Bipolar bozukluk nedir?
Duygusal dalgalanmalar, iki uç duygu durumu, bir konuya odaklanamama, konuşurken konudan konuya atlama gibi belirtileri olan 'Bipolar bozukluk' mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık.
Kişinin bir gün neşeli bir gün hüzünlü ruh hali yaşadığı “Bipolar bozukluk” hastalığı, şeker ya da kalp hastalığı gibi tıbbi bir hastalık... Toplumda yüzde 2-3 oranda görünen hastalığın beynin kimyasını bozduğunu belirten uzmanlar, mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor. 30 Mart Dünya Bipolar Günü, tüm dünyada muhtemel bipolar bozukluğu olan ünlü ressam Vincent Van Gogh’un doğum gününde kutlanıyor. 30 Mart'ta dünya çapında farkındalık yaratmak, toplumsal damgalamayı yok etmek gibi hedeflerin yanı sıra uluslararası işbirliği ile hastalık konusunda duyarlılığı ve eğitimi arttıracak faaliyetleri dünyadaki tüm halklara sunmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Bipolar bozukluğun şeker ya
da kalp hastalığı gibi tıbbi bir hastalık olduğunu ve kişinin beynini
dolayısıyla da ruh durumunu etkilediğini kaydeden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sayar, tam sebebi
bilinmemekle birlikte hastalığın genetik faktörler nedeniyle ortaya
çıkabildiğini ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyerek, Bipolar bozukluk hakkında merak edilenleri anlattı.
Bir gün neşeli bir gün
hüzünlü!
Mani ya da depresif dönem
olarak iki ayrı duygu durumunun yaşandığı bipolar hastalığında, kişi bir gün
aşırı neşeli, bitmez tükenmez bir enerjide bulunurken depresif dönemde tam
tersi parmağını bile kıpırdatacak hali olmayan, çökkün, kendini değersiz
hisseden hatta intihar eğilimleri bulunun duygu durumunda bulunabiliyor.
Ani uç duyguları
yaşayabiliyorlar
Hepimizin zaman zaman
neşeli, bazen üzgün bıkkın olduğumuz günler vardır. Ancak bu hastalıkta kişiler
ani ve uç duygu durumlarıyla kendilerini belli ediyor. Bu rahatsızlığa sahip
olmak kimsenin suçu ya da hatası olmadığını ifade eden Doç. Dr. Sayar, bipolar bozukluğun nedeninin kesin
olarak bilinmediğini ancak araştırmaların, beyinde duygu durumun normal
düzeyde kalmasını etkileyen bazı anormallikler olduğunu gösterdiğini ifade ediyor. Sayar, "Örneğin beyindeki kimyasal
maddeler, bir beyin hücresinden diğerine iletiler taşır. En az 100 çeşit olan
bu kimyasal maddelere "nörotransmitter" adı verilir. Beyin hücreleri
arasında iletilerin doğru bir şekilde taşınması kişinin düşünce, duygu durum,
hafıza ve öğrenme kapasitesini de etkiler. Bipolar bozukluğa, beyindeki bu
kimyasal maddelerin dengesinin bozulması; yani sinyallerin doğru bir şekilde
iletilememesi neden olabilir" diyor.
Bipolar beyin
kimyasını bozuyor
Beyin sistemlerindeki
kimyasal bozukluk nedeniyle ortaya çıkan bipolar hastalığında farklı
davranışlar gözlemlendiğini kaydeden Sayar; “Hastada iki uç duygu
durumu nedeniyle birbiriyle yarışan düşünceler, bir konuya odaklanamama,
konuşurken konudan konuya atlama sık olarak izlenir. Kimyasal iletimdeki bozulma
aynı zamanda duygusal dalgalanmalara da sebep olur. Hasta, mani dönem,
depresyon, hipomani ve normal ruh hali dönemlerini arka arkaya yaşar. Mani
dönemde enerjisiyle olmadık işlere kalkışır, çok para harcar, birkaç saatlik
uyku ile idare eder. Sonraki dönemde ise canlılığı ve enerjisi kaybolmuştur.
Bir türlü uykuya dalamama, bedensel halsizlik, eskiden severek yaptığı
aktivitelerden sebepsiz uzaklaşma gibi farklı duygular hisseder kendini
değersiz işe yaramaz bulur. İçine kapanır, dikkatini toplayamaz, İntihar
eğilimleri görülür. Bu dönemde çok dikkatli olmak gereklidir. Bu dönemde fark
edilmeyen ya da müdahale edilmeyen bipolar hastaları hayatlarına son verebilir“ uyarısında bulunuyor.
Mutlaka tedavi
edilmeli
Bipolar bozukluğun bazı
ailelerde daha sık görülmesi, hastalıkta saptanan beyin kimyasındaki bozukluğun
genetik bir sebebinin olabileceğini düşündürdüğünü kaydeden Sayar, bipolar
hastalığının toplum içinde yüzde 2-3 oranda görülürken, anne ya da babasında
bipolar bozukluk olan bir kişinin hastalığa yakalanma ihtimali yüzde 12-15
civarında olduğunu belirtti. Hastalık, uzmanlar gözetiminde
gerektiğinde hastaneye yatırılarak duygu durum düzenleyen ilaçlarla tedavi
edilebiliyor.