Başarısı tesadüf değil!

Dünya moda sahnesindeki tek türk top model olması sizce tesadüf olabilir mi?

Başarısı tesadüf değil!

Bu bir seçim elbette; ama o farkındaysanız, diğer modeller gibi “Piyasa yapayım, birkaç iş kapayım, ardından evlenirim, çocuk yapıp imajımı da bir güzel temize çeker, tazelerim, sonra ev kadını modellerden olurum nasıl olsa” derdine düşmeden yolunda ilerledi. Bu da onu özel kılan farklı bir sebep olarak öne çıkıyor. Diğerleri mi? Biliyorsunuz, TBMM onu, kötü alışkanlıklardan uzak, başarılı, sportif, çalışkan, örnek yaşantısı dolayısıyla, ‘Türkiye’nin örnek genci’ seçti. Şu ana kadar yedi kitap çıkarması ayrı bir konu. Dergilere moda editörlüğü, markalara stil danışmanlığı yaptı. Modellik yaptığı markalar saymakla bitmez, o kısma hiç girmeyelim. Yabancı pek çok dergide kapak oldu. Dünyaca ünlü meslektaşları Naomi Campbell, Helena Christensen gibi modellerle podyuma çıktı. Ayrıca, lösemili çocuklar için yardım ve çeşitli çevre kampanyalarında da akla gelen ilk isim hep o oluyor. Hatta, Stockholm Üniversitesi’nde tez konusu olmuşluğu bile var! Tülin’in hep olumlu özelliklerini saydık; elbette her güzelin bir kusuru olmalı değil mi? Kendisi biraz sabırsız. Her şeyi o kadar çabuk yapıyormuş ki, yavaş olan hiçbir şeye tahammülü yok! Tülin Şahin’i bugüne kadar pek çok markanın yüzü olarak gördük. Bir markayla birlikte çalışmak konusundaki kıstasını şöyle açıklıyor: “Bir markanın yüzü olmam için öncelikle, o markayı kendim de kullanıyor olmalıyım. Yüzü olduğum tüm markalar zaten hayatımda olan markalar. Örneğin, şu sıralar Koleston ile yeni bir projeye başladık. Onlar benim evde saçlarımı boyadığımı hep biliyorlardı.” Bu sene saç boyasındaki son trendin kahverengi tonları olduğunu söyleyen Tülin, yeni projesinin kendisini neden çok heyecanlandırdığını şu şekilde anlatıyor: “Bu proje boyunca pek çok sürprizimiz olacak. www.kahverengiylebuyule.com’u tıkladığınızda her şeyi öğrenebilirsiniz. Küçük bir tüyo; katılanlardan 8 tanesiyle beraber 1000’er TL’lik alışverişe çıkıyoruz, çok heyecanlıyım!” Saç konusuna değinmişken... Hep uzun saçlı gördüğümüz yıldız, 13 yaşına kadar Winona Ryder gibi kısa saçlı olduğunu ve gerçekte tam bir bonus kafa olduğunu söylüyor. Özellikle kahve tonları favorisiymiş. Yaz aylarında ise saçlarını balyajlı, röfleli kullanmayı seviyor. İşin içinde boya olunca, sık sık bakım yapması gerekiyormuş. “Her çekimden, defileden sonra mutlaka bir kavanoz bakım yarıya iner. Çünkü saçlarımız çekimlerde çok fazla yorulmuş oluyor. Düşünürseniz bir hafta içinde hemen her gün defi le ve çekimlerim oluyor” diyor. SİVASLI CINDY’DEN BUGÜNE… Filmi geriye saralım. Onu Sivaslı Cindy olarak tanıdığımız günler… Hatırladınız değil mi? Biraz daha toplu kendisi. Eh epey zaman geçti üzerinden ki artık benzemiyor bile. “Geçmişe dönüp bakınca, o günlerden bugünlere nasıl bir gelişim ve değişim gösterdiğini düşünüyorsun?” diye sorunca, büyük bir yarasına parmak bastığımızı derhal anlıyoruz: “Danimarka’da üçüncü kuşak olarak dünyaya geldim. Ve tabii ki hayatım boyunca ailemin Sivas’tan geldiğini biliyordum. Bana Sivaslı denmesi yeni bir şey değil. Kaldı ki, bu verilen ya da öngörülen lakap aslında çok sıcak, samimi ve Türkiye’nin tam bağrından. Hemşehrilerimin beni bu kadar sahiplenmeleri inanılmaz bir şey. Bu yüzden benim, bana Sivaslı denmesi ile bir problemim kesinlikle yok. Benim derdim ‘Cindy’. Türkiye’ye ilk geldiğim yıllarda Cindy’ye benziyordum belki. Ama şu an pek benzediğimi düşünmüyorum. Açıkçası zaman zaman kariyerimde Cindy diye anılmaktan çok sıkıldım ama Sivaslı olmaktan hiç sıkılmadım. Ben ilk günden biliyordum, eğer ben bu benzerliğe takılıp kalırsam ömrümün sadece 20 gün olacağını. Bir insan sadece başka bir insana benzeyerek hem ülkesinde hem de yurt dışında 12 yıldır aynı mesleği yapamaz. Hele hele aslı yaşarken!” Beğendiği modeller söz konusu olduğunda ise, olaya farklı yaklaştığını belirtiyor. “Bir fi ziksel olarak beğendiğim çok sayıda model var, bir de hem fi ziksel hem de akıl olarak beğendiğim modeller var. Şöyle söyleyeyim, çok başarılı top model olabilmek için sadece iyi bir model olmak yetmiyor. Bu meslekte başarılı olmak istiyorsanız, aynı zamanda çok iyi bir iş kadını da olmalısınız. Bu açıdan baktığımız zaman bunu dünyada başaran çok az model var. Kafası iş yapmaya basan modelleri çok beğenirim. Buna en güzel örnekler eski jenerasyondan Cindy, Elle Mcpherson yeni jenerasyondan ise Heidi Klum, Tyra Banks ve Giselle.”

İşim bir çeşit oyunculuk
Şarkıcı, türkücü, manken, model... Herkes bir şekilde oyunculuğu denedi! Acaba Tülin neden hala bu alanda bir adım atmamakta ısrarlı! “Kendi mesleğimde yeterince yapacak işim var. Sürekli kendi işime yatırım yapıp bir şeyler yaratıp ürettiğim için de hep yoğunum. Bu yüzden hiçbir zaman gerek duymadım. Artı, o alanda kimsenin özellikle bana ihtiyaç duyduğunu zannetmiyorum. Çok iyi oyuncular var zaten. Ama bu, bir model oyunculuk yapmasın anlamına gelmez tabii ki. Çünkü bizim işimiz de bir nevi sessiz oyunculuk gibi. Her defi le her çekimde hep başka bir roldesiniz. Hem Türkiye’de hem de Hollywood’daki oyunculara baktığınız zaman model kökenli çok oyuncu var. Üstelik bazıları Oscar ödüllü eski model oyuncular.”

Memet'i seviyorum çünkü…
O her ne kadar, özel hayatını gözler önüne sermekten hoşlanmasa da, 2001 yılından beri birlikte olduğu iş adamı eşi Memet Özer ile çok mutlu olduğu her halinden belli. Ama biz farklı bir noktaya takılıyoruz, yılın yarısını yurt dışında çekimlerde geçiren bir kadın, diğer yandan evliliği nasıl yürütür? Tülin bu konuya şöyle açıklık getiriyor: “Evliliği yürütmek, biri çalışmış, diğeri çalışmamış veya ikisi de çalışmış hatta iki taraf da çalışmamış, bunların birine bağlı mı bilmiyorum ki! Sanmıyorum. Gerçekten sırrı falan yok, olsa da söylesek keşke. Şans mı, özen mi, yoksa her şeyin denk mi gelmesi, uzmanlar tarafından bile çözülemiyor. Ama ne kolay ne zor diyebilirim! Sonuçta biz de milyonlarca evli ve her sabah işini yapmaya giden evli çiftler gibiyiz. Birbirimizi çok seviyoruz, birbirimize çok bağımlıyız, olduğumuz gibiyiz. O kadar!” Eşinin en sevdiği tarafını soruyoruz, çok sıkı bir yanıtla karşılaşıyoruz. “Memet’in en çok insan gibi insan, adam gibi adam olmasını seviyorum. Dürüst, iyi ve temiz kalpli olmasına bayılıyorum.” ÜNLÜ OLMA PSİKOLOJİSİ Tamam, o dışarıdan son derece örnek bir genç, örnek bir model olarak görünüyor ama ünlü bir insanın özüne indiğimizde, ne derece dışarıdan göründüğü kadar gerçek olabilir ki? Kimi zaman en yakınımızı bile tanıyamazken, ekranda gördüğümüz Tülin Şahin imajı, evdeki, sokaktaki, normal yaşamdaki, ‘reel’ Tülin ile ne kadar aynı acaba? Ünlü olmak bir kimlik karmaşası yaratıyor mu kısaca? “Açıkçası benim tüm insanlarla ilişkilerim bu ülkeye geldiğim günden beri çok sıcak oldu. Benim iş yaptığım kişiler ve sokaktaki kişiler ile farklı bir iletişimim olmadığını düşünüyorum. Herkese eşit davranırım. Unutmayın, dünyanın en sosyal demokrat ülkelerinden biri olan Danimarka’da doğup büyüdüm. Orada herkes eşittir ve herkes aynı derecede değerlidir diye yetiştirildik. Aksi şekilde davranmam mümkün değil. Ben sokakta farklı, işte farklı davranmıyorum ki, ünlü olmak bunalım yaratsın. İşimin getirdiği bir ün var. Bu ün yarın öbür gün bu mesleği yapmak isteyen başka bir kızın omzuna konacak. Kameralar hayatımın sonuna kadar beni takip etmeyecek! Bunun, bu işe ilk adım attığım günden beri çok farkındayım. Ve hiçbir zaman da bunu aklımdan çıkarmam!” Peki, keşke ünlü olmasaydım dediği olmuş mudur sizce Tülin’in? “Sadece, bir yerde rahatça yemek yiyemeyince ve bu gibi durumlarda ister istemez diyorum!” Yemek yemekten bahsetmişken, Tülin Şahin şu anda o kadar zayıf ki, çekimlerde gecenin bir vakti pizzaları hüplettiğini görmesek, hiç yemek yemediğini düşünebilirdik. Hal böyle olunca, bize kilo vermenin en basit taktiklerini anında saymasını istedik. “Yeterince istemek, yeterince kendine inanmak ve başaracağına inanmak! Her şey öncellikle buradan başlıyor. Bu her şey için gerekli zaten. Gerisini 200 sayfalık, ‘Siz hala diyet mi yapıyorsunuz?’ kitabımda okuyabilirsiniz!”

Yoğun iş temposunda rahatlamak için meditasyon türevi şeyler yapmıyorum. Modum o anda nasılsa, ona göre müzik seçiyorum ve sesi sonuna kadar açıyorum. Hem söylüyorum hem dans ediyorum ve ‘boom!’; anında ruhumda temizlik! Süper iyi geliyor.
Etkileyici saçlar için Tülin’den tüyolar Bana en büyük sırrımın ne olduğunu soracak olursanız size yanıtım şöyle olur: “Çok yoğun bir tempoda çalışsam bile, kendimi dinlendirecek keyifli anlar yaratmaktan zevk alıyorum ve kişisel bakımıma mutlaka zaman ayırıyorum.” Siz de kendinize zaman ayırın! Evde kolaylıkla uygulayacağınız bakım önerileri ile kendi kendinizin güzellik uzmanı olabilirsiniz. Önemli olan bu süreci keyifli hale getirmeniz...

Öncelikle size neyin yakıştığını bulun. Kendiniz için bakım ritüelleri oluşturun. İşe saçlarınızdan başlayabilirsiniz, çünkü saçlar güzelliğinin en önemli parçasıdır. Bir kadın, saçları güzel olduğunda kendini güzel hisseder. Bakımlı ve güzel saçları olan her kadın bence güzeldir. Güzel bir gülümseme ile birleştiğinde ise her kadın baş döndürecek görünüme sahip olabilir. Siz de benim gibi saçlarınızda değişiklik yapmak istiyorsanız, hiç merak etmeyin, vereceğim tüyolar ile harikalar yaratabilirsiniz. Ben Koleston’u tercih ettim. Koleston’un çift etkili formülü, önce saçınızın derinliklerine işler, sonra her bir saç telini kökten uca kaplayarak, aradığınız yoğun renklere kavuşmanızı sağlıyor. Koleston’un 38 renkten oluşan renk paleti her tercihe cevap veriyor. Saç boyasındaki en son trend kahverengi tonları olduğu için size Koleston Manyetik Kahverengi Koleksiyonu’nu denemenizi tavsiye ediyorum. Ben de, ‘6/1 Büyüleyici Kahve’yi seçtim. Şimdi sıra sizde! Kendi kahvenizi seçin. Manyetik Kahverengi Koleksiyonu ile her ten ve göz rengine uyum sağlayacak kahvenin dört farklı tonundan biri mutlaka sizin için: Çekici Bakır, Büyüleyici Kahve, Göz alıcı Maun ve Ay ışığı Kahvesi...

İş kadını kafasında bir model
Bir çeşit peri masalı onunki… 14 yaşındayken Danimarka’daki bir alışveriş merkezinde ünlü bir fotoğrafçı tarafından keşfediliyor. Fotoğrafı çekilerek, ‘Supermodel of Denmark’ yarışmasına katılması teşvik ediliyor. Ve zafer onun! Tesadüfen katıldığı yarışmada, binlerce aday arasından birincilikle ayrılıyor. Ardından Paris, Hamburg, Münih, Sidney, Lizbon, Dubai gibi dünya çapında en önemli moda merkezlerindeki tam 20 ajansa kayıt oluyor. Hala da bu ajanslarla birlikte çalışıyor. Paris’te başlayan modellik kariyeri, Zeki Triko çekimleri ile birlikte Türkiye’ye taşınıyor. Bu da, 11 yıl önceye denk geliyor. Sonrası artık bir peri masalı hikayesinden öte, ‘çalış, tırmala, hak et’ durumuna dönüşüyor…

Onu görünce, ilk düşündüğünüz şey kesinlikle çok zayıf olduğu. Çekim bitince aklınızda kalan son şeyse, çok konuştuğu! O arada neler mi düşünüyor insan? Türkiye’de model denince akla ilk gelen isimlerden birkaçını sayın deseler, içinde neden mutlaka Tülin Şahin oluyor sorusunun yanıtını buluveriyor… Şeytan tüyü olduğu, samimi olduğu, güzel bacakları olduğu ayrı bir konu. Onun sırrı kesinlikle şu: Ünlü bir model ama kafası iş kadını gibi çalışıyor! Bu kafa yapısında, 19 yaşına kadar yaşadığı Danimarka’nın havasının estiği aşikar. Bu bağlamda; “Modellik mesleğini sınıf atlama, zengin koca bulma, oyunculukta rol kapma, assolist olma aracı olarak kullanmayan tek model” şeklindeki ekşi sözlük yorumuna hak vermemek elde değil! Tülin Şahin deyince, makyözden fotoğrafçıya herkes, ‘ne kadar disiplinli’ olduğundan bahsediyor hemen. “Neden böylesin?” dediğimizde, “Bu benim işim, mesleğim. Kimseye çile çektirmek üzere sabah işe gitmiyorum ki! Ne gerek var, özensiz ve disiplinsiz olup ortamı germeye. Her işime ilk ve tek işimmiş gibi gidip aynı özeni, performansı ve disiplini gösteririm. Her zaman söylenen saatte orada olmuşumdur, olağanüstü bir hal olmadığı sürece son dakika çekimlerimi iptal etmem, çalıştığım markalara özenli davranırım. Ama karşımdakiler bunu suiistimal ederlerse, o zaman canavarlaşabilirim” diyor.

Memet ve dansetmek; İşte mutluluk bu!
Bu yoğun iş karmaşasında, o da pek çok ünlü gibi, enteresan bir meditasyon modasına uymuş gidiyordur diyoruz ama yok, Tülin rahatlamak için son yılların moda hareketi olan felsefelere hiç bulaşmamış. “Bildiğim bir şey varsa, o da müziğin her şeye iyi geldiği! Modum o anda nasılsa, ona göre müzik seçiyorum ve sesini sonuna kadar açıyorum. Hem söylerim hem dans ederim ve ‘boom!’; anında ruhumda temizlik! Süper iyi geliyor. Bunu çekimde, evde, arabada, sahilde yürüyüş yaparken iPodumu dinlerken anında uygulayabilirim. Müzik dinlemek ve dans etmek bana göre en güzel şey!” Şu sıralar dinlediği favori ismi kimmiş dersiniz? Kapak çekimimiz esnasında Tülin’in tam bir Lady Gaga hayranı olduğunu öğrendik. Zaten çekim boyunca da, Beyonce ile söylediği ‘Telephone’ şarkısıyla ve ‘Alejandro’ ile coştuk. Mutluluk bir seçimdir, sen mutlu olmak için nasıl seçimler yapıyorsun diyoruz, onu en mutlu eden şeyleri bir çırpıda sıralıyor: “Memet ve dans etmek! Ayrıca, çok yakın arkadaşlarımız ile evde yaptığımız yemekler, sohbetler.”

24 Saat moda düşünmüyorum
Moda bir kuyu ise, Tülin iş icabı, onun içine düşmüş durumda. Peki, modaya bakış açısı nasıl, artık kusma noktasına gelmedi mi acaba? “Moda çok güzel ve eğlenceli. Ekonomik olarak da çok büyük bir sektör tabii. Ama çok fanatikçe takip etmiyorum veya 24 saat moda düşünüp moda ile yaşamıyorum. Başka şeyler de var hayatta. Hiçbir model moda ile oturup moda ile kalkmaz zaten! Bu çok sağlıklı bir şey olmazdı.” Her modelin hayali olmalı diye düşünüyor insan, bir Victoria’s Secret defi lesine çıkmak, modeli olmak. Tülin’e sorduğumuzda ise, “Böyle bir hayalim olsaydı çoktan olmuştum şu ana kadar” diyerek iddialı bir yanıt veriyor. Peki ya güzellik mevzusu? Tülin, dünyanın her yerinde farklı güzellikler görmüş biri olarak, güzel kadını şöyle tanımlıyor: “Kendisiyle barışık, akıllı, dünyayı takip eden, kusurlarını artıya çevirebilen, özenti olmayan, iyi niyetli olan, kendine yakışanı giyen ve en önemlisi her zaman gülümsemesini bilen kadın güzeldir. Kendimi güzel bulup bulmadığıma gelince… Yatıp kalkıp ‘Aman yarabbi ne kadar da güzelim’ demiyorum. Kendimde ve hayatımda tek önceliğim güzelliğim veya güzellik değil. Kafa yorduğum başka bir sürü şey var.” Tülin Şahin’in her ne kadar şu sıralar ünlüler dünyasında bile oldukça popüler olan facebook ve twitter hesapları olmasa da, internetle arası oldukça iyi. “Tulinsahin.com’un dışında kadınlara ve genç kızlara yönelik olan tuliss.com diye bir site hazırlıyorum. Buradan her hafta üyelerime moda, makyaj, bakım, spor, backstage, yiyecek, içecek gibi konular hakkında gazeteler gönderiyorum. Ayrıca bir de tulinsahinfan.com var. Bazen ben bile fotoğrafl arımı buradan almak zorunda kalıyorum. Buna ek olarak, www.kahverengiylebuyule.com var. Interaktif bir dergi ile saç bakımı ve güzelliği konusunda birçok faydalı bilgiyi yüz yüze konuşacağız.”


Boyalı saçlar özel bakım ister
• Büyüleyici güzellikteki saçlara sahip olmak için boyalı saçlarınıza gerekli bakımı göstermeyi ihmal etmeyin. Saçlarınızın canlı görünmesini istiyorsanız, Koleston’un set ürününde bulunan ve yoğun parlaklık veren bakım kürünü mutlaka deneyin. Bu ürün, saçınızın parlaklığını ve canlılığını arttırır, saçınızı bir sonraki boyama işlemi için hazırlamanıza yardımcı olur.
 • Günlük saç bakımını da unutmamak gerekir. Şampuanınızı günlük cilt temizleyiciniz, saç bakım kremini ise günlük cilt nemlendiriciniz gibi düşünün. Cildinize olduğu gibi saçınıza da özel bakım kürleri uygulayın. Eksiksiz bir bakım için, şampuan, bakım kremi ve bakım kürlerinden oluşan üçlü seriler benim tercihim. • Bakım kürlerinin haftada bir kez kullanılması çok faydalıdır; saçın yapısını sağlamlaştırır ve iyileştirir. Ayrıca saçın gücünün ve parlaklığının artmasına yardımcı olur. Örneğin ben saç uçlarımın da kökleri kadar güçlü olması için, yeni yıkanmış saçıma bakım kürünü saç derisinden başlayarak uçlara doğru iyice yedirerek uyguluyorum.

Top model olmak çok zevkli, ancak zahmetli bir iş! Gün boyunca gözler üzerimde. Bu nedenle göz alıcı görünmem çok önemli. Büyüleyici güzelliğimin sırrı ise saçlarımda, Özelliklede yoğun rengimde gizli saçlarınızı kahve stiliyle bütünleyin
Bu senenin en son trend renginin kahverengi olduğunu söylemiştim. Kahverengi saçlarınızı, kıyafetlerinizde ve makyajınızda kullanacağınız uygun tonlarla görünür kılabilirsiniz. Makyajda sıcak renkler saç renginize uyacaktır. Bordo, mürdüm, kahverengi ve yeşil tonlardaki farları, kırmızı bir rujla tamamlayabilirsiniz. Ayrıca bu renkleri sezon giysilerinde de göreceğiz. Bu arada sizlere süper bir de haberim var! Koleston ile beraber yeni bir kampanya başlattık. Amacımız hepimizin içinde olan güzelliği dışarı yansıtmak ve tüm kadınların her ortamda gün boyu büyüleyici görünmesini sağlamak. Bu amaçla; sezonun trend rengi kahverengiden yola çıkarak hayata geçirdiğimiz, www. kahverengiylebuyule.com internet sitesinde interaktif bir dergi hazırladık. Bu sitedeki online dergide büyüleyici güzellikteki saçlar için birçok önerimi de bulabilirsiniz. www.kahverengiylebuyule.com