Bay Büyük'ten itiraflar

Haberleri, aşkları ve kitapları... Hep dikkat çekiyor. Şu sıralar özellikle üçüncü kitabı ‘Büyük’ radarımızda. Ve bu kez yazdığı hikayeye sizi ne kadar hazırlasam az kalır. Yine de siz Oben Budak ile konuştuklarımıza kulak verin, ‘Büyük’ün anlatacaklarına dair ön hazırlığınızı yapın.

Bay Büyük'ten itiraflar

Röportaj: Ece Üremez
Fotoğraf: Erman İştahlı

Üçüncü kitabınız ‘Büyük’ün hikayesi nedir? Bu kez sizi yazmak için ne tetikledi?
Sanırım iyi bir dinleyici olduğumdan ötürü tüm arkadaşlarım benimle aşk hikayelerini paylaşmaya bayılıyor. Tabii bu hikayeler her zaman mutlu sonla bitmiyor. Yaşadıkları hüsranları da benimle paylaşan çok arkadaşım var. Uzun süreden beri de kadınların en büyük derdi sevgililerinin gay ya da biseksüel çıkma ihtimali üzerine. Bu konu ile ilgili o kadar çok mevzu dinledim ki sonunda sevgililerini erkeklere kaptıran kadınları anlatan bir kitap yazmaya karar verdim.

Kitabı okuyacaklara da bir tavsiye niteliğinde olması açısından sevgililerimizi erkeklerden korumak adına gerekli olan üç taktiği bizimle paylaşabilir misiniz?
Bırakın üç taktiği, tek bir taktik dahi öneremem. Böyle bir durum varsa yapacak pek bir şey yok. Öyle bir şey değil bu. Adam kendi cinsine ilgi duyuyorsa, ne yapabilirsiniz ki? En fazla ‘şimdi mi aklın başına geldi?’ diye sinirlenebilirsiniz.

Peki, bu devirde çapkınlıkta kim önde dersiniz? Kadınlar mı erkekler mi?
Kadınlar yeni yeni kazandıkları özgürlüklerinin tadını çıkarmak için çapkınlık konusunda biraz hoyrat davranıyor. Kadınlar artık Amerikan kafasına geçti, erkeklerle iletişim kurmak konusunda hiçbir şeyden çekinmiyor. Erkekler biraz geriden takipteler.

‘Büyük’te de Bige varlığını koruyor. Bige ile ortak noktalarınızın neler olduğunu düşünüyorsunuz? Ya da sizden farklı olarak en çok etkilendiğiniz yanı ne?
Bige aslında çevremdeki kadınların hatta erkeklerin karması bir karakter. Biraz deli, biraz hoyrat, git-gelleri olan, kendini hem seven hem de kavga eden bir kadın. Ne istediğini biliyor ama istekleri sürekli değişebiliyor.

‘Büyük’ün merkezindeki Bige ve Adrien ilişkisindeki esas sorunu nasıl özetlersiniz?
Bige fazla dominant bir kadın. Adrien da fazla toy bir genç. Adrien’ın pişmeye ihtiyacı var, bu da zamanla olur. Ama Bige işi zamana bırakmak yerine eğitim süreci ile çözmeye kalkıyor. Fakat farkında değil ki Adrien onun oyuncak bebeği değil!

Oben Budak için ilişkide olmazsa olmazlar neler?
Ben özgür hayatlar yaşamak derdindeyim. Aşk oyununda taraflar birbirleriyle karşılaşmadan önce birbirinden bağımsız devam eden bir hayatları olduğunu unutmamalı. Ayrıca bu hayatların ayrılıktan sonra da bağımsız bir şekilde devam edeceğini hesaba katmalı. Ben ilişkinin hayatlarımızdan gelip geçen bir duygu olduğunu biliyorum ve buna göre yaklaşıyorum. Biraz gerçekçiyim sanırım. Bu yüzden sadakat gibi bir tanım benim ilişki çerçevemde yok. Özgür olalım yeter.

Hala her ilişkinin aynı olduğunu sadece kişilerin değiştiğini düşünüyor musunuz?
Çocukken yalnızlığı çok sevmez, kendimize bir oyun arkadaşı arardık, hatırlarsınız. Akranımızı bulamazsak da artık evde kim varsa anne-baba ona sarar, oyun oynamak isterdik. Büyüyünce de işler çok değişmedi işte, hala yalnız kalmak istemiyor, hayatı döndürecek birilerini arıyoruz. Tabii ki herkesle yaşanan duygular bir olamaz ama ortalamada üç aşağı, beş yukarı herkesle yaşanan ilişki aynı oluyor. Şiddeti değişiyor ama içerik aynı kalıyor.

Kitabınızda okuyucularınıza yönelttiğiniz bir soruyu ben de size sormak istiyorum: ‘Gerçek aşk dedikleri şey, en acılı olanı olmak zorunda mı?’
İşte bunun tam da az önce belirttiğim şiddetle alakası var sanırım. Bazen aşkın dozu çok yukarılarda oluyor ya da biz öyle hissediyoruz. Oradaki hayal kırıklıkları da aynı şekilde yüksek dozda teninize batıyor. Bu bir dilemma aslına bakarsanız, sonunda acı çektiğimiz şeyi aşk olarak adlandırırız hep.

Büyük aşkların ihanetleri de büyük mü olur?
Büyük sevdiğiniz için ihaneti de büyük olur. Öylesine yaşadığınız bir ilişkideki ihaneti bir yere kadar dert eder, en fazla kızar, bozulur, sinirlenirsiniz ama gerçekten büyük sevdiğinizde, bir göz kayması bile canınızı acıtır, hatta yıkılabilirsiniz. İhanet ihanettir aslında ama yaşadığınız ilişkinin boyutuna göre etkisi değişiyor. Yoksa ihanetin büyüğü, küçüğü diye bir şey yok.

‘Aşkta en büyük hata…’ cümlesini siz nasıl tamamlarsınız?
Tek bir hayat kurmak en büyük yanlış. Hepimizin bir hayatı var ve aşk için hayatımızdan vazgeçmek, aşkı bitirmenin ilk adımı. Aşklar zaten yaşadığımız hayatlardan besleniyor, siz ondan vazgeçerseniz, ortada aşık olacak pek de bir şey kalmıyor. Kimse kimsenin kaşına gözüne aşık olmuyor ki! Herkes kendi sınırlarını çizmeli bir şekilde. Birbirine yaslanabilirsin ama birbirinin sırtına çıkmak yok!

Sırada ne var?
İlk yapmam gereken şeyi sona bıraktım, iyi mi oldu kötü mü bilmiyorum ama kitabımın soundtrack’ini yaptım. Single olarak yayınlayacağım çok yakında. Konservatuar eğitimi aldığım için şarkı söyleme isteğimi bastıramıyorum. Yeni bir kulvar, bakalım neler olacak.