"Dürüstlük iş hayatında mutluluk getirir"

Profilo Dayanıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu lider olunmadığına, lider doğulduğuna inananlardan...


Peki, liderliğe geçiş süreciniz nasıl gerçekleşti?
Ben lider olunmayacağına, lider doğulacağına ve hatta bunun bir seçim olduğuna inananlardanım. Liderlik, içselleştirilmesi gereken bir davranış biçimi. Lider insan, şimdi şu an ya da hayatının herhangi bir noktasında lider oldum diyemez. Ben küçüklüğümden beri girdiğim her ortamda doğal lider oldum ve yanımdakileri hep sürükledim. Bugün bile bilerek ve isteyerek geri planda durmaya çalışırım ki başkalarına fırsat verebileyim ama bakarım ki olmuyor el atarım ve sonunda yine derleyenin, toparlayanın ve belirleyenin ben olduğumu görürüm. Bu kimi zaman hayal gücümün verdiği yaratıcılıktan, kimi zaman da kendimi daha iyi ifade edebilme yeteneğimden kaynaklanır. Kendime güvenirim, her zaman gerçekten istediğim bir şeyi başaracağıma da inancım sonsuzdur. Bu dün böyleydi, bugün de böyle ve inşallah yarın da böyle olacak.

İş konusunda hırslarınız var mı?
Tu¨m anlattıklarıma rağmen hayatım boyunca hırslı olmadım. Benim için hiçbir zaman kazandığım paranın ya da sahip olduğum makamın önemi olmadı. Ama başarmak ve bana hangi iş verilirse verilsin o işi en mükemmel şekilde, yani o işin tüm paydaşlarını memnun ederek başarmak en büyük tutkum. Bir yerlere geldiysem bu tutkumu ve çabalarımı görenler ve takdir edenler sayesinde oldu. Kariyerin insanın bilgi ve becerilerinin yanı sıra belli ölçu¨de kader ve kısmet olduğuna da inanıyorum.

Sizce iş hayatında güçlü ve mutlu bir kadın olabilmenin yöntemleri neler?
Bence doğru olan aslınıza göre hareket etmeniz, çünkü takmaya çalıştığınız her maske günün birinde düşmeye mahkum. Doğrusuyla, yanlışıyla yaptıklarınızı inanarak yapmanız, söylediklerinizi yalansız ve riyasız söylemeniz her zaman en doğru yöntem. Hata affedilir, zira insana dairdir. Fakat aynı şeyi yalan, riya ve benzerleri için söylemek mümkün
değil. Burada bir diğer önemli husus da zannederim niyetinizi belli etmeniz. Niyetiniz iyi, net ve sarih olduğunda; anlaşılmanız ve mazur göru¨lmeniz çok daha kolay olur. İş hayatında insanları bence en çok mutsuz eden şey, başarı pahasına olmadığınız bir kişi olmaya çalışmak ve bunun sonucunda doğru anlaşılamamak.

Kadınların hayatını kolaylaştıran bir sektörde çalışmanın en güzel ve zor yanları neler?
Önce güzel yanlarını söyleyeyim: Bir kere ne hakkında konuştuğunuzu gayet iyi biliyorsunuz. Bazı şeylerin faydasının ne olduğunu daha net ifade edebiliyor ve karşınızdakilere daha iyi anlatabiliyorsunuz. Hangi sosyoekonomik statüde olursa olsun kadınlarla empati kurabiliyorsunuz ve aynı dili konuşuyor, benzer duyguları paylaşıyorsunuz. Zor taraflarına gelince… Bu sektör kim ne derse desin erkek egemen bir sektör ve bir kadın olarak öne çıkmanız imkansız demeyelim ama gerçekten çok zor.Eğitiminizi nerelerde aldınız?
Önce babamın hayalini gerçekleştirmek için tıp eğitimi alarak başladım üniversite hayatıma. Sonra ilk kadavrada bu işin altından kalkamayacağımı anlayınca bir U dönüşü yaptım ve kendi hayalim olan Münih Üniversitesi, Siyasal Bilimler Fakültesi’ne girdim. Sonrasında da Dışişleri Bakanlığı’nda çalışabilmek için bir yıl Marmara Üniversitesi, İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde almam gereken dersleri alarak mezun oldum.

İşe başladığınız günden zirveye çıkış sürecinize kadar olan dönemde ne işler yaptınız, hangi pozisyonlarda çalıştınız?
Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmanın bana göre olmayacağını anladıktan sonra 1996 yılında ürün eğitimcisi olarak Siemens Ev Aletleri’nde işe başladım. Çok kısa sürede ürün sorumluluğuna terfi ettim. Bu esnada şirkette yeni bir yapılanma olduğu için birçok bölümde görev aldım. Bu aynı zamanda hayatımda pazarlamaya dair en çok bilgi ve tecrübe edindiğim dönemdi. Bana verilen hiçbir işten yüksünmedim, bilakis onları daha fazla bilgi edinmenin anahtarı olarak gördüm. Bu dönem benim için çok keyifli geçti. 2000 yılında Siemens Pazarlama Müdürü oldum. 2009 yılı sonrasında da şimdiki markama geçtim. Bu da inanılmaz bir tecrübe getirdi beraberinde; uluslararası bir markada çalışma tecrübesinden sonra yerel ve bağımsız bir markaya geçiş tüm avantajları ve dezavantajlarıyla son dört yılıma büyük bir renk kattı diyebilirim.