Rıza Kocaoğlu yenilikler peşinde

İşini yapabildiği en iyi şekilde yaparak gerçekliği sanatla aktarmayı seçenlerden Rıza Kocaoğlu. Onu tanımanın en iyi yolu hakkındaki detayları bilmekten geçiyor. Bir hikaye anlatıcısının sesine kulak verin çünkü söyleyecek çok sözü var!

Röportaj: Ece Üremez
Fotoğraf: Hakan Adil

Her şeyin bir yeri ve zamanı olduğu gibi Rıza Kocaoğlu’nu dinlemenin ve anlamanın da bir yolu yöntemi vardır elbette diye düşünerek yanına yaklaşıyorum. Sıradanlığı sıra dışılıkla çarpıştıran oyuncunun, bulunduğu ortama hareket ve ruh kattığını keşfetmem uzun sürmüyor. Sessiz ama derinden gelen bir dalga kadar güçlü, etrafı kasıp kavuracak kadar duygusal biri olduğuna kanaat getirdiğimdeyse yeri yerinden oynatacak derecede deli dolu bir bünyeye sahip olduğundan henüz habersizim. Zira sentezlerden oluşan karakterini analiz etmek bir hayli güç. Öyle ki, onunla konuşurken tezlerin ve antitezlerin anlık buluşması arasında kaldığınız hissine kapılıyorsunuz. ‘Ezel’in Converse’li katili Temmuz’dan ‘Kuzey Güney’in dostluğu baştan yazan Ali’sine uzanan ekran yolculuğunda canlandırdığı her karakterle ekranda fırtına gibi esen Rıza Kocaoğlu izleyiciye geçen hissiyat konusundaki dengeleri de sarsıyor ve gerçekçilik seviyesini oldukça yukarılara taşıyor. Ne de olsa kısa süre önce vizyona giren ‘Dünyanın En Güzel Kokusu’ filmiyle ta sinema perdesinin bir ucundan bize dünyanın en güzel kokan adamı olduğunu kanıtlamamış mıydı? E hal böyle olunca, Rıza Kocaoğlu tiyatro sahnesine geri döner de biz onu yakından izlemeye gitmez miyiz? Hepimizin arayışta olduğu içimizdeki o eksik duyguları dışa vurduğu, modern zamanların en yüksek sesli  yalnızlık senfonisi olan oyunu ‘Ormanlardan Hemen Önceki Gece’ ile oldukça etkileyici ve akıllarda kalıcı bir performans sergilediğini özellikle vurgulamak istiyorum. Bir monologdan çok daha fazlası olan oyunu izlerken adeta kendinizle konuşmaya, sorular sormaya, hatta kavga etmeye başlıyor, daha sonra sakinleşiyor çözüm yolu arıyor, hala umut olup olmadığını sorguluyorsunuz. Bugünlerde ‘İstanbul Sokakları’ dizisinde hayat verdiği Cemil karakteriyle ekranlara geri dönüş yapan Rıza Kocaoğlu’nun derinliğinde kaybolma telaşesi yaratan mavi gözlerinin ardındaki bilinmeyenleri 30 soruda keşfetmeniz için sizi kendisiyle baş başa kalmaya davet ediyorum.


30 SORUYLA RIZA KOCAOĞLU

1- ‘İstanbul Sokakları’ dizisiyle tekrar karşımızdasınız. Oynadığınız karakteri biraz anlatır mısınız?
Cemil iyi eğitim almış bir iş adamı. Tutkularıyla hareket eden, amacına ulaşmak için hiçbir kural tanımayan biri.

2- Canlandırdığınız karakterin sizden en farklı yanı ne?
Vicdansızlığı, benim için vicdanlı biri olmak en önemli ölçü.

3- Hikayenin can alıcı noktasının ne olduğunu düşünüyorsunuz?
‘İstanbul Sokakları’ tıpkı İstanbul gibi ritimli ve beklenmedik şeylere gebe bir senaryoya sahip.

4- Sizce bütün oyuncuların ortak özelliği ne?
Hayal gücü olabilir ama şunu da söyleyeyim meslektaşlarımı seviyorum.

5- Son oyununuz ‘Ormanlardan Hemen Önceki Gece’ bir saatlik monolog ve fiziksel performans gerektiriyor. Bütün bunlar ilk etapta size neler hissettirdi?75 dakika. Çok çalışmam gerektiğini, zor bir aşamaya geldiğimi ama bunun atlamam gereken bir eşik olduğunu düşündüm.

6- 2011’den beri tiyatro yapmadığınızı biliyoruz. Neden geri dönüşü bu oyun ile yapmayı seçtiniz?
Muhteşem bir metin bence, güncelliğini yitirmemiş ve kendimi zorlayacağım bir alan sunduğu için…

7- 36 sayfalık bir metin ve içinde tek bir nokta yok. Bir röportajınızda, ‘dünyanın her yerinde oyuncuların kendilerini test etmeleri için bir alan’ demiştiniz. Böyle bir sınav nasıl bir hazırlık süreci gerektiriyor?
Çok ciddi fiziksel çalışma yaptık, parklar, caddeler boyu koşup metni çalışmadan tut saatlerce problem çözmeye çalıştığımız provalar oldu.

8- Sahnede oynadığınız karakterin sizin karakterinize en büyük katkısı ne oldu?
Karakterin katkısı değil de tiyatro yapmak en büyük tutkum, onu söyleyebilirim. Oyun oynamak bütün hafta bünyede biriken zehri atmak için birebir.

9- En sevdiğiniz şiir dizesi nedir? Niye sizi etkileyen bu oldu?
Bütün mümkünlerin kıyısında…

10- Hayattaki amacınızın ya da görevinizin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Bir görev bilinciyle yaşamıyorum, sadece iyi biri olmaya ve işimi iyi yapmaya çabalıyorum. Herkes bunu yapsa dünya daha rahat döner gibi geliyor bana.

11- Bugünlerde en çok neye ‘dur’ demek istiyorsunuz?
Savaşa.

12- İçimdeki sesi dinleseydimşunu farklı yapardım dediğiniz ne var?
Hep onu dinliyorum zaten dolayısıyla kötü sonuçlar doğursa da kararlarımın bana öğrettikleriyle ilgileniyorum.

13- Bir şarkı mırıldanmanızı istesek, ilk aklınıza gelen ne olur?
‘Gökyüzüne çizilmiş resimlere benzerdik, rüzgarın peşine takılan bir nefes gibiydik...’

14- Size özellikle ilham veren bir şey sorsam, ne söylerdiniz?
Hayatın kendisi, her an, her mevsim ilham dolu. Bak, bahar geldi, bundan güzel ilham kaynağı olur mu?


15 Vazgeçilmez olan neler var hayatınızda?
Göztepe sadece Şanlı Göztepe.

16- Kendinizi en çok neyi analiz ederken buluyorsunuz?
Kendimi.

17- Eğer bir kadın olsaydınız asla yapmayacağınız şey ne olurdu?
Özgürlüğümün kısıtlanmasına izin vermezdim, kendi gerçeğimi yaşardım.

18- Romantik biri misiniz? 
Bilmem manitalara sormak lazım!

19- Birlikte olduğunuz kadının aşkından emin olmaya çalışır mısınız?
Yok o öyle bir şey değil bence, akılla ilgili değil; onu ya hissedersin ya da hissetmezsin.

20- Sevdiğiniz kadın ne yaparsa sizin için tamamen bir yabancıya dönüşür?Aldatırsa, yalan söylerse.

2- 1Sizce ayrılıklar da aşka dahil  mi?
E tabii, duyguların kesin çizgileri olmuyor, geçişli oluyor ve o geçişlerin de ne kadar bulanıklaşacağını hayat öğretiyor.

22- Aşık olmaktan korkuyor musunuz?
Yoo, aksi gibi aşık olamamaktan korkmalı insan.

23- Bir kaçış planı çizmenizi istesek rotanız nasıl olurdu?
Kendinden kaçamazsın, nereye gidersen git o seninle, o yüzden kendini rüzgara bırakmak en iyisi galiba.

24- Peki, ne olursa arkanıza bakmadan kaçarsınız?
Yalan.

25- Neye asla hayır diyemezsiniz?
Hayır dedikleri belirler insanı.

26- Karakterinize dair bastırmaya çalıştığınız, gizlediğiniz bir yanınız var mı?Açık yaşamayı seviyorum, bu bazen zor olsa da insanlar yaranı görüp acıtsa da…

27 Şu anda değiştirmek istediğiniz bir şey var mı?
O kadar çok ki, bütün bu kutuplaşma, savaşlar, göçler…

28- Son 10 yılda öğrendiğiniz en önemli bilgi ne oldu?
Hiçbir şeyin imkansız olmadığı.

29- Hiç ölümü düşünüyor musunuz?
Tek gerçeklik, kim düşünmez ki?

30- Kiminle sadece bir geceliğine oda arkadaşı olmayı isterdiniz?
Turgut Uyar.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil