70’li yılların efsanevi aşk filmi ‘Love Story’

Bu kez bir dizi uyarlamasıyla karşımızda…

70’li yılların efsanevi aşk filmi ‘Love Story’

Seda Bakan: “Aşık olunca bir mutasyona uğramam. Sadece içsel, duygusal bir hassaslaşma olur. Aşık olduğum kişiye göre hayatımı veya dengelerimi değiştirmem. Yani aşkım için kendime dair bir şeylerden vazgeçmem. Çünkü bana göre kendimi değiştirirsem o aşk olmaz zaten.”

Devrim Nas:
“Günümüzde aşkın yerini tutku aldı galiba. Aşk, fedakarlık barındıran bir şey, tutkuda ise fedakarlık yok. Daha bencil... Tutkusuz bir aşk düşünülemez ama aşksız çok tutku var. Ve sanırım insanlar sorumluk yaşamamak için tutkuyu daha çok tercih ediyorlar. O yüzden biraz eski kafalı olabilirim.” Seda Bakan: “Makber başlamadan önce Adanalı dizisinde bir psikoloğu canlandırıyordum. Ama o sırada Pana Film’in Makber’i yapacağını duymuştum ve bu rolü çok istiyordum. Bu durumu yapımcımla paylaştım. Onlar da nasıl mutlu olacaksam öyle yapmam konusunda beni desteklediler.”

Devrim Nas:
“Genelde bu tür şeyler hep havaalanlarında başıma gelir. Melekler Adası’nda, New York’a giderken rahmetli Osman Yağmurdereli elime senaryoyu tutuşturmuştu. Makber’de de, İstanbul’a dönerken, dizinin senaristi Şebnem havaalanından aradı beni. ‘Mutlaka görüşmeliyiz’ dedi. Ertesi gün randevulaşarak buluştuk. Senaryodan bahsedip ‘Senin olmanı çok isterim’ dedi. Senaryoyu okudum. Hiç tereddüt etmeden kabul ettim.”

Seda Bakan: “Güneş karakterini çok sevdim. Kimsesiz büyümüş, ama bu yalnızlıkla çok güzel baş edebilmiş, kendi ayakları üstünde hiç sarsılmadan duran bir kız. Sempatik, sevecen, fedakar, sıcakkanlı, merhametli, asi, ne yaptığını bilen, inançlarını sonuna kadar savunan bir genç kız. Güneş olabilmek için aylar boyunca çok çalıştım, elimden gelenin en iyisini yapabilmek istedim. Güneş karakteriyle birlikte her gün yeni bir şeyler öğreniyorum.”

Devrim Nas: “Hazar, burvuja bir ailenin içinde yetişmiş, onlardan çok mutlu olmayan ama bir yandan da kolunu kaptırmayacak şekilde o düzeni kendisine ait kılabilmiş. Soğukkanlı, öngörülü, ağırbaşlı, iş bitirici, saygılı ve yeniliklere açık. Hayatındaki en önemli eksiklik, bunu birlikte yaşayabileceği insan. Aile de onu, eski ortaklarının kızıyla evlendirmeye çalışıyor. Güneş de birdenbire karşısına çıkıyor.”

Seda Bakan:
“Bence aşk öz olarak değişime uğramıyor ama tabii ki yaşandığı çağın, dönemin koşullarına da ister istemez ayak uyduruyor. Eskiden insanlar hayatı yaşadıkları kadar zannediyorlardı doğal olarak. Ama şimdi yaşayamadığımız, bizim dışımızda yaşanan hayatları da görüyoruz. Televizyon var, internet var, yani başka başka ihtimaller var. Ben Love Story’de de, Makber’de de, kendileri dışındaki dünyaya, o dünyanın gerçeklerine ve taleplerine birbirleri için meydan okuyan iki genç insan görüyorum. Bu çok kıymetli bir şey. Onlar, herkesin hayallerindeki aşkı yaşıyorlar. Ömrü olmayan bir aşk bu.”

Devrim Nas
: “Yalnız bir hayat yaşıyoruz. O yalnızlığa da alışıyoruz. O yalnızlığın içinden kendimizi bir başkasına açmak da kolay gelmiyor. Daha korunaklı davranıyoruz. Böyle bir fi lm yazılıyorsa, insanlara sıcak geliyorsa, bir hasret var demek ki. Şu anda ‘aşk’ televizyon dizilerinde, çok yüksek tutkular ve entrikalar üzerine gidiyor. Neredeyse böyle saf bir dizi yok gibi.”