Yazın beslenmeye ekstra dikkat!

Sıcak günler, uzun geceler derken yazın yemeğin dozu biraz kaçabiliyor. Ya da tam tersine iştah kesilebiliyor. Detoks, alkali gibi beslenme şekilleri ise tehlikeli olabiliyor. Lafın özü; yazın beslenmeye ekstra dikkat etmek gerekiyor.

Yazın beslenmeye ekstra dikkat!

Yazın beslenmeye ekstra dikkat! - Resim : 1

YAZA ÖZEL GÜNLÜK MÖNÜ

Prof. Dr. Meral Aksoy, kişisel özelliklere göre oranları değişebilse de yaz ayları için yeterli, sağlıklı ve dengeli günlük bir mönüyü şöyle sıralıyor:

SABAH

• Bir tabak salata ya da karpuz

• Şekersiz çay-kahve

• Beyaz peynir

• 1 adet yumurta

• Birkaç tane peynir

• Bal-reçel

• Tereyağı

• Tam buğday ekmeği

• Mideyi rahatlatması nedeniyle çorba da içilebilir.

ARA ÖĞÜN

• 1 adet elma

• Beyaz peynir

ÖĞLE

• Izgara et ya da baklagil yemeği

• Makarna, pilav ya da bir dilim börek

• Salata veya zeytinyağlı sebze yemeği

• Yoğurt, ayran ya da sütlü tatlı

ARA ÖĞÜN

• 1 kase yoğurt ya da sütlü tatlı ya da 

• 1 porsiyon meyve

AKŞAM

• Izgara et ya da 1 tabak baklagil yemeği

• Makarna, pilav ya da 1 dilim börek

• Salata veya zeytinyağlı sebze yemeği

• Yoğurt, ayran ya da sütlü tatlı

YATMADAN ÖNCE

• 1 bardak süt ya da 1 kase yoğurt

Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

GELDİK YAZIN ORTASINA... BAHARDAN KALMA GÜNLERLE GEÇEN HAZİRANIN ARDINDAN HAVA İYİDEN İYİYE ISINDI. Boğucu ve sıcak havadan dolayı kimi zaman insanın yemek yiyesi dahi gelmiyor. Ama beslenmeden de olmuyor, değil mi? Biz de bu aylar ne yemeli, nasıl beslenmeli, sıvı tüketiminde nelere dikkat etmeli sorularının yanıtını almak ve beslenmeye dair merak ettiklerimizi öğrenmek için Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Aksoy’la görüştük. Ülkemizde birçok konuda bilgi kirliliği olduğunu, bunun engellenmesi için toplumu yönlendiren medya, eğitim ve din görevlilerine önemli vazifeler düştüğünü belirten Prof. Dr. Aksoy, beslenmenin de bunlardan biri olduğunun altını çizerek, şunları söylüyor: “Sorunların çözülmesi için öncelikle bu grupların bilgilendirilmesi gerekiyor. Örneğin medyada beslenme konusunda birçok yanlışlık yapılıyor. Günümüzde beslenmeye dair en önemli iki konu detoks ve zayıflama. Sokakta göreceğiniz herhangi birine nasıl zayıflarım diye sorsanız size aç kalın ve koşun der! Demek ki bunu herkes söyleyebiliyor. Ama burada amaç kilo vermek değil. Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenerek, kaybedilen kiloyu almadan zayıflamak önem taşıyor.”

YETERLİ, DENGELİ VE SAĞLIKLI 
Diyet kelimesi içinde üç farklı anlamı barındırıyor: Sağlıklı beslenme, rejim ve hastalıklara göre beslenme. Oysa bu terim ülkemizde yalnızca rejim anlamında kullanılıyor. Bunları bilmemek ise kişileri yanlış yönlendiriyor. Prof. Dr. Aksoy, beslenmenin yeterli, dengeli ve sağlıklı olması gerektiğini vurgulayarak, “Yeterli, kişiye özgü, alması gereken yiyecekleri belirli düzeyde tüketmesini; dengeli, her besin grubunun birbirine oranlı şekilde yenmesini; sağlıklı da yiyeceklerin mevsiminde, doğru hazırlanması anlamını taşıyor. Eğer bu üç kriter bir arada olursa doğru beslenme sağlanıyor” diyor. Beslenme konusunda yapılan yanlışlardan biri de detoks uygulamalarında olduğu gibi tek tip beslenmeyi benimsemek. Oysa öğünlerimizde meyve, sebze, tahıllar, et ve süt ürünleri ile su ve şekere yer vermemiz gerekiyor. Bir tabak et ya da kuru baklagil yemeğinin yanında tahıl, bir bardak ayran ve salata olduğunda dengeli ve sağlıklı bir öğün alınmış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meral Aksoy, yalnızca sebze ve meyve suyu tüketilen detoks uygulamalarında ise bunun sağlanamadığını belirterek, “Sıvı tüketerek bağırsaklar temizlenip, belki kilo verilebiliyor ama sonrasında vücut bu kaybı yerine koymak için başka yollara başvuruyor” uyarısında bulunuyor. Alkali beslenmenin de bir başka yanlışlık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aksoy, “Vücudumuzun alkali düzeyi 7.4. Bu değerin aşağı düşmesi de yukarı çıkması da bizim için sorun yaratabiliyor. Alkali diyetlerle bu değer üste çekilince vücut yeniden eski seviyeye ulaşmak için uğraş veriyor. İdeal düzeyin düşmesi halinde ise bu kez tam tersi için çabalıyor” diyor.

SU DEYİP GEÇMEYİN!
Sıcak hava, aşırı terleme derken vücudumuz yazın bir hayli sıvı kaybediyor. Bunu yerine koymada ise görev bizlere düşüyor. Ama su deyip geçmemek gerekiyor çünkü gereğinden fazla tüketilmesi halinde vücudun elektrolit dengesi bozuluyor. Bu da kişide toksik etki yaratıyor. Kişinin belli kalıplar yerine ihtiyaç duyduğu miktarda su tüketmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Meral Aksoy, şunları öneriyor: “İhtiyaç duyulan su miktarını öğrenmek için ‘kilo x 35’ formülünün uygulanması gerekiyor. Örneğin, 50 kg olan birinin günlük tüketmesi gereken su miktarı 1.75 litre. Eğer daha fazla sıvı tüketmek istenirse, elektrolit dengesinin de sağlanması gerekiyor. Çok sıcak havalarda şekersiz, doğal, karışık meyve suyu, mineral su ve karpuz suyunu karıştırıp, bir bardak içmek günlük elektrolit dengesini sağlamaya yardımcı olabiliyor. Dilenirse bu içeceklerin her biri tek tek de tüketilebiliyor. Su içildiğinde hararet kesilmiyor çünkü bu denge sağlanamıyor. Oysa kişi terlemeyle sodyum, potasyum gibi birçok mineral kaybediyor. Bunların yerine konulmasında da sözünü ettiğim içecek karışımı önemli rol oynuyor. Geleneksel bir içecek olan demirhindi şerbeti de yaz aylarında ihtiyaç duyulan elektrolit dengesi için ideal bir seçim olabiliyor. Light ve gazlı içeceklerin içilmesini ise önermiyoruz.”