Bu ara herkes hasta: Bağışıklığı güçlendirmek sofrada başlar
Diyetisyen Gülçin Işık, mevsim geçişlerinde artan hastalıkların altında yatan temel nedenleri ve bağışıklığı güçlendirmek için soframızda yapmamız gerekenleri anlattı...
Son günlerde okulda, iş yerinde, spor salonunda, sokakta hep aynı cümleleri duyuyoruz: “Bu ara herkes hasta!”
Mevsim geçişleri, havaların bir ısınıp bir soğuması, ne giyeceğini bilememek, bazen çok üşüyüp, bazen çok terlemekle beraber bağışıklığımız zayıflıyor, uyku düzeni bozuluyor, stres artıyor. Belki de en çok kendimizi dinlemeyi unutuyoruz; vücudun ihtiyaçlarını karşılamayıp daha sık hasta olabiliyoruz.
Oysa iyi olmanın en iyi ilacı; düzenli, dengeli ve gerçek besinlerle beslenmek, iyi uyumak, dinlenmek ve yeterli miktarda su içmekle olur.
Diyetisyen Gülçin Işık
Bağışıklık dediğimiz şey bir günde düşmez, bir günde de toplanmaz. Yeterli uyku, protein dengesi, C vitamini, D vitamini, çinko, omega-3, magnezyum ve bol su… Hepsi zincirin bir halkası gibidir.
BAĞIŞIKLIĞI DESTEKLEYEN İLK ADIM: ÇORBAYI SOFRADAN EKSİK ETMEMEK
Bu dönemde sıcacık, besleyici çorbaları sofralarınızdan eksik etmeyin. Tavuk suyu, et suyu, ilikli kemikli çorbalar; amino asit ve kolajen açısından zengindir. Mevsimi olan kereviz, brokoli, balkabağı, lahana ise hem lif açısından zengin hem de C vitamini ve antioksidan deposudur.
Bir kase çorba sadece karnımızı değil, bağışıklığımızı da doyurur. Bu nedenle çeşit çeşit çorba hazırlayıp içmeyi ihmal etmeyin.
BİTKİSEL DESTEKLERLE VÜCUT DİRENCİNİ KORUYUN
Gün boyunca kahve içmek yerine arada bir bitki çaylarına yönelmek de vücut direncinizi artırmaya yardım eder.
Örneğin:
Zencefil–limon: Boğazı yumuşatır, dolaşımı hızlandırır.
Ihlamur: Yatıştırıcı ve balgam söktürücüdür.
Kuşburnu: Yüksek C vitamini desteği sağlar.
Adaçayı: Boğaz enfeksiyonlarında antiseptik rol oynar.
Tatlandırmak isterseniz bal, tarçın, karanfil, limon kullanarak hem aromasını hem de etkisini artırabilirsiniz.
ARA ÖĞÜNLERDE KÜÇÜK DOKUNUŞLAR
Ara öğünlerde bir avuç badem, ceviz, fındık, fıstık gibi besleyici kuru yemişler tercih edebileceğiniz gibi; taze meyve veya probiyotik zengini yoğurt ya da kefir de tercih edebilirsiniz. Tek tip ara öğün yapmak yerine bunları dönüşümlü tercih etmeye çalışın.
Kuru yemişler sağlıklı yağlar ve E vitamini açısından zenginken, meyveler C vitamini ve antioksidan deposudur.
Süt ve süt ürünleri ise bağırsak florasına iyi gelmekle beraber, protein desteği de sağlar.
ANA ÖĞÜNLERDE PROTEİNİ UNUTMAYIN!
Bağışıklık sisteminin temel yapı taşı proteinlerdir. Mutlaka her öğünde protein tüketimine özen göstermelisiniz.
Haftada en az 2 kez balık (özellikle sardalya, hamsi), haftada birkaç kez yumurta, birkaç kere de kırmızı et, hindi veya organik tavuk tercih etmelisiniz.
Yanına bol sebze, ister pişmiş zeytinyağlı bir yemek, ister renkli bir salata ekleyebilirsiniz.
Protein, dokuları onarır; sebze ve meyveden aldığın vitamin-mineral kombinasyonu ise savunma hattını güçlendirir.
BAHARATLARIN GÜCÜNÜ HAFİFE ALMAYIN
Yemeklerde kullandığın zerdeçal, karabiber, pul biber, kekik, zencefil gibi baharatlar küçük ama etkili bir yatırımdır.
Zerdeçal, kurkumin içeriği sayesinde güçlü bir antiinflamatuardır. Zencefil mideyi sakinleştirir, kekik boğaz enfeksiyonlarında etkilidir. Kısaca baharatlar sadece tat vermez; vücudun korunma kalkanı oluşturmasına da destek sağlar.
GERÇEK BAĞIŞIKLIK BIR YAŞAM TARZIDIR!
Bağışıklığı sadece bir dönem güçlendiremezsiniz; yaşam tarzınızı buna uygun hale getirmelisiniz.
Mevsim geçişlerine uygun hareket etmek, vücudu dinlemek ve ihtiyaçları göz ardı etmemek hastalıklardan korunmanıza yardımcı olacaktır.