Sık sorulan klişe sorular

Toplum dediğimiz kalabalık insan topluluklarının binlerce yıl sonra ulaştığı nokta, fazla soru sorma hastalığı olarak nitelendirilebilir. Herkes merak içinde yeterli samimiyet geliştirdiği kişilerin ince detaylarına kadar sorup, soruşturur ve yamuk bir gülümsemeyle keyfi yerinde yastığa başını koyar. Her soru bir yardım çığlığıdır diyelim ve sorulara göz atalım. Ayrıca size ne!

Tarzın ne?
Tarz sahibi olmak, son dönemlerde ortaya çıkan garip bir insanlık hali. Herkesin içinde yatan yargılayıcı duyguların tavana vurmasına sebep olan televizyon programları da bu garipliği köpürtüp duruyor. Sonunda en yakın arkadaşınızın bile sizin kareli gömlekleri sevip sevmediğinize dair bir fikri olmadığını anlıyorsunuz.



Hamile misin?
Bu vahim soruyla azıcık kilolu görünen her kadın karşılaşmıştır. Otobüste yer vermeye çalışanı mı ararsınız, bir kafede içtiğinize karışanı mı. Daha da ilginci gerçekten hamile olan biri niye bu süper haberi sizinle istemediği bir yerde, istemediği bir şekilde paylaşsın ki. Ama merak çanları çalıyor, durmuyor.



Dünyaya bir daha gelsen ne olurdun?
Aslında cevabı basit, insan. Bu soruyu soranlar bekliyor ki ağzımızdan bir meslek grubu çıksın. Çünkü soran kişi kendi yaptıklarından mutlu değil ve sizden bir destek bulabilmek umuduyla bu soruyu en anlamsız zamanlarda, kahvenizi yudumlarken, araba kullanırken ya da plajda güneşlenirken sormaktan çekinmiyor. Cevaplar umarım bekledikleri tatmini sağlıyordur.



Nerelisin?
Bizim insanımız için olmazsa olmaz bilgi nereli olduğumuzdur. Ayrıca 1.000 km’ye kadar da herkesin hemşeri denilen tuhaf bir gruba dahil edilebilme şansı olduğunu biliyoruz. Bu durumda en elit ortamlardan, en salaş kahve masalarına kadar birbiriyle tanışan her Türk insanının ilk sorusuna yer açalım. İçimiz rahat etmez çünkü. Belki de bizim yengenin köyünden falan çıkarsınız. Konuşacak konu çıkar, kim bilir.



Çocukken ne olmak isterdin?
Sonsuz cevap hakkınız olsa bile asla cevaplarınızın bitmeyeceği bir soru daha. Çocuk dediğin bir gün doktor olur, bir gün müzisyen, bir gün de astronot. Sonra bu cevapları duyan aile büyükleri itinayla bir kalıp hazırlar ve bu kararsız çocuğu bir kaç yıl içinde vatana millete hayırlı bir işletmeci, mühendis ya da ofis çalışanı haline gelmesi için içine sokar. Siz de bu kalıptan çıkıp herkesle aynı göründüğünüzü fark ederek bu garip soruları sormaya başlarsınız. Cevaplar yine sonsuz bir deryada kaybolur, gider.



Çabuk sinirlenen biri misin?
Bu soruyu genellikle iş görüşmelerinde ya da ilk defa yemeğe çıktığınız bir randevuda duyabilirsiniz. Çünkü karşı taraf bir kaçış yolu aramaktadır. Olur da işler istendiği gibi gitmediğinde karşılarında teatral bir düzende arda ardına sıralanmış yüksek tonda cümleler görmek istemezler. Ama çabuk sinirlenen biriyseniz, memleket hudutlarında size her zaman geçiş serbest. Rahat olun.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil