Güneşten genç kal

Güneşin zararlarına maruz kalmak için saatlerce güneşlenmenize gerek yok.

“Nemlendiricilerin güneşten koruma özelliği olması önemlidir”
Son yıllarda uzmanlar, güneş korumalı nemlendiricilerin ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Güneşten korunmak, sadece güneşlenirken değil, günlük yaşamımızı sürdürürken de çok önemli. Amerikan Hastanesi Dermatoloji Kliniği’nden Dr. Ayfer Aydın, “Güneş artık eskisi kadar dost değil bizlere; tüm canlılar için yaşam enerjisi olan güneş, ozon tabakasının incelmesiyle birlikte ne yazık ki artık bir tehlike unsuru haline geldi” diyor. “Yeryüzüne ulaşan ultraviyole radyasyonu miktarı arttı ve eskiden yeryüzüne sadece UVA ve UVB ulaşırken artık UVC radyasyonu da ulaşmaya başladı. UVA kısa dalga boyludur, cildin erken yaşlanması ve kırışmasına sebep olurken; UVB ve UVC’nin ise deri kanseri riskini arttırdığını biliyoruz. Bu yüzden de sadece deniz ya da havuz kenarında güneşlenirken değil, günün her saatinde güneşten korunmamız büyük bir önem taşıyor. Dolayısıyla, özellikle yaz kış güneşe direkt maruz kalan yüzümüze kullandığımız nemlendiricilerin, güneşten koruma özelliği olması önemlidir. Nemlendiriciniz en az SPF 30+ olmalıdır. SPF (Sun Protection Factor) bir rakamla belirtilen bu özellik, ürünün cildi güneş hasarına karşı koruyabilme yeteneğini (özellikle UVB’ye karşı) gösterir. Günlük kullanım için iyi bir nemlendirici; kokusuz, parfümsüz, nonalerjik ve en az SPF 30+ olmalıdır.Cilt alerjilerine dikkat!
Güneş alerjileri, kıştan çıkıp yeniden güneşe maruz kaldığımız dönemlerde daha çok görülüyor. Henüz güneşe karşı doğal önlemlerini almamış cildimiz hazırlıksız yakalanıyor ve güneş alerjilerine karşı korunmasız oluyor. Dr. Fatma Gündüz, güneş alerjilerinin, cildin güneşle ilk buluştuğu aylarda daha çok görüldüğünü belirtiyor. “Çünkü, deri kıştan yeni çıkmıştır ve güneşe karşı hazırlıksızdır. Cilt alerjileri özellikle güneş gören yüz, kol ve ellerin üstü, boyun ve kulaklar gibi bölgelerde ortaya çıkar. Alerjiler değişik şiddetlerde kızarıklık, kabarıklık ve içi su dolu kabarcık şeklinde, oldukça kaşıntılı deri belirtileri olarak görülebilir. Korunmanıza rağmen eğer alerji geliştiyse, o zaman kısa süreli tedavi edici kremler ve haplar önerilebilir.” Güneş lekelerine karşı önlem alın! Güneşin istenmeyen bir diğer etkisi ise cildimizde lekelere yol açmasıdır. Dr. Ayfer Aydın, güneşten gelen UV ışınlarının derideki canlı hücrelere zarar verdiğini belirtiyor. “UV ışınına maruz kalan hücreleri korumak için hücrelerin etrafında bulunan melanositler (derimize rengini veren pigment yapımından sorumlu hücreler) çoğalmaya başlar ve deride koyu kahverengi renk değişimi (bronzlaşma) gözlenir. Yani güneşe maruz kalan derinin koyulaşması bir savunma mekanizmasıdır. Güneş koruyucu içermeyen nemlendiriciler, cildimizi savunmasız bırakacağı için istenmeyen lekelere neden olurlar. Bizler güneşten korunmayı sadece tatil ve denizle sınırlandırıyoruz. Oysa günlük yaşamımızda farkında olmadan maruz kaldığımız güneş ışınları da aynı ölçüde zararlıdır. Gün içinde maruz kaldığımız hasarın yıllar içinde oluşturacağı etkiyi total olarak düşündüğümüzde çok anlamlıdır. Dolayısıyla, özellikle güneşe direkt maruz kalan yüz, boyun, ense, göğüs, eller ve kollara evden çıkmadan önce güneş koruyucu uygulanması, hem derimizin genç kalması, hem de ileride oluşabilecek deri kanseri riskini azaltmak açısından büyük önem taşır.”

Kıştan yeni çıkmış cildiniz, güneşle yeniden buluşmaya ne kadar hazır? Sadece güneşlenirken değil, araba kullanırken, yürüyüş yaparken, kısacası evden çıktığınız anda güneşe karşı kalkanlarınızı kuşanmanız çok önemli. Uzmanlar, güneşe karşı gereken önlemi almayanların en az AIDS hastaları kadar tehlikede olduğunun altını çiziyorlar. Bahar aylarında güneş yüzünü göstermeye başladığı an, tehlike sinyalleri hepimiz için çalmaya başlıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Fatma Gündüz, “Güneş bizim dostumuz ama sınırlarını bizim tayin etmemiz gereken bir dost!” cümlesiyle özetliyor güneşle kurmamız gereken bağı. Güneşle ilgili dikkat etmemiz gereken en önemli bilgileri ise şöyle sıralıyor. “Yaşlılık çizgilerinin yüzde 80’i yaşlılıktan değil, güneşten dolayı oluşur. Güneş hasarı birikicidir. Tıpkı damlayan suyun bir süre sonra kovayı doldurması gibi, hayat boyu maruz kaldığımız güneş, cilt kanserlerinin oluşmasında etkili. Güneşin hasar verici ışınları olan (UVA) morötesi ışınlar her mevsim havanın bulutlu-yağmurlu olması, günün saatine (sabah-akşam) bağlı olmaksızın yeryüzüne ulaşır ve cilt üzerinde etkili olur. Gün içinde tesadüfi güneşe maruz kalma oranı, isteyerek maruz kalmaktan 4-5 kat daha fazla. Yani sadece çarşıya, pikniğe ve plaja giderken değil, her zaman güneşten korunmalıyız.”

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil