Sanat ruhunu heykel ve resimle besliyor

Saint Petersburg'da doğup büyüyen resim ve heykel sanatçısı Gina Ginali artık İstanbul’da. Heykellerinde mermer, polyester, bronz ve metal kullanan sanatçının en sevdiği renk ise siyah. Gina Ginali ile bugünü ve gelecek hayallerini konuştuk.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Saint Petersburg'da doğdum ve uzun yıllar orada yaşadım. Sanata ilgim küçük yaşlarda başladı. Resim çizmeye ve el becerisi gerektiren tasarımlar yapmaya başladığımda 9-10 yaşlarındaydım diyebilirim. Elbiseler dikiyor, renkli battaniyeler örüyor ve kilden kavanozlar yapıyordum. El becerisi zamanla beni heykele yöneltti ve yaşadığımız yerdeki atölyelere giderek amatör heykeller yapmaya başladım. İlerleyen yıllarda para kazanmam gerekiyordu ve sanatla olan uğraşıma ara vererek iş yaşamına girdim.

Yeteneğinizi genç yaşta keşfettiğinizi söylediniz. Becerilerinizi geliştirmek için neler yaptınız?

İş hayatına girmeme rağmen sanata olan tutkumdan hiç vazgeçmedim. Kendime ait küçücük bir atölye ortamı yarattım ve orada zaman buldukça üretmeye kendimi geliştirmeye devam ettim. Heykel konusunda alanında başarılı iki heykeltıraştan farklı zamanlarda eğitim aldım. Materyalleri nasıl kombine edeceğim konusunda bana çok şey katan bir eğitim süreciydi.

Tarzından etkilendiğiniz sanatçılar kimler?

Ivan Aivazovsky, Ilya Repin ve Amedeo Modigliani en etkilendiğim sanatçılar.

Heykel sanatının zorlukları var mı?

Fransız ressam Pierre Auguste Renoir, çarpık parmaklarına hayretle baktığında şöyle dermiş, "yetenek parmaklarından geçer". Fiziksel zorluk açısından Renoir’e hak veriyorum. Parmaklarda şiddetli ağrı, sık sık oluşan kesikler, bileklerde ve sırtta ağrılar işimin fiziksel zorluklarından sadece bir kaçı.

Heykellerinizde ne tür malzemeler kullanıyorsunuz?

Eserlerimde modern çizgilere yer vermek istiyorum ve bunu da farklı materyaller kullanarak yapıyorum. Mermer, polyester, bronz ve metal modern çizgiler yakalamama ve heykellerimin farklı görünmesine yardımcı olan materyaller.

Eserlerinizle yer aldığınız karma sergiler ya da özel organizasyonlar oldu mu?

En son sergilerimden biri Ekim 2020’de İsviçre’de, Exhibitor Portraits Art International’da gerçekleşti.

Eserlerinizi Türk sanatseverlerle buluşturacak mısınız?

Türkiye her zaman güçlü bir tarihe ve kültürel zenginliğe sahip bir ülke benim için. Farklı etnik kültürlerin bir arada olduğu bu ülkede eserlerimi sergilemek tabii ki çok istiyorum. Bu yılı bu konuda harekete geçeceğim, projelere ayıracağım.

Eserlerinizde siyah baskın bir renk, özel bir nedeni var mı?

Siyah rengin çok asil olduğunu ve çok derin duygular uynadırdığını düşünüyorum. Ben de öyle bir etkisi var. Kısacası siyah benim için bir renkten çok daha fazlası…

Nasıl bir atmosferde üretiyorsunuz?

Müzik benim olmazsa olmazım. Çalışırken genelde klasik müzik dinliyorum. Ağırlıklı olarak Chopin dinlemeyi tercih ediyorum.

Kendine bakan, özenli genç bir kadınsınız. Bu görünümü canlı tutmak için neler yapıyorsunuz?

Güzellik merkezine gitmiyorum, spor salonlarında da çok fazla zaman geçirmiyorum. Günlük kişisel bakımlarımı ihmal etmeyerek yediklerime dikkat ediyorum. Son zamanlarda kickbox’la ilgileniyorum. Enerjimi dengelememde ve fiziksel kondisyonumu sağlamam da bana yardımcı oluyor.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil