Çağla Şikel

O hep fit, o hep formda, o hep güzel... Yeni açtığı YouTube kanalının heyecanını taşıyan Çağla Şikel, artık güzellik, bakım, egzersiz ve yaşama dair önerilerini videolarla paylaşıyor.

Yazı: Deran Çetinsaraç
Fotoğraf: Murat Saygın
Styling: Tülin Demir
Makyaj: Alp Kavasoğlu

Yılların es geçtiği isimlerin başında geliyor Çağla Şikel. Kapak çekimi için oğlu Kuzey ve köpeği Tarçın’la stüdyoya gelen Şikel, çekimden üç gün önce New York Moda Haftası’nda bir Türk model olarak podyumda fırtınalar estiriyordu. Dört ay önce YouTube kanalını açan Çağla Şikel’le hem moda haftası hem de paylaştığı videolar hakkında konuştuk. 

Youtube kanalınız hayırlı olsun, nasıl karar verdiniz açmaya?
Dört ay önce kadar Feride Edige’ye gittim ve ona böyle bir projem olduğundan bahsettim. Şansıma Feride Hanım’ın da sosyal medya üzerinden hayata geçireceği projesine denk geldim ve “Haydi gel, ilk seninle başlayalım” dedi. Beni çok yansıtan bir kanal olsun istedim. Açıkçası çok izlensin, YouTuber olayım veya çok para kazanayım gibi bir derdim yok. İnsanlara ulaşabileceğim bir mecra arayışım, insanlardan çok fazla soru almamla alakalı. “Çağla saçlarına ne uyguluyorsun, üzerindeki ceketi nereden aldın?" gibi sorulara tek tek cevap vermek mümkün olmuyor. Çağla’nın bakım, güzellik ve yaşam sırlarını uzun uzun anlatabildiğim bir araç oldu YouTube.



Başladığınızdan beri abone sayınız ne kadar oldu?
Dört ay oldu açalı ve 450 bine yakın abonem var.

Videolarınızda hangi konu başlıkları var?
Spor, güzellik, moda olarak sayabilirim. Tabii en geniş yeri güzellik konuları kaplıyor. Takma kirpiği nasıl taktığımdan evde göz altlarıma uyguladığım maskelere kadar çok sayıda video bulunuyor. Gerçekten evde yaptığım şeyleri paylaşıyorum.

Hesaplı güzellik ve şıklık fikirleri vermiş oluyorsunuz galiba değil mi?
Tabii ki, Eminönü benim en çok gittiğim yerlerden biridir. Gidip ordan taşlar, yıldızlar falan toplarım. Paylaştığım ceket videosunda üzerimde gördükleri ve beğendikleri kıyafetleri aslında evde kendilerinin de yapabileceğini öğreniyorlar.

Videolarınızda en doğal halinizde misiniz?
Aslında önceden planlanmış bir şey değildi, çekimlerle birlikte gelişti ve bu şekilde içimize sindi. Hani “Burada çok laubali oldun, değiştirelim” demediler, en doğal halimleyim gerçekten. Çağla karşımızda oturuyor ve anlatıyor havası olsun istedik. Sonuçta yıllardır kamera önündeyim ama televizyonun kendi dili ve kalıbı, uyulması gereken kuralları var. Her istediğiniz kelimeyi kullanamazsınız. Dolayısıyla bu kalıbın verdiği stres illa ki oluyor. Ancak YouTube’da böyle bir şey yok. 20 yıldır bu işin içindeyim ama hiç tanımadıkları bir Çağla gördüler. Hani evlerine gidip otursam, sohbet etsem bu şekilde olur.

En çok hangi videonuz izlendi?
En fazla izlenen makyaj videoları oldu. Tabii bu arada izlenme sayısı 2 milyonu geçen bir slime videom var. Biliyorsunuz çocuklar arasında hala bir fenomen. Slime videosunu çocuklu kadınlar, makyaj videolarını da genellikle genç kızlar. Mesela bandana nasıl kullanılır videosu tam genç kız işi. Özellikle doğal yöntemlerle yaptığım bakım önerileri çok izleniyor.

Egzersizlere talep var mı?
Millet olarak çok tembeliz ne yazık ki. Dolayısıyla egzersiz videoları güzellik kadar talep görmüyor. Bu arada kanala koyduklarım benim egzersiz rutinimin 10’da biri desem yeridir. Gerçekten yaptığım egzersizi koysam muhtemelen şaşar kalırlar. Daha basit, zorlamayan egzersizler koyuyorum.



Çekeceğiniz videolarda beslenme ile ilgili bölümler olacak mı?
Geçtiğimiz günlerde ne yiyorumla ilgili bir video çektik. Üç öğünü, alternatifleriyle birlikte yayınlayacağız. Hatta bir çekim de kaçamaklarımla ilgili olacak. Sonuçta ben mükemmel değilim, benim de abur cubur yediğim zamanlar oluyor.

Sizin kaçamağınız ne oluyor?
Cips. Çocuklar da ben de cips seviyoruz. Eve alıyor muyuz? Hayır. Canımız çok çekerse dışarıda hamburger ve patates kızartması keyfi yapıyoruz. Evde hiçbir şeyi kızartmayız.

Kaçamak da yapsanız formunuz neredeyse hiç bozulmuyor...
Ben yaşamak için beslenenlerdenim. Yemeğe düşkünlüğüm hiç yok. Dolayısıyla eğer kendimi besleyeceksem ağzımdan girenlerin bana bir faydası olması taraftarıyım. Vitaminli olsun, cildime iyi gelsin, sağlığımı korusun istiyorum. Ayın başında ABD’ye gittim ve yeni geldim. 10 gündür spor yapamıyorum ve çok mutsuzum... Spor benim için geçici veya dönemlik bir alışkanlık değil. Sonuçta vücudum “Çağla bana iyi bakarsan, ben de sana iyi bakarım” diyor. Hem spor hem beslenmeyle vücuduma borcumu ödüyorum.

Dışarıdan almayıp evde kendi hazırladığınız tarifleriniz var mı?
Yaz döneminde çocuklar en fazla dondurma istiyordu. Un, esmer şeker, kremanın içerisine kakao da ekleyip buzluğa attım, nefis oldu. Dışarıda yediğiniz dondurmalara bin basar.

New York Moda Haftası'ndan yeni döndünüz, bir Türk modacının defilesinde yer almak ne hissettirdi?
İnanılmaz bir heyecan ve duygu. Geçtiğimiz sene gittiğimde kendimi biraz yalnız hissetmiştim ama bu sene Özge Ulusoy’un da olması çok iyi geldi. Özge bana hep “Sen çok heyecanlanıyorsun, beni de geriyorsun, benim de heyecanlanmama sebep oluyorsun” diyordu. Özge podyuma bir çıktı, geri geldiğinde elleri buz kesmiş, titriyordu. Oradaki ortam, Hakan Akkaya’nın başarısı, Türk olarak podyumda yer almaktan duyduğun gururun yanı sıra 38 yaşında bir model olarak NYFW’te yer almak tarif edilemez duygular yaşattı.

Buradaki defilelerde de heyecanlanır mısınız?
Podyuma çıkmadan önceki heyecanım bakidir. New York’ta ekstra heyecanlanmamın sebebi oradaki hiçbir insanın beni tanımıyor olması ve Türkiye adına podyuma çıkıyor olmamdı. Orada insanlar çok daha katı, daha duygusuz ve kötü davranıyorlar. Ben asla New York’ta yaşayamam. Biz ülkemizde o kadar büyük bir sevgiyle büyüyoruz ki bu kadar soğuk insanın arasında bence yaşayamayız. Bu tanınmak tanınmamak meselesi değil, Türk insanı kadar sıcak, misafirperver olan yok. Bu gidişimde daha uzun kaldım, resmen sana “Benim sana hiç ihtiyacım yok, dön git ülkene” tarzında davranıyorlar. Ülkem de ülkem diyorum... 1998 senesinde yurt dışından teklif alıp kabul etmemiştim, iyi ki de gitmemişim diyorum şimdi. Belki dünya çapında bir model olacaktım ama hiçbir zaman buradaki mutluluğumu yakalayamayacaktım. Huzurum daha önemli.


