Öykü Çelik

Kanım hala delı aKıyor, diyen Öykü Çelik çoculuğundan beri hep duygularını dışarı vuran biri olduğunu söylüyor. Arkadaşlarının kendisinin kızgın halinden çok korktuklarını söyleyen oyuncu, yıllar içinde öf kesini kontrol etmeyi öğrenebilmiş. ama hala biraz ‘maço’...

Öykü Çelik

“Bir annemi bir de Türkan Şoray’ı idol alıyorum” diyen Öykü Çelik Türkan Şoray’la çalıştığı sırada gözlerinde kaybolduğunu itiraf ediyor; “Kimseyi taklit etmiyorum. Benim amacım ustalarımdan birşey alıp kendime adapte edebilmek”.
İdolünüz olan, örnek aldığınız bir kadın var mı?
Benim idolüm annem. onun her özelliğini seviyorum, zaman zaman çatışıyoruz ama bu da çok doğal. Bir diğer idolümse Türkan Şoray. Türkan hanım’la çalıştım ve onun gözlerinde kaybolmanın tadını çıkardım. Mükemmel bir insan. Benim için hayatta en doğru insan figürlerinden biri. Böyle insanları gözlemleyerek kendimi geliştirmeye, onlardan birşeyler öğrenip, kendime katmaya çalışıyorum. amacım kimseye benzemek değil ama... Taklitler asıllarını yaşatırmış, ben taklit olmak istemiyorum. Ben ustalarımdan daima ders almaya gayret gösteriyorum. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de üretken olmalı, enerjisini keşfetmeli ve doğru yere kullanmalı. Kendini bilen kadın, kendine yakışanı da bilir. Bir kadın nasıl hissediyorsa öyle olmalı. ama onu  tavırlarına bakıp hanım hanımcık ya da fırlama  gibi sıfatlarla tanımlamamalıyız. Her kadın kendine yakışanı yapmalı, ama asla maskeyle dolaşmamalı.
Hırslı görünüyorsunuz. “Başarı benim için önemli” demişsiniz bir röportajınızda. Hırslı mısınız gerçekten?
Başarılı olmak istemekle hırslı olmak ayrı şeyler. hırs insana  kötülük de yaptırabilir. azı karar çoğu zarar. Ben başarılı olmayı seviyorum. ama başarılı olmak için de her yol mübah felsefesini doğru bulmuyorum. ne yapıyorsam ona odaklanırım. İşteysem işime, arkadaşlarımlaysam sohbetime veririm tüm dikkatimi.
Zamanımı kullanırken enerjimi doğru harcamaya gayret gösteriyorum. Bilkent’te tiyatro okuyordunuz, bitti mi okul?
Maalesef şehir değiştirmek durumunda olduğum için devam etmem söz konusu olamadı.
Kaderci misiniz? Oyuncu olmak için çok uğraştınız mı?
Kafamda ünlü olacağım diye bir saplantım hiç olmadı. İstanbul’a geldiğimde menajerim Tümay Özokur’la tanıştım. onunla iyi bir ekip olduk. Güzel projelerde rol aldım. Zamanla farklı karakterler oynamaya ve de sonucunda da fark edilmeye başladım. hayatta da olduğu gibi oyunculukta da başarı için üç şeye ihtiyaç vardır; Şans, şans ve de yine şans…. Kadere de inanırım elbette. Tümay Özokur’la tanışmam benim için bir dönüm noktası oldu.
Yazı: Seçil Kılıç/Seninle

Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Benim İçin Üzülme’ dizisinde başrolde oynayan Öykü Çelik, geniş bir hayran kitlesine sahip. “Ünlü olmak gibi bir takıntım hiç olmadı” diyen güzel oyuncu, kadere inanıyor. hayatının dönüm noktasını ise menajeriyle İstanbul’da tanıştığı an olarak tanımlıyor. yeni bir proje için görüşme yapmakta olduğunu söyleyen oyuncuyla aşktan oyunculuğa, annelik hakkındaki düşüncelerinden güzellik tüyolarına kadar pek çok şeyi konuştuk.

Çocukken pek bir ‘fettan’mışsınız. Çok arkadaşınızı dövmüşsünüz hatta... Hala hırçınlık var mı?
Her yaş insana yeni olgunluklar katıyor. yaşadığımız olaylar, isteyerek ya da istemeyerek edindiğimiz tecrübeler, doğru bildiğimiz yanlışlar, yanlış bildiğimiz doğrular yıllar içinde kılavuzumuz oluyor. Bırakın yılları bir an bile ömürde çok şeylerin değişmesine sebep olabiliyor. Çocukken hırçın olduğumu söyleyebilirim. Genç kızlığa adım attığım yıllarda bu durum değişmedi. arkadaşlarım kızdığımda gözlerimden ateş çıktığını söyler. ama artık büyüdüm. delikanlı neden denir gençlere, adı üstünde  ‘kanı deli’ olduğu için. Ben de öyleydim. ama kanım deli akmıyor, dinlenme dönemindeyim. halen kolay öfkelenen bir yapım var. Sadece artık öfkemi kontrol edebilmeyi öğrendim. ancak ne zaman kaybetme korkusuyla tanıştım, o zaman hayatı daha farklı gözlerle görmeye başladım. ama maço bir tarafım vardır hala...
Duygularınızı yansıtan biri misiniz?
Genellikle duygularımı içimde tutmam, olayları geçiştirip üstünü kapatmam. Karşımdakine kendimi ifade etmeye gayret ederim.
‘Benim İçin Üzülme’ dizisinin çekimleri dolayısıyla Karadeniz’de çok zaman geçiriyorsunuz. Çocukluğunuzda da bir dönem Karadeniz yaşamışsınız... Karadeniz’i seviyor musunuz? Eve dönmüş gibi hissettiniz mi hiç?
Benim için Karadeniz’in her şeyi özel; havası, yeşili, yemekleri, coşkulu insanları… Her şeyin ayrıcalığını yaşarsınız Karadeniz’de. Oradaki doğallığı seviyorum. Evet, tekrar eve dönmüş gibi hissediyorum ve bu çok güzel. Türkiye’de her şehrin ayrı güzellikleri var. Tadını çıkarmayı bilebilirseniz her şehrimiz cennet gibi.
Babanızın kaleci antrenörüymüş, futbolla iç içe büyümüşsünüz. Erkek arkadaşınız şanslı olmalı… Futboldan hoşlanan kadın çok fazla değil ne de ü olsa... Futbolu gerçekten ne kadar seviyorsunuz?
Fanatik olduğumu söyleyemem ama ilgisiz de değilim. Benim de tutuğum takım var. Ben sevdiğim kişiyle yaşadığım her şeyden tat alırım. Buna maç izlemek de dahil. Önemli olan iki tarafın birbirinin özel zevklerine saygı duyması. eşler hobiler konusunda uyuşmazlık yaşıyorsa, eşsiz olarak hobilerini devam ettirmeliler.
Öykü Çelik, “Kendini bilen kadın  kendine yakışanı da bilir. Önemli olan maskesiz olabilmek. Asla ‘kokoş’ biri değilim, aksine spor giyinmeyi severim.”
Kocaman şapkalı fotoğrafınız çok hoş. Aksesuvar kullanır mısınız?Süslenmeyi, ‘kokoşluğu’ sever misiniz?
Asla kokoş biri değilim. Tam tersi spor giyinmeyi severim. ruj sürmeden kapıdan dışarı adım atmam diye bir takıntım yoktur. Aksesuvarları seviyorum ama çok kullanmıyorum. Özgürlüğümü kısıtlayan hiçbir şeyi sevmem. Buna giysiler de dahil!
Modayla, diyetle, kozmetikle aranız nasıl?
Şu an diyet yapmıyorum ama her kadın gibi ara ara benim de uyguladığım diyetlerim oluyor. Özel bir diyetisyenim var. Kıyafetlerin bana yakışması markalarından daha önemli. Cildim için derma Slime’e gidiyorum.
İnsanları tolere ettiğinizi okumuştum bir röportajınızda. Toleransın da fazlası zarar değil mi?
Aslında insanları tolere etmek çok da iyi bir şey değil. Üzülmeme sebebiyet verdiği çok oldu. Tolere edilebilecek durum var, edilemeyecek durum var. Bazen bir bakmışsınız iyi niyet olarak gösterdiğiniz destek, sonrasında size görev olarak yükleniyor. Tolerasyon çizgimi kişiye göre değiştiriyorum. herkes hata yapar, önemli olan hataları bile bile tekrar etmemek. Ben o tip insanların art niyetli olduğunu düşünüyorum. Art niyetli olduğunu hissettiğim insanıysa hemen çıkarıyorum hayatımdan.
Öykü Çelik evlilik ve aşk arasındaki farklılığı bakın nasıl anlatıyor, “Evlilikte strateji olur ama aşkta olmaz. Aşk kavuşamamaktır. Heyecan duymaktır. Hem  mutlu hem mutsuz olmak, bir çelişki halidir. Kıskançlıktır.  Özlemdir. Cesurca yaşanır çünkü insana cesaret verir.”
“Aşklarımı cesur yaşarım” diyenlerdensiniz. Aşk zaten cesurca yaşanmazsa aşk olmaz ki… Değil mi? Aşk nedir sizce?
Aşk bence kavuşamamaktır, heyecan duymaktır. hem çok mutlu olup, hem de mutsuz olmaktır. Çelişkidir, kıskançlıktır, özlemdir. Büyülü bir duygudur aşk. Cesurca yaşanır çünkü insana cesaret verir. aşkta aynı çılgınlık iki kez yaşanmaz. Cesur bir aşığım çünkü aşk vazgeçmemektir.
Aşkta hiç ilk adımı atan oldunuz mu? Atar mısınız? Strateji yapar mısınz?

Evlilikte strateji olur ama aşkta olmaz. Şimdiye kadar kimseye çıkma teklifinde bulunmadım. hiç gerek kalmadı çünkü. Çok istediğim biri olsaydı, gerek olsaydı teklif  ederdim ama. Katı kurallarım yoktur çünkü...
‘Beni Unutma’nın dışında başka bir dizi, film projesi var mı?
Evet var görüşmelerimiz devam ediyor. Beni besleyen her role sıcak bakarım. Bir rolü ancak bana mutlak suretle fayda sağlayacaksa kabul ederim. Özellikle sinemada işe inanmak daha önemli. Siz inanmazsanız, kimseyi de inandıramazsınız çünkü. hayallerimi süsleyen o kadar çok proje var ki… daha yolun çok başındayım.
Anneler Günü’nde annenize süprniziniz var mı? Bir gün anne olmak istiyor musunuz?
Elbette anneme güzel bir sürprizim var. Anne olmayı da elbette isterim ama daha çok erken. Bakamayacaksanız asla çocuk yapmamalısınız bence. anne olmak mükemmel bir duygu olmalı. Bir canlı içinizde büyüyor, daha karnınızdayken iletişime geçiyorsunuz o minikle. Sonrasındaysa koala ve yavrusu gibi onunla hep  berabersiniz. Bu çok heyecan verici olmalı.