Müstesna çantalar!

Çantaya dair bildiğiniz tüm markaları unutun!

Müstesna çantalar!

TULLAA YILLARIN BİRİKİMİNİN DIŞA VURUMU

Müstesna çantalar! - Resim : 1

“Çanta olmadan, kadın bir bütün değildir” diyor markanın yaratıcılarından Tülay Arslan. Ne kadar da haklı! Çantasız sokağa çıktığımızda kendimizi sanki bir organımız eksikmiş gibi hissetmiyor muyuz? Tullaa çantalar da şu sıralar büyük bir eksiğimizi kapatıyor. Her biri el işi olan bu özel çantalar, iki kişinin; ama alışık olduğumuz gibi iki arkadaşın değil, bir anne-kızın eseri. Beliz Fırtına ve Tülay Arslan, kurdukları markalarıyla sıcak ve samimi tasarımlara imza atıyor ve günlük kullanım için şahane seçenekler sunuyorlar. Çantaların özgün ruhunda, İzmir’in havasından da esintiler var aslına bakarsanız... Beliz Fırtına kendini mutlu bir İzmirli olarak tarif ediyor. Liseyi İzmir Amerikan Koleji’nde okumuş, daha sonra New York Institute of Technology’de reklam ve pazarlama üzerine eğitim almış. En son Catherine Malandrino’da PR asistanlığı yapmış. Okulunu bitirip İzmir’e döndüğünde ise iki yıl ailesiyle sanayi sektöründe çalışmış. Ama bir gün hayat ona farklı bir yol çizmeye kalkmış. O da bu fırsatı değerlendirmiş. “Hep hobi olarak yapılan aktivitelerin işe dönüştüğü projelere hayranlığım vardı. ‘Zaten iş olarak yapmıyorum’ cümlesi bence her büyük projenin başarısının sırrı. Bu ‘motto’ annemin inovatif projesi ile gerçeğe dönüştü. Üstelik bunu İzmir’de yapabilmek ancak hayal olabilirdi” diyen Beliz Fırtına, markanın daha çok pazarlama ve satış kısmıyla ilgileniyor. Tasarım kısmıyla genellikle annesi Tülay Arslan’ın ilgilendiğini söylüyor ve güncel trendleri ve ufak detayları ekleme kısmında ona yardımcı olduğunu anlatıyor. Anne Tülay Arslan ise hayatının her döneminde el işleriyle uğraşmış. “Bu iş bir gün uyanıp da karar verilen bir proje olmaktan öte yılların birikiminin dışa vurumu adeta. Aynı zamanda modaya da hakim bir insan olmam tüm bu oluşumların birikimidir” diyen Arslan, her geçen gün markasını daha ileriye taşımak için çalışıyor. Sonuç olarak iyi bir işçilik; başarılı eller ve iyi bir imalat ile birleşiyor. Ortaya çıkan sonuç doğal olarak çok özel, ruhu olan, samimi bir ürün oluyor.

Müstesna çantalar! - Resim : 2Müstesna çantalar! - Resim : 3

MANU ATELIER ZAMAN TANIMAYAN TASARIMLAR

Müstesna çantalar! - Resim : 4

Bu çantalar uzun zamandır markajımızda İki kız kardeşin oluşturdukları marka, aynı zamanda babalarından kalma bir miras aslında. Çanta zanaatkarı babaları Adnan Manastır’dan küçük yaşlardan beri öğrendikleri deneyimlerle, kendi markalarını yaratan Merve ve Beste Manastır kardeşler, genlerden gelen yeteneklerinin hakkını veriyorlar. Çantalarını özgünlükleriyle, fonksiyonel oluşuyla ve sade şıklığıyla bir süredir takipteyiz! Beste Manastır, Saint Joseph Fransız Lisesi’nin ardından Özyeğin Üniversitesi’nde işletme eğitimi almış. İyi bir tasarımın, iyi bir iş yönetimiyle zamansızlaşacağına inanarak üniversiteye girdiği ilk seneden itibaren çeşitli tasarımcıların ve moda editörlerinin asistanlığını yapmaya başlamış. Çantaya dair ilk deneyimiyse; tasarımcı asistanlığı yaptığı dönemde, Paris Fashion Week’te sergileyecekleri koleksiyonlarına, çanta üretimi yapmaları istendiğinde ortaya çıkmış. “Böylelikle, kendimi bildim bileli beni son derece heyecanlandıran bu işi realiteye dökmek artık kaçınılmazdı” diyor. Merve Manastır ise Avusturya Lisesi’nin ardından Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra iş hayatına atılarak iç ve dış ticaret konusunda tecrübe edinmiş. “Merve üniversiteyi bitirdiğinde çalıştığım yerden ayrılmıştım. Uzun zamandır yapmak için sabırsızlandığımız işi gerçekleştirmek için daha doğru bir zaman olamaz diye düşündük ve hikayesi aslında çok uzun yıllar önce başlamış olan Manu Atelier ortaya çıktı.” 1961’den beri el yapımı deri çanta zanaatkarı babaları Adnan Manastır sayesinde küçüklükleri atölyede artan deri parçalarını birleştirmek ve minyatür çantalar yapmakla geçmiş olan kardeşler “Çanta, bizim için babaya ve zanaatine olan hayranlığın, çocukluğumuzun en somut haliydi. Eski ile yeniyi bağlayan o deri kokusu, 11 yaşında Rum ve Alman ustalardan bu zanaati öğrenmek için atölyeye girip mesleğine aşık olmuş bir baba, küçük bir kız çocuğu iken onun kendi elleriyle yapıp getirdiği minik sırt çantaları, bel çantaları, Galatasaray Lisesi’nin karşı hanındaki en eski atölyemizin İstiklal Caddesi’ne bakan balkonu, Beyoğlu, tarihe ve zanaate olan hayranlık... Markamızın hayalini kurarken, kalbimizde ve aklımızda her daim bunlar vardı” diyorlar. Ayrıca kendilerinin bulduğu ve geliştirdiği, patenti onlara ait olan bir üretim tekniği kullanıyorlar. Manu’nun stilini tanımlayan kelimeler ise; elegant, sade, fonksiyonel ve zamansız!

Müstesna çantalar! - Resim : 5

Müstesna çantalar! - Resim : 6

Bir çanta ile bir kadın arasına asla girilmez. Onların aşkı farklıdır. Bazen platonik bazen karşılıklı... Hangi kadının hangi çantaya aşık olacağını bilemezsiniz. Bir kadının bu aşk için harcayacağı paranın büyüklüğünü de eleştiremezsiniz. Ama şimdi bildiğiniz tüm markaları yaşadığınız tüm aşkları unutun! Şu sıralar pek çok kadın dört Türk markanın peşinden koşuyor... Haksız da sayılmazlar!

CRYSTAL&MARBLE ÖZGÜN, SADE, FARKLI

Müstesna çantalar! - Resim : 7

Bazı minik detaylar bÜyük gÜzellikler doğurur. Püskül detayları, kaliteli duruşu, özel dokulu derileriyle Crystal&Marble da işte böyle güzelliklerden. Güçlü bir duruş sergileyen markanın hikayesi de, iki yakın arkadaşın yollarının kesişmesiyle başlıyor. Ebru Can Sargın ekonomi üzerine eğitim aldıktan sonra New York’a yerleşip moda sektörüne geçiş yapmış. Orada uzun yıllar, öncü markaların çanta ve deri aksesuarlarının üretimini Türkiye’de yapan bir ofiste çalışmış. Türkiye’ye dönüş yaptığında uzun yıllar İngiliz markası Next`in Türkiye liaison ofisinde çalışmış ve burada Berrak Evrensel ile tanışmış. Ve daha önce Bolton Üniversitesi’nde tekstil mühendisliği eğitimi alan Evrensel ile birlikte Crystal&Marble markasını kurmuşlar. Çantaların duruşlarının farklı olması derilerin farklı tekniklerle geliştirilmesinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak özgün olmayı, fark yaratmayı ama aynı zamanda sadeliğiyle şıklık yaratmayı seven kadınlar için Crystal&Marble şu sıralar favori bir marka haline geliyor. Çantaların farklı tarz ve dokudaki derilerle, farklı renk alternatifleriyle çok az adetlerde üretiliyor olması da bonusu. Ama bu markayı sanırım asıl özel kılan püsküllü modelleri oldu. “Püskül trendi başlamadan önce püskül efektli çok özel bir deri ile bir koleksiyon hazırlamıştık. Bu koleksiyon püskül trendiyle birlikte hit oldu ve her sezon yeni renkleriyle popülerliğini sürdürüyor” diyor Evrensel ve Sargın. Fiyatlar 525 lira ile 1675 lira arasında değişiyor. Bu başarılı tasarımların adresleri ise; Beymen ve Brandroom mağazaları, Harvey Nichols Ankara, Storie Store Adana, Bazen Alaçatı ve hipicon.com.

Müstesna çantalar! - Resim : 8

MYNAMEISO AYRICALIKLI HİSSETMEK İSTEYENLERE

Müstesna çantalar! - Resim : 9

Eğer klasik bir çanta arıyorsanız Mynameıso ya da kısaca ‘O’ kesinlikle size göre değil! Klasikten uzak, farklı bir formu olan, tavrıyla ‘o’ olduğunu hemen belli eden, tarz sahibi çantalar içinse adres doğru! Mynameiso’nun tasarımcısı Ayşegül Kunter, İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra Milano Marangoni’de moda tasarımı üzerine eğitim almış. Ardından bir sene P.A.R.O.S.H’ta tasarım departmanında çalışmış. Aksesuar tasarlamak ve üretmek her zaman onun için bir tutku olmuş. Kariyerine bu özel alanda devam etmek için de Domus Academy’de aksesuar tasarımı yüksek lisansı yapmış. Sonrası Türkiye’ye dönüş ve en büyük hayali olan çanta markası O’nun başlangıcı... “Tasarım elbette yetenek ve vizyon işi. Moda sahnesinde kavramsal eğitim almamış başarılı isimler de mevcut. Ancak ben tasarımda teorik eğitimin gereğine inanlardanım. Benim elbette yeteneklerim var. Ancak ötesini yani yaratma vizyonunu dünyanın en iyi dizayn okullarında aldığım eğitime borçluyum. Gerçek moda dünyası, işi bu olmayanların keyfi olarak sahne a abilecekleri bir yer değil” diyen Kunter, O’yu yaratırken öncelikle markanın hikayesini yazmış. Klasikten uzak, geometrik formları ile farklı kullanım şekilleri sunan yeni nesil portföyler de işte bu şekilde oluşmuş. Clutch ve clutch’a dönen modeller, portföylerdeki el geçme sapları, farklı dokuların bir arada kullanılması ve el işçiliğiyle belirginleşen detaylar markanın temel karakterini oluşturuyor. “Klasikleşmiş formların dışında tasarımlar yapıyorum ve çantaya aksesuarın ötesinde bir sorumluluk yüklüyorum. O koleksiyonunda yer alan her çantanın, ayrı bir adı ve hikayesi var. Tıpkı O’yu kullanan ve parizyen şıklığını hayatına katan kadınların kendi öyküleri gibi” diyen Ayşegül Kunter, O’yu kendi stil dünyasına uygun olarak tasarladığını söylüyor. Tasarımların en belirgin ve dikkat çeken özelliği ise geometri. Her model hayatın geometrisinden ilham alınarak tasarlanıyor.

Müstesna çantalar! - Resim : 10

Müstesna çantalar! - Resim : 11