Çocuğun bilinçaltı anne-babanın yansıması

Hamilelikte yediğinize, içtiğinize dikkat ediyor, çocuğunuzun sağlıklı olması için egzersiz yapıyor, yaşam kalitenize özen gösteriyorsunuz. Peki ya onu ruhsal yönden doyuma ulaştırdığınıza, geleceğin sağlıklı yetişkini olarak hazırladığınıza emin misiniz?

Çocuğun bilinçaltı anne-babanın yansıması


Bu yöntem daha çok yetişkinlere uygun gibi görünüyor ama çocuklar hatta bebeklerle de çalışılabiliyor değil mi?
Yetişkinler daha çok kaygı ve ilişkilerle ilgili olarak başvuruyor. Korku ve endişe, iş hayatıyla ilgili sorunlara da rastlanıyor. En sık “Ben nasıl bir enerjiye sahibim ki süreç bu şekilde işliyor? Neden bu sorunları hayatıma çekiyorum? Neyi yanlış yapıyorum ki bununla karşı karşıya kalıyorum?” soruları soruluyor. Tüm bunların bilinçaltında karşılıkları var. Bu sorulara ilişkin duygular bilinçaltından temizlenince, süreç de normal işliyor. The Journey metodunda yedi-sekiz yaşındaki çocuklarla çok rahat görüşülebiliyor, seans yapılabiliyor. Daha küçük yaştakiler ise zihnen fazlaca açık oldukları için seansları kısa sürüyor. Çünkü bebeklerde ve küçük çocuklarda bilinçaltına daha rahat iniliyor, daha rahat temizlik yapılıyor. Kendini ifade edemeyecek yaş ve durumdaki çocukların seansları ise anne ya da babanın bilinçaltı üzerinden çocuğunkine bağlanılarak yapılıyor.

Bilinçaltı temizliği ebeveyn üzerinden yapılıyor ama anne ya da babanın yaşadığı korku, kaygı, endişe gibi olumsuz duygular bundan etkileniyor mu?
Yaş farkı gözetmeksizin bebek ya da çocuk kim olursa olsun, tüm olumsuz duygular anne ya da babadan çocuğa geçiyor. Böyle bir durum varsa seans yapılacak olan ebeveyne de arınmasını tavsiye ediyorum. Çünkü onlar özgürleşirse, çocuğunu da özgür yetiştiriyor. Evet, anne-baba üzerinden çocuğun bilinçaltına girip, onları temizlemek mümkün. Ama tertemiz bir şeyi yeniden kirli, pis bir odaya koyduğunuzu düşünün, sonuç ne olur? Anne-babada aynı olumsuz düşünceler olduğunda istediğiniz kadar çocuğun bilinçaltını temizleyin, o istenmeyen düşünceler yeniden çocuğa aktarılacak ve çıkmaza girilecek. İşte tam da bu nedenle her durumda önce ebeveynin arınması, ardından da çocuğun temizlenmesi sürecin çok daha kolay ve kaliteli işlemesine yardımcı oluyor.

Çocuğun bilinçaltı anne-babanın yansıması - Resim : 1

Danışanlarınız en çok hangi şikayetlerle size başvuruyor?
En sık okul problemleri için geliniyor. “Beni dinlemiyor, bebeğim yemek yemiyor, saldırgan davranıyor” diye şikayetler de var. İlk görüşmede onlara “Peki siz evde nasılsınız?” diye sorduğumda “Gayet iyiyiz” diyor anne-baba ama eğer çocukta bu sorunlar varsa, evde de mutlaka bir problem olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla anne-babanın bilinçaltına inilerek, önce onların bilinçaltı temizliği yapılıyor. Ardından da onların bilinçaltından çocuğunkine bağlanılıyor. Seans sırasında anne ya da babaya çocuğun bilinçaltına inildiğinde ne gördüğünü sorduğumda kendi içindekileri korku, kaygı ya da güvensizliğin aynen orada da olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü bu duygular onlar aracılığıyla çocuğa geçiyor. Haliyle, arınmış bir anne-baba üzerinden çocuğun bilinçaltına girildiğinde çok güzel ve hızlı sonuç alınıyor.

Seanslar nasıl uygulanıyor?
Eğer çocuk yedi yaşın üstündeyse ve konuşabilecek durumdaysa onunla rahatlıkla seans yapılabiliyor. Seans sırasında kişiden ona yardımcı olması istenen bir rehber çağırması isteniyor. Yetişkinlerde bu bir arkadaş, aile ferdi olurken çocuklar daha çok sevdikleri bir oyuncağı, çizgi film ya da masal kahramanını, bazen de çok sevdiği bir eşyasını çağırıyor. Bir keresinde hayvanat bahçesindeki hayvanları çağıran küçük bir danışanım olmuştu. Dolayısıyla zihninde bunu çok güzel resmedebildiği için seanslar da keyifli geçiyor. Bebeklerin ise konuşma ve kendini ifade etme yeteneği olmadığı için orada anne üzerinden ilerleniyor. Anneye bir rehber çağırılıyor. Sanılanın aksine bebeğin seansta olmasına gerek yok çünkü zaten onun bilinçaltına anne ya da babadan bağlanılıyor. Bazen çocuğun bilinçaltına bağlanmakta zorlanabiliyoruz. Bu noktada anne ya da babanın kontrolcü yapısı devreye giriyor. Ama seans içinde farklı tekniklerle bu olumsuzluğu kırarak, çocuğa inmek kolaylaşıyor. Bunu kapı içinde kapı açmak olarak düşünmek gerekiyor.

Çocuklar da şikayetçi
Selda Soytürk, yaşı biraz daha büyük çocukların seanslarda anlattığı birtakım şikayetleri olabildiğini belirterek, şunları söylüyor: “Örneğin okulda yapılan bir sınavın sonucu açıklanıyor. Anne ya da babası kendi çocuğunun notunu öğrenmek yerine, sınıfta en yüksek notu kimin aldığıyla ya da başka bir öğrencinin notuyla ilgilenebiliyor. Oysa çocuklar bu sorulardan nefret ediyor. Seans yaptığımız çocuklar anne-babalarının bir kez olsun, ‘Aferin oğlum/kızım harika bir iş çıkarmışsın!’ dese de başka birini sormadığı bir gün olmadığından şikayet edip, ‘Bundan bıktım, artık aldığım notu söylemek istemiyorum’ diyor. Anne-baba çocuğunun ona okulda yaşananları anlatmadığından, çocuk da onunla ilgilenilmediğinden şikayet ediyor. Oysa onu teşvik etmek gerekiyor. Çocuk ona değer verildiğini, anlaşıldığını görmek istiyor. Bu sayede ergenlik daha kolay geçiyor.”

Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

Anne rahmine düştüğümüz ilk andan itibaren hücre hafızamıza kaydedilen olumlu ya da olumsuz her şey yaşamımızı büyük oranda etkiliyor. Mutlu bir gebelik geçirip, yaşamını da bu şekilde sürdüren ebeveynlerin çocukları, hissettikleri huzur ve güven ortamında geleceğe pozitif duygularla hazırlanıyor. Ancak aksi halde gerek annenin gerekse babanın içinde bulunduğu olumsuzluklar cenin halindeki bebeğin anne karnından başlayarak birtakım sorunlarla dünyaya gelip, yaşamını bu şekilde sürdürmesine neden oluyor. Kendini belli başlı hareket ve seslerle ifade edebilen bebekler; ağlama, yemeyi reddetme, uyumama gibi şekillerde rahatsızlıklarını ortaya koymaya çalışıyor. Eğer aile bunu fark etmez ve bu şekilde devam ederse huzursuz bir çocukluk, ergenlik ve dolayısıyla yetişkinliğe dek bu sorunlar kimi zaman katlanarak sürebiliyor.

Bilinçaltı temizliği yapan ve genelde yetişkinlere uygulandığı düşünülen The Journey metodu, bebeklerde ve çocuklarda bu tür problemlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabiliyor. Türkiye’de bu metodu uygulayan Selda Soytürk’ten bilinçaltımıza işlenen olumsuzluklardan bunların nedenlerine, The Journey metodundan çocuklarda uygulanışına dek birçok konuda bilgi aldık.

Bilinçaltının hayatımızdaki rolü ne?
Her insanın bilinçaltı ve bilinçüstü var. Bilerek, farkındalıklarımızla yaptığımız her şey bilinçüstünü ilgilendiriyor. Okula, işe gitmek, bir konuda karar vermek gibi... Bunun dışında bir de farkında olmadan, bilmeden bizi yöneten bir başka mekanizma daha var. Bu sistem, anne rahmine düşmemizle başlıyor. O andan itibaren olan biten her şey, oluşan ilk hücrenin hafızasına yükleniyor. Annenin hamilelikte yaşadığı sevinçler, hüzünler gibi, doğum sonrasında yaşananlar da hücre hafızasına kaydoluyor. Bilinçüstü hayatımızın en fazla yüzde 13’ünü, bilinçaltı ise yüzde 87’sini yönetiyor. Bazı bilim adamları beş duyu organımızla hissettiğimiz her şeyi kapsayan bilinçaltının yaşamımıza olan etkisinin yüzde 95’e ulaşabildiğini söylüyor.

The Journey metodu bilinçaltına nasıl etki ediyor?
Korku, kaygı, güvensizlik, endişe, başarısızlık, yetersizlik, birtakım problemler ve sağlık sorunları gibi hayatımızdaki tüm olumsuzluklar bilinçaltıyla ilgili. The Journey metodu bizi bunların kaynağına götürüyor. Geçmişte ne olup da bu sorunların hücre hafızasına yerleştiğini ve sonrasında zaman içinde büyüyerek, kişinin mutsuzluğunun kaynağını oluşturduğunu ortaya çıkarıyor. Seanslarda önce sorunların kaynağı bulunuyor, sonra onlarla yüzleşmek gerekiyor. Çünkü sorunun ne olduğunu bilmek, her zaman yüzleşmekle aynı anlama gelmiyor. Bizim için sorun yaratan olay ya da olayları bize yaşatanlarla hesaplaşma ve affetme çalışmaları yapılıyor. Birçok kez bizi üzen, bazen de yaşamımızı derinden etkileyen kişiler için “Ah, bir kalbime girsen de içimdekileri görsen” deriz. The Journey seanslarında bunu yaparak, hem karşı tarafın hem de kişinin kalbinde yaşananlar görünüp, bunlar temizleniyor. Kısacası bu çalışma, iki tarafın da birbirini anlamasına yardımcı oluyor. En son da kişi kendini kötü hissettiren duygulardan arınıyor. Sonra geçmişle arasındaki tüm negatif bağlardan kopup, özgürleşiyor. Bilinçaltındaki bu temizliğin ardından geleceğe yönelik çalışmalar başlıyor ve yeni pozitif duygular yükleniyor. Korku-kaygı yerine güven; değersizlik yerine değer, haksızlık yerine adalet, kıtlık bilinci yerine bolluk gibi kişinin neye ihtiyacı varsa bunlar yüklenerek seans tamamlanıyor.