Aşkın 9 eşlikçisi

Mutlu bir birlikteliğin sırrı aşk sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü tek başına aşk çoğu zaman ilişkilerin devamlılığı için yeterli olmuyor. Ona eşlik edecek başka duygu, düşünce ve davranışlar da gerekiyor.

Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

Bazen ilk görüşte, bazen zaman içinde... Ama ille de aşk!Uğruna dağların delindiği, destanların yazıldığı, yaşamların feda edildiği aşk, ilişkinin olmazsa olmazı belki ama tek başına yeterli mi? Örneğin; iki kişi arasında ilk zamanlardaki duygusal yoğunluğun yarattığı sarhoşluk azaldıkça, yaşanan olayların da etkisiyle aşkın bekleneni vermemesi ilişkilerde hayal kırıklığı yaratan en önemli etkenlerden biri oluyor. Aşkın, ilişkileri tek başına yürütmeye yetmediğini kavramak ise birçok kişi açısından hem inanması hem de kabullenmesi güç bir süreci beraberinde getiriyor. Özellikle aşkın geliştirici ve dönüştürücü gücüne olan inancın beslediği bu süreç, bekleneni veremeyince beraberinde öfke, kaygı, mutsuzluk gibi duygular da barındırıyor. “Evet, aşk geliştirir, öğretir ve dönüştürür ancak bunun için de ilerlemeye açık olmanız, sorumluluk almanız ve zorlandığınızda bıraktığınız yerden devam edebilmeniz gerekiyor” diyen Uzman Psikolog Zehra Erol, çiftlerin ilişkinin sürebilmesi için bu iki konuda çaba sarf etmesinin önemine vurgu yapıyor. Uz. Psk. Erol’dan mutlu, istikrarlı ve huzurlu bir birliktelik için aşkın yanı sıra nelere ihtiyaç duyulduğunu öğrendik.

Saygı
İlişkilerde olduğu gibi kabullenildiğini bilmek, kişinin kendini daha özgür hissetmesini sağlıyor. Böylece partnerine daha fazla açık olabiliyor, ona güvenebiliyor ve kendini mutlu hissediyor. Ancak yargılandığı, olduğu gibi kabul edilmediğini hissettiği bir ilişkide saygı da gelişemiyor. Tüm çabasına rağmen saygı görmediği bir ilişkiye devam eden kişinin ise kendine duyduğu saygıyı da gözden geçirmesi gerekiyor. Çünkü kendine saygı duyan kişi sorumluluk alıp, olumlu romantik ilişkilere yöneliyor ve tutkuyla çabalıyor. Yeteri kadar saygı ve iş birliği göremeyeceğini anladığında ise ilişkiyi sonlandırdığında acı çekse de zamanla iyileşiyor.

Bağlılık
Romantik bir ilişkinin sağlıklı sürebilmesi için her eşin bildiği net, anlaşılır ve önemli zorunluluklardan biri de sadakat. Bu, ilişkinin ilk dönemlerinde yazılı bir sözleşmeye dönüştürülmese de birlikteliğin başlamasıyla beraber partnerler birbirlerinden otomatikman bağlılık beklentisi içine giriyor ve ilişkiyi bu güvenceyle sürdürüyor. Bir ilişkiye sadık kalmanın partnerin baskısıyla değil, kişinin özgürce ve ahlaki değerlerine bağlı olarak aldığı bir karar olması gerekiyor. Partnerini sevdiği, canını acıtmak istemediği ve ona zarar vermemek için kişinin kendi değerleriyle bu kararı alması büyük önem taşıyor. Sadakatin sadece cinselliği içermediğine dikkat çeken Uz. Psk. Erol, “Bu aynı zamanda verdiğiniz sözü tutmanız, yardım istediğinde onun yanında olabilmeniz, partnerinizin size söylediği ve paylaşmanızı istemediği bir konun da sizde saklı kalmasını kapsıyor” diyor.



Güven
İlişkilerin sürekliliği konusunda en temel faktörlerden biri de güven. Bunu barındırmayan ilişkilerde istikrarsız, kaygılı ve huzursuz bir tablodan bahsedilebileceğini vurgulayan Uz. Psk. Erol, şöyle devam ediyor: “Güven içeren ilişkide, aşık olunan kişi destekleyici olarak görülüyor. Zor zamanlarda, partnerine sırtını yaslayabileceğini biliyor. Düşünce ve hislerini rahatça ifade ediyor. Eleştirileceği, reddedileceği veya değersizleştirileceği kaygısı yaşamıyor. İlişki güven ile birlikte ilerliyor. Güvenebildiği kişiyle geleceğe bakabiliyor, uzun süreli ilişkinin sorumluluğunu üstlenebiliyor.”

Doğruluk
Dürüstlük temelli ilişki yaşamak, yaşamın tüm zorlukları için huzurlu bir liman vazifesi görüyor. Çünkü birliktelikte doğruluğun sağladığı güven, endişenin varlığını ortadan kaldırıyor. Huzurlu ve güvenli bir ilişkide büyümek, ilerlemek ve kendi kişisel gelişimine katkıda bulunmak çok daha kolay oluyor. Ancak doğru olmak adına fütursuzca yapılan kaba konuşmalar, beraberliklere zarar verebiliyor. Dürüst olmak fütursuz davranmak olmadığı gibi açık ve empati içeren davranışlar da ilişkide sürekliliği sağlıyor.

Özgürlük
Kişi bir şeyi arzuladığında veya yapmak istediği için gerçekleştirdiğinde, kendini özgür hissediyor. İlişkilerde karşı tarafı suçlu hissettirmek, utanç duymasına yol açmak, yalnız kalma kaygıları gibi duyguların yarattığı zorlanma hissi ise özgürlük duygusunun azalmasına neden oluyor. Kişinin ya da partnerinin karşı taraf olmadan yaşayamayacağını söylemesi, bunu gerek sözle gerekse davranışıyla sık sık vurgulaması ne kadar etkileyici olsa da baskıya yol açıyor. Bu tür durumlar da eşlerin kendilerini doğal ve özgürce ifade etmesi konusunda sorunlar yaşamasına yol açıyor.



Şeffaflık
Beraberliklerde samimiyetin sürdürülmesi, şeffaflıkla mümkün oluyor. İlişkiler ilerledikçe sorumluluklar da artıyor. Bu durum ve günlük mücadeleler ise ilişkideki paylaşımların, etkileşimin azalmasına yol açıyor. İş hayatı, sosyal yaşam ve varsa çocuklarla birlikte ilişkiyi dengelemekte zorluklar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla çatışmaları azaltmak ya da sorunları çözmek adına duygu ve düşünceleri paylaşmaktan kaçınmak, istediğiniz sonucu ulaşmak için asıl hissettiklerinizin, düşündüklerinizin dışında geribildirimler vermek kısır döngüye neden oluyor. Oysa şeffaflığın, içten ve samimi bir ilişki için büyük önem taşıdığını vurgulayan Uz. Psk. Erol, “Bu noktada ilişkilerin sürdürülmesinde önemli bir unsur olan samimiyetten de bahsetmek gerekirse, güç çatışmasının olduğu bir beraberlikte baskın olmak adına verilen mesajlar ilişkide eşlerin birbirine olan duyarlılığını azaltıyor. Samimiyetin gelişmesinin önünde de önemli bir engel oluyor” diyor.

Takdir etmek
Kişi yakın ilişkilerinde olumlu diyaloglar kurmak ve geribildirimler almak istiyor. Aşık olunan, sevilen insanın olumlu tepkilerini takdir etmek ise bu anlamda önemli bir adım oluyor. İlişkilerde partneri takdir etmek; yapılan olumlu eylemlerin önemsendiği, bunlara değer verildiği ve devam etmesinin arzuladığınızı gösteriyor ki bu da partner için bir hayli motive edici oluyor. Bazen günlük rutinler içinde tekrar tekrar yapılan davranışlar olağan karşılanıyor. Her gün erkek arkadaşınızın sizi işe veya eşinizin çocuğunuzu okula bırakması gibi... Rutinin dışına çıkmak ise karşı tarafın zorlanmasına yol açıyor. İlişkide partnerin ilişkiyi güçlendiren davranışlarını takdir etmek de onun iyi hissetmesine neden olacağı gibi ilişkiye de motivasyon sağlıyor.



Desteklemek
Empati, ilişkilerde eşinizi anladığınızı hissettirmenin en etkili yolu. Unutmayın ki anlaşıldığınızı hissettiğiniz bir ilişkiye uyum sağlamanız hem çok kolay oluyor hem de sizi daha da motive ediyor. İlişki için enerji ve zaman harcamak ise mutluluk veriyor. Oysa empati içermeyen ilişkilerde öfke ve yalnızlık duygusu hakim oluyor. Kişi beraberliğini sürdürse de ilişkiye yabancılaşmaya başlıyor.

Fedakarlık
Her şeyin yolunda gittiği, stresin en alt düzeyde olduğu durumlarda ilişkiyi sürdürmek kolay oluyor. Hayatın zorlayıcı şartları gündeme geldiğinde ise ilişkinin önemli bir sınavdan geçtiğini belirten Uz. Psk. Erol, “İflas, hastalık ve benzeri değişimler her ilişki için güç aşamalar içeriyor. Romantik bir ilişki içindeyken böylesi dönemlerde partnerinize verdiğiniz destek zamanınızdan, sosyal yaşamınızdan, maddi olanaklarınızdan fedakarlık yapmanıza yol açabiliyor. Zor süreçlerin birlikte aşılması ise ilişkinin daha da güçlenmesini sağlıyor. Ancak ilişkinizde tekrarlayan şekilde fedakarlık döngüsüne giriyorsanız, bu ilişkinizin de sizin de olumsuz etkilenmenize neden oluyor. Sonuçta, birlikteliğiniz bir süre sonra dengesiz güç ilişkisine dönüyor” diyor.

*Formsante dergisinden alınmıştır.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil