Başkasının yumurtasıyla anne!

Konuyu uzman doktorlar, yumurta verenler ve nakil yaptıranlarla görüştük...

Başkasının yumurtasıyla anne!

Son dönemde uygulanan tüp bebek yöntemleriyle çocuk sahibi olmak isteyen binlerce ailenin yüzü gülüyor.
Bu yöntemlerden biri de "yumurta nakli!" Yumurta nakli, yumurta üretemeyen kadınların, genç, sağlıklı ve doğurganlığı kanıtlanmış başka bir kadının yumurtalarıyla, kendi eşinin sperminin döllenmesi sonucu yapılan bir tüp bebek uygulaması. Elde edilen embriyolar kadının rahmine transfer edilerek gebelik elde ediliyor. Burada akla gelen ilk sorulardan biri tanıdık birinden, akrabadan yumurta alınıp alınamayacağı? Yanıt olarak, alınabilir diyebiliriz. Çocuk sahibi olmak isteyen kişiler kız kardeşleri, kuzenleri ve arkadaşlarından da bağış alabiliyorlar.

En fazla 50 yaşına kadar Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi'nin Şefi Dr. Savaş Özyiğit, 70 yaşında bir kadının bile hormon desteği ile yumurta nakli yapılarak anne olabileceğini söylüyor. Fakat ardından hemen uyarıyor: "Unutmamalı ki ileri yaş gebelikleri, gebelik ile doğum komplikasyonlarını birkaç kat artırmakta. Özellikle de yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıklar yüzünden. Anne hayatını tehdit edebilecek komplikasyonlar nedeni ile yumurta naklinin 50 yaş ile sınırlandırılması daha doğru. Avrupa ve ABD'de kabul gören yaş hududu da bu zaten" diyerek fazla geç kalınmaması gerektiğini belirtiyor. Bu yolla anne olma oranının yüzde 70 olduğunu söyleyen Tekin, tam garanti verememelerinin sebebini ise eşin sperm kalitesinin düşük olma ihtimali olarak açıklıyor.

Türkiye'de uygulanmıyor

Ancak yumurta nakli Türkiye'de yasak olduğu için, nakil yaptırmak isteyen kadınlar annelik şansını yurtdışında arıyor. En çok tercih edilen ülke ise Kıbrıs! Tercih edilen diğer ülkeler ise Yunanistan, İngiltere, Amerika, İsrail ve Belçika… 10 yıldır tüp bebek ameliyatları yapan Ortadoğu ve Balkanlar Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi Direktörü Operatör Doktor Halil İbrahim Tekin, Kıbrıs'a tüp bebek için ayda 100 kadar Türk kadınının geldiğini belirtiyor. Parası olan Türkler'in Amerika'ya, orta sınıfın Kıbrıs'a, parası olmayanların da Yunanistan'da Girit'e gittiğini belirten Tekin, işlemin Türkiye gibi dini görüşlerin önemli olduğu ülkelerde yasak olmasının normal olduğunu belirtiyor. Türkiye'den her ay 20-25 kadar kadının anne olmak için Girit'i tercih ettiğini belirten Vural da, onlara yumurta bağışı yapanların çocuklu Türk kadınlar olduğunu söylüyor. Burada kadının daha önce doğum yapmış olması olumlu bir unsur olarak kabul ediliyor. Doğum yapmış kadından alınan yumurtayla gebelik şansı yüzde 70-75 iken, doğum yapmamış kadından alınan yumurtada oran yüzde 30-35'e düşüyor.

Nerede yaptırmalı?
Yumurta nakli dendiğinde en çok tartışılan konulardan biri de genetik ve bulaşıcı hastalıklar! Bağışçı kadın AIDS hastası olsa bile yumurtasına geçmiyor. Yani güvenli bir şey bu. Ama Yunanistan'da Girit Tüp Bebek Merkezi Koordinatörü Dr. Murat Vural işlemin en düzgün şekilde Girit'te yapıldığı iddiasında. Kıbrıs'ta yumurta bağışını yapanların genelev kadınları olduğunu ve bu işlem karşılığında para aldığının altını çizen Vural, "Kıbrıs'ta alınan yumurtalar genelev kadınlarına ait! Ya da Moldovyalı veya Ukraynalı kadınlardan alınıyor. Bu çok tehlikeli. O Moldovyalı kadın AIDS'li bir adamla beraber olmuş da olabilir" diyor.

Yumurtaların satıldığı doğrulanmıyor
Bir süre önce, haber bültenlerinde ve kadın programlarında bağışçı kadınların bazılarının ve hatta pek çok Kıbrıslı üniversite öğrencisinin 1000 Dolar ve daha yüksek meblağlara yumurtalarını sattığı tartışılmıştı. Ancak görüştüğümüz hiçbir doktor bunu kabul etmiyor. Girit'te parayla yumurta bağışının yapılmadığını söyleyen Vural, bazen bağış yapan kadınların kendi tedavilerini bedavaya getirdiğini ekliyor. Yani sperm eksikliği nedeniyle gelen bir erkeğin karısı yumurta bağışında bulunarak eşinin tedavisini bedavaya getirebiliyor. Doktorlar bu noktada özellikle, sadece yol, konaklama gibi yapılan harcamaların karşılandığını belirtiyorlar. Dr. İbrahim Tekin "Alıcı aileler, donörlere yardım edebiliyor. Bunun adına kompansasyon deniyor. Yumurta bağışlamaya razı olan kadının zaman ve iş gücü kaybını karşılamaya yönelik ödenen ücretler yani" diyerek konuya biraz daha açıklık getiriyor.

Anne olmanın bedeli 4500 ile 6000 Euro
arasında!

Yumurta donasyonuyla (yumurta bağışı) çocuk sahibi olmak isteyenlerin ödeyeceği fiyat ise Girit'te 4500 Euro civarında! Bu fiyata, hastanın ve eşinin vizelerinin alımı, otellerinin rezervasyonu, uçak rezervasyonları, merkezdeki doktor ile koordinasyon ve gün alımı gibi tüm hizmetler dahil. Kıbrıs'ta ise fiyat 6000 Euro'ya kadar çıkıyor. Bu fiyata sadece hastane masrafları dahil.
Sonuç olarak, yumurta donasyonu yaklaşık 10 yıldır tüm dünyada uygulanan bir yöntem. Ancak biz yine çoğu zaman olduğu gibi, daha yeni yeni bazı şeyleri tartışıyoruz. Ahlaki mi değil mi derken bu yolla bebek sahibi olan kadınların ne kadar mutlu olduklarına bakmak lazım biraz da. Hiçbiri bebeklerinin başka bir kadının yumurtasıyla olmuş olmasını önemsemiyor. Çünkü bebek kendi eşlerinin spermiyle dölleniyor, kendi içlerinde büyüyor, hareket ediyor. Fakat yine de bu yumurta donasyonu meselesini hatırlamak onları rahatsız ediyor. Konu ekranlarda tartışılıp dururken, anne olmaktan ümidini kesmiş binlerce kadının ne şekilde olursa olsun bu kutsal duyguyu yaşamasının önemi unutuluyor!

1 Yumurta bağışıyla anne olan Ayşe Tekin anlatıyor:

"Kızımı menopozdan sonra doğurdum!"
Menopoza girdikten sonra, 38 yaşında bebek sahibi olmayı başaran Ayşe Tekin, şu
günlerde 8 aylık kızıyla anneliğin keyfini yaşıyor. Ancak bu o kadar kolay olmamış. Henüz 36 yaşındayken menopoza giren Tekin,
o günleri şöyle anlatıyor: "33 yaşında evlendim. Eğitim, iş derken evlenmeyi ertelemiştim. Aradan 2 yıl geçince çocuk sahibi olalım diye düşünmeye başladık. Bu arada herhangi bir doğum kontrol yöntemi de uygulamıyorduk. Ama bebeğimiz de olmamıştı ve endişelenmeye başlamıştım. Sonra doktora başvurdum. Benim bu arada tamamen adet kanamalarım kesildi… Bu bir yılın sonunda 'artık menopozdasın ve hiç yumurtan yok' dediler. Sanki dünya başıma yıkıldı, eve nasıl geldim bilmiyorum. Artık asla çocuk sahibi olamama duygusu anlatılır gibi değil! Bir gün çocuğumun olması hep hayal ettiğim bir şeydi. Sonra arkadaşlarımdan ve internetten yumurta donasyonunu öğrendim. Önce Girit'e gittik ama orada gebelik olmadı. Biz de Kıbrıs'taki bir tüp bebek merkezine geldik. Östrojen ve progestoron hormonları kullanılarak adet görmem sağlandı. Adetten sonraki 13'üncü ya da 14'üncü günde
donasyon olayı gerçekleşti. 15-20 dakika sürdü. Bir akşam hastanede kaldım. Sonra İstanbul'a döndüm ve hamile olup olmadığıma dair 12'inci gün test yapıldı. Bana ilk "hamilesiniz" dediklerinde o an, rüya gibiydi. Başkasının yumurtası olduğu için rahatsızlık duymadım. Ama açıkçası hatırlatmak da hoş olmuyor.

2 Yumurta bağışı yapan B. :

"Bebek sevgisini herkes yaşasın istedim"
Kıbrıs'ta büyük bir firmada sekreter olarak çalışıyorum. Altı yaşında bir oğlum var.
Bir gün gazete okurken bir tüp bebek merkezinin ilanını gördüm. Kadınları yumurta bağışı yapmaya çağırıyorlardı. İlk okuduğum anda aklıma hemen kalkıp yumurtalarımı bağışlamak geldi. Çünkü bebek sevgisini ben yaşıyorsam, herkes yaşasın istiyordum. Yine de acele etmedim ve eşimle konuştum. Karşı çıkmadı. Birkaç gün sonra merkeze gidip doktorla konuştum ve kesin kararımı verdim. Bir takım testlerim yapıldıktan sonra bağış gününe geldik.
Yaklaşık 45 dakika süren bir operasyondu. Kendimi iyi hissedince aynı gün içinde evime döndüm. Tam olarak bir ücret almadım. Ancak yaptığım masraflar karşılandı. Geliş-gidişlerim sırasında yol masraflarım oldu çünkü. Bağış yaptığım anneyi görmek hiç istemedim. Çünkü çocuğumu taşıyan insanı görmek beni rahatsız ederdi. Sadece o insanların anne olduğunu bilmek bile beni mutlu etmeye yetiyor. Kendimle gurur duyuyorum.
Yumurtalarımı yine olursa yine veririm.
Bunu yaptığımı çevrem ya da kendi ailem bilmiyor. Sadece eşim biliyor. Çünkü herkesin görüş açısı çok farklı ve ben yanlış anlaşılmak istemem.

Yumurta nakli kimlere yapılıyor?

Yumurta bağışında bulunmak isteyen donörlerde aranılan özellikler
l 22-29 yaş arasında olması,
l Ailede genetik bir hastalığın olmaması (thalassemia gibi)
l Psikolojik ve psikiyatrik bir sorunu olmaması
l Bulaşıcı hastalık testlerinin temiz olması
l Kan grubunun bilinmesi
l Boy ve kilo olarak normal standartlar içinde olması
l Uyuşturucu kullanmaması
Yumurta bağışında bulunmak isteyen donörlerde aranılan özellikler
l 22-29 yaş arasında olması,
l Ailede genetik bir hastalığın olmaması (thalassemia gibi)
l Psikolojik ve psikiyatrik bir sorunu olmaması
l Bulaşıcı hastalık testlerinin temiz olması
l Kan grubunun bilinmesi
l Boy ve kilo olarak normal standartlar içinde olması
l Uyuşturucu kullanmaması