"Kızım hayatımda en çok aşık olduğum insan"

Hakan Eratik, hem yeni sezon projelerini hem de Yeşim Salkım'la evliliğini anlattı...


Oyunculuktan önce sunuculuk da yapıyordunuz. Önümüzdeki sezon sizi kendi programınızı yaparken izleyebilecek miyiz?
Şu sıralar sadece oyunculuk kariyerimle ilgili çalışmak istiyorum ama çok güzel bir iş olursa televizyona da bir şeyler yapabilirim. Yapımcılığını da üstleneceğim birkaç
proje üzerinde çalışıyorum arkadaşlarımla.

Peki oyunculuk mu, yoksa sunuculuk mu daha çok keyif veriyor?

Kesinlikle oyunculuk. Oyunculuk benim hayalim ve hedefimdi. Şu an en çok sevdiğim işi yapıyorum.

Evlilikte iki kişinin de göz önünde, tanınmış insanlar olması ilişkiyi nasıl etkiliyor?
Eğer tek taraf göz önünde, ünlü birisi olsaydı eminim daha zor olurdu. Birbirimizin işini ve iş ortamını biliyor olmamız büyük avantaj. Mesela set adabını bilmeyen biriyle evli olsaydım herhalde çok kavga eder ve ayrılırdık. “Neden açmıyorsun şu telefonu? Bu yönetmen hep seni mi çekiyor?” gibi saçma sapan sorularla muhatap olabilirdim.

Eşinizle birlikte yapmaktan en keyif aldığınız şey nedir?
Kızımızı birlikte yıkamak tarif edilemez bir keyif. Ayrıca film izlemeyi çok seviyoruz. Yeşim mutfak işleriyle uğraşmayı ve yemek yapmayı çok seviyor; çok da yetenekli bir aşçı. Ben de ona yamaklık yapmaya çalışıyorum bazen mutfakta. Pek yetenekli olduğum söylenemez, getir-götür işlerine bakıyorum. Yemek yapmayı biliyor olsaydım Yeşim’i iki kere aşık edebilirdim kendime. Geçen gün kavun kesiyorum diye mutluluktan gözleri yaşardı.

Kızınız Ada artık yavaş yavaş büyüyor ve birçok şeyin farkına varmaya başlıyor. Baba-kız ilişkiniz nasıl bir hal aldı?
O dünyanın en güzel şeyi. Hayatımda en çok aşık olduğum insan. Kızım büyüdükçe aramızdaki ilişki de aynı oranda kuvvetleniyor. Artık annesine “Sen giydirme babam giydirsin, sen yedirme babam yedirsin, sen uyutma babam uyutsun” demeye başladı, bunlar hayatım boyunca duyduğum en güzel talepler.

İleride o da bir oyuncu olmak isterse, tepkiniz ne olurdu?

Bu beni mutlu eder. Ben kızımın seçeceği meslek konusunda ısrarcı ve baskıcı bir baba olmayacağım. Sadece onun, kendi yeteneklerini keşfetmesi konusunda destek olacağım. Büyüdüğünde hangi işte mutlu olacaksa onu yapmasını sağlayacağım.

Bu yaz tatili nasıl geçti sizin için?
Gayet güzel geçti. Yeterince dinlendik ve denizin tadını çıkardık. Ada yüzmeyi çok seviyor. Onunla beraber kumdan kaleler yapmak tatilin en keyifli yanlarındandı.

Önümüzdeki sezonda sizi hangi projelerde görebileceğiz?

Oynadığım sinema filmi festivallerden sonra vizyona girecek. Bir sinema filmim daha var gündemde. Dizi konusuna henüz karar vermedim, birkaç proje var okuduğum, içlerinden birini seçeceğim. Ayrıca bir de tiyatro oyunum olacak.

Haber: Hafta Sonu dergisi/Nuriye Kırma 

‘Huzur Sokağı’ dizisinde canlandırdığı Kerim karakterine bir yıl boyunca hayat veren Hakan Eratik, önümüzdeki sezon iddialı projelerle izleyici karşısında olacak. Eratik’le eşim Yeşim Salkım’dan kızı Ada’ya ve yeni projelerine kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...

Yeni bir film projesiyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyorsunuz. Biraz projeden bahseder misiniz?
Evet, yeni bir sinema filminde oynadım. İsmi ‘Bir Gece’. İstanbul’da, günümüzde geçen aksiyonu bol bir hikaye. Bir gecede gerçekleşen altı ayrı olayın kahramanlarının, aynı taksi içerisinde kesişen hayatları olarak özetleyebiliriz. Böyle söyleyince karışık gibi geliyor kulağa ama değil. Kurgusu muhteşem bir iş. Benim canlandırdığım karakter tetikçi Aziz. Sıradan bir katil değil Aziz. Enteresan bir adam; inançlı ve Allah korkusu olan bir insan. Bir taraftan da katil diyeceksiniz ama çelişkisi de zaten bu. Kötü insanları öldürüyor; hırsızları, tecavüzcüleri, uyuşturucu satıcılarını ve bunu Allah adına yaptığına inanıyor. Kendisine ‘Allah’ın adamı’ diyor. Festival hedefli bir film bu. İlk olarak Altın Portakal’a başvuruldu. Daha sonra ülkemizde ve yurt dışında çeşitli festivallere katılmayı hedefliyoruz. Her şey yolunda giderse ülkemizi ve sinemamızı tüm dünyada güzel bir filmle temsil etme şansımızın olacağına inanıyorum. Yönetmenimiz Ulaş Ülker’in ilk uzun metraj filmi. Daha önce reklamlar ve kısa filmler çekmiş. Çok güzel çekti filmi. Yolumuz açık olsun.

Sizden başka hangi oyuncuları izleyeceğiz?
Başrolü Wilma Elles’le paylaşıyoruz. Filmimizin diğer oyuncuları Muhammed Cangören, Efe Deprem, Ali Pınar, Adem Yılmaz, Özgür Emre Yıldırım.

Projeyi kabul ederken sizi ikna eden etkenler neler oldu?
Senaryo harikaydı. Beni film için aradıklarında Bodrum’da ailece tatildeydik. “Peki, gönderin senaryoyu en azından bir okuyayım” dedim. Aslında pek İstanbul’a dönmek gibi bir niyetim yoktu. Ama senaryoyu bir okudum, hemen yönetmeni arayıp “Ben tatilimi kesip geliyorum” dedim. Yani o kadar etkiledi beni senaryo… Uzun süredir İngiltere’de yaşayan bir Türk olan Ufuk Gökkaya yazmış senaryoyu. Çok farklı bir bakış açısıyla yazılmış ve muhteşem kurgulanmış, dünya standartlarında bir iş. Bu benim dördüncü sinema filmim
oldu. Sinemayı çok önemsiyorum; müthiş bir aşk duyuyorum sinemaya karşı diyebilirim. Tabii ki her gelen teklifi kabul etmiyorum ama iyi olduğuna inandığım bir şey olursa kaçırmıyorum. İyi bir sinema filminde oynayabilmek için bir diziden, reklam filminden ya da tiyatro oyunundan vazgeçebilirim. Keşke ülkemizde sinema sektörü medeni standarları yakalayabilmiş olsa da, başka hiçbir şey yapmak zorunda kalmasam.
‘Huzur Sokağı’ndan ayrılışınız bir anlaşmazlık yüzünden mi oldu?
Hayır. Benim oynadığım Kerim karakteri, hikayenin orijinalinde yani kitapta olmayan bir karakterdi. Sonradan adapte edilmişti. Diziyi biraz televizyon izleyicisi için cazip hale getirmek amacıyla tasarlanmıştı. Yeşim’in oynadığı karakter olan Emel’le bir ilişki yazıldı. Bizim ilişkimizin ve çatışmalarımızın işlendiği bölümler dizinin en çok reyting alan bölümleri oldu. Hem ben hem de yapımcı üzerimize düşeni yerine getirdiğimize inanıp anlaşarak yollarımızı 30. bölümde ayırmaya karar verdik.

Eşinizle aynı dizide yer almak nasıldı?
Aslında evli çiftlerin aynı işte çalışması genelde tercih edilmez. Hem işveren açısından hem de eşler açısından sıkıntı olacağı düşünülür. Ama bizde hiç öyle olmadı, tam tersine çok olumlu ve pozitif geri dönüşleri oldu. Çünkü Yeşim de, ben de işine son derece saygılı ve profesyonel insanlarız. Çalıştığımız süreçte özel hayatımızda sıkıntı yaşamış olsak bile bunu hiçbir şekilde işimize yansıtmadık. Birlikte oynadığımız sahnelerde de çok olumlu eleştiriler aldık. Bunun sebebi en başta Yeşim’in çok iyi bir oyuncu olması ve birbirimizi çok iyi tanıyor olmamızdı. Hatta insanlar “Sizi izlerken, gerçek hayatta karı-koca oluşunuz bir an bile aklımıza gelmedi, bizi Kerim ve Emel adında iki sevgili olduğunuza inandırdınız” dediler. Bu bizim için çok güzel bir geri dönüştü. 

Bundan sonra tekrar birlikte rol teklifi gelse kabul eder misiniz?

Bizi heyecanlandıran ve içinde olmak isteyeceğimiz bir proje olursa neden olmasın? Seve seve! Kaldı ki bu sezon birlikte bir tiyatro oyununda oynayacağız. Belki bir sinema filminde de birlikte rol alabiliriz. Henüz görüşme aşamasında olduğumuz için net bir şey söyleyemiyorum. Ama eşimle birbirine deli gibi aşık iki sevgiliyi oynamak isterdim!

Senaryo yazdığınızdan bahsetmiştiniz. Şu anda ne aşamada?
Yazmaya devam ettiğim bir senaryom ve bir de romanım var. Yazmayı seviyorum. Fena da yazmadığımı söylüyor okuyanlar. Ama biraz tembelim bu konuda. Tamamladığımda, inşallah kayda değer bir şeyler çıkarsa bunu paylaşmaktan onur duyacağım. 

Sizce oyunculukta fizik ne kadar önemli?
Çok önemli. En nihayetinde görsel bir iş yapıyoruz. Canlandıracağımız karaktere bağlı olmakla beraber, her zaman formda ve hazır olmalıyız.