(Herkes) Bir CANLI VIDEO başlattı!

Instagram dev bir renkli halkaya dönüşerek üzerindeki ‘canlı’ ibaresiyle hepimizi yeni hayatlara tanıklık etmeye davet etti. İstesek de istemesek de yeni dünyada hepimiz yayın akışından sorumlu, konuklarını ve izleyicilerini hoşnut etmeye çalışan birer moderatöre dönüştük. Bu bir son değil, daha yeni başlıyoruz. Canlı yayın konusuna bir adım geriden bakış atıyoruz.

Sonsuz ekran, geniş ekran, daha renkli ekran ve daha nicesini tekrarlarken televizyonlar ‘ekranları başında’ deyimini akıllı telefonlara -sonunda- kaptırdı. Henüz atlatmış sayılmadığımız koronavirüs salgını yüzünden geçtiğimiz dönemde sokağa çıkma kısıtlamaları ve sağlık tedbirleri nedeniyle eve kapanan modern insan, bu süreyi kendine yeni bir eğlence sahası yaratarak değerlendirdi. Tüm değişimler gibi yeni izleme alışkanlığımız da zorluklarla ortaya çıktı. Radyoyla başlayan ‘canlı yayın’ maceramız önce televizyon, ardından Youtube’da devam etti. Şehir hayatının temposuna alışmış modern insan eve kapandığında önce yapılacaklar listesini tamamladı, ardından yeni hobiler edindi. En nihayetinde vaktini harcayabileceği zahmetsiz bir uğraş bulmayı da başardı... Fakat canlı yayın konusu yalnızca buna bağlı değil elbette. Büyük markalardan sokaktaki vatandaşa, şöhretli yıldızlardan yakın dostlara kadar herkesin ekranında aynı uyarı var. Tek bir bildirim herkese hükmeder oldu: Bir canlı video başlattı!

Son yılların favori katma değeri ‘içerik’ bu konudaki anahtar sözcüğümüz. Rivayete göre, içeriği her nerede üretirseniz üretin alıcısı onu bir şekilde bulur ve tüketir. Televizyonun ve özel kanalların ülkemizde yaygınlaşmasıyla birlikte gelişen eğlence kültürü içerik kaygısından elbette nasibini aldı. Ardından Youtube’a taşınan içerik meselesi, kendine has ‘içerik üreticilerini’ ortaya çıkarttı. Geçtiğimiz dört ayda ise zaten alışkanlığımız olan Instagram, yeni bir oyun alanı olarak mecralar üstü bir rakip olarak kendini ispatladı.



BOL FİLTRELİ FOTOĞRAFLARDAN CANLI YAYINLARA


Uzun planlamalar sonucu ortaya çıkan televizyon programları, günler süren kurgularla ortaya çıkan Youtube videoları aniden yerini 60 dakika sınırlamasıyla Instagram ‘Live’ yani canlı yayınlara bıraktı. Bu değişimin sebebine değinmeden hemen önce hepimizin kafasını kurcalayan bir soruyu dile getirmek istiyoruz: Bol filtreli fotoğraflardan, ‘prime time’ kaygılı paylaşımlardan ve uzun uzun düşünülmüş açıklamalarla dolu Instagram alışkanlıklarımızdan canlı yayınlara nasıl geldik? Aslında her şey apaçık ortada…

Aristo’nun ‘insan sosyal bir hayvandır’ sözüyle zaten yüz yıllar önce tüm foyamızı ortaya çıkmıştı. Sokağa çıkma kısıtlamalarıyla evine dönen modern insan, alışık olmadığı ev ortamında kendini ‘yaşama sanatı’nda yaratıcılığa mecbur bıraktı. Kendini idare etme konusunda başarısız insan -ki birçok uyaranla dikkat dağıtan bu dönemde ne mümkün- çareyi sahte bir sosyal hayatta buldu. Birçok tartışmanın odağındaki sosyal medya, yaşanan bu kriz döneminde insanları birbirine bağlama konusunda önemli bir rol üstlendi. Her ne kadar dört duvar arasında olsak da başka insanlarla iletişime geçmeyi, gerçek ve canlı olaylarla bağlantı kurmayı ve bağlı olmayı arzuladık. Hayatın devam ettiğine ve hala bir arada olduğumuza dair örneklere tutunduk. Tam da bu noktada Instagram’ın ‘Live’ özelliği devreye girdi. Takvimler 2017 yılını gösterdiğinde kullanıma sunulan çoklu canlı yayın özelliği de bu dönemde Instagram’ın yıldızını bir hayli parlattı.

HER RENKLİ HALKA YENİ BİR DÜNYA


Telefon ekranlarımızdaki canlı yayın bildirimlerine veya uygulamanın tepesindeki o rengarenk halkaya dokunarak birbirinden farklı dünyalara balıklama atladık. Çünkü her renkli halka bir yeni dünya demekti. Yeni keşiflerin arifesindeki insanın heyecanıyla yayınlar arası seyahat ettik, değil mi? Eski magazin figürleri, pop starlar, reytingli oyuncular, sıradan insanlar, eski dostlar, havalı markalar ve biz dergiler... Hepimiz oradaydık. Business Insider’a göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde salgının yayıldığı mart-nisan arasında ‘Instagram Live’ özelliğini kullanma oranı yüzde 70’lik bir artış göstermiş. Küçük bir not: Astrolojiden spora, ekonomiden sağlığa kadar birçok alanda uzman ve ünlü isimlerle gerçekleştirdiğimiz tüm yayınları @eleledergisi IGTV’den izleyebilirsiniz. -Bu bir ürün yerleştirmedir-

Artık içerik üreticileri hali hazırdaki üretimlerini ve sistemlerini değiştirerek insanlarla canlı ve anlık olarak etkileşime girmek durumunda. Bu ilginin mutlak sebeplerinden biri de her an her şeyin olabilme ihtimali yani tahmin edilemezlik ve sürprizler. Bir yorum konunun gidişatını da değiştirebilir, bir bağlantı sorunu on binlerce izleyiciyi de kaçırabilir, bir gaf büyük tepkiye de yok açabilir. Burası sosyal medya burada her an her şey olabilir…



NE Mİ İZLİYORUZ? HER ŞEYİ!


Peki ne yayınlıyoruz ve ne izliyoruz? Aslında her şeyi. Bazen beş izleyicinin bulunduğu bir yayında iki eski arkadaş lise anılarını anlatarak hikayelerini teoride milyonlara pratikte bir elin parmağını geçmeyecek kadar kişiye aktarıyor. Bazen ise televizyonların yokluğunda mecrasız kalmış ünlü isimler kendini gösteriyor. Bir başka sahneyse hasret kaldığımız eski hayatımızın küçük örnekleriyle dolu. Pop müzik yıldızı Yalın, verdiği konserlerle hem hayranlarını hem de gerçek anlamda canlı müziğe hasret kalanları hayata bağladı. DJ Mahmut Orhan da hareketsiz kalmış bünyelere canlı performansıyla ilaç oldu. Elbette hepsi bir yana tüm süreçte adından sıkça söz ettiren ve kendine has bir kitle, tarz ve jargon oluşturmayı başaran Mücbir Sebepler adlı canlı yayın serisiydi…



Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş’ın günlük magazin haberlerini ‘görüntülediği’ canlı yayınlar zamanla hiçbir şey hakkında her şeye dönüştü. Yayınlar geç saatlerde başlamasına karşın üç bin kişilik izleyiciden zamanla yüz bin bandına kadar yükseldi. Bu sırada aşina olduğumuz ünlü isimlerde programın takipçileri arasında bizlerle birlikteydi. Öyle ki, programa birçok marka ürün yerleştirme yöntemiyle dahil oldu. Hatta bunu yeni nesil reklamcılık için iyi bir örnek olarak kabul edenler bile var. Çünkü eş zamanlı olarak kaç ‘gerçek’ kişiye ulaştığını ve etkileşimlerle nasıl tepkiler aldığını markalar birebir şahitlik etmiş oldu.

DÜNYA REKORONUN SAHİBİ TÜRKİYE!


Bir diğer örnek ise Acun Ilıcalı ve dünya rekoru. Bir medya patronu olan Ilıcalı da bu ışıltılı dünyada ‘ben de varım!’ dedi. Kendi kanalında hazırladığı yarışma programı ve yarışmacılarıyla yaptığı canlı yayın ilkinde 1 milyon, ikincisindeyse 3 milyonluk izleyiciye ulaşarak hem notlarımız arasına hem de rekorlar arasına adını yazdırdı. Bir önceki rekor ise 2 milyon canlı yayın izleyicisiyle Daniel Hernandez (bilinen ismiyle Tekashi 6ix9ine) isimli rap şarkıcısına aitti. Tüm örnekleri saymaya ne nefesimiz ne de sayfalarımız yeteceği için örnekleri bunlarla sınırlı tutuyoruz. Hepimiz izlediklerimizi hatırlıyoruz nasıl olsa, değil mi?



YENİ NORMAL CANLI YAYINLAR


Herkes eve döndüğünde duran hayata karşı kapalı kapılar ardında şov devam etti. Hayata kısa bir ara verdiğimiz o dönemde popülerleşen canlı yayın furyası henüz tam anlamıyla bir sisteme ya da kurallara sahip değil. Artık tüm dünyada normalleşme adımları atılırken doğal olarak alışkanlıklarımız da eskiye dönüş sinyalleri veriyor. Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerine çıktığında telefonlarımızı o dönemdeki gibi canlı yayınlar için rezerve eder miyiz? Bilemiyoruz... Her birimiz çok farklı düşüncelere ve görüşlere sahip olsak da bir araya geldiğimizde hayli ilginç eğilimler gösterebiliyor ve uygulayabiliyoruz burası kesin.

Bir adım geriden baktığımızdaysa önümüzdeki dönemde ev tipi stüdyolarda çekilen Youtube videoları yerini ‘Canlı Yayın’lara bırakabilir. Minimum zahmetle maksimum performans almak için en kolay yöntem bu gibi görünüyor. Kaldı ki doğallık, öngörülemez akışının yanı sıra saf ‘etkileyicilik’ yeteneğine sahip yıldızlarıyla öne çıkmaya başladı bile. Aynı zamanda platformun ‘Live’ özelliğini reklamlar ve bağış yapabilme özellikleriyle donatacağı bilgisiyle de alanın geleceğinin parlak olduğunu görmek mümkün. Anlaşılan canlı yayınların tek eksiği iyi içerik olacak. İçeriğine güvenenlere sesleniyoruz: Bir canlı video başlatın da izleyelim!
Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil