Ayna ayna söyle bana

En çok ilham aldığım kişi kim bu dünyada? Yaratıcılığın yetenekle buluştuğu o benzersiz kesişmeden doğan güç söz konusu olduğunda herkesin gözünün önünde beliren silüet farklı...

Ayna ayna söyle bana

İlksen Başarır, Yönetmen

İlham kaynağı: Coen Kardeşler

Ayna ayna söyle bana - Resim : 1

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Tek bir ilham kaynağım hiçbir zaman olmadı. Yaşadığım şehir, yeni gördüğüm yerler, okuduklarım, dinlediklerim, tanıştığım insanlar hepsi benim için çok değerli. Tüm bunlardan öğrendiklerim beni en çok etkileyen şey. Coen Kardeşler de bana ilham verenler içinde öne çıkan isimlerden.
Onların hayatınıza nasıl bir yansıması var?
Coen Kardeşler’in hayatıma değil ama yaptığım işe yansıması için şunu söyleyebilirim; daha çok çalışmam gerek.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
Senaryo yazma süreçlerini öğrenmek isterdim.
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Karakterleri en iyi şekilde anlatacak özellikleri nasıl yazdıklarını.
Kendinizle onlar arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
Keşke olsa...
Onların hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Kimsenin hayatını yaşamayı istemem.
Onlar sayesinde kendinize dair neyi keşfettiniz?
Sinemayı neden çok sevdiğimi.

Mehmet Turgut, Fotoğrafçı

İlham kaynağı: Batman

Ayna ayna söyle bana - Resim : 2

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Dürüstçe cevap vermem gerekirse ben yaratıcılığın ya da ilhamın birisinden etkilenmekle gelişebileceğine inanmıyorum. İlham ve yaratıcılığın insana doğduğu anda verilmiş bir donanım olduğunu, senin fark edip geliştirmen gerektiğini düşünüyorum. Fotoğraftaki yansımamda Batman olma nedenim tarihteki en eski çizgi kahramanlardan biri olarak bana da ilham vermesi. 1939 tarihinden bu yıla kadar popülerliğini kaybetmemiş nadir kahramanlardan biri. Üstelik de 2016’da yeni filmi geliyor.
Hayatınıza nasıl bir yansıması oldu?
Kendini hep yenileyen ve sürekli gelişmeye açık bir karakter olması beni çok etkiliyor. Bruce Wayne öksüz büyümüş ama çok yakışıklı ve zengin bir iş adamı. Bu kadar varlığın ve şöhretin içinde, dünyayı sorgulayıp suçla ve kötülükle savaşıyor olması da başka bir artı tarafı. Batman kostümünü çıkardığı zaman gayet normal bir insan. Onun Superman gibi meta güçleri yok. Ben de fotoğraf makinamı elime aldığım zaman Batman gibi hissediyorum.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
Neden sürekli ‘I’m Batman’ diyorsun diye sorabilirdim.
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Hem bu kadar parası olup hem nasıl bu kadar iyi kalpli olabildiğini anlatmasını isterdim. Çünkü çok parası olan insanlar genelde ruhlarını fazla koruyamıyorlar ve belli bir noktada kötüleşmeye başlıyorlar. Çok nadir insan iyi tarafını koruyabiliyor. İlla kostüm giymeye gerek yok, çok paran varsa birçok konuda insanlara yardım edebilirsin.
Kendinizle onun arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
Birincisi Batman de yıllardır kendini yenilemeye devam ediyor. Batman’in de benim gibi teknolojiyle arası çok iyi. Ben de yarasaları çok severim o da çok seviyor. O da siyah ben de siyah giyiyorum.
Onun hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Tabii ki, kim istemez ki? Her Batman izleyen çocuk Batman olmak ister.

Hande Altaylı, Yazar

İlham kaynağı: Krzystof Kieslowski

Ayna ayna söyle bana - Resim : 3

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Aslında bana ilham veren birkaç kişi var ve zaman zaman bunlardan birine diğerlerinden daha çok ihtiyaç duyuyorum. Şu aralar en çok vakit geçirdiğim kişi yine Krzystof Kieslowski. Sanatın ve hayatın tekrara düştüğünü hissettiğim zamanlarda bana hep bir yol daha olduğunu hatırlatıyor. Dünyaya bakarken fazladan bir açı daha tutuşturuyor elime. O benim 361’inci derecem.
Bu kişinin hayatınıza nasıl bir yansıması oldu?
Kieslowski bir yazar olarak zayıfladığım ya da düşmeye başladığım zamanlarda tutunduğum dallardan biri. Hikaye anlatma konusundaki hevesimi ateşliyor. Zaman içinde bana aşıladığı ilham buharlaşıyor ve ben tekrar ona geri dönmek zorunda kalıyorum. Çoğu insan gibi ben de hatırlamaya değil unutmaya eğilimliyim, ara ara ilişkimizi tazelemeye ihtiyaç duyuyorum.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
“Ne yesek?” ya da “Saçım sence nasıl olmuş?” gibi şeyler... Yakın bir arkadaşıma soracağım sorular. Yani hayatın anlamını falan soracağımı sanmıyorum.
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Onun sahip olduğu şeylerin öğretilebilir olduğunu sanmıyorum. Üstün bir yeteneği, benzersiz bir algısı ve dehşet bir zekası vardı. Kieslowski’den isteyeceğim tek şey etrafında dolanmama izin vermesi olurdu.
Kendinizle o kişi arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
İkimiz de Priesner’ı ve Slawomir Idziak’ı seviyoruz.
Onun hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Onunla vakit geçirmek isterdim. Bir de eskiden beri Polonyalılara büyük düşkünlüğüm vardır, en sevdiğim sanatçılar hep bu ülkeden çıkar. Hatta Polonya diye bir ülke olmasa, yazmak aklıma bile gelmeyebilirdi.
Onun sayesinde kendinize dair neyi keşfettiniz?
Ot gibi yaşamak zorunda değilsin, biraz kafayı çalıştır. Kieslowski’nin sık sık kulağıma fısıldadığı şey bu!

Röportaj: Ece Üremez
Fotoğraf: Mehmet Turgut

Şimdi, kendi sektörlerinde büyük başarılara imza atmış altı ünlü ismin hayattaki en güçlü ilham kaynaklarını yansımalarında keşfediyor, sessiz hikayelerine kulak veriyoruz.

Hülya Koçyiğit, Oyuncu

İlham kaynağı: Atatürk

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Benim en büyük ilham kaynağım Atatürk. Sekiz yaşımda Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’nü kazanınca ilk kez gittiğim Ankara’ya adım atar atmaz, annem beni önce Anıtkabir’e götürdü. Bana Ata’nın hane ve huzurunda yemin ettirdi ve ben bir söz verdim; işini layıkıyla yapan bir sanatçı olacaktım. Çünkü o ulu önder Mustafa Kemal Atatürk; ilimdir, fendir, sanattır, pes etmeyendir, azimdir, refahtır, özgürlüktür, medeniyettir, ışıktır, yol gösterendir, ileriyi görendir, onurdur, demokrasidir, laikliktir, ötekileştirmeyendir, bilgeliktir…
Hayatınıza nasıl bir yansıması oldu?
İnançlı, kendine güvenen, hakkını savunabilen, bilgili, onurlu, dürüst, değerli, doğa dostu bir birey, ülke menfaatlerini kendinden üstün tutan, eğitimli, eşitlikçi, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan bir yurttaş, onun çizdiği, işaret ettiği gibi bir Türk kadını olmayı hedefledim her zaman.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
“Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünüze inanarak ülkemin de iç huzura kavuşması için görev almayı kabul ettim. Bu konuda bana ne önerirdiniz?
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Eğer gerçekten bir şansım olsaydı sorumun cevabını, bu aşamadaki her ayrıntıyı, en püf noktasına kadar anlatmasını isterdim; en çok da barışın sırrını paylaşmasını…
Kendinizle onun arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
İnsan haklarına, toplum hayatında kadının sosyal yaşamdaki yerine çektiği dikkatten, eğitimde, üretimde önem verdiği cinsiyet eşitliğinden, Türk kadınını sanatın bütün dallarında görmek istemesinden, sanata ve sanatçıya verdiği önemden bu hususta bahsetmek mümkün.
Onun hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Bir ülkenin kaderini değiştirecek kadar büyük bir kahraman olmak hayal edilemeyecek kadar güç bir hayat olmalı.

Bedri Baykam, Ressam

İlham kaynağı: Pablo Picasso

Ayna ayna söyle bana - Resim : 4

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Bu yanıtı tek bir kişi üzerinden vermem kolay değil. Atatürk, Che, Babam Dr. Suphi Baykam, Deniz Gezmiş derken sonunda bir meslektaşımda karar verdim: Sevgili dost Pablo Picasso! Gerçekten de çocukluğumdan beri beni en çok etkileyen sanatçı! En meşhur sanatçı olduğu için değil, en cesur, en risk alan, en yeni sayfaları açmış sanatçı olduğu için...
Hayatınıza nasıl bir yansıması oldu?
Ortaokulda bir sanatçıyı ele alıp analiz etmek lazımdı. Ben onu ele almış ve çok iyi hazmederek bu görevden alnımın akıyla çıkmıştım. Ayrıca Les Demoiselles d’Avignon dönemi, yani 20’nci yüzyıl başı, Bateau-Lavoir atölyesi günleri beni çok etkiliyordu. Hatta benim en ünlü resmim ‘Fahişenin Odası’ dolaylı olarak Picasso’nun o günlerinin etkisinde yapıldı, harika bir olumlu yansımaydı.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
Yaptığım 4D çalışmaları kendisine gösterip, bu yeni dönem tekniğini onunla paylaşıp, benimle beraber çalışmak isteyip istemediğini sorardım. O hemen fırsata atlardı! Aynen Braque ile beraber geliştirdiği kübizm gibi bir yeni partnerlik dönemi gelirdi. Dali ise işin sırlarını benden öğrendikten sonra Sicilya mafyasına beni ortadan kaldırmalarını söylerdi. Çünkü o 4D’lere tek başına devam etmek isterdi!
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Sanatta bazen o içsel isyan veya kilitlenme noktalarında, özel yaşamın artisti bloke ettiği anlarda, boyanın keyfine dönmek için o ne önerirdi ondan duymak isterdim. Bir de ‘kadınsal sorunsalları (!)’ nasıl aştığını beraber ele alabilirdik… Belki de; “Biliyorsan sen bana anlat” diyerek tepsiyi önüme koyardı!
Kendinizle onun arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
Bir kere kadınlarla olan ilişkilerimiz. Kadınlardan çok etkilenip onların kimliğine ve ritmine teslim olurdu Picasso. Onun dönemlerini, kadınlarının dönemi olarak da ele alırız sanat tarihinde. Belki fark benim her birine bir şato hediye etmeyişim! Ayrıca kendimizi yenileme sürekliliği, değişmekten korkmamak, sanatını değiştirmekten korkmamak. Dönemini etkilemek, çok saldırılmak, çok düşmanı olmak, onlar da tabii ortak noktalarımız.
Onun hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Yok, yalan söylemeyeyim istemezdim. Bedri Baykam’ın hayatını yaşamış olmaktan tüm zorluklarına rağmen gurur duyuyorum. Babam ve annemle ilişkim, siyasi yaşamım, tüm sanatsal dönemlerim, aşklarım, oğlum, eşim, her biri benim için ayrı önemde. Bıçaklanmış olmama rağmen.

Erdil Yaşaroğlu, Karikatürist

İlham kaynağı: Tim Burton

Ayna ayna söyle bana - Resim : 5

En güçlü ilham kaynağınız kimdir? O kişiye dair sizi en çok etkileyen ne oldu?
Tek bir isim vermek doğru gelmedi ama aralarında öne çıkan biri varsa o da Tim Burton olabilir. Çok farklı, çılgın, ilginç ve bazen korkutucu olan hayal dünyasını milyonlara sevdirebilmesi çok etkileyici. Kendini, hayallerini çok iyi anlatabilen biri.
Bu kişinin hayatınıza nasıl bir yansıması oldu?
Hayal gücünü nerelere taşıyabileceğimi öğrendim ondan. Ne kadar farklı olursan ol, iyi bir hikayeci olduğun sürece insanların seni dinleyeceğini, seni sevebileceklerini öğrendim. Çok çeşitli disiplinlerle hayatımıza sızabiliyor Tim Burton. Resimler, kitaplar, heykeller, filmler… O yolları kullanmayı öğrendim sayesinde.
Şu an karşınızda olsa kendisine hangi soruyu sormak isterdiniz?
Aç mısın? Bir şeyler yiyelim mi? (Yemekte daha çok soru sorma fırsatım olur diye.)
Size neyin sırrını vermesini ya da neyi öğretmesini dilerdiniz?
Yaptığı şeylerle, ürettikleriyle bir sürü sır veriyor ve öğretiyor zaten. Sadece öğrenmeyi bilmek ve istemek gerekiyor.
Kendinizle onun arasında gördüğünüz ortak noktalar var mı?
Çizgiyi seviyoruz. Anlatmayı seviyoruz. Hayata farklı bakıyoruz. İşimize aşığız.
Onun hayatını yaşamış olmayı ister miydiniz?
Tabii ki hayır. Kendi hayatımı seviyorum. Ama onun kadar başarılı olmak isterim. Bunun için daha vaktim var. Yaşı benden bayağı büyük...
Onun sayesinde kendinize dair neyi keşfettiniz?
Karanlık dünyaları da sevebileceğimi.