of London yani Londra kalesini görebilirsiniz. 1078 yılında I. William tarafından yaptırılan kale tam bir Ortaçağ şatosu… İçerisi hala Ortaçağ’ı yaşatıyor! London Eye’a doğru devam ettiğinizde hem muhteşem bir kent manzarası, hem de akvaryum sizi bekliyor olacak. Ünlülere meraklıysanız Londra metrosunun Baker durağında inin. Balmumu heykel müzesi Madame Tussauds hemen karşınıza çıkacak. Yalnız biletlerinizi ya internetten ya da bilet ofislerinden alın. Çünkü müzenin girişinde bilet satmıyorlar. Saçma ama maalesef öyle… Buraya kadar gelip de kalabalıktan müzeye giremezseniz, metro çıkışının hemen yanında 221 B Backer Street var. Yani Sherlock Holmes’ün evi. Minik bir müze ama yeni de sevenleri için çok çarpıcı…

İngiliz bahçelerini keşfedin!
İngiltere bahçeleriyle ünlü bir kent! Zaten nasıl olmasın, sürekli yağmur yağıyor ve doğa alabildiğine coşkulu… Bir gününüzü Kraliyet Botanik Bahçesi Kew Garden’da ya da Richmond’ta geçirmek size terapi gibi gelecek. Dünyanın her yerinden gelen bitkileri ve endemik türleri gördüğünüzde İngiliz kumaşlarının neden o kadar çiçekli böcekli olduğunu daha iyi anlayacaksınız.

Mutlaka yapın!
• Londra akşamlarının en keyifli aktivitelerinden biri tiyatro. Müzikal ya da dram fark etmez! Sahnelemeler çok başarılı!
• British Museum, Tate Modern, Natural History Museum, Science Museum veya Albert Victoria Museum… İlgi alanlarınıza göre seçebilirsiniz! British Museum’un 1 saatlik turu bile merakınızı giderebilir.
• Meridyenin başlangıç noktası Greenwich’e uğramak ilginç olabilir.
• Antik çağda bilgeliğin sembolü olan Stonehenge merkeze bir-iki saat uzaklıkta…

Ne zaman gidilir?
Eğer soğuktan rahatsız olmuyorsanız yılın 12 ayı!

Nerede kalınır?

Tarihi Savoy oteli, görkemli mimariye sahip St Ermins Hotel, Londra’nın karakterini yansıtan The Bingham kalmak için harika adresler fakat daha ekonomik alternatifler istiyorsanız bir “home stay” ayarlayabilirsiniz. Evde kalmak aile yaşantısını görmeniz açısından da bir fırsat! homestaybooking.com gibi sitelere göz atın!

Ne yenir, ne içilir?
Her ne kadar Fransız ve İtalyanlar, “İngiliz mutfağını konuşmak 1 dakika sürer” diye dalga geçse de pub’lardaki lezzetler tadılmaya değer! Özellikle pazarları yapılan kızartmaları kaçırmayın!

Nasıl gidilir?
THY ve Pegasus uçtuğu gibi yabancı havayollarından da bilet bulabilirsiniz. Gider gitmez İstanbul kartın muadili Oyster almayı unutmayın, yoksa ulaşım size çok pahalıya gelir.

Yazı: Mürsel Çavuş

Londra'yı ziyaret etmek için herkesin kendince nedenleri olabilir. Mesela BBC’nin tadından yenmeyen Sherlock Holmes uyarlaması yüzünden 221 B Baker Street’e gitmek ve London Eye’ın tepesine çıkıp şehri oradan izlemek isteyebilirsiniz. Bir tiyatro cenneti olan şehirde, hayatınızda bir defa 80 paund’a kıyıp "Phontom of the Opera" dinlemek hayallerinizi süslüyor olabilir. Kate Middleton ve Prens William’ın saraylarının önünden geçebilir, kraliyet görkemini iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Londra’ya hayatınızda ilk kez gidiyorsanız uğrayacağınız ilk yer, şehrin kalbi olan Piccadilly Circus’tur. BBC’nin Sherlock Holmes’ünü seyrettiyseniz işte jenerikte gördüğünüz meydan burası… Burası tiyatro biletinizi almak, oturup fish & chips yemek, dükkanlarda satılan hediyeliklere bakmak için doğru adres… Her an bir sokak gösterisine de denk gelebilirsiniz. 

İlk gün mutlaka görün
Trafalgar meydanı, National Art Gallery’nin de bulunduğu meydan. Piccadilly’e yürüme mesafesinde… Resme veya tarihe meraklıysanız National Art Gallery başınızı döndürecek. (Skyfall’daki bir sahne de burada çekildi.) Dünyanın birçok ünlü ressamının eserleri burada sergileniyor. Az zamanınız varsa, en çok merak ettiklerinizden başlayın, zira insan kendini kaybedip bütün gününü resimlerin karşısında geçirebiliyor. Meydandan aşağı yürüdüğünüzde İngiltere Başbakanı’nın oturduğu ünlü Downing Street “10 numara”yı ve hemen yakınındaki Horse Guards' Parade’ta nöbet tutan atları görebilir, üniformalı askerlerle fotoğraf çekebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken caddenin bitimine doğru yürüdüğünüzde solunuzda Big Ben’i (biz ona Büyük Benjamin diyormuşuz) göreceksiniz. Dünyanın en büyük ikinci dört taraflı saati olan Big Ben, Victoria gotik stilinde yapılmış ve tam tamına 96.3 metre yükseklikte… Hemen yanındaki görkemli bina ise Westminster Sarayı... Bu saray birçok ressam tarafından resmedilmiş. Eğer resme ilginiz varsa Claude Monet’nin, Julian Barrow, Michael Heseltine, Henry Dawson, William Grieve’in yapıtlarına IPad’inizden göz atmak size yeni bir perspektif kazandırabilir.

Alışveriş
Burası bir alışveriş cenneti. Her semtte büyük mağazaları bulmak mümkün. Oliver Bonas, Urban Outfitters, Primark, Harrods özellikle görülmesi gereken yerler…

Para kazandıracak öneriler?
• Programınızı baştan yapın. Oyster almadan önce metro haritasını önünüze alıp hangi zone’larda gezeceğinizi belirleyin! Mesela 7-9 zona uğramayacaksanız 1-6 zone bileti almak size 30 paund tasarruf sağlayacak.
• Öğle yemeklerinizi marketlerden alacağınız sandviçlerle geçiştirin, bu hem yemek masrafınızı düşürecek, hem de size zaman kazandıracak.
• Hem tiyatroya, hem London Eye’a, hem Akvaryum’a gidecekseniz biletleri ayrı almayın, kombine paketleri tercih edin. Böylece her kombinde 20-30 paund tasarruf edersiniz.
• Kalacağınız yere yakın havaalanına uçmak avantaj olabilir ama hava alanının metro bağlantısını da göz ardı etmeyin! 01-12 paund tutan tren biletleri yüzünden ulaşımınız tahmininizden pahalıya gelebilir.