Direksiyonda kadın bedenine gizli baskı: 5 maddede dikkat etmeniz gerekenler
Uzman Fizyoterapist Gaye Torna, uzun süre araç kullanımının ve topuklu ayakkabıların kadın anatomisi üzerindeki etkileri hakkında merak edilenleri anlattı.
Saatlerce trafikte kalmak modern kadının günlük yaşamının bir parçası hâline geldi. İşe yetişme telaşı, yoğun şehir trafiği ve hareketli yaşam temposu nedeniyle günün uzun bir bölümü araç içinde geçiyor.
Araç kullanmak pek çok kadın için konfor sağlasa da beden üzerinde fark edilmeyen ancak oldukça güçlü etkiler yaratabiliyor. Kadın anatomisinin erkeklerden farklı olması, özellikle belirli kas grupları, eklemler ve sinir yapıları üzerinde daha fazla yük oluşmasına yol açıyor. Bu durumun en belirgin tetikleyicilerinden biri de topuklu ayakkabı ile araç kullanmak.
KADIN ANATOMİSİ SÜRÜŞTE NEDEN DAHA FAZLA ZORLANIR?
Araştırmalar kadınlarda pelvis açısının daha geniş, bağ dokusunun daha elastik ve ayak arkının daha hassas olduğunu gösteriyor. Bu özellikler, sürüş sırasında bel ve kalçada daha fazla yük birikmesine, topuklu ayakkabı kullanıldığında ayak bileği stabilitesinin azalmasına ve postürün daha hızlı bozulmasına neden oluyor.
TOPUKLU AYAKKABI SÜRÜŞTE BEDEN MEKANİĞİNİ NASIL BOZAR?
Topuk yükseldikçe pedala basma açısı değişir. Bu durum kasların gereğinden fazla gerilmesine, ayak bileği kontrolünün azalmasına ve kramp riskinin artmasına yol açar. Topuklu ayakkabı ayrıca baldır kasını kısaltır; direksiyon başında zaten yarı kasılı halde çalışan baldır kasları zamanla ağrı, diz önü ağrısı ve gece kramplarına sebep olur. Pelvis açısının değişmesi kalça ve bel bölgesinde asimetrik yüklenmeye neden olur; özellikle gaz-fren bacağını aktif kullanan kadınlarda bu ağrı iki kat daha sık görülür. Topuklu ayakkabı ile oturmak aynı zamanda karın içi basıncı artırır, diyafram hareketini kısıtlar ve nefesi yüzeyselleştirir. Bu durum vagus siniri aktivitesini düşürerek stres artışı, çarpıntı hissi ve yorgunluk yaratır.
UZUN SÜRÜŞÜN KADIN VÜCUDUNA ÖZEL ETKİLERİ
Uzun süre aynı pozisyonda kalmak L4-L5 bölgesinde baskı oluşturarak bel ve kalça ağrısına yol açar. Dolaşımın yavaşlaması regl döneminde şişkinlik ve ağrı şikâyetlerini artırır. Sürekli pedal kontrolü pelvik tabanı istemsiz şekilde aktive ederken, dizin uzun süre 90 derece bükülü kalması venöz dönüşü azaltarak varis ve dolaşım bozukluklarına sebep olabilir. Ayrıca topuklu ayakkabının dar tabanı ayak altına binen yükü artırdığı için plantar fasiit riskini yükseltir.
VAGUS SİNİRİ VE SÜRÜŞ STRESİ
Trafikte geçirilen uzun saatler kalp atım hızını artırır, nefesi hızlandırır ve omuz–kaburga bölgesinde kasılma oluşturur. Tüm bu faktörler vagus siniri aktivitesini baskılar; sonuçta yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon azalması ve sindirim yavaşlaması gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu nedenle kısa sürüş molaları sinir sistemi sağlığı için gereklidir.
NELERE DİKKAT ETMELİSİNİZ?
Araca binmeden önce 20–30 saniyelik topuk–baldır esnetmesi yapmak, topuklu ayakkabıyı çıkarıp düz tabanlı bir sürüş ayakkabısı kullanmak, koltuk mesafesini dizin hafif bükülü kalacağı şekilde ayarlamak ve bel boşluğunu küçük bir rulo havlu ile desteklemek sürüş konforunu belirgin şekilde artırır. Her 45 dakikada bir mikro mola vererek omuzları çevirmek, diyafram nefesi uygulamak ve özellikle regl döneminde sürüş sürelerini kısaltmak dolaşımı rahatlatır. Vagus sinirini hızlı şekilde aktive eden 4–2–6 nefes tekniği ise stres yükünü anında azaltır.
Sürüş sırasında kadın vücudu erkeklere kıyasla daha fazla yük altında kalıyor. Bu fark uzun vadede bel, kalça ve ayak problemlerine yol açtığı gibi hormonal döngü ve vagus siniri üzerinden stres–ağrı döngüsünü de tetikliyor. Doğru ayakkabı, doğru oturuş ve kısa molalar ise bedeni yeniden dengeliyor. Küçük adımlar uzun vadede büyük fark yaratır.