Onlara haksızlık mı ediyoruz?

Anne olduktan sonra daha bir duygusallaştınız... Eşinizin sizi anlamadığına, ufaklığı sizin kadar düşünmediğine eminsiniz. Bunun nedeni açık; sizin kariyeriniz, arkadaşlarınızla ilişkiniz, hobileriniz değişti, o ise hayatına aynen devam ediyor. İşin aslı pek öyle değil! İşte babalarla ilgili kafamızda oluşturduğumuz ve yıkmamız gereken beş mit!

‘İyi baba’ olmanın herhangi bir tanımı olduğu sanılması belki de efsanelerin en büyüğü. Babalık öyle tanımlanmış, sabit bir rol değil. Her babanın kendi baba olma biçimi var. Hamilelikten
ebeveynliğe geçiş sürecine kadar erkek değişime uğrayıp kendine has bir baba rolü geliştiriyor. Onlara haksızlık mı ediyoruz?

EFSANE 1
Sadece anne adayının duyguları önemlidir!
Değişiyorsunuz... Evet fiziksel ve ruhsal olarak bebek haberini aldığınız günden beri bambaşka birisiniz. Tüm hayallerinizi, umutlarınızı, endişe ve korkularınızı anlatabiliyor, sevdiklerinizden fikir alıyorsunuz. Herkes her zaman olduğundan da daha anlayışlı davranıyor size. Peki ya baba adayları? Onlar için baba olmanın güzel yönlerinden heyecanla  bahsetmek çok kolay. Ama korku ve kaygılarını dile getirmek neredeyse imkansız. Kafalarında birçok soru var ama onları sormaya çekiniyorlar: ‘Doğuma girsem mi, girmesem mi? Ya bayılırsam... Eşim çok mu acı çekecek? Doğumdan sonra eşimle olan ilişkimizde bir değişiklik olacak mı? Kariyerimi devam ettirirken aynı zamanda iyi bir baba olmayı da  becerebilecek miyim?’ Bu sorular onların kafalarındakinin sadece bazıları... Bunları sizinle konuşması için eşinizi cesaretlendirin. Hem bu size de iyi gelecek. Çoğu erkek hamile olan eşinin endişelerine daha fazla endişe eklememek için tüm korkularını kendine saklıyor. Ama karşılıklı duygularınızı paylaşmak sizi birbirinize daha çok yakınlaştıracak, bundan emin olun. Hamileliğin tadını birlikte çıkarmaya çalışın. Bu konuda ona yardım etmek için, daha önce baba olmuş arkadaşlarıyla daha sık görüşmesi için onu teşvik edebilirsiniz. Onu rahatlatmak ve hissettiklerinin ne kadar normal olduğunu anlatmak için baba olmakla ilgili ona bir kitap hediye etmek de iyi bir fikir. Hem bu, onun düşündüklerinin farkında olduğunuzun da bir göstergesi olacak. Eğer eşiniz, devamlı güçlü erkek rolünü üstlenirse, kendisiyle olan iç bağlantısını yitirebilir. Onu bu konuda rahatlatmak şart. Kısacası; erkeklerin hamilelik döneminde hiçbir şey hissetmediği bir yanlış! Sadece biraz cesaretlendirilmeye ihtiyaçları var...

EFSANE 5
Her baba adayı ileride kendi babası gibi olmaya mahkumdur!
Kayınpederinizle aranız nasıl? Peki eşinizin babası ile arası nasıl? Eğer babasının, onun hayatında çok baskın bir rolü varsa bunun sizi korkutması normal. Ne kadar mükemmel bir ilişkileri olursa olsun, devir değişti ve siz çocuğunuzun kararlarını eşiniz gibi babasına danışarak değil, çok daha bireysel alabilmesini, daha güçlü, daha özgür olmasını istiyor
olabilirsiniz. Unutmayın eşinizin de bir sosyal hayatı var. Arkadaşları, öğretmenleri, sizin arkadaşlarınız... Hepsini gözlemliyor, hepsinden bir şeyler öğreniyor. Kısacası ‘babasının
oğlu’ kuralı günümüzde işlemiyor.

Bu efsanelerle başa çıkabilmesi için eşinize okutun!
Evet sevgili beyler... Taşın altına elinizi koymanın zamanı geldi. Şahane bir bebeğiniz oldu ve eşinizle birlikteliğinizin artık bir de hediyesi var. Babalık yolunda ilerlerken duygu ve düşüncelerinizden korkmayın ve bunları yapın!
• Kendinize zaman tanıyın ve baba olmanın sizi nasıl etkilediğini fark edin. Hissettiklerinizi eşinizle ve diğer baba adayları ile paylaşın.
• Doğduğu andan itibaren bebeğinizi kucağınıza alın, onunla oynayın ve konuşun.
• Bebeğinizin altını değiştirmeyi öğrenin. Ona banyo yaptırın ve onu besleyin. Böylece günlük rutininin bir parçası olun.
• Bebeğinizle vakit geçirmek için kariyerinizden ne kadar ödün verebileceğinizi değerlendirin.
• Kendi baba kimliğinizi oluşturabilmek için, arkadaşlarınızın, öğretmenlerinizin, babanızın ve akrabalarınızın sevdiğiniz yönlerini alın ve üzerine yenilerini ekleyin. Sizi büyüten kişiler size iyi birer rol model olabilir.EFSANE 2
Yenidoğanlar babalarına ihtiyaç duymaz!
Emin olun ki yenidoğan bir bebek, babasına da ihtiyaç duyar. Babası onun hayatındaki en önemli iki insandan biri. Ama erkekler ilk günlerde çekimser davranabiliyor. Minicik bir bebek kucaklarına teslim edildiğinde ne yapacaklarını bilemiyorlar. Biraz cesarete ihtiyaçları var. Ona izin verin! Kucağına alsın, koklasın, ağladığında susturmaya çalışsın, hatta altını değiştirsin... Bu, hem onunla iletişim kurabilmesi için çok önemli hem de sizin bundan sonraki hayatınızda yalnız başınıza mücadele etmemeniz için anahtar. Emzirdikten sonra, bebeği eşinize teslim edin. Karnı tokken birlikte daha rahat zaman geçirecekler. Siz de biraz nefes alacaksınız.

EFSANE 3
Erkekler miniklere nasıl davranılması gerektiğini bilmez!
Bu efsane, babalar ve bebekleri arasında bağ oluşabilmesini engelleyen büyük bir yalandır. Bir baba tabii ki bebeğinin hayattaki ilk bakıcısı olabilir, neden olmasın? Babalık görev başındayken öğrenilir. Eşiniz bebeğinizle vakit geçirdikçe onun isteklerini daha rahat anlayacak ve çok daha kolay iletişim kuracak bundan emin olun. 

EFSANE 4
Çocuklarına odaklanan bir baba iş yaşamında başarılı olamaz!
Evet biz kadınlar için kariyerimiz çok önemli. Ama bir erkek için vazgeçilmezlerin en başında... Çünkü ataerkil bir aile yapısında yetiştik ve erkekler, en basit tabirle ‘eve ekmek getirmek’le yükümlü oldukları aşılanarak büyüdüler. Eşinizden işi-gücü bırakıp evde çocuk bakmasını beklemek tabii ki yanlış. Unutmayın yasal izin sürenizden sonra siz de kariyerinize kaldığınız yerden devam edeceksiniz. Ama ondan çocuğunuza daha fazla vakit ayırmasını istemeniz çok normal. İlk kural; işten döndüğünde ona izin verin. Onunla ilgilendiğinde
ve onunla ilgili çözdüğü her sorunda büyük bir zafer kazanmış gibi hissedecek. Ve bu zafer işte kazandıklarından çok daha büyük bir haz verecek. Mesai saatlerini azaltmanın formülü bu; ama daha yaratıcı ve güçlü hissedeceği için işte başarıları da artacak emin olun!