Anneyle ilk ayrılık: Anaokuluna başlangıç
Okula başlamak kimi çocuk için eğlenceliyken kimi çocuk için endişe verici olabi
Anaokulu şartmı
Aileden sonra görülen ilk
eğitim, anaokulu eğitimidir.
Sosyal ortamda, yabancılar
arasında, aile dışında alınan
bu eğitim, özellikle çocukların
toplumsal uyum ve gelişimi
açısından önemli. Kabul
etmeli ki, anaokulu da eğitim
konusunda ciddi ve önemli
bir adım.
• Okula başlamadan önce kreşin birlikte
ziyaret edilmesi, çocukların sevdikleri
oyuncak ve eşyaları okula getirmeleri gibi
önlemler uyum sağlamayı kolaylaştırabilir.
• Bu süreçte, öğretmen ve okul
yöneticileriyle işbirliği içinde olmalısınız.
Gerginliğini basit bir durum olarak ele
almayın. Çocuğa güven duygusunu yeniden
kazandırmanız önemli. Örneğin, okul içinde
ya da çevresinde beklediğinizi bilsin. Okula
yollamaktan vazgeçmek ise yanlış bir karar.
Çünkü bir sonraki dönemde de çocuğun
benzer tutum sergileme olasılığı aynı şekilde
yüksek olacak.
• ‘Okula gitmek istemiyorum’ sızlanmaları
iki hafta ya da daha fazla sürerse, günlük
etkinliklerde aksamalar ya da zorlanmalar
ortaya çıkarsa bir uzmandan yardım
almanız gerekebilir.
Annesi tarafından
beslenen, girişimlerinde sürekli yetişkin
desteği arayan, aşırı korunan bir çocuk,
evden ayrılmaya tepki gösterebilir.
Çocuklarını kendilerinden uzaklaştırmaya
hazır olmayan anne-babaların çocuklarının
anaokuluna başlaması da sıkıntılı olur.
Anneden ayrılmayı reddetme ve anaokuluna
başlaması konusunda ısrar edildiğinde
tepkilerin artarak şiddetlenmesi, ortaya
çıkan ilk belirtiler… Tepkiler farklı biçim
ve şiddetle ortaya çıkabiliyor: Sabah okul
zamanı ile başlayan karın ağrıları, ağlamalar,
hareketlerde yavaşlama, isteksiz ve olumsuz
cevaplar… Kısaca, çocuk baştan aşağıya
olumsuz ve her şeyi reddeden bir tutum
içine girebiliyor. Okula gitmesine gerek
olmadığının ilan edilmesiyle birlikteyse,
tüm belirtiler çok hızlı bir biçimde söner,
bir süre önce sergilenen alevli tablonun
yerini tam bir sükunet alır.
Sevgiyle yaklaşın
Peki böyle bir sorunla karşılaşığınızda neler
yapmalısınız?
• Sevgi göstermek, ancak bunu sergilerken
de ılımlı olmak gerekir. O güne değin
ana-baba tutumu olarak sergilenmemiş
davranışlardan ise uzak durun. Okula gitme
durumunu hiçbir zaman pazarlık konusu
yapmamalısınız.
Üç yaş civarı, çocukların
artık kendi ihtiyaçlarını
karşılayacak olgunluğa
eriştikleri ve sosyal ortamlara
açılmaya başladıkları yıllar.
Yani anaokuluna gitme zamanı da gelmiş
sayılır. Fakat halen, ev dışındaki her türlü
ortam çocuğa yabancıdır, bilinmezlik içerir,
çekici olmasının yanında ürkütücüdür de.
Çocukların bir bölümü bu duyguları açık,
uzun ve yoğun olarak yaşar ve sergiler,
bir kısmı da daha örtülü, kısa süreli ve
hatta düşük yoğunlukta yaşar. Anadolu
Sağlık Merkezi Çocuk, Ergen ve Yetişkin
Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Zafer Atasoy’dan,
bu süreçte çocukların yaşadıkları duygusal
değişimleri ve dikkat edilmesi gerekenleri
bir bir öğrendik.
Yaklaşımınız önemli
Güven sorunu yaşamayan, annesiyle
uyumlu ve dengeli ilişki kurmuş, sağlıklı ve
güvenli bağlılık geliştirmiş çocuklarda, göze
çarpan büyük bir tepki olmaz. Özellikle
aileleriyle aşırı bağımlı ilişkiler sürdüren
çocuklarsa, anaokuluna başlarken ciddi
sıkıntılar yaşayabilir.