Erkekleri anlama kılavuzu

Evet kadınlar ve erkekler ayrı gezegenlerden, genellikle birimiz uzun derken diğerimiz kısa, birimiz ak derken diğerimiz kara diyoruz. Şikayetçi olduğumuz şeyler de kişiler ve roller değişse de hep aynı! Soruna biraz daha bilimsel yaklaşalım, acaba tüm bu uyumsuzluk gibi görünen çatışmaların derinliklerinde hangi nedenler ve çözümler var?

Erkekleri anlama kılavuzu

Neden terapiye gitmek istemezler?
Duygularına derin bakmak ve onları ifade etmek yerine sorunlarını bir şeyler yaparak çözmeye çalışan erkekler, yardım istemekten de hoşlanmıyor. Erkeklerde depresyon, alkolizm ve şiddetin ortaya çıkması da bu nedenle daha sık görülüyor. “Ben yapamıyorsam terapist nasıl yapacak?” düşüncesi erkeklerin terapiye gitmemesine neden oluyor. İyi haber, erkeklerin son yıllarda terapiye gelmekte daha rahat olmaya başlaması!
Neden annelerine çok düşkün olurlar?
“Annelerine düşkün erkeklerin ve oğullarına düşkün annelerin” toplumun kanayan yarası olduğunu belirten Psikiyatrist Defne Eraslan, “Kadınları da erkekleri de anneleri büyütüyor. Ancak kızların olgunlaşabilmeleri için doğal bir süreç olarak küçük yaşta anneleri ile rekabet içine girmeleri gerekiyor. Erkeklerde ise böyle bir rekabete gerek kalmıyor” diyor. Kız çocuklarının arkadaşları ile dışarı çıkabilmek gibi bazı hakları elde edebilmek için ailesi ile çatışma yaşadığını ve bu sayede özgürlüğünü kazandığını belirten Psikiyatrist Defne Eraslan, erkeklerin ise böyle bir süreç yaşamadığını belirtiyor. 
Neden alışveriş yapmayı sevmezler?
Biz kadınlar alışveriş yaparken ürünlerin tüm detaylarına dikkat ederken erkekler olaya daha yukardan ve sonuç odaklı yaklaşıyor. Kadınların çok önem verdiği detaylar erkeklere önemsiz geldiği için alışverişte geçen zamanı boşa harcanmış olarak görüyorlar.
Neden yol sormazlar?
Tıpkı terapiye gitmekte zorlanmaları gibi yardım istemekte zorlanan erkekler bilmedikleri bir yerde yol sormayı da sevmiyor. Psikiyatrist Defne Eraslan, erkeklerin yol sormaktan neden özellikle hoşlanmadıklarının psikiyatride henüz çözülemediğini belirterek, olaya espriyle yaklaşıyor: “Neyse ki artık navigasyon cihazları var ve erkekler yol sormak zorunda kalmıyor.”
Neden şiddete daha eğilimliler?
Erkeklerin şiddet eğiliminin hem biyolojik hem toplumsal olduğunu belirten Psikiyatrist Defne Eraslan, “Şiddet öğrenilen bir davranış. Erkek çocuk büyüdüğü evde ‘Öfkelendiğin zaman şiddet uygulayarak duygularını ifade edebilirsin ve bir kaybın olmaz’ mesajını alıyorsa kendi hayatında da şiddet uygulamanın doğal olduğunu ve bundan dolayı bir ceza almayacağını düşünüyor. Babasının sinirlendiğinde annesine vurduğunu gören çocuk bunu normal bir davranış olarak öğreniyor, sorgulamıyor. 
Neden duyguları hakkında konuşmazlar?
Beyin yapıları ve olayları inceleme şekilleri biz kadınlardan farklı olan erkekler, duygularını ifade etmekte zorluk çekiyor ve bu konuda açık olmamayı tercih ediyor. Buna ilaveten toplumdaki “Erkek adam ağlamaz, erkek adam şikayet etmez” şeklindeki yetiştirme tarzı çocukluktan itibaren kendilerini ifade etme konusunda erkeklerin kısıtlanmalarına neden oluyor. Eraslan bu durumda, kadınların kendi hislerini anlatarak iletişim kurmalarını yani ‘Ben böyle hissediyorum, bu konuyu nasıl çözelim, sen ne düşünüyorsun?’ gibi ifadeler kullanmalarını öneriyor.
Erkekler en çok;
› Kadınların nedeni anlamadan sonuca atlamasından,
› Yapmadıkları şeylerden dolayı suçlanmaktan,
› Gerçekten hiçbir şey düşünmüyorken bir şey düşünmeye zorlanmaktan,
› Kadınların kendilerine evleri ve çocukları kadar özen göstermemesinden,
› Detaylara çok önem veren eşlerinin günlük hayattan zevk alamamasından şikayet ediyor.Neden aldatırlar?
Psikiyatrist Defne Eraslan, aldatan erkeklerin çok sık kullandığı ‘Erkekler üremek için programlanmıştır’ gerekçesi hakkında şunları söylüyor: “Biyolojik özellikler açısından yaklaşıldığında kadın tek bir kişiden çok emek harcayarak çocuk doğururken, erkeğin birden çok insandan çocuk sahibi olabildiği bir gerçek. Aslında tek eşlilik doğada çok az görülen bir durum ve kadınlar da erkekler de bu konuda kısmen biyolojilerine karşı çıkıyorlar. Kadın için de erkek için de yeniye ilgi duymanın çok doğal olduğunu söyleyen Eraslan, “Ancak bir seçim yapmak gerekiyor. Sürekli yeninin peşinden koşabilirsiniz ancak günün sonunda yalnız kalabilir, yüzeysel ilişkiler içinde yaşayabilirsiniz. Birçok erkek de aslında bunu istemiyor. Ancak sonuçta herkesin bu seçimi yapma biçimi farklı oluyor” diyor.
Yazı:Yaprak Çetinkaya
John Gray 90’lı yıllarda çok satan o kitabı yazdığından beri erkekler ve kadınların farklılıklarını dile getirirken hep şöyle diyoruz; Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten… Bu ifade birçok şeyi özetlemeye yarasa da tam olarak neden bahsettiğimizi Psikiyatrist Defne Eraslan açıklıyor. “Erkekler ve kadınların beyin yapılarının ve duyguları işleme biçimleri oldukça farklı ve bu fark evrimsel olarak üstlenmek zorunda olduğumuz görevler nedeniyle ortaya çıkıyor.” 
Neden sessizce çekip giderler?
Bir ilişkide aniden çekip giden erkeklerin kişisel olarak farklı nedenleri olmakla birlikte birçok erkek bunu bağlanma korkusu ile yapıyor. Doğal farklılıkları nedeniyle bir insana tamamen bağlanıp, kendini tek bir kişiye verip her şeyden vazgeçmek erkeklere çok daha zor geliyor. İlişkinin ciddiye gittiğini gören ya da bu konuda kadının ileriye dönük talepleriyle karşılaşan erkek ayrılmayı tercih edebiliyor. Ve neden ayrılmak istediğini kadına açıklamak yerine ‘Kırmak istemiyorum, nasıl olsa anlar’ diyerek ortadan kaybolabiliyor ancak bu davranışın çok daha kırıcı olduğunu düşünemiyor. Psikiyatrist Eraslan, bağlanmaktan korkan kadınların sayısının da son yıllarda hızla arttığının altını çiziyor.