Bade Süalp ile çok özel!

Işığıyla hayran bırakan güzel oyuncuyla hayat ritmini, aşkını ve planlarını konuştuk.

Bade Süalp ile çok özel!

Kariyer ya da hayata dair her türlü konuda akıl danıştığınız birileri var mı? En çok kimin fikrine güvenirsiniz?
Evet var, duygularımla seçtiğim bir işin, maddi kısmını ve ekip araştırmasını menajerim Şermin Ekinci değerlendirir. Zaten benim iş ortamında ne kadar canla başla çalıştığıma en iyi şahit olan da o. Artık bir de eşim var tabii. Malkoç’un da fikrini alıyorum çünkü birlikte yaşlanmaya karar verdik ve onunla paylaşmaya söz verdiğim zamandan çalmak istemem.

Nasıl bir yaz geçirdiniz? En keyifli anları nelerdi?

Harika bir yaz geçirdim. ‘Kuzey Güney’devam ederken evlenmiştik ve balayına çıkmayı bırakın, birlikte vakit geçirecekzaman bile bulamıyorduk. Ancak dizi bitince tatile çıkabildik. Temmuzda İtalya sahillerinde tekneyle başlayan balayımız Amerika’da Los Angeles, sonra Tahiti ve Bora Bora’da devam etti. Ardından bayramda Bodrum’daydık ve sonrasında hafta sonu kaçamakları...

Eşinizin evlenme teklifine ‘evet’ dedirten şeyler nelerdi?
Üç şey; aşk, heyecan ve inanç. 

Evliliğin nesini sevdiniz en çok?
Birlikte vakit geçirmek, sevmek ve sevilmek… Birbirine ait hissetmek çok güzel bir duygu.

Dış görünüşünüz, stiliniz konusunda eşinizin fikrine ne kadar önem verirsiniz?

Eşim bence inanılmaz zevkli ve stil sahibi… Nerede ne giyeceğini bilen ve giyimine önem veren biri. Ben de onun stiline uygun giyinmeye çalışıyorum. Renk seçimlerimizde de uyumlu olmaya dikkat ediyorum.

Aşkın enerjisini yüksek tutmak için neler yapmak gerekir size göre?
İkimiz de çocuk ruhluyuz, olduğumuz gibiyiz, yani kasmıyoruz. Çünkü insan beraberlik sırasında birlikte olduğu kişiye olan sevgisi ve kaybetme korkusuyla, olduğu gibi davranamayıp istemeyerek de olsa sahteleşebiliyor. Biz flört dönemini yoğun çalışma temposu yüzünden çok kısa yaşadık, evlenme kararını verdiğimizde yaşadıklarımızdan çok hislerimize kulak verdik. Evlilik ise aile olmak demek, saklı hiçbir şeye yer yok. Yani aşkı gerçekten yaşamak ve ömrü birlikte geçirmek için yalandan ve sahtelikten uzak olmak şart.

Son günlerde en çok neye sevindiniz?
Eşimle tanışıp ani bir kararla evlenmekte hata yapmadığıma sevindim. Çünkü eğer tam tersi olsaydı ki hayatta her şey sizin hissettiğiniz gibi de olmayabiliyor, bu duruma çok üzülürdüm. Aşka inancımı yitirebilirdim... Ama çok şükür ve maşallah diyelim.

Çok isteyip de henüz yapamadığınız şeyler var mı hayatınızda?
Ohooo bunu sorgulamaya başlarsak o kadar çok şey sayabilirim ki... Hatta yapılması artık o kadar imkansız olan şeyler var ki; mesela şu an hayatta olmayan aile fertlerimiz, keşke daha uzun bizlerle olabilselerdi. Ama olduğu kadarına da şükür. İnşallah hayal ettiklerimin bir kısmını daha yapabilirim, sevenlerim ve sevdiklerimle beraber.

Sizinle ilgili bize verebileceğiniz en yeni haberler neler?
Veet ile yeni bir kampanyanın içindeyiz. Bununla ilgili ilerleyen zamanlarda daha birçok proje gerçekleştireceğiz. Ayrıca yeni sezonda dizi yapmasam da farklı projelerle ekranda olmayı planlıyorum.

Herkesin merak konusuna gelelim, saçlar neden gitti?
Sportif yaşam için en uygun şey kısa saç. Daha önce de benzer bir modeldi, ‘Ezel’ dizisindeki saçlarımdan bahsediyorum. Ama orada kısa olduğu için ‘Kuzey Güney’deki Banu karakterine yeni bir imaj gerekiyordu ve uzatmıştım. Saçımla ilgili radikal kararlar almakta hiç zorlanmıyorum.

Bacaklarınıza ekstra özen gösteriyor musunuz? Bakım sırlarınızı öğrenebilir miyiz?
Tabii ki pürüzsüz olmasına önem veriyorum. Veet sayesinde pürüzsüzler, bunun yanı sıra duşta bacaklarımı fırçalarım ve kremle nemlendiririm. Hatta bazı yağ karışımlarıyla masaj yaparım ve belli zamanlarda kese yaptırırım. Güzel ve kaslı olmalarını da hem genlerime hem de spora borçluyum.

Projeniz nasıl yol alacak?
Sürprizlerle dolu bir yıl planlıyoruz. ‘Hissettiğin gibi giyin’ mottomuz. Herhangi bir şeyi ‘hissettiğin gibi’ yapmak özgüveni gerektirir. Kendine değer veren bakımlı kadınların güzellik sırlarını paylaşıp önce birbirimize destek vereceğiz, sonra da güvenli adımlarla ilerleyeceğiz. Bizi takip edin.Röportaj: Eda Şentürk
Fotoğraf: Cihan Alpgiray

Bade İşcil Süalp’ten yansıyan ışık konusunda birçoğumuz hemfikiriz sanırım. Parıldayan bakışlarına eşlik eden yepyeni, kısacık saçlarıyla yine fazlasıyla güzeldi kapak çekimimiz sırasında. Çiçeği burnunda evli, güzel oyuncu mutluluğunu cömertçe hayatına yansıtıyor şu sıralar. Dizi projelerine bir süreliğine mola verip hem evliliğin tadını çıkaracağını hem de farklı projelerle ilgileneceğini anlatıyor. Büyükada’nın çiçek kokuları eşliğinde denize karşı bir otelde gerçekleştirdiğimiz çekimden geriye kalan nefis Bade İşcil Süalp fotoğrafları ve onun samimi cümleleriyle baş başa bırakıyoruz şimdi sizi…

Hayalinizdeki yerde misiniz şu an? Bu popüler hayatın hayalini kurmuş muydunuz? Nasıl hissediyorsunuz?
Hayalleriniz gerçekleştikçe başka hayallerin kapısını çalarsınız aslında. Ben şu an hayal etmediğim bir iş sayesinde; çünkü moda ve tekstil tasarımı eğitimi aldım ve bu doğrultuda bir iş hayatım olacağını hayal ediyordum, birçok kişiye ulaştım ve onların beğenilerini kazandım. Yaptığı işle böyle bir hissi yaşamak herkesin hayalidir herhalde. Bununla birlikte bu popülaritenin getirdiği ekstra sorumluluklar hissediyorsunuz, bu da daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Zaten düzenli bir hayat yaşıyorum ama yine de kötü örnek teşkil etmemek için ekstra dikkat ediyorum. Bunun dışında sevilmek, beğenilmek, benimsenmek hatta eleştirilmek bile çok keyifli, çünkü kayda değer yaşadığımı hissediyorum.

Çekim sırasında çok dile getirdiniz 30 yaşınıza girmenin heyecanını… 30 yaş keşifleriniz neler?
Aslında hissettiğin yaştasındır derler ya, bence de öyle. 30’lu yaşlar kadının altın çağıdır, daha bir kadın olunur falan deniyor ama ben hep dediğim gibi, çocuk ruhlu ve enerji doluyum. Hele bir de heyecan verici bir şeyler yaşıyorsam, sevdiğim işi yapmak gibi, aşk gibi, sevdiklerimle olmak gibi... Yeniden doğmuş gibi olurum. 

Birbiri ardına çok başarılı projelerde yer aldınız. Bundan sonrası için bu ivmeyi düşürmemek adına neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Çalışmak, istemek ilk sırada tabii ama bence bu şansla da alakalı bir şey. Sonuçta dünya sinemalarına bile bakınca Oscar ödüllü bir oyuncu beğenilmeyen bir projede yer alabiliyor. Ben bugüne kadar içimdeki heyecana, projeye ve ekibe inanarak seçim yaptım. Bence doğru olanı seçtim ve sonuç pozitif oldu, umarım hep böyle olur.