Porselen tabloları ile renk terapisi

Dünyanın farklı noktalarından birçok kişi aynı eserleri beğeniyle karşılıyor, hayranlıkla izliyor ve ‘funky’ dünyasına dahil oluyor. Ece Üremez Özcan, porselen boyama sanatını meraklısıyla buluşturduğu Funky STUDIO ile geleneksel bir sanatın modern yüzünü karşımıza çıkarıyor.

Bir sonraki buluşmamızda muhtemelen Funky’i tüm dünya tanıyor olacak ama o zamana dek ilk sırada biz varız!

Yaratıcı her eserin ortaya çıkışından önce, sanatçının zihninde bir kıvılcım yanar... Sizin yol hikayeniz nasıl başladı?

Kendimi bildim bileli hayaller ve hikayelerde kayboluyor, renklerin peşinden sürükleniyorum. Dokuz yıl boyunca sürdürdüğüm dergicilik kariyerimi bırakma kararı aldığımda aklımda tek bir şey canlı rengini korumaya devam ediyordu; hikaye anlatmak. Renkler kısa sürede bana hikayenin kendisini verdi. Görünenin ardındaki gerçekle ilgiliydim hep. Daha doğrusu kalıpların dışında görebilmek, gözün algıladığının ötesine bakabilmek. Kendi zihnimin yazar-çizerine dönüştüm zamanla. Düşüncelerim, eskizlerim, çizimlerim da bana bu oyun alanını keşfetme imkanı yarattılar. Sonunda, atmosferden bir adım yukarı çıkıp olan bitene dışarıdan gözlerle baktığım kadar şaşı olacak derecede yakında bakabilme becerimi birleştirdim. Gerçeği hayal gücümle harmanlayarak Funky STUDIO’yu yarattım. Çalışmalarımda da hep bunu hissedeceksiniz, ya dışarıdan ve çok uzaktan bir göz ya da içeriden ve çok yakından bir göz... Ama hep beklenmedik bir göz.

Funky STUDIO’da neler oluyor? El yapımı porselen resimler yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Porselen boyama sanatı 17. yüzyıldan günümüze uzanan, çoğunlukla aristokrasiye özgü bir uğraş olarak süregelmiş. Günümüzde ise başta annem Neşe Üremez olmak üzere çok nadir sayıda sanatçı ve atölye tarafından devam ettirilen fazlasıyla incelikli, oldukça emekli ve sabrın belki de en çok rol oynadığı sanat dalı olarak tanımlanabilir. Çoğunlukla tabaklar, fincanlar, kupalar, vazolar gibi kıvrımlı ya da çukur yüzeyler üzerinde uygulanan porselen boyama Funky STUDIO’da farklı bir boyuta ulaşıyor. Hikaye, benim porselen boyamayı düz yüzeyler üzerine yapmaya karar vermemle başlıyor. Özel yaptırdığım porselen panolar ya da fayanslar üzerine yaptığım çizimleri boyayarak çıktığım yolun son aşamasında bunları tablo formuna dönüştürme fikri oldu. Böylece hepsine tek tek çok özel çerçeveler seçerek ‘porselen tablo’ fikrini yaratmış ve üretmiş oldum.

Eserlerin hazırlık sürecini merak ediyoruz... Bir eserin doğuşunda ilk andan son ana kadar neler yaşanıyor?

Porselen boyama beyaz bir yüzeye yapılmış sihirli bir dokunuş gibidir. Fırçanın değdiği yeri sonsuza dek değiştirir. Ancak aynı zamanda çok emekli ve aşamalı bir üretim sürecim olduğunu da eklemem gerek. Zira porselen tablolar ortaya çıkana dek her adımı el emeği gerektiriyor ve tek bir eserin üretimi bir haftaya yakın sürüyor. Her biri için önce çizim yapıyorum, sonra kontürleyip 800 derece porselen fırınında 18 saat pişiriyorum. Fırını açabilmek için de bir gün beklemem gerekiyor. Son aşamada sadece yurt dışından temin edilebilen özel porselen boyaları ile 2-3 kat boyayıp tekrar bir bazen iki defa daha pişiriyorum. Boyama aşaması benim için en heyecanlı kısım. Renklerin içinde kayboluyor, somut olan her şeyle bağlantımı kesebiliyorum. Adeta terapi ya da meditasyon süreci gibi tanımlayabiliriz.

Funky STUDIO eserlerini bir cümleyle anlatmanızı istesek?

El boyama porselen tablolardan oluşan bu ‘funky’ stüdyoda ölçü ve perspektif algısı tartışmaya açık bir konu, renkler ise tek kıstas.

NEREDE BULURUZ?

miamano.com, letstylein.com, artvecraft.com instagram.com/funkystudioo

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil