Sheconomy: Kadınlar artık ekonomiyi ve dünyayı yönetiyor

Kadınlar sadece alışveriş yapmaz, ekonomiye, teknolojiye, modaya ve daha fazlasına yön verir. Gizli süper kahramanlar olarak dünyayı derinden ama yüksek sesle fethediyoruz.

“Ekonomi” denildiğinde aklımıza çoğunlukla rakamlar, grafikler, borsa ve şirketler gelir. Peki, “Sheconomy” desek? Sheconomy yani “Kadın ekonomisi”, kadınların ekonomik güçlerinin artmasıyla ortaya çıkan yepyeni bir kavram. Biz kadınların tüketim alışkanlıkları, iş gücündeki artan payları, finansal karar verme süreçlerindeki etkileri, aslında sadece ekonomiyi değil, kültürü, modayı, teknolojiyi, hatta siyaset alanlarını bile kökten değiştiriyor.

“She” ve “Economy” kelimelerinin birleşiminden doğan bu kavram, kadınların ekonomik arenadaki yükselişini ve yarattıkları dönüşümü simgeliyor. Artık kadınlar sadece pasif tüketiciler değil, trendleri belirleyen, pazarları şekillendiren ve inovasyonu ateşleyen güçlü aktörler olarak sahnede. Sheconomy’nin yükselişiyle birlikte, markalar kadınların tercihlerine, beklentilerine ve yaşam tarzlarına özel ürünler ve hizmetler sunmaya başladı. İş dünyası, reklamcılık ve medya stratejileri, kadın odaklı bir bakış açısıyla baştan aşağı değişiyor.

Kadınların “mutluluğun ve başarının yolu sadece evlilik ve çocuk sahibi olmaktan geçer” varsayımını yıkmaları, küresel çapta toplumsal normların değişmeye başladığına da işaret ediyor.”

Sheconomy’nin anatomisi

Dünya genelinde kadınların iş gücüne katılımı giderek artıyor ve bu yükseliş, ekonominin havasını tamamen değiştiriyor. Kadınlar sadece aile bütçesine destek vermekle kalmıyor, birçok evde hane gelirinin en büyük kısmını onlar sağlıyor. Türkiye’den tutun, dünyanın dört bir yanındaki araştırmalar da gösteriyor ki, kadınlar ev ekonomisinin gerçek patronları, alışveriş kararlarının neredeyse yüzde 80’e yakınını ellerinde tutuyorlar.

Ama iş sadece rakamlarla bitmiyor, kadınların ekonomideki etkisi kaliteyle de kendini gösteriyor. Hangi ürünü alacakları, hangi markaya yönelecekleri, hatta piyasadaki trendlerin şekillenmesi tamamen onların elinde. İşte Sheconomy’nin büyüleyici gücü tam burada ortaya çıkıyor. Kadınlar sadece parayı harcayan değil, aynı zamanda pazarı yönlendiren akıllı oyuncular. Örneğin güzellik ve kozmetik sektörü yıllardır kadınların talepleriyle büyürken, artık teknolojiden otomotive, finanstan spora kadar birçok alanda kadınların etkisi daha net hissediliyor. Otomobil tasarımları bile kadınların beklentilerine göre şekilleniyor, fintech uygulamaları kadın kullanıcıların ihtiyaçlarını önceliklendiriyor. Ve tabii ki, iş gücüne katılım arttıkça kadınların finansal bağımsızlığı da parmakla gösterilecek seviyeye geliyor. Kadın girişimciler, yatırımcılar, CEO’lar, ekonomide söz sahibi olan bu güçlü kadın ordusu, dünyayı kendi tarzlarında yönetmeye devam ediyor.

Hem bekar hem çocuksuz

Sheconomy’nin en ilgi çekici yanlarından biri, kadınların giderek artan oranda bekar ve çocuksuz yaşamı tercih etmeleri. Bu tercihler hala pek çok toplumumuzda tabularla, geleneksel beklentilerle karşılaşıyor. Kadınların “mutluluğun ve başarının yolu sadece evlilik ve çocuk sahibi olmaktan geçer” varsayımını yıkmaları, sadece bireysel bir seçim değil, küresel çapta toplumsal normların değişmeye başladığına da işaret ediyor.

Morgan Stanley’nin araştırmaları, 2030 yılına kadar 25-44 yaş arası kadınların yaklaşık yüzde 45’inin bekar ve çocuksuz olacağını öngörüyor. Bu, önceki yıllara göre önemli bir artış ve kadınların yaşamlarını nasıl istedikleri gibi kurduklarının somut bir göstergesi. Kadınlar, kariyerlerine odaklanıyor, kendi finansal bağımsızlıklarını inşa ediyor ve geleneksel rollerin çok ötesinde bir hayat yaşıyorlar. Bekar ve çocuksuz kadınlar, birçok alanda ekonomik hareketlilikte öncü. Seyahat, teknoloji, kişisel bakım ve moda gibi sektörlerde harcamaları, evli ve çocuklu kadınlara kıyasla daha yüksek. Çünkü bu kadınlar, zamanlarını ve kaynaklarını kendilerine yatırım yapmak, deneyimlemek ve özgürce seçim yapmak için kullanıyor.

Fotoğraf: GettyImages

Güney Kore’de isyan var!

Güney Kore’de ortaya çıkan ve hızla yayılan 4B Hareketi, modern kadının geleneksel kalıplara meydan okuyan güçlü bir ifadesi olarak doğdu. 4B ifadesi, bekar kalmak, bebek istememek, bağlılığı kabul etmemek ve erkeklerle ilişkiyi reddetmek anlamına geliyor. Bu hareket, kadınların hayatlarını toplumun dayattığı evlilik, çocuk sahibi olma ve heteroseksüel ilişkiler gibi normların dışında, kendi tercihleriyle ve özgürce şekillendirme isteği açığa vuruyor.

4B kadınları, ekonomik bağımsızlık, kariyer ve kişisel tatminin öncelikli olduğu bir yaşamı savunuyor. Toplumsal beklentilere karşı durarak kendi mutluluk tanımlarını oluşturuyorlar. Bu hareketin arkasında, özellikle Kore toplumundaki kadınlara yönelik baskıcı normlar, cinsiyet eşitsizliği ve geleneksel aile yapısına zorlayıcı beklentiler yatıyor. Güney Koreli kadınların bu çağrısına diğer ülkelerdeki birçok kadın destek verdi, örnek olarak gösterildiler. Onları eleştirenler, abarttıklarını düşünenlerse erkeklerden başkası değil maalesef.

"Güney Kore’de ortaya çıkan ve hızla yayılan 4B Hareketi, modern kadının geleneksel kalıplara meydan okuyan güçlü bir ifadesi olarak doğdu.”

Tüm bu ilerlemelere rağmen, bekar ve çocuksuz kadınların tercihleri hala birçok yerde önyargılarla karşılaşıyor. “Kadınlar evlenmeli, çocuk sahibi olmalı” algısı kolay kolay kırılmıyor çünkü köklü kültürel kalıplar derinlere işlemiş durumda. Ancak Sheconomy’nin kadın profili, özgür, kendi ayakları üzerinde duran, ekonomik gücü ve tercihleriyle dünyayı şekillendiren bir güç olarak karşımıza çıkıyor.

Dijital çağın kahramanları

Bir zamanlar teknoloji dünyası “erkeklerin oyuncağı” gibi görünürdü. Şimdi mi? Kadın mühendisler ve tasarımcılar sahnede, ürünleri hem şık hem de akıllı hale getiriyor. Birçok önemli teknoloji markası, kadınların dokunuşu olmadan inovasyonun eksik kaldığını fark etti. Hatta bazen erkeklerden daha iyi anladığımız bir gerçek.

Eğlence sektöründe ise Sheconomy etkisi adeta dijital platformlar kadın izleyicilerin kalbini kazanacak hikayeler için adeta yarış halinde. Güçlü kadın karakterler, klişe aşk hikayelerinin önüne geçiyor. The Queen’s Gambit gibi yapımlar, satranç gibi niş bir alanı bile popüler kültür ikonuna dönüştürüyor. Üstelik bu, yalnızca eğlence değil, kadınların kendi hikayelerini, kendi bakış açılarıyla izlemek istemelerinin yüksek sesli bir manifestosu. İster kod satırlarında ister kamera önünde olsun, kadınlar artık sadece izleyen değil, yöneten, üreten ve dönüştüren konumunda.

Fotoğraf: GettyImages
Yves Saint Laurent, kadınların erkeklerin moda kurallarıyla “giydirilmesi” anlayışına meydan okuyarak Le Smoking smokin takımını tasarladı.”

“Le Smoking” özgürlüğü

Moda ve güzellik sektörü ise Sheconomy’nin değişen yüzünü en net yansıtan alanlardan biri. Eskiden moda devleri kadınların ne istediğine dar kalıplarla karar verirken, artık sürdürülebilirlik, etik üretim ve beden çeşitliliği gibi kavramlar kadın tüketicilerin güçlü baskısıyla koleksiyonların merkezine yerleşti.

Moda dünyasının efsanevi ismi Yves Saint Laurent, kadın modasında bir dönüm noktasına imza attı. Ünlü tasarımcı, kadınların erkeklerin moda kurallarıyla “giydirilmesi” anlayışına da meydan okuyarak onların kendi güçlerini, özgürlüklerini ve kimliklerini yansıtabilecekleri bir moda anlayışını savundu. 1966 yılında tasarladığı Le Smoking smokin takımı, o dönemde kadın modası çoğunlukla ya feminen ve kısıtlayıcı kalıplarla ya da erkeklerin gözünden kadınlara biçilen rollere sıkışmışken, Yves Saint Laurent kadınlara kendi stilini yaratma cesareti verdi. YSL, kadınların erkeklerin dayattığı kalıplarda sıkışmasının, onların potansiyellerini ve özgürlüklerini sınırladığını fark etmişti. Bu nedenle kadın modasını erkek bakış açısından kurtarmayı, kadınların kendi istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeyi amaçladı. Tasarımlarıyla kadınlara “Kendi kurallarını sen yazarsın” mesajını verdi. Bugün Sheconomy’nin yükselişinde de benzer bir ruh var. Kadınlar artık sadece erkeklerin çizdiği kalıplara uymak zorunda değiller. Kendi ekonomik güçlerini, tercihlerini ve hayat tarzlarını özgürce belirleyerek dünyayı değiştiriyorlar.

“She” ve “Economy” kelimelerinin birleşiminden doğan bu kavram, kadınların ekonomik arenadaki yükselişini ve yarattıkları dönüşümü simgeliyor.

“Kız gibi” ama gururla

Kadınların sevdiği şeylerin, toplumun geri kalanı özellikle de erkek egemen kültür tarafından küçümsenmesi yeni bir mesele değil. Romantik komediler mi izliyorsun? Hafif. Kendi bakımına mı önem veriyorsun? Abartı. Moda trendlerini mi takip ediyorsun? Gereksiz. Oysa bu alanlarda kadınlar yalnızca birer tüketici değil, trendleri belirleyen, milyar dolarlık endüstriler inşa eden birer güç merkezi.

Sex and the City’nin efsanevi dörtlüsü, şehirde bağımsız bir kadın hayatının nasıl olabileceğini 90’larda tüm dünyaya gösterdi. Ancak üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala bu tarz diziler, bazı kesimlerce fazla gösterişli veya gerçeklikten uzak bulunuyor. Aynı şekilde, YouTube’da milyonlarca takipçiye sahip güzellik vlogger’ları, hala “boş işlerle uğraşmakla” suçlanırken, gerçekte bu içerikler kadınlar için yaratıcılık, finansal özgürlük ve girişimciliğin yepyeni yollarını açıyor. Yıllar sonra Türkiye’de bir kız grubunun kurulması bile “erko”ları rahatsız etti.

Bu önyargıların bir ayağı, erkek egemen alanlarda kadınların varlığını istisna gibi görme alışkanlığında yatıyor. Futbol tribünlerinde kadın taraftarların artması, e-sporda kadın oyuncuların yükselişi ya da Twitch’te kadın yayıncıların kitleler toplaması bazı zihinlerde “şaşırtıcı haber” kategorisinde. Pembe rengin hala fazla feminen bulunması, hatta regl üzerine konuşmanın bazı çevrelerde tabu olması bunun kanıtı.

"Pembenin aşırı feminen olarak görülmesi, regl hakkında konuşmanın bazı çevrelerde tabu sayılması ve erkeklerin kadınların varlığını istisna olarak değerlendirmesi yer alıyor.”

Dünyayı kızlar yönetiyor

Sheconomy, kadınların ekonomide ve sosyal hayatta yarattığı dalgayı artık fırtınaya çevirdi. Kadınlar yalnızca alışveriş sepetinin değil, pazarın gidişatının, trendlerin yönünün ve kültürel kodların mimarı. Moda podyumlarından teknoloji fuarlarına, spor sahalarından girişimcilik ekosistemine kadar her yerde kadın dokunuşu hissediliyor.

Elbette bu yükselişin önünde hala bazı toplumsal dirençler var. Bekar ve çocuksuz yaşam tercihlerinden, kadınların güçlü ve bağımsız duruşlarının “fazla iddialı” bulunmasına kadar uzanan önyargılar hala gündemde. Ancak bu, Sheconomy’nin temposunu düşürmüyor. Çünkü kadınların gücü yalnızca rakamlarla ölçülmüyor. Fikirleriyle, tarzlarıyla, tercihleriyle ve yaşam biçimleriyle dünyayı dönüştürüyorlar. Ve evet, Beyoncé’nin meşhur sorusunun cevabı hala geçerli:
Dünyayı kim yönetiyor? Kızlar!

Utangaç mı ilgisiz mi? Utangaç bir erkeği anlamanın 24 yolu Vücut tipine göre giyinme rehberi Yılbaşı Mezeleri: Yılbaşı için birbirinden güzel 28 meze tarifi Kader matrisi numaraları ne anlatır? Uyumluluğa nasıl bakılır? IMDb’nin zirvesindeki 30 efsane yabancı dizi Kimler Geldi Kimler Geçti 2. sezon Leyla'nın takılarını bulduk!