Ekrandaki babalar rol model mi?

Her hafta ekranlarımızda gördüğümüz dizilerde artık aile fertleri gibi benimsediğimiz babalar var. Bunlar Türkiye’deki babaların birer yansıması gibi… Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız’a dünden bugüne ekrandaki baba modellerini sorduk.

Ekrandaki babalar rol model mi?

Çocuklarla televizyon nasıl seyredilmeli? 
Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Taylan, televizyon programlarının gençler üzerindeki etkisini 640 lise öğrencisi üzerine yaptığı saha araştırması ile ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, şiddet içeren televizyon programlarını izleyen gençler, dünyayı acımasız ve tehlikeli görüyor, ötekilere karşı güvensizlik içindeler, toplumdaki şiddeti ve suçlu sayısını olduğundan fazla algılıyor, şiddeti sorunların çözümünde önemli bir araç sayıp, herhangi bir suç veya şiddetin mağduru olma korkusu yaşıyorlar. Lise öğrencilerinin çoğu, 19-24 saatleri arasında televizyon izliyor ve müzik, eğlence programları ve yerli dizileri tercih ediyorlar. 
Araştırmaya göre gençlerin yüzde 20’si TV bağımlısı, her üç gençten ikisi de dizilerdeki karakterlerden en az birini model almaya çalışıyor.
Uzman Pedagog Sevil Yavuz gençlerin dizilerle mafya babası ve maço olmaya özendiğini söylüyor. Yavuz, “Çocuklar ve gençlerin TV izlemeleri yaptıkları diğer etkinliklerin yanı sıra bir etkinlik olması gerekirken; zorunluluklar dışında yapılan tek keyifli iş gibi algılanıyor. Çocuk ya da gencin günde 1-2 saat TV izlemesi yeterli. Okuldan arta kalan zaman spor, müzik ve resim gibi hobilere ayırmalı. Çocuklar anne-babalarının televizyona bağımlı olduğunu görüyor ve ebeveynlerini örnek alıyor.” 
Okul öncesi dönemde çocuk hayalle gerçeği ayırt edemiyor. Dolayısıyla izlediği programlar üzerinde yanlış etki bırakabiliyor. Yavuz, “Toplumumuzda kalabalık ailelerde yetişkinler için yapılan dizilerin hep birlikte izlenmesi alışkanlığı var. Oysa aile bireyleri yaşlarına ve deneyimlerine göre farklı algılara sahip olduğundan yetişkinleri olumsuz etkilemeyen diziler çocuk ve gençleri olumsuz etkileyebilir” diyor. 

Kanuni Sultan Süleyman/MUHTEŞEM YÜZYIL
Televizyonların görüp görebileceği en görkemli baba denebilir. Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Hürrem Sultan’ın aşkını konu alan dizide Osmanlı saray yaşantısı ve aile hayatı gözler önüne seriliyor. Osmanlı’nın en görkemli döneminde, tam 46 yıl boyunca padişahlık yapan Kanuni’nin gerçek yaşamda kaç çocuğu olduğu tam olarak bilinmiyor, tahminler ise 15 çocuğu olduğu yönünde. Fülane Hatun, Hürrem Sultan, Mahidevran ve Gülfem Hatun tarihçilerin bildiği eşleri fakat bunlar arasında sadece Hürrem Sultan ile nikah kıydığı biliniyor. Dizide Sultan Süleyman çocuklarıyla ilgili bir baba olarak gösteriliyor, tabii bunda Halit Ergenç’in yorumunun katkısı büyük. Zira elinde bulundurduğu kudret o kadar yakıcı ki oğlu Şehzade Mustafa’nın yerine geçmek istediği söylentisi yüzünden oğlunu boğdurtmaktan çekinmiyor. 2011 yılında gösterime giren dizi sadece Türkiye’de değil, yayınlandığı birçok ülkede büyük ilgi topluyor. 

Çözümlemesi:  Buradaki baba rolünden bahsetmemiz çok mümkün değil... Hayatta sahip olduğumuz farklı roller var. Bazen öyle rollere sahip oluruz ki dengeyi sağlamak için farklı bir meziyet gerekir... Kanuni babalık rolünün dışında tek rolden hayatını yaşayan biri izlenimi doğuruyor. Baba değil, padişah rolünde... Tek rolden beslenen insanlar, kendi hayatlarıyla ilgili sağlıklı dengeleri kuramayan, beslendikleri rol ellerinden alındığında yıkıma uğrayan insanlardır. Roller arasında dengeyi sağlayabilmek çok değerli bir şey.

Ali Rıza Bey/YAPRAK DÖKÜMÜ
Ekranların en kült baba figürlerinden biri Halil Ergün’ün oynadığı Ali Rıza Bey karakteridir. Reşat Nuri Güntekin’in aynı adla televizyon ekranlarına yansıyan dizide yaşamı boyu beş çocuğunu iyi ahlakla yetiştirmeye çalışan bir babanın başına gelenleri anlatıyor. Kaymakamlıktan bir haksızlığa göz yummadığı için ayrılan Ali Rıza Bey, kızı Necla üniversiteyi kazanınca İstanbul’a yerleşmeye karar verir. Emekli ikramiyesi eriyen, yeni işinde de dürüstlüğünden dolayı tutunamayan Ali Rıza Bey para kaybettikçe güç kaybeder ve bir yaprak dökümüne benzeyen ailesinin dağılışını izlemek zorunda kalır. Dizi yayınlandığı beş sezon boyunca zirvede kalmayı başardı ve Ali Rıza Bey’in ölümü tüm Türkiye’yi ağlatmayı başardı.    

Çözümlemesi: Burada elinden geldiğince baba rolünde kalmaya çalışan bir modelden bahsedebiliriz. Fakat paranın yokluğuyla birlikte eriyip giden bir aile var. Çocukları parayla bir arada tutunabilen bir aile bilinci var. Büyük bir yanlış. Para, temel gereksinimleri karşılamanın dışında, aslında hayatta sadece konfor sağlar, ne ailenin daha güçlü ve bir arada olmasına neden olan bir araçtır ne de ailenin dağılmasına neden olan bir güç... Aile kavramının kutsallığının uğranılan haksızlıklar ve mali krizle yok olabileceğini öğreten, son derece yanlış bir model. Akıllı insan hayatta her daim öğreneceğim çok şey var diyebilen ve aynı zamanda, geçmişte yaşadığı deneyim ve tecrübelerinden ders alarak, kendi lehine kullanabilen insandır.

Moskof Recep/MERHAMET
Hande Altaylı’nın Kahperengi adlı kitabının televizyon uyarlaması olan Merhamet’te öyle bir baba karakteri var ki, herkese dudak uçuklatıyor. Turgut Tunçalp’in canlandırdığı Moskof Recep tembel, çıkarcı, çocuklarını döven, parayı seven, geçimsiz bir karakteri canlandırıyor. Onun için önemli olan çocuklarının başarılı olmasından ziyade ne kadar kendi işine yaradıkları… Bu yüzden daha küçükken onları kendi çıkarları için kullanmaya başlıyor. Moskof Recep aslında Ümmühan’a aşıkken parası için hiç sevmediği ve çirkin bulduğu Hatice ile evleniyor. Hatice de onu elinde tutmak için üç çocuk doğuruyor ve tüm yaptıklarını sineye çekiyor. Recep buna rağmen evini ve çocuklarını terk edip sevdiği kadınla İstanbul’a kaçıyor. Moskof Recep insanların “Düşmanımın başına bile gelmesin” dedirtecek cinsten…       

Çözümlemesi: Rağmenli sevginin ne kadar sağlıksız olduğuna ikinci örnek...  Kocasını rağmenli severek, çocuklarını korumayan bir anne. Baba ise kendi hayatı ve isteklerine konsantre olan birey olarak ‘çocuk rolünde’ kalmış. Anne baba veren taraf, çocuk ise yaşı kaç olursa, olsun alan taraftır. Burada gene ciddi bir rol karmaşası var ve baba gibi gözüken kişi evlat rolünde, eş gibi gözüken kişi ise kocasının da annesi pozisyonunda...

Şehmuz/YALAN DÜNYA
Altan Erkekli’nin canlandırdığı Antakyalı Kocabaş ailesinin tatlı sert babası o... Tipik bir Türk baba karakteri çizen Şehmuz’un aslında çocukları üzerinde ağırlığı hissedilen bir otoritesi var ama sertlikle değil, yumuşaklıkla kurulan bir otorite bu. Çocuklarına sahip çıkan, sürekli onlarla iç içe olan, yeri geldiğinde -onların istikbali için- yaşamlarına karışan, yeri geldiğinde de anlayışla karşılayan bir baba. Yöresel konuşmasını ve tavırlarını modern şehir hayatıyla yoğurmuş, dekorasyon ve mobilya işleriyle uğraşan, maddi durumu hallice bir aile reisi. Aslında Avrupa Yakası’nda Gazanfer Özcan’ın canlandırdığı Tahsin Sütçüoğlu karakterinin bir devamı gibi… Türkiye’deki pek çok babanın karakteristiğini en iyi şekilde yansıtıyor. Şehmuz’u canlandıran Altan Erkekli de üç çocuğu olan bir baba. 
      
Çözümlemesi: Bazı roler vardır, o rolü oynaması için seçilen insanlarla ciddi anlamda örtüşür. Buradaki baba rolü de tamamıyla, babanın nasihat eden, yol gösteren, güven telkin eden hallerine bir diğer farklı normda örneği. Fakat ön plana çıkan daha çok baba rolü var farkındaysanız... Eş olma rolünden öncelikli olarak bahsetmedik. 

Ali Kaptan/ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ
Erkin Koray’ın unutulmaz parçasından adını alan dizide Cemile’nin eşi ve Berrin, Osman, Mustafa, Aylin ve Mete’nin babası Ali Kaptan hiç de iyi bir aile babası değildi. Erkan Petekkaya’nın canlandırdığı Ali Kaptan uzun deniz yolculuklarının birinde, Cemile ile mutlu sayılabilecek bir evliliği olduğu halde Hollandalı Caroline (Wilma Elles) ile çıkıp geliyor ve ailenin kaderi bu olayla değişiyor. Eşini ve çocuklarını evlerinden çıkartıyor, çocuklar anneleri ile birlikte bitmemiş bir inşaatta yaşamaya başlıyor, kötü koşullara dayanamayan kızı babasında kalmak istediğinde onu kabul etmiyor, kendisine tepki gösteren Mete ile sürekli kavga ediyor. Tam ailenin dağıldığı sırada dünyaya gelen minik Osman ise tüm bu olan biteni anlamlandırmaya çalışırken hikayesini izleyicilerle paylaşıyor. Ali Kaptan bir süre sonra Caroline’in kendisini aldattığını anlayınca baht dönüşü yaşıyor fakat ailesine bu kadar zarar verdikten sonra olayları toparlamak sandığı kadar kolay olmuyor, intihar ederek ailesinin hayatından sonsuza kadar çıkıyor. 


Çözümlemesi: Çocuk annesinin yanında ona destek olan bir baba görmüyorsa, hem anne hem baba olmak zorunda kalan anne figürüyle başbaşa kalır. Annesinin sorumluluğunu azaltmak adına ona yardımcı olmaya çalışırken bir bakar ki, kendisi annesinin eşi olmaya başlamış. Bu da herkesin içinde bulunduğu rol karmaşasını yaratır. Çünkü baba burada sadece kendi arzularına konsantre olmuş. Eşine ve çocuklarına, “İstediğimi yaparım, gerekirse sizden vazgeçerim de” demiştir. Baba olmanın getirdiği bir takım sorumluluklar var. Çocuklarının yeme, barınma, güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak gibi… Bu ailede erkek çocuk baba figürünü tamamlamak adına, anneye destek oluyor. Kız kardeş ise, annesinde olduğu gibi babasını ‘rağmenli seven’ evlatmış gibi gözüken ebeveyne dönüşüyor. 

Fiko/SÜPER BABA 
Üstünden yıllar geçti ama hala bir kuşağın aklında baba deyince Süper Baba’yı canlandıran Şevket Altuğ geliyor. 1993-1997 yılları arasında yayınlanan Süper Baba dizisinin kahramanı Fikret Aksu yani Fiko, üç çocuklu boşanmış bir babaydı. İpek’e deli gibi aşık olan Fiko, hayatının en büyük hatasını Şule ile evlenmekle yapıyor, üç çocuğu olduğu halde bu evliliği yürütemeyip boşanıyordu. Daha sonrasında iki kez daha aşık olan Fiko, üçüncüsünde turnayı gözünden vurup mutlu bir birlikteliğe başlıyordu. Fiko çocukları için her şeyi yapan, fedakar ve çok duygusal bir adamdı. Kızı Zeynep’in özgürlük çabaları ile uğraştığı gibi, oğlu Alim’in aşkıyla da yakından ilgilenir, bu arada Çengelköy esnafının sıkıntılarını da es geçmez, herkesin yardımına koşardı. Bu yüzden televizyon tarihinin en sevilen karakterlerinden biri olmayı başardı.

Çözümlemesi: Buradaki baba, hem anne hem baba rolünde! Kendi seçiminin yarattığı ebeveyn rolü eksikliğini kendisi kapatıyor. Çocuk, anne ve babasını seçerek dünyaya gelmiyor ve seçimlerimizin sorumluluğunu taşımamız gerekiyor. Fiko tamamıyla desteklediğim bir ebeveyn rolü. Çocuklarına, “Hayatta aşk denilen bir şey var. Bir, iki kere olmak zorunda değil. Yaşamda bir takım şeyler değişir ve aşık olursunuz, korkmaktansa yaşamak gerekir mesajını vererek çok doğru model oluyor. Yetişkin bir erkeğin kendi bireysel ihtiyaçlarını yok saymaması gerektiğini göstermesinin yanı sıra, babalık rolünün de sorumluluğunu, çocuklarını yok saymadan yapıyor.
Nazif Kara/KARADAYI
Ya da diğer adıyla Kibar Nazif. Çetin Tekindor’un göz dolduran oyunculuğu ile hayat bulan Nazif iyi bir aile babası. Çocuklarının çok saygı duyduğu, eşi Safiye’nin kıymetlisi, mahallesinin Nazif ağabeyi... Çalışkan, adil ve sakin bir adam. Bulunduğu ortamdaki herkesin hakkını savunan, tevazuu ve tecrübesi ile çevresinde saygı duyulan bir adamken bir komplo yüzünden hapse giriyor. Oğlu Mahir ise babasından aldığı hakkaniyet duygusuyla bu komployu engellemek için kendini avukat olarak tanıtıyor ve bu yanlış anlamayı çözmeye çalışıyor. Dizide çok iyi bir aile örneği var. Nazif babanın kendi tecrübelerinden demlenen nasihatleri herkese örnek olacak cinsten… Filmde baba-oğul arasında göz yaşartıcı sahneler var. Çetin Tekindor daha önce de Çağan Irmak’ın yönettiği unutulmaz Babam ve Oğlum’da baba rolünü oynamış ve o rolüyle iki ödül kazanmıştı. 

Çözümlemesi: Burada baba o kadar baba rolündeki, çocukları ancak o haksızlığa uğrayıp hapse girdiğinde, yardımcı olmak adına babasına destek oluyor. Her şey olması gerektiği gibi... Çünkü baba ve annenin ebeveynlik rolü varsa, evladın da evlat olma rolü var. Evlat babasının eksikliğini, annesinin yanındaki eş rolünü tamamlayarak değil, babasının evladı rolüyle tamamlıyor. Örnek alınması gereken ailelerden...