Aysun Karaman: Ayna

Kadına şiddeti konuşmak için sözü neden özellikle erkeklere verdiğini ve Ayna’nın hikayesini kendisinden dinliyoruz…

RÖPORTAJ: SİMAY ENGÜR


Geçtiğimiz ay 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü göğsümüzü gere gere kutlamak isterken; gündemimizde yine kadın cinayetleri ve kadına şiddet haberleri vardı. O gün de her kötü haberin ardından bir türlü uygulanamayan -şu an itibarıyla feshedilen- İstanbul Sözleşmesi’nin öfkesiyle uyandık. Kadınlar Günü için yapılan gece yürüyüşünde, en temel demokratik haklarımızdan birini savunmak zorunda kaldık. Tüm bunlar olurken Türkiye’de yıllardır artan kadın cinayetlerinin sebebine ayna tutmayı amaçlayan ve bu kez sebeplerini erkeklerin ağzından dinlediğimiz Ayna belgeseli yayınlandı. Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Aysun Karaman, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. BKM mutfak ile çalışma hayatına başlamış, bir dönem oyuncu Belçim Bilgin ile birlikte çalışma süreci geçirmiş. Çocuk istismarına dikkat çekmek için hazırlanan ‘Karanlığı Arala’ filminin koordinatörlüğünü üstlenmiş. Belgesel üzerine çalışmasında ise, ‘The Cave’ belgesel filminin yönetmeni Feras Fayyad ve yapımcı Kirstine Barfod ile tanışmasının büyük ilhamı olmuş. Kadına şiddeti konuşmak için sözü neden özellikle erkeklere verdiğini ve Ayna’nın hikayesini kendisinden dinliyoruz…

Ayna belgeseli, fikir olarak nasıl ortaya çıktı?

Dünya üzerinde yaşayan ‘her’ kadın gibi ben de şiddetin farklı biçimlerini görerek, gözlemleyerek büyüdüm. Annem okumamış, okuyamamış; ama kendini çok geliştirmiş, özgür ruhlu, barışçıl bir kadın. Onunla çocukken Emekçi Kadınlar Birliği’nde şiir okuduğum günleri hatırlıyorum… Arkadaşlarıyla konuşmalarını dinlerdim. Böyle bir çocukluktan sonra benim bu alanda olmam, hiç de şaşılası değil. İzleyen erkekler kendilerine tip olarak, yaş olarak benzeyen erkekleri görsün, empati duyguları artsın, kendilerine ayna olsun istedim. Bu belgeselin var olmasında emeği geçen herkese, öncelikle bana her zaman inanan canım aileme, belgeselin kurgusunu yapan Tugay Yılmaz’a, yönetmenliğiyle bana yol gösteren Deniz Enyüksek’e, görsel tasarım için abim Bülent Şengül’e ve akıl hocam Ayten Zara’ya da teşekkür etmek isterim.

Ayna belgeselinde Türkiye’de yıllardır artan kadın cinayetlerinin sebeplerini ve olası çözüm önerilerini erkeklerden dinliyoruz. Neden kadınlar değil de erkeklerle konuşma kararı aldınız? Konuşmacıları seçerken öncelikleriniz neler oldu?

Bu soru için yürekten teşekkür ederim. ‘Neden erkekler değil?’ diyorum ben! Bir yerde bir şeyler anlaşılmıyor ve çözümlenmiyorsa, bir yerde hata var demektir. Bu hatayı da sadece biz kadınlar konuşarak çözemeyiz ki… Erkeklerin de konuşması gerekiyor. Birçoğunun sevgi dilini, iletişimi algılaması için bir çocuk gibi konuşulması, büyütülmesi gerekiyor... Konuşmacıları seçerken önceliğim bireylerin eğitim, kültür ve yaş olarak farklı olmalarıydı. Paydaşlarında ise ‘samimiyeti’ koşulsuz, olmazsa olmazlardan seçtim.

Ayna metaforunun anlamı nedir? ‘Bu şiddetin sebebi sensin’ demenin bir yolu olabilir mi?

Kimseye bir ithamda bulunmuyorum. Binlerce yıldır ataerkil yapıda yönetilen bir sistem var. Çoklu sebepler var; ben bu sebepleri anlamak, algılamak ve dönüştürmek için topluma bir ayna tutmak istedim. ‘Ayna’ metaforunu Rene Magritte’nin ‘Not to be Reproduced’ eserinden ve William Shakespeare’in Sone 3’ünden esinlenerek oluşturdum.

Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni olarak Ayna’dan şiddetin temelinde yatan sebeplere veya Türkiye’de giderek artan kadına şiddetin nedenlerine dair sizin en önemli çıkarımınız ne oldu?

Şiddet hayvani bir içgüdü, bunu sakinleştirip eğitmek için iletişim becerilerini geliştirmek gerekir. Bunun için bireyin çocukluktan başlayarak eğitim ve ekonomik tabanı sağlam olmalı ki kendini var edebilsin. Her toplumdaki kadına yönelik şiddet, devletin yönetim şekli, ülkenin gelişmişlik düzeyi ve ekonomisiyle paraleldir. Nedenlerin en başında bizim şiddeti normalize eden bir yönetim biçimimizin olması var. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde kadın hala kendi olarak tek başına birey olamıyor; olsa da kabul görmüyor. İstatistiklere bakarsanız, iyi bir kariyere erişmiş kadınların, kariyeri olmasa bile iyi bir ebeveyn olmak isteyen annelerin birçoğu yalnızdır. Nedenini araştırmak, algılamaya çalışmak lazım. Bunun sebepleri o kadar köklü ve anlaşılması güç ki…

AYNA BELGESELİNİ İZLEMEK VE TAKİP ETMEK İÇİN:
Youtube AYNA BELGESEL
@ayna.belgesel

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil