Nefes detoksu ile hayata dönüş

Toksinler nasıl bedenimizi kirletiyorsa, hayata dair kaygılarımız da nefesimizi kirletiyor. Nefes detoksu ile bu kirliliği temizlemek, gücümüzü tekrar hatırlamak ve onu geri kazanmak mümkün...

Nefes detoksu ile hayata dönüş

Yazı: Deran Çetinsaraç/Pozitif

“Dibe değdiğinde artık yukarıdan başka gidecek yer yoktur ya, nefes çalışmalarının da hayatıma girmesi işte böyle bir zamanda oldu” diyor Tuğçe Sabaz. İlk nefes seansını da dün gibi hatırlıyor, üzerinden beş yıl geçmesine rağmen. Şu an çalıştığı alan olan “nefes detoksu”yla daha enerjik, daha pozitif biri haline gelmiş ve en önemlisi yaşamanın gerçek anlamda nasıl olması gerektiğini hatırlamış. Onu iyileştiren nefesi başkalarıyla da paylaşmanın ne kadar harika olacağı hissiyle de nefes terapisti olmaya karar vermiş.

Kişisel gelişimle yolu kesişenlerin genellikle bir dibe vurma hikayesi oluyor. Sizin de var mı böyle bir hikayeniz?

Kişisel gelişim konularına her zaman ilgim olmuştu, bu tarz kitapları okurdum. Düzenli olarak yogaya gidiyordum. Hayatımda öyle bir an oldu ki her şey ters gitmeye başladı. Sanki herkes olayları tersine çevirmek için uğraşıyordu. Bir türlü çıkış noktası bulamıyordum. Bir programda karşıma çıkan bir manken, “Nefes programlarına katıldım, hayatım değişti” dedi. Ben de “Nedir bu nefes seminerleri?” diye internetten baktım. O sırada iş arıyorum, 100 tane iş görüşmesine gidiyorum, hepsi reddediliyor. Erkek arkadaşımdan da ayrıldım. Dibe vurmak değil, dibin kendisiydim... İzmir’de bir nefes semineri vardı, fiyat olarak da ciddi bir meblağ tutuyordu. Kaydımı yaptırdım. İnsanın yolu belli olduğunda, çok enteresan bir şekilde o yol açılıveriyor. Seminer paramı kitabın içinde buldum. İngiltere’ye gittiğimde oradan artan paralarımı ne akla hizmetse kitabımın arasına saklamışım, pat diye önüme çıkıverdi.

Nasıl bir seminerdi katıldığınız?
Sistem şöyle; altı gün boyunca bir oteldesin ve başka hiçbir şeyle ilgin yok; bir nevi izole oluyorsun. Cep telefonu falan kullanılmıyor yani... Bu arada nefesin “n”sini bilmiyorum. Girdim odaya, insanlar bağırıyor, “Neresi burası?” dedim. Sunucu hiç nefes seansı almayanlar ile alanları iki gruba ayırdı. Yere yatıyorsunuz, ağızdan nefes alıyorsunuz ve gözleriniz kapalı oluyor. Bu esnada müzik çalıyor, nefes koçu gözlerim kapalıyken birtakım noktalara dokundu. “Açıldı” dedi birden. Ve o an gözlerimden akan yaşı anlatamam. Beş yıl önce ama hala dün gibi hatırlıyorum. Benim gibi pek çok kişi depresyon haliyle gelip altı günün sonunda değişerek çıktı. Hayatım değişti, bir ay sonra kendi evime çıktım, işe girdim. Bana bu kadar iyi gelen bir şey, başkalarına da faydalı olsun istedim ve nefes terapisti oldum. Eğitimim epey uzun sürdü, staj yapıp seminerlere katıldım. Bu eğitimi Joe D. Thomas’tan aldım, koç olduktan sonra onunla birlikte çalışmaya başladım.

Bu arada erkek arkadaşınızla ilişkinizde bir gelişme oldu mu?
Erkek arkadaş konusunda takıntılı bir durumdayken şu an çok daha rahat ve özgürüm. Özgüvenim yerinde. “O olsa da olmasa da ben varım” diyebilmek önemli.

Peki neydi sizin hayatınızı bu kadar değiştiren şey? Nefes detoksu mu? Kesinlikle... Önce nefes detoksunun ne olduğunu açıklamak isterim. Toksinlerden arınmak için bildiğiniz gibi yiyecek detoksu yapılıyor. Zararlı olan gıdaları yemeyi kesiyoruz ama nefes konusunda bunu yapamıyoruz. Çünkü nefes almayı bırakamıyoruz. Nefes yaşam enerjisi ve nefesi bıraktığın anda yaşamın da bitiyor. Nefes, organlarımıza enerji veriyor, hücrelerin canlı bir şekilde çalışılmasını sağlıyor ve hayatı keyifli yaşamamıza yardımcı oluyor. Nefesin duraksadığı anda geriliyorsun, agresifleşiyorsun. Aslına bakarsanız nefesin hayatın hiçbir yerinde duraksamaması gerekiyor. Doğumumuzdan itibaren süregelen akışı bir şekilde değiştiriyoruz. Mesela doğduğunuz anda sağlıklıysanız nefesiniz de sağlıklı bir şekilde oluyor. Yani bir döngü şeklinde nefes alınıyor. Alıyorsun veriyorsun, bir saniye bile duraksamak yok. Akciğerlerimizin altında diyafram kası var ve bu diyafram kası nefes aldığımızda tam kapasiteyle akciğerlerimize nefes dolduruyor. Fakat biz ne zaman korksak, endişelensek veya strese girsek ya nefesimizi tutuyoruz ya da hızlı nefes alıp veriyoruz. İşte buna nefes kirliliği diyebiliriz.

Nefes detoksu ile hayata dönüş - Resim : 1

Peki nefes kirliliğinin üzerimizdeki etkileri neler?
Zamanla bu duyguları yaşayarak diyafram kasımızı kullanmayı unutuyoruz, bu kas sertleşiyor. Yüzde 30-35 oranında nefes alıyor hale geliyoruz. Yüzde 30 altına indiğinde KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ortaya çıkıyor. Nefes alış kapasitemizi artırdığımızda ise iyileşmeler başlıyor. Migren, uykusuzluk gibi durumlara iyi geliyor. Bende bu kadar hızlı fayda etmesinin sebebi aç olmamdı. Kafaya koymuş olmamdı. Ölü insan hissetmez. Tatsız bir olay yaşadığımızda nefesimizi tutuyoruz. Neden? Çünkü ölü insan hissetmez. Bazen nefes seanslarında kişinin bilinçaltı açılıyor. Çocuklukta babası tarafından şiddet gördü diyelim. İşte orada nefesini tutmak istiyor çünkü orada yaşadığı duyguyu tekrar hissetmek istemiyor. Nefes detoksunda kişiyi o duygu anında nefes almaya davet ediyoruz. Böylece hem duygusu dönüşüyor hem de vücudundaki toksinlerden kurtuluyor.

Nefes detoksu için kapınızı çaldım. Bu konuyla ilgili fikrim de yok. Öncesinde bilgilendirici bir seans oluyor mu?
Kişi bana ilk geldiğinde nefesin etkisinden ve öneminden bahsediyorum. Ayrıca seansın anatomisini de anlatıyorum. Siz ne kadar doğru nefes aldırırsanız aldırın, kişinin düşüncesi değişmediği zaman kirlenmeye devam ediyor. Bu kişi her şekilde açık olmalı. Yaklaşık yarım saatlik bir koçluğun ardından kişinin niyetini dinliyorum. Her seansın bir niyeti olması lazım çünkü kişinin isteklerini, arzu veya korkularını bilmem gerekiyor. Tam o dönüşüm anında o korkulara yönelik yönlendirme yapıyorum. Seansta ağızdan nefes alıp ağızdan veriliyor. Uzun nefes alınırken veriş kısa oluyor. Maksimum nefes alabileceğimiz yer ağız olduğu için ağızdan yapıyoruz. Amacımız coşturup bilinçaltını açıp dönüşümü yapmak. Seans sonunda zaten burun nefesine geçip kişiyi sakinleştiriyoruz ve üst benliğine geri dönüyor. Bu nefesler arasında bir saniye bile duraksama olmaması çok önemli. Çünkü çocukluğumuzdaki nefes kalıbında bir saniye bile duraksama yoktu. Seans ilerleyip duygular açığa çıktıkça sistem değişiyor. Ya tutuyorlar, ya kısa alıyorlar uzun veriyorlar. Kısa nefes alıyorsa dünyadaki güzellikleri daha fazla almayı hak etmediğini düşünüyor veya bundan korkuyor. Genellikle de çocukluğuyla ilgili bir problem ortaya çıkıyor. Nefesleri uzun uzun veriyorsa da, geçmişe takılı bir sorun var demektir. “Ah şuna çok kızmıştım” diyerek sürekli geçmişinde yaşayan tipler bu şekilde oluyor. Hızlı hızlı nefes alanlar ise anı yaşayamayan tipler. Bir de ters nefes alanlar var. Bu kişilerin ise, nefes verirken karnı şişiyor. Bu kişilere üst benliği, “Hak ettiğin şeylere gitmelisin” diyor, öteki taraftan alışkanlıkları ağır oluyor.

Nefesle birlikte alışkanlıklar, korkular da değişiyor mu?
İlk seanstan itibaren nefes alışlarının farklılaşmasıyla, korkuların değişebilir. Hayatımın bir döneminde nefesim tersti, o esnada yeni bir işe başlamıştım. Nefesim üzerine çalışa çalışa işimden ayrıldım. İlk amacımız duraksama olmadan bağlantılı nefes alış verişi. Nefesin karna inmesini, diyafram kasını geliştirmeyi ve solunum kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. Ben de seans sırasında analiz yapıyorum ve yönlendiriyorum. Nefes kişinin neresine gitmiyorsa oraya baskı uyguluyorum. Nefesi açığa çıkıyor ya da kişi nefesini tutuyor. Tutması da önemli bir nokta çünkü korkuları açığa çıkmış oluyor. Asıl dönüşüm anı da o oluyor. Bazen de hiçbir şey olmuyor, bu tamamen kişinin seçimi aslında. Başta söylediğim gibi kişinin değişime açık olması çok önemli.

Kırılması zor bir kalıp için daha fazla mı seans gerekiyor?
Yedi seanslık bir paketi öneriyorum ve devam etmeyecek olanlara da başlamayı tavsiye etmiyorum. Bunun işe yaraması için düzenli uygulanması gerekiyor. Seanslar tamamlandığında günlük egzersizler veriyorum. Bu egzersizler burundan yapılıyor ve duyguların açığa çıkabilmesi için aktivasyon görevi görüyor.

Sizin günlük nefes rutininizde bu tip egzersizler var mı?
Sabahları sağ burun nefesi alıyorum. Kendimi aktive etmek için 11 dakika boyunca bunu yapıyorum. Akşamları da sol burun nefesi ile sezgilerimi güçlendirmeye çalışıyorum. Gün içinde strese girdiyseniz rahatlamak için sol burun nefesini yapabilirsiniz. Kuantum fiziğinde ne vardır? Pozitif pozitifi, negatif negatifi çeker. Ne kadar frekansımı yükseltirsem o kadar pozitifi hayatıma çekebilirim. Nefes egzersizlerinden sonra hayatımın tamamen değişmesinin sebebi işte buydu, frekansım yükselmişti. Hayatımdaki her şeye şükrediyorum. Bu sabah çok erken uyandım şükürler olsun. Ne güzel işime gidiyorum çok şükürler olsun. Her şeye şükrediyorum ve bu otomatik olarak enerjimi artırıyor. Bazen gün içinde kendimi “Ya olmazsa” diye endişeli yakalıyorum; hemen kendime “Neden yapamayasın?” diyorum. Gün içinde nefes değişimlerime mutlaka dikkat ediyorum.

Bebeklerin nefes alışı bu yüzden mi bizimkinden farklı, kirlenmediği için mi?
Tabii ki. Bir bebeğe neden şefkatle yaklaşırız... Çünkü nefes alışı çok düzgündür. Etrafına pozitif enerji verir.

Nefes terapisiyle birlikte ağlama, bağırma gibi duygudurumları yaşanıyor mu?
Seans sonrası kişilerin tepkileri farklı olabilir. Kramp, kasılma, ağlama, bağırmalar olabileceği gibi küfür eden bile olabiliyor. Çıkarma, istifra etmeyle de karşılaşıyoruz çünkü vücuttan toksinler kusma, balgam, idrar, dışkı yoluyla ve de ağlamayla çıkıyor. Seans sonrası bol bol su içmeyi öneriyoruz ki toksinler iyice çıksın. Kişinin el verdiği kadarıyla geçmişi ve önceki yaşamıyla ilgili detaylar ortaya çıkabiliyor. Bunların hepsi de olabilir, hiçbiri de olmayabilir. Her nefes seansı kendi içinde mükemmeldir.

Nefes detoksuyla hayatımızda neler değişebilir?
Bir terapist arkadaşım topluluk önünde asla konuşamazdı ama zamanla seminerlerde kendini tanıtmaya başladı. Elleri terlemeden insanların önüne çıkmaya başladı. Bir kere nefes detoksuyla kişinin kendine güveni artıyor. Kendilerinin farkına varıyorlar.

Nefes detoksu ile hayata dönüş - Resim : 2

"Çevirdiğim her kitap beni hazırladı”
Bu arada bir yandan da çeviri yapıyorsunuz. Bugüne kadar çevirisini yaptığınız kitapları sayabilir misiniz? Joe D. Thomas’ın ‘Aşık Oldum’, Darel Rutherford’un ‘Evren Daima ‘Evet’ Der’, Andrew O’Keefe’nin ‘Patron’, Dr. Steven Manly’den ‘Çoklu Evren Görüntüleri’, Dr. Joseph Murphy’nin ‘Potansiyelinizi Artırın-Refah ve Başarıya Ulaşmak’, Gordon Faulkner’in ‘Çigong ile Stres Yönetimi’. Ayrıca Aykut Oğut’un bir kitabını da İngilizceye çeviriyorum. Yoga dersinden önce yoga hocamla konuşuyorduk ve bana çeviri yapsana dedi. “Hiç bilmiyorum ki nasıl yapayım?” dedim ama beni yüreklendirdi. Deneme çevirisinin birini yolladım ve yayınevi onayladı. Sonra çeviriler gelmeye devam etti. O sırada boştum, rahat rahat yapıyorum. Önüme ne verirlerse onu çeviriyordum. Sonra yavaş yavaş ben kitap seçmeye başladım.

O kitabın size gelmesinin bir anlamı olmuş aslında. Bu kitaplardan sizi en çok etkileyen, belki yönünüzü belirlemenizde rol oynayan hangisiydi?
Aslında hepsi beni bir yere hazırladı. Mesela nefesten önce ben Darel Rutherford ile hiç tanışmamıştım. Aykut’un kitabını okudum, o sayede Darel’ı da tanımış oldum. Aykut’un kitabı o açıdan hayatımı değiştirdi. Sonra nefese başladım ve JD’nin kitabını çevirirken farklı farklı teknikleri öğrendim. Ben şuna inanıyorum; mesela spiritüel olarak evet sevgide olmak lazım ama sen bu öğretileri normal hayatına uygulamadığın takdirde hepsi saçmalık olabilir. Bir de dışarı çıkmak lazım, oyuna katılmak gerek. Böyle kapanmalar, inzivalar falan bana göre değil. Darel’ın kitabı sayesinde bu öğrendiklerimizi nasıl hayata aktarabileceğimizi öğrendim. Aykut’un da workshop’larını takip ediyorum, arada seanslar yapıyoruz.

Her kitaptan bal toplamışsınız yani...
Evet topladım, toplamaya da devam ediyorum. Önemli olan mutluluğun koşullardan değil, seçimlerimizden kaynaklandığını fark edebilmek. Mesela bize güzellik kavramı beyaz ırk olarak dayatılmış. Oysa ki sen asla bu dayatılanların bir kurbanı değilsin, dayatılandan bağımsız karar verme gücüyle doğuyoruz. Tabii ki herkesin döngüleri farklı ama keyif almak, mutluluğu seçmek ortak.