Gündelik yaşamınızda işten yorulduğunuzda huzur bulmak için neler yaparsınız?
Spor. Spor salonuna girince yüzüm gülüyor. Vücudum hormonlar salgılıyor, mutluluktan uçuyorum. Sporu insanların kahvaltı gibi yapması gerekiyor, bu kadar hayatlarının içinde olmalı bence. İlla benim gibi ağırlık kaldırın, kaslarınızı güçlendirin demiyorum; en hafifinden yürüyüş bile olsa mutlaka hareket edilmeli. Hele çocuklar evde yoksa, iki-üç saatlik boşluğum da varsa mutlaka masaj yaptırırım. İnanılmaz rahatlatıyor beni.

Son olarak henüz kanalınızda yayınlamadığınız bir tarifinizi öğrenebilir miyiz?
Yakında videosunu çekeceğim saçla ilgili iki önerim var, onları paylaşabilirim. Ben geçtiğimiz yaz çılgınlar gibi saç bakımı yaptım. Çünkü saçım çok koyu renkten çok açık renklere geldi ve yıllar boyu fön, maşa gibi saça zarar veren uygulamalara maruz kaldı. Sarı saç inanılmaz zor bir şeymiş bu arada. Diyelim denize girdim, çıktım ve normal duş aldım. Elime bir parça tatlı badem yağını alıyorum, uçlarına ve kırık olan yerlere sürüyorum. Sonra saçımı örüp tüm gün bu şekilde bırakıyorum. Kadınlar evde yapacaklarsa eğer duştan sonra saç uçlarına sürüp, saçlarını örsünler ve bu şekilde istedikleri gibi dışarı da çıkarak günü geçirsinler. Sonra hiç ıslatmadan şampuanla yağı çıkarsınlar.

Islatmadan mı yapılıyor bu işlem?
Evet, yağın üzerine direkt su gelirse o yağ kolayla çıkmaz, saçta kalır. Bu yüzden önce şampuanı sürmek çok önemli. Sonra durulayıp, ikinci kez şampuanlayarak temizliğini yapabilirler. Saça inanılmaz iyi geliyor. Tatlı badem yağı saç için efsane, benim banyom tatlı badem yağı şişeleriyle doludur. İkinci tarifim ise ayda bir kez uyguladığım bir bakım. Ölçü olarak bir bardağın yarısını tatlı badem yağıyla dolduruyorum. Kalan diğer yarıya eşit miktarda Hindistan cevizi, kekik ve Hint yağı koyuyorum. Hindistan cevizi besler, kekik canlandırır, tatlı badem onarır ve Hint de uzatır. İşte bu karışımı saç derime sürüyorum. Sonra parmak uçlarımla iyice masaj yapıyorum. Ardından tüm saçlarıma yediriyorum. Saçlarımı tepede toplayıp, streç filme kapatıp, üzerine de havlu sarıp bu şekilde yatıyorum. Bu karışım kendi buharıyla havlunun içinde saçlara iyice nüfuz ediyor. Eğer bu şekilde yatmak istemezseniz gündüz evde uygulayıp, beş saat kafanızda tutabilirsiniz. Sonra da yine önce sadece şampuan yapıp, sonra suyla durulayıp tekrar şampuanlama yapıyorum.

Şeker tüketimi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Özellikle çocuklara işlenmiş şeker vermemeye çalışıyorum. Canları şekerli bir şeyler çekiyorsa, sütlü tatlı veya dondurmayı da evde kendim hazırlayıp yediriyorum. Şeker bana zehir gibi geliyor. Eğer canları çikolata isterse yüzde 80 içerikli çikolatalardan alıyorum. Ki zaten kakao inanılmaz faydalı bir besin.

* Formsante dergisinden alınmıştır.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil