Boşanma, cinsellik ve mahkeme

Tabii evlilik ve cinsellik gibi kapalı kapılar arkasında yaşanan olayların ispatı zor olabilse de imkansız değil. Önemli olan boşanma sebebini, net, açık ve dürüst biçimde ortaya koyabilmek.

Türk toplumu, cinselliğin evlilik içinde ve hatta dışında birincil unsurlardan bir tanesi olduğunu bilse de henüz cinsel sorunlarını açık biçimde konuşmaya hazır değil. Boşanma davalarına bakıldığında gerek anlaşmalı gerek çekişmeli olsun -yani tarafların birbirlerine ithamlarda bulunduğu ve bunları ispatlamaya çalıştığı uzun zaman alan davalarda- çiftlerin cinsel hayatlarının artık tamamen sona ermiş olduğu rahatlıkla görülebiliyor.

Anlaşmalı boşanmalarda cinselliğin bitişi taraflar açısından sorun teşkil etmiyor çünkü boşanma aşamasında ne tür sorunlar yaşandığı konuşulmuyor, kusurlar ortaya saçılmıyor. Taraflar sadece şiddetli geçimsizliği gerekçe gösteriyor ve nafaka, tazminat, kişisel eşyaların teslimi; varsa çocukların velayeti ve hangi ebeveynin çocukla ne zaman nasıl nerede görüşeceği gibi konularda uzlaşıp bunları imza altına alıyor. Haliyle mahkemeye deşecek çok da bir şey kalmıyor. Anlaşmalı boşanma davalarında hazırlanan protokol hakim tarafından onaylanıyor ve o şekliyle icra ediliyor.

Ama çekişmeli boşanma davalarında olay öyle cereyan etmiyor. Taraflar birbirlerine karşı bazen acımasız iddialarda bulunabiliyor. Dava süresince, senelerdir evin içerisinde yaşanan mahrem diyebileceğimiz ne varsa ortaya dökülüyor. Eşler zaman zaman birbirlerinin, başkalarının duymasını asla istemeyeceği komplekslerini, korkularını, kusurlarını gündeme getirebiliyor. Bu da çekişmeli boşanma davalarını boşanmak isteyenler gözünde korkutucu kılıyor.

Unutulmamalı ki herkes gerçek olan ya da olmayan tüm hususları dile getirebilir. Sadece bu konuşulanların sinir bozucu tarafına hazırlıklı olmak gerekiyor. Çünkü boşanma davaları ceza davaları gibi içinde son derece duygu barındıran, olayların sürekli değiştiği, geliştiği, kavgaların bitmek bilmediği davalar. Önemli olan ortaya atılan savın doğrulanması, ispat edilmesi. Davayı, haklı olan değil, iddiasını ispat edebilen kazanır.

Tabii evlilik ve cinsellik gibi kapalı kapılar arkasında yaşanan olayların ispatı zor olabilse de imkansız değil. Önemli olan boşanma sebebini, net, açık ve dürüst biçimde ortaya koyabilmek. Bunun için öncelikle neyin bir boşanma sebebi olacağını, bunun nasıl ispat edilmesi gerektiğini ya da nasıl bir ispat şartı arandığını bilmek ve bunu ortaya koymaktan çekinmemek gerekir.

Buradan yola çıkarak ilk soruya cevap arayabiliriz; cinsellikte ne, bir boşanma sebebi olabilir?
Bu sorunun bir tek yanıtı yok ama temel bir mantığı var: İnsanlar mutlu olmak için evlenir. Karı-koca duygusal ve cinsel tatmini birbirinde bulur, birbirine yol arkadaşı olur ve arzu ederlerse -en basit haliyle- ürer. Hukuka göre, bunlardan bir tanesini artık birlikte yapmak istemediğiniz insanla birlikte olmak zorunda değilsinizdir. Hukuk, mantıklı bir arkadaştır ve sizi mutsuz olduğunuz durumlardan çıkarmak için gerekli tüm düzenlemeleri yapmıştır. Sadece toplum baskısı sizi mutsuz olduğunuz yerde kalmaya zorlar. İşte bu yüzden evliliğe dair kalıpyargıların hukuktan değil toplumun aşağılık kompleksinden beslendiğini unutmamak gerekiyor.

Yani bizi mutsuz eden pek çok mantıklı şey boşanma sebebi olabilir. İşin özü, kişinin kendisinden bu evliliği devam ettirmesinin beklenip beklenmemesi. Örneğin sürekli alkol alan, sigara içen, dişlerini fırçalamayan ve ağır biçimde tütün kokan bir kadın ya da erkek ile birlikte olmak istememek hukuk önünde geçerli bir boşanma sebebidir. Yine benzer şekilde, kimse hijyenine dikkat etmeyen bir eş ile yaşamak zorunda değil. Bir tarafın sürekli uykusuzluğuna sebep olacak biçimde horlayan birisinden ayrılmak istemeyi, uykusuzluğun neden olduğu sürekli gerginlik nedeniyle hayat standardının düşmesi gerekçesiyle hakim geçerli bir neden olarak kabul edebilir. Kısacası, evlilik -evlenirken ölene dek yemini edilse de- medeni haklar sayesinde kimsenin ölmesini beklemek zorunda kalmadan, geçerli nedenlerin varlığında rahatlıkla sona erdirebileceğiniz bir hukuki işlemdir.

Cinsellik ise, evliliğin sonlandırılmasında önemli rol oynayan boşanma sebeplerinden biri. Cinselliğin bitmesi bir sebep olabildiği gibi olağanın dışında, sürekli ilişkiye girme talebi de boşanma sebebi olabiliyor.
Peki bu kadar özel olan bu konuları kime nasıl açacağız? 

Kime güveneceğiz? Hangi konuyu gündeme getireceğiz? Mesela kadın açısından boşanma nedeni erken boşalma ise davada bunu nasıl ortaya koyacağız? Ya da karşı tarafın uykusunu kaçıracak derecede kokan bir eşe açılacak boşanma davasında bunu nasıl anlatacağız? Bunlar çok mu garip? Ayıp mı? Gülünç mü ya da acınası mı?
Elbette hayır.
Ne ayıp ne komik... Son derece insani ve normal. Adliyelerde çok sık görülen, duyulan, tanıklık edilen konular var: Boşanma, ihanet, tecavüz, cinayet, alacak verecek, dolandırıcılık, sahtecilik, babalık davaları…

Adliyedeki memurlar, hakim savcılar, polis ve avukatlar, pek çok kişinin duyarken tüylerinin diken diken olacağı hikayeleri yaşayan insanlarla birebir ilişki kuruyor. Onların içinde bulundukları mağduriyetleri beraber yaşıyor ya da suçlarına tanıklık ediyorlar. O nedenle onlardan çekinmemek, anlattığınız ya da anlatacağınız şeyleri garipsemeyeceklerini bilmeniz gerekir.

Ben, artık ülkemizde insanların hukuku, tıbbı gördükleri gibi görmelerini arzu ediyorum. Nasıl ki bir hekim karşısında soyunurken utanmıyor ya da ürolog veya kadın doğum uzmanına muayeneye gittiğimizde ağrımızı sızımızı söylerken çekinmiyorsak bir avukata gittiğimizde de olayları tüm çıplaklığıyla anlatabilmemiz gerekiyor.

Çünkü vekalet ilişkisi temeli güvene dayalı bir ilişkidir. Avukat ve müvekkil arasında sınırlar, duvarlar olmaz. Olayların en kötü halinin bile avukata anlatılması gerekir ki avukat müvekkiline ne yapılabileceğini ya da yapılamayacağını objektif biçimde açıklayabilsin. Bu nedenle cinsel konuların avukatlara ve mahkemeye aktarılması da vatandaşlar için kesinlikle sorun olmamalı. Örneklemek gerekirse, özellikle ceza dosyalarında tecavüz dosyalarının ifade ve iddianamelerinde her şey tüm çıplaklığıyla anlatılır. Olay ne zaman nerede gerçekleşti; öncesinde ne oldu sonrasında ne oldu; hatta bazen şantaj dosyalarında videolar açılır polis, savcı, avukat birlikte izlenir, “Bu siz misiniz?” diye sorulur, görüntülere bakılır. Burada bir erotizm yoktur. Kendisine bir seks kasediyle şantaj yapılan kişinin bu kasedi polis ve savcı eşliğinde işlemesinde utanmasını gerektirecek hiçbir şey yoktur. Çünkü polis için de savcı için de ortada mağduriyetinin giderilmesini bekleyen bir vatandaş ve izlenmiş bir suç vardır. Tekrar etmek gerekirse, ameliyatınızı yapan hekimden nasıl utanmıyor ondan bir şey saklamıyorsanız davanızı yürüten avukatınızdan da aynı biçimde utanmayacaksınız.

Utanmadığınız gibi elbette yalan da söylemeyeceksiniz. Zaman zaman, avukatını bir hikayeye inandırdığında hakimi de inandırabileceğini düşünenler ya da anlattığı hikayenin inandırıcı olduğuna kanaat getirenler, gerçek olmayan iddialarla ispat olmadan kazanabileceğini sanabiliyorlar. Ama bu kolay bir şey değil. Çünkü eşinizin erken boşalma sorunu olduğunu iddia ederseniz, hakim eşinizi hastaneye sevk eder ve erken boşalıp boşalmadığı konusunda rapor ister. Ya da velayet davasında karınızın akli dengesinin yerinde olmadığını iddia ederseniz hakim karınızı bir devlet hastanenin psikiyatri  bölümüne sevk eder ve akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor ister. Rapor söylediklerinizi doğrularsa ne ala. Fakat söyledikleriniz doğrulanmadığında da boşanma gerekçeleriniz çürütülüyor ya da -duruma göre- kusur oranınız değişiyor demektir.

Sonuç olarak mahkemede anlatılan her şey resmidir. Bir çiftin cinsel sorunları mahkeme açısından bir dedikodu malzemesi ya da aşırı ilginç bir olay değildir. Mahkemelerde, sizin davanız gibi on binlerce dava olduğunu ve yaşadıklarınızın son derece sıradan ve insana dair olduğunu unutmayın. Yargı mensupları, sadece hangi tarafın iddiasını ispatladığına hangisinin daha doğru söylediğine bakarak adaleti tesis etmeye çalışır. Bu nedenle boşanma en mahrem gerekçeye dahi dayansa adalet önünde utanç duymamak gerekir.

Tüm bunları özümsedikten sonra harekete geçildiğinde yapılması gereken öncelikli şey güven ilişkisinin kurulabileceği bir avukat ile görüşmek ve tüm yaşananları eksiksiz anlatmak. Anlaşmalı biçimde boşanmak her zaman daha kısa, kolay ve sancısız olsa da istediklerinizi alamadığınızda çekişmeli boşanmadan korkmayın ve yaşananların anlatılmasının prosedürün bir parçası olduğunu bilin.

İçinizde huzursuzluğunu hissettiğiniz şeyleri deştiğinizde bunun evlilik içi cinsel şiddetin, psikolojik şiddetin ya da ekonomik, dijital şiddetin bir parçası olduğunu keşfedeceğinize eminim. Bu yüzden her zaman iç sesinize kulak verin ve mutsuzluğunuzu örtbas etmeyin; doğru kaynaktan doğru bilgi, hukukun bir bilim olduğu ve adliyenin hepimizin dert kapısı olduğu gerçeği ve güven duyacağınız bir avukat ile yapamayacağınız şey yok. Yolunuz açık olsun.

Tüm yazılarını göster